Danıştay Kararı 15. Daire 2014/7434 E. 2018/1421 K. 13.02.2018 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2014/7434 E.  ,  2018/1421 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2014/7434
Karar No : 2018/1421

Temyiz Eden (Davacı) :
Karşı Taraf (Davalı) :
Vekili :

İstemin Özeti : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı kararının, hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti :Savunma verilmemiştir.
Düşüncesi : Temyiz istemine konu Mahkeme kararının bozulması gerektiği savunulmaktadır.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce; tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava; davacı tarafından, … İli, … İlçesi, … Köyü’nde ikamet etmekte iken meydana gelen terör olayları nedeniyle göç etmek zorunda kaldığından bahisle uğradığı ileri sürülen zararın tazmini amacıyla 5233 sayılı Kanun uyarınca yapılan başvuru neticesinde, ihtilaflı taşınmazlar yönünden mahkeme süreci devam ettiğinden geri kalan arazi değerlendirmeye alınarak belirlenen miktar üzerinden sulhname imzalandıktan sonra, ihtilaflı taşınmaza ilişkin mahkeme kararı sonuçlandıktan sonra davacı adına tapuya tescil edilen … ada … parsel no’lu taşınmazda oluşan zararın tazmini istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesi’nce; davacı tarafından, … İli, … İlçesi, … Köyü’nde ikamet etmekte iken meydana gelen terör olayları nedeniyle göç etmek zorunda kaldığından bahisle uğradığı ileri sürülen zararın 5233 sayılı Kanun uyarınca tazmini istemiyle yapılan başvuru neticesinde davacıya 34.000,00-TL ödenmesine karar verilerek konuya ilişkin sulhnamenin 20/11/2007 tarihinde imzalanıp 14/12/2007 tarihli “Olur”u ile onaylandığı, taraflar arasındaki ihtilafın sulhname imzalanmak suretiyle ortadan kalkmış olması nedeniyle dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından, anılan İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun’un 12. maddesi ile, Kanun kapsamındaki maddi zararların sulhen karşılanması için özel bir usul öngörülmüştür. Buna göre, Kanunda belirtilen süreler içinde ilgili valiliklere yapılan başvurular, valilikler nezdinde oluşturulan komisyonlarca değerlendirmeye tâbi tutulmakta ve başvuranın zarara uğradığı sonucuna varılması halinde saptanan zararın ödenmesine karar verilerek bu miktar üzerinden düzenlenen sulhname tasarısı davet yazısı ile birlikte hak sahibine tebliğ edilmektedir. Davet üzerine gelen hak sahibi veya yetkili temsilcisinin sulhname tasarısını kabul etmesi halinde, bu tasarının kendisi veya yetkili temsilcisi ve komisyon başkanı tarafından imzalanacağı belirtilmiş, maddenin son fıkrasında da sulh yoluyla çözülemeyen uyuşmazlıklarda ise ilgililerin yargı yoluna başvurma haklarının saklı olduğu hükme bağlanmıştır.
Anılan 12. maddenin gerekçesinde ise “… Hukukumuzda feragat, kabul ve sulh gibi işlemler, görülmekte olan davaları sona erdiren işlemlerdir. Sulh işlemi, dava öncesi yapılmışsa dava açılmasını engelleyici özelliktedir. Sulh işlemine rağmen dava açılırsa bu durum itiraz olarak ileri sürülebilir ve dava ortadan kaldırılır. Böylece dostane bir çözüm şekli olan sulh bağlayıcı niteliktedir.” şeklinde açıklamalara yer verilmiştir.
5233 sayılı Kanun’un yukarıda aktarılan amacı, gerekçesi ve 12. madde metninin birlikte değerlendirilmesinden; sulhnamenin imzalanmasından sonra dava açılmasına hukuki olanak bulunmamaktadır.
Dosyanın incelenmesinden; davacı tarafından 08/11/2004 tarihli dilekçe ile … İli, … İlçesi, … Köyü’nden terör olayları nedeniyle göç etmek zorunda kaldığından bahisle uğradığını ileri sürdüğü zararın 5233 sayılı Kanun uyarınca tazmini istemiyle başvuru yapıldığı, … İli, … İlçesi, … Köyü’nde yapılan kadastro çalışması sırasında davacı adına tespit gören … ada … parsel no’lu taşınmazın orman vasfına haiz olduğundan bahisle … Orman İşletme Müdürlüğü tarafından 17/12/2004 tarihinde kadastro tespitinin iptali ile anılan taşınmazın hazine adına tapuya tesciline karar verilmesi istemiyle … Kadastro Mahkemesi’nde dava açıldığı, 5233 sayılı Kanun uyarınca davacı tarafından yapılan başvuru üzerine 21/04/2006 tarihinde davacı vekilinin de katılımı ile mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapıldığı, Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Komisyon Başkanlığı’nın 12/02/2007 tarih ve 332 sayılı yazısı ile … ada … parsel no’lu taşınmaza ilişkin kadastro işleminin dava açıldığı için kesinleşmediğinin tespit edildiği belirtilerek, anılan taşınmazla ilgili davanın taraflarının ve davanın hangi aşamada bulunduğunun … Kadastro Mahkemesi’nden sorulduğu, dosyanın yetkisizlik kararı ile … Kadastro Mahkemesi’ne gönderildiğinin bildirilmesi üzerine, Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zarar Tespit Komisyonu Başkanlığı’nın 01/03/2007 tarih ve 531 sayılı yazısı ile … Köyü … ada … parsel no’lu taşınmaz ile ilgili davanın taraflarının ve hangi aşamada bulunduğunun … Kadastro Mahkemesi’nden sorulduğu, … Kadastro Mahkemesi’nin 05/03/2007 tarih ve Muhabere No: 207/19 sayılı yazısı ile, … ada … parsel no’lu taşınmazın yapılan yargılama sonucunda … tarih ve … sayılı karar ile orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verildiği, kararın tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz incelemesi yapılmak üzere ilgili Yargıtay Dairesi’ne gönderildiğinin belirtildiği, Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zarar Tespit Komisyonu’nun 02/11/2007 tarih ve 2007/3-1129 sayılı işlemiyle, mahkeme süreci devam ettiği ve inceleme süresi dolmak üzere olduğu için geri kalan arazi değerlendirmeye alınarak komisyon takdiri ile davacıya 34.000,00-TL ödenmesine karar verildiği, anılan miktar üzerinden 20/11/2007 tarihinde davacı vekili tarafından sulhnamenin imzalandığı, 14/12/2007 tarihli “Olur”u ile sulhnamenin onaylandığı ve anılan miktarın davacıya ödendiği, … ada … parsel no’lu taşınmaz ile ilgili yapılan yargılama sonucunda … Kadastro Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı kararı ile … ada … parsel no’lu taşınmazın kısmen davacı adına tarla vasfı ile tapuya kayıt ve tesciline karar verildiği, anılan kararın kesinleşerek … ada … parsel numarası altında davacı adına tapuya tescil edildiği, davacı tarafından, 21/12/2010 tarihli dilekçe ile … ada … no’lu parselin itirazlı olması ve davanın uzun sürmesi nedeniyle sözkonusu parsele ilişkin kararın dava sonuçlandıktan sonra karara bağlanmasına ve diğer zararların ödenmesine karar verildiği, anılan parselle ilgili itirazın sonuçlandığı ve dava konusu parselin kısmen davacı adına tapuya tescil edildiği belirtilerek … ada … no’lu parselde oluşan zararın tazmini istemiyle başvuru yapıldığı, başvurunun 01/04/2011 tarih ve 2011/3-1263 sayılı Zarar Tespit Komisyonu işlemiyle konuyla ilgili sulhname imzalandığından bahisle reddi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Temyiz istemine konu Mahkeme kararı ile, 5233 sayılı Kanun uyarınca davacı tarafından sulhname imzalandığı, sulhnamenin imzalanması nedeniyle uyuşmazlığın ortadan kalktığı, bu nedenle dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Olayda, sulhnameye konu 2007 tarihli Komisyon kararında, ihtilaflı taşınmaz açısından mahkeme sürecinin devam ettiği, komisyona yapılan başvurunun inceleme süresinin dolmak üzere olduğu, bu nedenle geri kalan arazi değerlendirmeye alınarak karar verildiği belirtilmiştir. Davacı da 2007 tarihli Komisyon kararına istinaden, işlem tarihindeki hukuki durum uyarınca sulhname imzalamış ve parasını almıştır. Kadastro tespiti sonucu davacı adına tespit edilen ve yargılama süreci devam eden …ada … parsel no’lu (2007 tarihli Komisyon kararında değerlendirmeye alınmayan) taşınmaz ile ilgili yargılama sonucunda anılan taşınmazın kısmen davacı adına tapuya tescil edilmesine karar verilmiş ve taşınmaz … ada … parsel numarası altında davacı adına tapuya tescil edilmiştir. Sulhnameye konu Komisyon kararında, açıkça anılan taşınmazla ilgili yargılama süreci devam ettiğinden bahisle anılan taşınmazın değerlendirmeye alınmaksızın işlem tesis edildiği belirtilmiş, davacı da işlem tarihindeki hukuki durum uyarınca sulhname imzalamış ancak sonradan oluşan yeni hukuki durum nedeniyle … ada … parsel no’lu taşınmaz ile ilgili zararının tazmini isteminde bulunmuştur.
Bu durumda, yargılama sonucu oluşan bu hukuki durum dikkate alındığında, davacı tarafından komisyona yapılan başvurunun 5233 sayılı Kanun uyarınca değerlendirilerek, 2007 yılı Komisyon kararında yargılama süreci devam ettiği ve başvuruyu inceleme süresi dolmak üzere olduğu için değerlendirmeye alınmayan … ada … no’lu parsel (kadastro mahkemesi kararı sonucu bu numarayı almıştır.) ile ilgili zarar hesabı yapılması gerekirken, başvurunun sulhname imzalandığı gerekçesiyle reddedilmesinde hukuka uyarlık, davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18/06/2014 tarih ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.