Danıştay Kararı 15. Daire 2014/6858 E. 2016/246 K. 26.01.2016 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2014/6858 E.  ,  2016/246 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2014/6858
Karar No : 2016/246

Davacı :
Davalılar : 1-
Vekilleri : Av.
2-
Vekilleri :

Davanın Özeti : Eczane sahibi davacı hakkında “tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içerisinde 4 adet ikinci eczacı çalıştırması”na ilişkin 03.09.2014 tarih ve 859 sayılı işlem ve bu işleme hukuki dayanak olarak gösterilen 12.04.2014 tarih ve 28970 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Yönetmeliğin 16. maddesinin iptaline karar verilmesi istenilmektedir.
‘nın Savunmasının Özeti : Dava konusu Yönetmeliği çıkaran, özel bütçeli, kamu tüzel kişiliğini haiz ayrı bir kamu idaresi olan Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu husumetiyle davanın görülmesi gerektiği, Yönetmeliğin hazırlanmasına dahli bulunmayan Bakanlığın davalı mevkiinden çıkarılması gerektiği savunulmaktadır.
Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’nun Savunmasının Özeti:Usul yönünden, dava konusu Yönetmeliğin, 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 40.maddesi ve 6197 sayılı Kanuna dayanılarak Kurumca hazırlandığı, uygulanmasına ilişkin iş ve işlemlerin Kurum tarafından yürütüldüğü, ‘nın hasım mevkiinden çıkarılarak davanın münhasıran düzenlemeyi yapan Kurum husumeti ile görülmesi gerektiği; esas yönünden, Yönetmeliğin 16.maddesinin 1.fıkrasına ilişkin olarak, 6197 sayılı Kanun’un 5’inci maddesinin sekizinci fıkrasında reçete sayısı ve/veya ciro kriterleri esas alınarak ikinci eczacı çalıştırılmasının zorunlu olduğu hükmünün düzenlendiği, Kurum tarafından Türk Eczacıları Birliğinin de görüşleri değerlendirilmek suretiyle cironun esas alınması ve zorunluluk limitinin üç milyon Türk Lirası olarak belirlenmesinin kararlaştırıldığı, bu rakamın belirlenmesinin idarenin takdir yetkisine giren bir husus olduğu ve iptalinin yerindelik denetimi mahiyetinde olacağı, ayrıca bu rakamın belirlenirken eczacılara istihdam imkanı yaratmaya ve serbest eczane işleten eczacıların da menfaatleri hususunda makul bir denge oluşturulmaya çalışıldığı, serbest eczanesi bulunmayan eczacıların ikinci eczacılık yanında gerek kamu gerekse özel hastane eczacılığı yapabilecekleri gibi ilaç üretim merkezi, kozmetik imalathanesi veya ilaç ar-ge merkezlerinde çalışmalarına yasal engel bulunmadığından çalışabilecekleri; Yönetmeliğin 16.maddesinin 2.fıkrasına ilişkin olarak, idarenin mevzuatın uygulanmasının sağlanması yönünde görevi olduğu, bu bağlamda idarelerin düzenleyici işlem ile suç ve ceza dışında tedbir getirmesinin hukuka uygun olduğu, 6197 sayılı Kanun ve mezkur Yönetmelik ile getirilen yükümlülüklerin yerine getirilmemesi durumunda idarece ruhsatın askıya alınacağı yolundaki hükümde hukuka aykırılık bulunmadığı, Yönetmeliğin 16. maddesinin 3., 4. ve 5. fıkrasına ilişkin olarak, ikinci eczacı ve yardımcı eczacı çalıştırılmasına ilişkin esas ve usullerin, Kanun hükmüne paralel olarak düzenlendiği kanun ile getirilen yükümlülüğün eczacılarca yerine getirilmesinin temini maksadıyla yaptırım öngörülmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı, açıklanan sebeplerle dava konusu düzenlemelerin üst hukuk normlarına, kamu menfaatine ve hizmet gereklerine uygun olduğu iddia edilerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
Düşüncesi : Davanın, düzenleyici hükümlerin iptali istemi yönünden reddine, bireysel işlemin iptali istemi yönünden kabulü ile işlemin iptaline karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı :
Düşüncesi : Dava, serbest eczane sahibi olan davacı hakkında ikinci eczacı çalıştırması için Altındağ İlçe Sağlık Müdürlüğü tarafından tesis edilen 3.9.2014 günlü ve 859 sayılı işlem ile bu işlemin dayanağı olan 12.4.2014 tarihli ve 28970 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Yönetmeliğin 16. maddesinin iptali istemiyle açılmıştır.
Dava dilekçesi içeriğinden; Yönetmeliğin 16. maddesinin 1. ve 2. fıkrasında ikinci eczacı çalıştırılmasına ilişkin getirilen kurallar ve 5. fıkrasındaki ikinci eczacıya ödenecek ücret yönünden iptalinin istendiği anlaşıldığından; 16. madde, belirtilen fıkraları yönünden incelenmiştir.
Davacının Anayasa’ya aykırılık iddiası ciddi bulunmayarak işin esasına geçildi:
6197 sayılı Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Kanun’un 6308 sayılı Kanun’la değişik 5. maddesinde, serbest eczanelerde, reçete sayısı ve/veya ciro gibi kriterlere göre belirlenen sayıda ikinci eczacı çalıştırma yükümlülüğü getirilmiş; ikinci eczacı çalıştırılması ile ilgili usul ve esasların Türk Eczacıları Birliğinin görüşü alınmak suretiyle nca belirleneceği, ikinci eczacılara asgari ücretin üç katından aşağı olmamak üzere taraflarca belirlenecek ücretin ödeneceği belirtilmiştir.
6197 sayılı Kanun’da değişiklik yapan 6308 sayılı Kanun’un genel gerekçesinde ve madde gerekçelerinde ikinci eczacı çalıştırılması uygulamasının amacı; eczane açılmasının nüfusa göre belirlenmesi sonucu ortaya çıkacak istihdam daralmasının önüne geçmek ve eczacı başına düşen hasta sayısını azaltarak, hastaların eczacılık hizmetlerinden daha etkili bir biçimde yararlanmasını sağlamak olarak belirtilmiştir.
12.04.2014 tarihli ve 28970 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Yönetmeliğin 16. maddesinde ise ” (1) Yıllık Katma Değer Vergisi hariç üç milyon Türk Lirası ve üzerinde ciro yapan serbest eczanelerde ikinci eczacı çalıştırılması zorunludur. Belirtilen meblağa eklenen her iki milyon Türk Lirası tutarındaki ciro için bir eczacı daha çalıştırılması gerekir. Bu rakam Kurum tarafından her yıl Türk Eczacıları Birliğinin de görüşü alınarak güncellenir ve ilân edilir. Ciro bilgileri Türk Eczacıları Birliği tarafından her yıl nisan ayı içerisinde Kuruma gönderilir.
(2) Eczacı, ikinci eczacıyı veya eczacıları otuz gün içerisinde işe başlatır ve il sağlık müdürlüğüne bildirir. İkinci eczacı çalıştırma konusunda kriterleri tutan ancak bundan imtina eden eczacı, il sağlık müdürlüğü tarafından uyarılır ve eczacıya otuz gün süre verilir. Uyarıya rağmen yükümlülüğünü yerine getirmeyen eczacının eczane ruhsatı otuz gün süre ile askıya alınır. Şayet eczacı bu süre sonunda da yükümlülüğünü yerine getirmez ise ruhsat süresiz askıya alınır.
(3) Serbest eczane açmak veya serbest eczanelerde mesul müdür olarak çalışmak isteyen bir eczacı, en az bir yıl müddetle hizmet sözleşmesine bağlı olarak mesul müdür eczacı ile birlikte serbest eczanelerde yardımcı eczacı olarak çalışmak zorundadır. Hastane eczanelerinde veya ikinci eczacı olarak serbest eczanelerde en az bir yıl süre ile çalışanlar, yardımcı eczacı olarak çalışma şartını yerine getirmiş sayılır. Yardımcı eczacıların, il sağlık müdürlüğü veya eczacı odası tarafından yapılan denetimlerde üç kez eczanede görevi başında mazeretsiz olarak bulunmadığının tespiti hâlinde çalışılan süre dikkate alınmaz.
(4) Yardımcı eczacı çalıştırılmasına ilişkin usûl ve esaslar aşağıda belirtilmiştir:
a) Yardımcı eczacı olarak çalışmak isteyen eczacı çalışabileceği eczaneyi kendisinin belirlemesi hâlinde öncelik tanınır.
b) Yardımcı eczacı olarak çalışmak isteyen eczacı çalışacağı eczaneyi kendisinin bulamaması hâlinde bölge eczacı odasına başvurur. Eczacı odası müracaat sırasını dikkate almak suretiyle (c) bendindeki bilgiler ışığında gerekli değerlendirmelerde bulunarak yerleştirmeyi yapar ve il sağlık müdürlüğüne bildirir.
c) Her yılın nisan ayında Türk Eczacıları Birliği tarafından eczanelerin, yıllık satış hasılat durumları ile yıllık karşılanan reçete adetlerine göre dağılımları Kuruma ve ilgili eczacı odasına bildirilir. Kurumca belirlenen limitin üzerinde olan eczaneler, kendilerine başvurulması hâlinde yardımcı eczacı çalıştırmak zorundadır. Aynı eczane için birden fazla yardımcı eczacı müracaatında eczane sahibi tarafından tercih hakkı kullanılır.
ç) Eczacı, yardımcı eczacıyı otuz gün içerisinde işe başlatır ve il sağlık müdürlüğüne bildirir.
d) Yardımcı eczacı çalıştırma konusunda kriterleri tutan ancak bundan imtina eden eczacı, il sağlık müdürlüğü tarafından uyarılır ve eczacıya otuz gün süre verilir.
e) Uyarıya rağmen yükümlülüğünü yerine getirmeyen eczacının eczane ruhsatı otuz gün süre ile askıya alınır.
(5) Yardımcı eczacılara asgari ücretin bir buçuk katından, ikinci eczacılara da asgari ücretin üç katından aşağı olmamak üzere taraflarca belirlenecek ücret ödenir.
Yönetmeliğin geçici 1. maddesinde ise, bu Yönetmeliğin yürürlüğe girmesinden önce eczane ruhsatnamesi almış eczacılar ile eczane açmak, nakletmek veya devretmek üzere yapılmış başvuruları henüz sonuçlandırılmamış olan eczacıların, 20. maddenin 1., 2. ve 4. fıkraları hükmü hariç olmak üzere Yönetmeliğin diğer hükümleri ile öngörülen gerekleri en geç yirmi dört ay içerisinde yerine getirmek zorunda oldukları; aksi takdirde durumlarının bu Yönetmeliğe uymadığı yapılacak kontrol ve denetim neticesinde anlaşılan eczanelerin faaliyetlerinin durdurulacağı düzenlenmiştir.
Eczacılık mesleğinin; toplum sağlığını yakından ilgilendiren bir meslek olması nedeniyle kamu yararı gözetilerek diğer ticari faaliyetlerden daha sıkı denetime tabii tutulması gereği tartışmasızdır. Ancak yapılan düzenlemelerde; eczanelerin aynı zamanda bir ticari işletme olduğu hususu dikkate alınarak eczane sahibinin ticaret hukuku, sözleşme hukuku, iş hukuku ve rekabet hukuku çerçevesinde sahip olduğu hak ve menfaatleri de göz önünde bulundurulmalıdır.
Dava konusu Yönetmeliğin dayanağını oluşturan 6197 sayılı Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Kanun’un 6308 sayılı Kanun’la değişik 5. maddesinde, serbest eczanelerde, reçete sayısı ve/veya ciro gibi kriterlere göre belirlenen sayıda ikinci eczacı çalıştırma yükümlülüğü getirilmiş ve 6308 sayılı Kanun gerekçesinde de eczacı başına düşen hasta sayısının azaltılması, bu uygulamanın amacı olarak belirtilmiştir.
Yönetmeliğin 16. maddesinde, dayanağı Kanun maddesi ve madde gerekçesinde belirtilenin aksine yalnızca ciro kriteri esas alınmış olup; yüksek cironun yüksek reçete sayısı ve hasta sayısı anlamına gelmeyeceği açık olduğundan, anılan kural dayanağı olan Yasa kuralının amacına aykırı bulunmaktadır.
Ayrıca, cironun azalması durumunda istihdam edilen ikinci eczacılar hakkında ne tür bir işlem yapılacağı hususunda da Yönetmelikte bir düzenleme bulunmamaktadır.
Yönetmeliğin 16. maddesinin 2. fıkrasına gelince; anılan kural ikinci eczacı çalıştırma konusunda kriterleri tutan ancak bundan imtina eden ve uyarılmasına karşın yükümlülüğünü yerine getirmeyen eczacının, eczane ruhsatının otuz gün süre ile askıya alınmasını; eczacının bu süre sonunda da yükümlülüğünü yerine getirmemesi durumunda ise ruhsatının süresiz olarak askıya alınmasını düzenlemektedir.
Eczane ruhsatının askıya alınması; ruhsatsız olarak eczane çalıştırılması hukuken mümkün bulunmadığından, eczanenin önce otuz gün; ikinci eczacı çalıştırma yükümlülüğünü yerine getirememesi durumunda ise süresi belli olmayan bir şekilde kapatılması; faaliyetinin durdurulması anlamına gelmektedir.
6197 sayılı Kanun’un 6.maddesinde, ruhsatın daimi olarak alınacağı haller sayılmış; 44. maddesinde de, bu Kanunda belirtilen yasak ve mecburiyetlere muhalif hareket edenlere, fiilleri suç oluşturmadığı takdirde ve bu Kanunda özel hüküm bulunmayan hallerde ikiyüz Türk Lirası idari para cezası verileceği hükme bağlanmıştır.
6197 sayılı Kanunda ikinci eczacı çalıştırma yükümlüğünün yerine getirilmemesinin sonuçlarına ilişkin bir kural bulunmamaktadır. Kanun’un 5. maddesinde, ikinci eczacı çalıştırılması ile ilgili usul ve esasların Türk Eczacılar Birliğinin görüşü alınarak nca belirleneceği belirtilmişse de, bu konuda yapılacak düzenlemenin 6197 sayılı Kanunla uyumlu olması gerekmektedir. 6197 sayılı Kanun ise, Kanunda belirtilen yasaklara uymama veya yükümlülükleri yerine getirmeme durumunda yaptırım olarak para cezasını benimsemiş bulunmaktadır.
Ayrıca, bir eczanenin suç sayılamayacak bir fiil nedeniyle önce 30 gün daha sonra da süresiz olarak kapatılması; eczane sahibinin itibarını zedeleyeceği gibi eczane açılmasının nüfus esasına göre sınırlandırılması nedeniyle, o bölgede yaşayanların eczane hizmetlerinden faydalanamaması sonucunu da doğuracaktır.
Bu durumda, Yönetmeliğin 16. maddesinin 2. fıkrası; Kanunda öngörülmeyen bir yaptırımı kurala bağlaması nedeniyle Kanunla verilen düzenleme yetkisini aşmış bulunmaktadır.
Yönetmeliğin ikinci eczacıya ödenecek ücreti düzenleyen 16. maddesinin 5. fıkrasının ilgili
ibaresi ise 6197 sayılı Kanun’un 5. maddesinde bu konudaki düzenlemenin tekrarı niteliğinde olduğundan, hukuka ve ilgili mevzuata uygun bulunmaktadır.
Davacı hakkında tesis edilen bireysel işleme gelince; Yönetmeliğin 16.maddesinin 1. ve 2. fıkraları hukuka aykırı bulunduğundan; belirtilen kurallara dayanılarak tesis edilen dava konusu bireysel işlem de hukuka aykırı bulunmaktadır.
Kaldı ki, Yönetmeliğin geçici 1. maddesinde, eczane sahiplerine bu konudaki yükümlülüklerini yerine getirmeleri için 12.4.2014 tarihinden itibaren tanınan yirmidört aylık süre henüz dolmadan tesis edilen bireysel işlem, bu yönüyle de hukuka aykırıdır.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu Yönetmeliğin 16. maddesinin 1 ve 2. fıkralarının ve bu fıkralara dayalı olarak davacı hakkında tesis edilen bireysel işlemin iptali; 16. maddenin 5. fıkrasının ikinci eczacıya ödenecek ücretin alt sınırının belirlenmesine ilişkin kısmının iptali isteminin ise reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce, davacının, 6197 sayılı Yasanın 6308 sayılı Yasa ile değiştirilen dava konusu düzenleyici ve bireysel işlemlere dayanak oluşturan hükümlerinin Anayasaya aykırılık iddiası ciddi görülmeyerek işin esasına geçildi, gereği görüşüldü:
Dava, … Eczanesinin sahip ve mesul müdürü olan davacı hakkında “tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içerisinde 4 adet ikinci eczacı çalıştırması”na ilişkin … Kaymakamlığı İlçe Sağlık Müdürlüğü’nün 03.09.2014 tarih ve 859 sayılı işlemi ile bu işleme hukuki dayanak olarak gösterilen 12.04.2014 tarih ve 28970 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Yönetmeliğin 16. maddesinin iptali istemiyle açılmıştır.
Dava dilekçesi içeriğinden; Yönetmeliğin 16. maddesinin 1. ve 2. fıkrasında ikinci eczacı çalıştırılmasına ilişkin getirilen kurallar ile yükümlülüğü yerine getirmeyen eczacıların ruhsatlarının askıya alınacağına ilişkin düzenleme ve 5. fıkrasındaki ikinci eczacıya ödenecek ücret yönünden iptalinin istendiği anlaşıldığından; 16. madde, 1.,2. ve 5. fıkralar yönünden incelenmiştir.
Anayasamızın 56.maddesinin 3.fıkrasında, devletin, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamakla görevli olduğu hükmü ile sosyal devletin eşit bir şekilde, kaliteli, aksamadan ve zamanında sağlık hizmetlerini yürütmekle görevli olduğu; çalışma hakkı ve ödevi ile ilgili 49.maddesinin ikinci fıkrası hükmü ile devletin, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları ve işsizleri korumak, çalışmayı desteklemek, işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam yaratmak ve çalışma barışını sağlamak için gerekli tedbirleri alacağı hususu vurgulanmıştır. Devletin, ekonomik ve sosyal alanda Anayasa ile kendisine verilen bu görevleri sürdürebilmesi amacıyla kurallar getireceği açıktır.
Anayasamızın 123.maddesinde de idarenin kuruluş ve görevleriyle bir bütün olup kanunla düzenleneceği, 124.maddesinde ise başbakanlık, bakanlıklar ve kamu tüzel kişilerinin, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla yönetmelik çıkarabilecekleri hükmüne yer verilmiştir.
Dava konusu Yönetmelik, 6197 sayılı Kanun’un 5, 20 ve geçici 4.maddesi ile 11.10.2011 tarihli 663 sayılı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 40.maddesine dayanılarak hazırlanmıştır.
663 sayılı KHK.’nin 40.maddesinde bakanlık ve bağlı kuruluşların görev, yetki ve sorumluluk alanına giren ve önceden kanunla düzenlenmiş konularda idarî düzenlemeler yapabilecekleri hükme bağlanmıştır.
6197 sayılı Kanun’un 17.05.2012 tarih ve 6308 sayılı Kanun’un 2.maddesi ile değişik 5.maddesinde; serbest eczanelerde, reçete sayısı ve/veya ciro gibi kriterlere göre belirlenen sayıda ikinci eczacı çalıştırma yükümlülüğü getirilmiş; ikinci eczacı çalıştırılması ile ilgili usul ve esasların Türk Eczacıları Birliğinin görüşü alınmak suretiyle ‘nca belirleneceği, ikinci eczacılara asgari ücretin üç katından aşağı olmamak üzere taraflarca belirlenecek ücretin ödeneceği, düzenlenmiştir.
6197 sayılı Kanun’da değişiklik yapan 6308 sayılı Kanun’un genel gerekçesinde ve madde gerekçelerinde ikinci eczacı çalıştırılması uygulamasının amacı; eczane açılmasının nüfusa göre belirlenmesi sonucu ortaya çıkacak istihdam daralmasının önüne geçmek ve eczacı başına düşen hasta sayısını azaltarak, hastaların eczacılık hizmetlerinden daha etkili bir biçimde yararlanmasını sağlamak olarak belirtilmiştir.
Kanunun 5.maddesine dayanılarak hazırlanan 12.04.2014 tarihli ve 28970 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Yönetmeliğin 16. maddesinde ” (1) Yıllık Katma Değer Vergisi hariç üç milyon Türk Lirası ve üzerinde ciro yapan serbest eczanelerde ikinci eczacı çalıştırılması zorunludur. Belirtilen meblağa eklenen her iki milyon Türk Lirası tutarındaki ciro için bir eczacı daha çalıştırılması gerekir. Bu rakam Kurum tarafından her yıl Türk Eczacıları Birliğinin de görüşü alınarak güncellenir ve ilân edilir. Ciro bilgileri Türk Eczacıları Birliği tarafından her yıl nisan ayı içerisinde Kuruma gönderilir.
(2) Eczacı, ikinci eczacıyı veya eczacıları otuz gün içerisinde işe başlatır ve il sağlık müdürlüğüne bildirir. İkinci eczacı çalıştırma konusunda kriterleri tutan ancak bundan imtina eden eczacı, il sağlık müdürlüğü tarafından uyarılır ve eczacıya otuz gün süre verilir. Uyarıya rağmen yükümlülüğünü yerine getirmeyen eczacının eczane ruhsatı otuz gün süre ile askıya alınır. Şayet eczacı bu süre sonunda da yükümlülüğünü yerine getirmez ise ruhsat süresiz askıya alınır.” hükmü düzenlenmiştir.
Kanun hükmü ile serbest eczanelerde, reçete sayısı ve /veya ciro gibi kriterlere göre belirlenen sayıda ikinci eczacı çalıştırılmasının zorunlu olduğu hükme bağlanmış olup; reçete sayısı ile ciro kriterlerinden birisinin veya her ikisinin birlikte esas alınması konusunda “ve /veya” denilerek idareye takdir yetkisi verildiği, dava konusu Yönetmelikte Türk Eczacıları Birliği’nin görüşleri alınmak suretiyle zorunluluk limitinin üç milyon TL. olarak belirlendiği, bu rakamın Kurum tarafından Türk Eczacıları Birliğinin de görüşü alınarak güncelleneceği ve ciro bilgilerinin her yıl Türk Eczacıları Birliğince Kuruma gönderileceği de göz önüne alınarak iptali istenen 16.maddenin 1. fıkrasının Kanuna ve hukuka aykırılık taşımadığı anlaşılmış; eczanelerin ticari bir işletme olması yanında kamu hizmeti verildiği de dikkate alındığında hastalara yönelik hizmet kalitesini arttırmak ve eczacı istihdamını sağlamak için getirilen ikinci eczacı çalıştırılmasına dair düzenlemede hukuka aykırılık bulunmamıştır.
663 sayılı ve bağlı kuruluşlarının teşkilat, görev, yetki ve sorumluluklarının düzenlendiği Kanun Hükmünde Kararnamenin 27.maddesinde “(1) Bakanlık politika ve hedeflerine uygun olarak ilaçlar, ilaç üretiminde kullanılan etken ve yardımcı maddeler, ulusal ve uluslararası kontrole tabi maddeler, tıbbî cihazlar, vücut dışı tıbbî tanı cihazları, geleneksel bitkisel tıbbî ürünler, kozmetik ürünler, homeopatik tıbbî ürünler ve özel amaçlı diyet gıdalar hakkında düzenleme yapmakla görevli, Bakanlığa bağlı, özel bütçeli, kamu tüzel kişiliğini haiz, Türkiye İlaç ve Tıbbî Cihaz Kurumu kurulmuştur.” denilmiş 2.fıkrasının (a) bendinde görev alanına giren ürünlerin ruhsatlandırılması, üretimi, depolanması, satışı, ithalatı, ihracatı, piyasaya arzı, dağıtımı, hizmete sunulması, toplatılması ve kullanımları ile ilgili kural ve standartları belirlemek, bu faaliyetleri yürütecek kamu ve özel hukuk tüzel kişileri ile gerçek kişilere izin vermek, ruhsatlandırmak, denetlemek ve gerektiğinde yaptırım uygulamak, laboratuvar analizlerini yapmak veya yaptırmak Türkiye İlaç ve Tıbbî Cihaz Kurumunun görev, yetki ve sorumlulukları arasında sayılmıştır.
3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu’nun 1. maddesinde, Kanunun amacının, sağlık hizmetleri ile ilgili temel esasları belirlemek olduğu, 3/k maddesinde, koruyucu, teşhis tedavi ve rehabilite edici hizmetlerde kullanılan ilaç, aşı, serum ve benzeri biyolojik maddelerinin üretiminin ve kalitesinin teşvik ve temininin, her türlü müstahzar, terkip, madde, malzeme, farmakope mamülleri, kozmetikler ve bunların üretiminde kullanılan ham ve yardımcı maddelerin ithal, ihraç, üretim, dağıtım ve tüketiminin, amaç dışı kullanmak suretiyle fizik ve psişik bağımlılık yapan veya yapma ihtimali bulunan madde, ilaç, aşı, serum ve benzeri biyolojik maddeler ile diğer terkiplerin kontrolüne, murakabesine ve bunların yurt içinde ve yurt dışında ücret karşılığı kontrollerini yaptırmaya, özel mevzuata göre ruhsatlandırma, izin ve fiyat verme işlerini yürütmeye Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı’nın yetkili olduğu; 2. maddesinde, Kanunun Milli Savunma Bakanlığı hariç bütün kamu kurum ve kuruluşları ile özel hukuk tüzel kişileri ve gerçek kişileri kapsadığı, 9. maddesinin (c) bendinde ise, bütün kamu ve özel sağlık kuruluşlarının tesis, hizmet, personel, kıstaslarını belirlemeye, sağlık kurum ve kuruluşlarını sınıflandırmaya ve sınıflarının değiştirilmesine, sağlık kuruluşlarının amaca uygun olarak teşkilatlanmalarına, sağlık hizmet zinciri oluşturulmasına, hizmet içi eğitim usul ve esasları ile sağlık kurum ve kuruluşlarının koordineli çalışma ve hizmet standartlarının tespiti ve denetimi ile bu Kanunla ilgili diğer hususların Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle tespit edileceği kurala bağlanmıştır.
3359 sayılı Kanun’un anılan hükmüne göre, sağlık hizmetlerine dair temel bir kanun olan 3359 sayılı Kanun’un, bu hizmete dair bir çok düzenlemenin bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle yapılmasını öngörerek, tıbbi alandaki ihtiyaçlar ve teknolojik gelişmeler nedeniyle sürekli gelişen ve değişen bir kamu hizmeti alanı olan sağlık hizmetine dair idari politikaların daha etkin bir şekilde uygulanabilmesi için idareye geniş bir yetki alanı tanıdığı açıktır.
Kanun tarafından tanınan yetki alanlarından biri de “sağlık kurum ve kuruluşlarının koordineli çalışma ve hizmet standartlarının tespiti ve denetimi” olarak belirtilmiştir. Sağlık kurum ve kuruluşlarının hizmet standartlarının tespiti ile bu standartlara uyulup uyulmadığının denetimi de bütünlük içinde yürütülmesi gereken hizmetlerdir. Kanun’un hizmet standartlarını belirlemeyi ve belirlenecek standartlara uyulup uyulmadığını denetleme görevini idareye vermesinin doğal sonucu da hizmet standartlarına uymayanlara uygulanacak yaptırımları belirlemektir. Aksi halde denetimin işlevselliği kalmayacaktır. Bu itibarla, 3359 sayılı Kanunun idareye verdiği yetkilerin, yaptırım belirlemeyi de kapsadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, yardımcı sağlık kuruluşu olan eczanelerle ilgili olarak ikinci eczacı çalıştırma konusunda kriterleri tutan ancak bundan imtina eden eczacının önce İl Sağlık Müdürlüğü tarafından uyarılacağı ve otuz gün süre verileceği; uyarıya rağmen yükümlülüğünü yerine getirmeyen eczacının, eczane ruhsatının otuz gün süre ile askıya alınacağı, bu süre sonunda da yükümlülüğünü yerine getirmez ise ruhsatının süresiz askıya alınacağına ilişkin yaptırımın yasal dayanağının 3359 sayılı Kanun ve 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin yukarıda yer verilen hükümleri olduğu sonucuna varıldığından Yönetmeliğin iptali istenen 16.maddesinin 2.fıkrasında hukuka aykırılık görülmemiştir.
İptali istenen 16.maddenin 5.fıkrası yönünden ise 6197 sayılı Kanun’un 5.maddesinde, yardımcı eczacılara asgari ücretin bir buçuk katından, ikinci eczacılara da asgari ücretin üç katından aşağı olmamak üzere taraflarca belirlenecek ücretin ödeneceği hüküm altına alındığından kanun hükmünün tekrarı niteliğindeki düzenlemede hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Davacının, Yönetmeliğin 16.maddesinin 1.fıkrası uyarınca altı adet ikinci eczacı çalıştırması gerektiği; tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde ikinci eczacıya ait TC.kimlik numarası beyanı, nca tescil edilmiş eczacılık diplomasının İl Sağlık Müdürlüğünce onaylı sureti,…belgelerin tamamlanarak İlçe Sağlık Müdürlüğüne gönderilmesine ilişkin 03.09.2014 tarih ve 859 sayılı işlemin iptali isteminin incelenmesinden;
Mezkur Yönetmeliğin geçici 1.maddesinde bu Yönetmeliğin yürürlüğe girmesinden önce eczane ruhsatnamesi almış eczacılar ile eczane açmak, nakletmek veya devretmek üzere yapılmış başvuruları henüz sonuçlandırılmamış eczacıların, 20. maddenin 1., 2. ve 4.fıkraları hariç olmak üzere, Yönetmeliğin diğer hükümleri ile öngörülen gerekleri en geç yirmi dört ay içerisinde yerine getirmek zorunda oldukları hükme bağlanmıştır. Davalı idare tarafından yirmi dört aylık sürenin kanunla getirilen yükümlülüklerin yerine getirilmesi için değil Yönetmelikle öngörülen gereklerin yerine getirilmesi için öngörüldüğü, ikinci eczacı ve yardımcı eczacı çalıştırılması hususunun ise kanunla düzenlendiği ve yürürlük tarihi itibariyle uygulanması gerektiği iddia edilmiş ise de Yönetmeliğin 16.maddesi ile geçici 1.maddesinin iptali ve yürütmesinin durdurulması istemli açılan davada Dairemizin yürütmenin durdurulması isteminin reddi kararına yapılan itiraz üzerine, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 07/05/2015 tarih ve Y.D.İtiraz No:2015/313 sayılı kararında Yönetmeliğin 16. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarının geçici 1. madde ile birlikte değerlendirilmesinden; eczacıların ikinci eczacı çalıştırma yükümlülüklerini, bu Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarih olan 12/04/2014 tarihinden itibaren yirmi dört ay içerisinde yerine getirebilecekleri; ancak belirtilen bu sürenin geçirilmesine rağmen hala bu yükümlülüklerini yerine getirmeyen eczanelerin faaliyetlerinin durdurulabileceği vurgulanmıştır.
Bu durumda 12.04.2014 tarihinden itibaren tanınan yirmidört aylık süre henüz dolmadan tesis edilen bireysel işlem hukuka aykırı bulunmuştur.
Açıklanan nedenlerle; 12.04.2014 tarih ve 28970 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Yönetmeliğin 16.maddesinin 1., 2. ve 5.fıkralarının iptali istemi yönünden davanın REDDİNE, 12.04.2014 tarihinden itibaren tanınan yirmidört aylık süre henüz dolmadan, davacının “tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içerisinde 6 adet ikinci eczacı çalıştırması”na ilişkin tesis edilen 03.09.2014 tarih ve 859 sayılı bireysel işlemin İPTALİNE, dava kısmen iptal, kısmen ret ile sonuçlandığından aşağıda dökümü gösterilen …-TL yargılama giderinin yarısı olan …-TL’sinin davacı üzerinde bırakılmasına, …-TL.’sinin de davalılardan alınarak davacıya verilmesine, karar verildiği tarihte yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen …-TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, 1.800-TL. avukatlık ücretinin de davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 48.maddesi uyarınca, bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 30 gün içerisinde temyiz yoluyla İdari Dava Daireleri Kuruluna başvurabileceğinin taraflara bildirilmesine, 26.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.