Danıştay Kararı 15. Daire 2014/6752 E. 2018/7454 K. 08.11.2018 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2014/6752 E.  ,  2018/7454 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2014/6752
Karar No : 2018/7454

Temyiz Eden (Davacı) : …
Vekili : …
Karşı Taraf (Davalı) : …
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…; K:… sayılı kararının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Temyize konu idare mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce; tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava; davacının, ikamet ettiği … İli, … İlçesi, … Köyü … Mezrası’ndan terör olayları nedeniyle göç etmek zorunda kaldığından bahisle mal varlığına ulaşamaması, taşınır ve taşınmaz mallarının zarara uğraması nedeniyle uğradığı ileri sürülen zararların tazmini istemiyle 5233 sayılı Kanun uyarınca yapılan başvurunun reddine ilişkin 02/09/2010 tarih ve 2010/1-135 sayılı 1 No.’lu Zarar Tespit Komisyonu Başkanlığı işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesi’nce; … İl Jandarma Komutanlığı’nın 25/03/2011 tarih ve 18647 sayılı yazısında, … Köyü’nün “boşalmadığı”, ancak … Mezrası’nın 1995 tarihinden itibaren boş olduğu, … Mezrası’nın ise 1975 tarihinden itibaren boş olduğunun belirtildiği, 09/05/2006 tarih ve 30571 sayılı yazısında, … Mezrası’nın “terör olaylarından etkilenen köy”, … Mezrası’nın ise, “1965 yılında ekonomik sebeplerden dolayı boşalmıştır.” bilgisine yer verildiği, 1987-2000 yılları arasında Geçici Köy Koruyucusu ve Gönüllü Köy Koruyucusu görevlendirilen Köylerin belirtildiği 16/11/2009 tarihli tutanakta, … Köyü’ne yer verilmediği, ‘nin 17/04/2006 tarih ve 406 sayılı yazı ekleri uyarınca, köy nüfusunun 1990 yılında 382, 1997 yılında 250, 2000 yılında 250 kişi olduğu, … İlçe Seçim Kurulu Başkanlığı’nın 05/08/2009 tarih ve 119 sayılı yazısında, terör nedeniyle boşalan ve Muhtarlık seçimi yapılamayan köyler arasında … Köyü’nün yer almadığı, 1990-2000 yılları arasında muhtarlık seçiminin yapıldığının belirtildiği, … Köyü Muhtarı ve … Köyü Muhtarı’nın da imzalarının bulunduğu 18/02/2009 tarihli tutanakta; aralarında davacının da bulunduğu mirasçılarının, ikamet ettikleri …. Köyü, … Mezrasından, yaz mevsimlerinde oluşan kuraklık nedeniyle 1975 yılında göç ederek 1 km. uzaklıktaki … Köyü, … Mezrası’na taşındıkları ve … Mezrası’ndaki arazilerini terör olayları nedeniyle ekip biçemediklerinin belirtildiği, bu durumda; aralarında davacının da bulunduğu … Köyü halkının bir kısmının, güvenlik kaygısıyla da olsa köyden göç etmelerinden dolayı uğradıkları zararın, anılan köyün tamamen boşalmamış olması diğer bir ifadeyle anılan köyde nesnel güvenlik kaygısının yaşanmamış olması, davacının ikamet ettiği yerin yukarıda belirtilen tamamen boşalmış Mezra da olmaması ve davacıya yönelik bir terör tehdidi ya da saldırısının bulunmaması nedenleriyle, 5233 sayılı Yasa hükümlerine göre idarece karşılanmasına hukuki olanak bulunmadığından, davacının isteminin reddi yolunda tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından, adı geçen Mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.
Terör eylemleri veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle maddi zarara uğrayan kişilerin, bu zararlarının karşılanmasına ilişkin esas ve usulleri belirlemek amacıyla yürürlüğe konulan 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun’un 2. maddesinin (d) bendinde, terör dışındaki ekonomik ve sosyal sebeplerle uğranılan zararlar ile güvenlik kaygıları dışında kendi istekleriyle bulundukları yerleri terk edenlerin bu sebeple uğradıkları zararlar, Kanunun kapsamı dışında tutulmuş; aynı Kanunun 7. maddesinde ise; hayvanlara, ağaçlara, ürünlere ve diğer taşınır ve taşınmazlara verilen her türlü zararlar; yaralanma, sakatlanma ve ölüm hallerinde uğranılan zararlar ile tedavi ve cenaze giderleri; terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle kişilerin mal varlıklarına ulaşamamalarından kaynaklanan maddi zararların, bu Kanun hükümlerine göre sulh yoluyla idarece ödeneceği kurala bağlanmıştır.
5233 sayılı Kanun’un yukarıda aktarılan maddelerinin değerlendirilmesinden; “terör eylemleri” veya “terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler” sonucunda bir yerleşim yerinin tamamen boşalmış/boşaltılmış olması nedeniyle mal varlığına ulaşamayan kişilerce uğranılan maddi zararın, sözü edilen Kanun hükümlerine göre idarece sulh yoluyla ödenmesi gerekir. Bir başka ifadeyle, bir yerleşim yerinin güvenlik nedeniyle idarece veya güvenlik kaygısıyla o yerleşim yerinde yaşayan halk tarafından “tamamen” boşaltılmış/boşalmış olması halinde, yerleşim yerinin boşaltılmasından/boşalmasından yerleşim yerine dönüşün başladığı tarihe kadar Kanunda tek tek sayılmak suretiyle belirlenen maddi zararın idarece karşılanması mümkündür. Dolayısıyla, güvenlik kaygısına dayanılarak bir yerleşim yerinin kısmen boşalmış olması nedeniyle mal varlığına ulaşamamadan kaynaklanan maddi zararın idarece ödenmesine yasal olanak bulunmamaktadır.
Yerleşim yerinin kısmen boşalmış olması, o yerleşim yerinde güvenli bir şekilde yaşayabilme olanağını sağlayan asgari güvenlik şartlarının idarece yerine getirilmiş olduğunun nesnel bir göstergesidir. Güvenlik kaygısının, yerleşim yerinde sürekli yaşayan kişilere ve sözü edilen kaygı nedeniyle aynı yerleşim yerini terk eden kişilere göre değişmemesi gerekmektedir. Terör olayları nedeniyle toplumda oluşan korku ve endişe karşısında her bireyin farklı tepki göstermesi mümkündür. Bu nedenle, kişiden kişiye değişebilen bir duygu olan güvenlik kaygısının yukarıda belirtildiği şekilde nesnel bir ölçüte dayandırılması zorunludur. Dolayısıyla, güvenlik kaygısına dayanılarak bir yerleşim yerinin kısmen boşalmış olması nedeniyle malvarlığına ulaşılamamasından kaynaklanan maddi zararın idarece ödenmesine yasal olanak bulunmamakla birlikte bir yerleşim yerinde meydana gelen terör olayları nedeniyle yerleşim yerinde sadece köy korucuları ile bunların aileleri kalmış, diğer köy halkının yerleşim yerini terk etmiş olması halinde, bir başka ifade ile bu şekilde bir yerleşim yeri kısmen boşalmış ise, yerleşim yerini kısmen terk eden köy halkının da güvenlik kaygısıyla köyden ayrıldığının kabul edileceği ve bu nedenden dolayı malvarlığına ulaşılamamasından kaynaklanan maddi zararın 5233 sayılı Kanun hükümlerine göre idarece karşılanacağı açıktır.
Bu itibarla, bir yerleşim yerinde asgari güvenlik düzeyinin gerçekleştirilmiş olmasına ve bu yerde köy korucuları ile bunların aileleri dışındaki diğer köy halkının yaşamasına karşın, yerleşim yerinde yaşayan kişilerin bir kısmının, yerleşim yerini terk etmeleri sonucunda uğranıldığı ileri sürülen maddi zararın, güvenlik kaygısından kaynaklandığından bahisle 5233 sayılı Kanun hükümlerine göre idarece karşılanmasına olanak bulunmamaktadır.
Bunun yanında, 5233 sayılı Kanun’un 2. maddesinin (d) bendinden anlaşıldığı üzere, terör olaylarına bağlı olarak güvenlik kaygıları nedeniyle (örneğin bu sebeple yerleşim yerinin terk edilmesi vb.) mal varlığına ulaşılamamadan kaynaklanan zararların da tazmini öngörülmektedir. Bir terör olayı sonucu münferit olarak kendisi veya yakınları doğrudan zarar gören ya da bu şekilde gerçekleşen ölüm ve/veya yaralama olayları kendisi veya yakınlarına yönelen kimselerin, başta yaşam haklarından endişe ederek, güvenlik kaygısı duymaları doğaldır. Dolayısıyla, bu kapsamda oluşan zararların tazmini de anılan hükmün bir gereğidir. Bu durum, yukarıda belirtilen nesnel kriterin yanında, her davacı yönünden ayrıca öznel olarak da bir irdeleme yapılmasını gerekli kılmaktadır. Aksi bir değerlendirme, her bir davacının öznel durumundan kaynaklı olarak ileri sürdüğü hususların irdelenmemesi anlamına gelir ki, bu durum Anayasa’da öngörülen adil yargılanma ilkesine aykırılık teşkil eder.
Dava dosyasının incelenmesinden; davacı tarafından, … İli, … İlçesi, … Köyü … Mezrası’nda ikamet etmekte iken terör olayları nedeniyle göç etmek zorunda kaldığından bahisle malvarlığına ulaşamaması nedeniyle uğradığını iddia ettiği zararlarının tazmini istemiyle yapılan başvurunun … 1 No.’lu Zarar Tespit Komisyonu’nca; Jandarma tutanağından adı geçenin 1975 yılında köyü boşalttığı, köyden 1 km. ötedeki …. Mezrası’na taşındığı, yaşamını burada devam ettirdiği, evinden 1975 yılında ayrıldığı ve ayrıldıktan sonra Jandarma tutanağına göre yeni yerleşim yerinde eski evinin malzemelerini kullandığı, terörden dolayı köyü terk etmediği, arazileri ile ilgili olarak köyün 1 km. ötesine taşınarak arazilerini ekip biçemediği iddiasının hayatın olağan akışına uymadığı ve inandırıcı olmadığı gerekçesiyle reddedildiği; söz konusu işlemin iptali için görülmekte olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Dava dosyasındaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; davacı tarafından … İli, … İlçesi, … Köyü … Mezrası’ndan terör olayları nedeniyle göç etmek zorunda kaldığından bahisle mal varlığına ulaşamaması, taşınır ve taşınmaz mallarının zarara uğraması nedeniyle uğradığı ileri sürülen zararların tazmini istemiyle 5233 sayılı Kanun uyarınca başvuru yapıldığı, … Mezrası’nda 04/05/2009’da keşif yapılacağına dair keşfe davet yazısının davacı vekiline tebliğ edildiği, keşif sırasında …. adlı kişilerden alınan ifade tutanaklarında, davacının … Köyü … Mezrası’nda oturduğunu, 1970’li yıllarda yapılmış ev, ahır ve samanlığının olduğunun, can güvenliği nedeni ile göç edip dönüş yapmadığının, 1993-2000 arası can güvenliği nedeni arazilerini ekip biçemediğinin belirtildiği, keşif tutanaklarında da …. Mezrası’nda keşif yapıldığının belirtilerek, Keşif değerlendirme raporunda 15 dönüm bağ, 272 meyve ağacı, 18 dönüm sebze, 88 metrekare ev, 88 metrekare ambar ve ahır için…TL zarar tespitinde bulunulduğu, dava dilekçesinde de davacının … Mezrası’ndan göç etmek zorunda kalındığından bahsedildiği, buna karşın … Jandarma Karakolunca, … Mezrası’nda terör nedeni ile zarara uğradığını iddia eden ve Komisyona başvuran davacı dahil 5 kişiye ilişkin yapılan inceleme sonucu düzenlenen 18/02/2009 tarihli başçavuş, uzman jandarma çavuş ve … ve … Köyü Muhtarlarının imzası olan inceleme ve araştırma tutanağında; ‘in ailesi ile birlikte ikamet ettiği, … Köyü … Mezrasından 1990’lı yıllarda ayrılarak … il merkezine yerleştiği, 1999-2000 yılında vefat ettiği, başvuran şahısların 1975’li yıllarda ikamet ettikleri … Köyü … Mezrası’nda yaz mevsiminde oluşan susuzluk ve kuraklık nedeni ile mezrayı terk ederek mezranın yaklaşık 1 km. güneyindeki kendilerine ait … Köyü … Mezrası’na taşındıkları, burada ikamet ettikleri, mezrayı terk ettiklerinde boş kalan evlerin malzemelerini … Mezrası’ndaki ev ve inşaatta kullanmak üzere taşıdıkları, ailenin 1990 yıllarında bölgede yaşanan terör olayları nedeniyle … Köyü …. Mezrasındaki arazilerini can güvenliği nedeni ile 1993-2000 yılları arasında ekip biçemediklerinin tespit edildiğinin belirtildiği, … İlçe Jandarma Komutanlığı’nın 14/03/2006 tarih, 884 sayılı yazısına ekli boşalan köyler ve mezralar listesinde … Köyü ya da … Mezrası’nın olmadığı, … Mezrası’nın 1995 yılında boşaldığının görüldüğü, Mahkeme kararında bahsi geçen ancak dosyada yer almayan … İl Jandarma Komutanlığı’nın 25/03/2011 tarih ve 18647 sayılı yazısında … Köyü’nün “boşalmadığı”, ancak … Mezrası’nın 1995 tarihinden itibaren boş olduğu, … Mezrası’nın ise 1975 tarihinden itibaren boş olduğunun belirtildiği, yine 09/05/2006 tarih ve 30571 sayılı yazısında
… Mezrası’nın “terör olaylarından etkilenen köy”, … Mezrası’nın ise, “1965 yılında ekonomik sebeplerden dolayı boşaldığı” bilgisine yer verildiği, temyiz dilekçesinde ise … Mezrası’ndan göç etmek zorunda kalındığının belirtildiği anlaşılmaktadır.
Davada, başvurulan yerin … Köyü … Mezrası olduğu, keşfe davetin ve keşif tutanaklarının da … Mezrası üzerinden yapıldığı, ancak dosyaya sunulan bilgilerin ve temyiz dilekçesinin … Mezrası’na ilişkin olduğu anlaşılmış olup, öncelikle her iki mezranın aynı yer olup olmadığının araştırılması ve buna göre tutanaklar da karşılaştırılarak başvuru yapılan mezranın terör olayları veya terörle mücadeleden doğan faaliyetler nedeniyle idarece veya halk tarafından tamamen boşaltılıp boşaltılmadığına yönelik araştırma yapılması gerekirken, eksik inceleme ve araştırmaya dayalı İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, … İdare Mahkemesi’nin… tarih ve E:…; K:… sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18.06.2014 gün ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.