Danıştay Kararı 15. Daire 2014/660 E. 2017/1124 K. 09.03.2017 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2014/660 E.  ,  2017/1124 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2014/660
Karar No : 2017/1124

Temyiz Eden (Davalı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davacılar) :
Vekilleri :

İstemin Özeti : … 2. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı kararının kabule ilişkin kısmının ve lehlerine vekalet ücretine hükmedilmemesinin hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Düşüncesi : Mahkeme kararının davalı idare lehine avukatlık ücretine hükmedilmemesi kısmının bozulması, kabule ilişkin kısmının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce; tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava; davacıların eş ve annesi olan ……’in …-…yolunun 13.km’sinde 26.06.2009 tarihinde meydana gelen trafik kazasında ölümünde, karayolunun ortasında bulunan refüj çalışmasında gerekli trafik işaretlerinin konulmamış olması, yapılan işte idarenin emir ve talimat verme, kontrol etme ve denetleme yetkisinin bulunması ve bu sorumluluğunu yerine getirmeyen idarenin hizmet kusuru olduğundan bahisle, müteveffanın özürlü oğlu için 13,465,00-TL maddi, 20.000,00-TL manevi, eşi için 20.374,00-TL maddi, 20.000,00- TL manevi, diğer çocukları , , , , ve ‘ün herbiri için 5.000,00-TL manevi zarar olmak üzere toplam 33.839,00-TL maddi, 70.000,00-TL manevi tazminatın, maddi tazminata ilişkin kısmına davalı idareye yapılan başvurunun reddedildiği 28.09.2009 tarihinden,manevi tazminata ilişkin kısmına kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tazmin edilmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
… 2. İdare Mahkemesince; davalı idarenin ve araç sürücüsünün kusur durumunun ortaya konulması için aynı kazayla ilgili mahkemelerinin 2009/1036 esas sayılı dosyasında İstanbul Teknik Üniversitesi öğretim elemanlarından oluşan heyetten alınan bilirkişi raporuna göre, uyuşmazlığın nedeni olan kazanın meydana geldiği yolun bakım ve onarımından sorumlu olan davalı idarenin meydana gelen kazada yol kusuru nedeniyle %50 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği ve raporda yer verilen hususların verilecek hükme esas alınabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması üzerine idarenin %50 kusur oranı üzerinden yaptırılan aktüerya bilirkişi raporuna göre, davacı eş ‘in 16.830,10-TL, davacı çocuk ‘nın 11.538,24-TL destekten yoksun kalma zararının olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davacılardan için 16.830,10-TL, için 11.538,24-TL toplam 28.368,34-TL tutarındaki maddi tazminatın 28.09.2009 tarihinden, yine davacılardan için 10.000,00-TL, için 10.000,00-TL, için 5.000,00-TL, için 5.000,00-TL, için 5.000,00-TL, için 5.000,00-TL, için 5.000,00-TL, için 5.000,00-TL, olmak üzere toplam 50.000,00-TL tutarındaki manevi tazminatın, 24.08.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idare tarafından davacılara ödenmesine fazlaya ilişkin maddi ve ve manevi istemlerinin reddine karar verilmiştir.
Davalı idare tarafından mahkeme kararının kabule ilişkin kısmı ile lehlerine vekalet ücretine hükmedilmemesinin, hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Temyize konu Mahkeme kararının, davanın kabulüne ilişkin kısmında 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesinde belirtilen bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, davalının bu kısma yönelik temyiz istemi yerinde görülmemiştir.
Temyize konu Mahkeme kararının, reddedilen maddi ve manevi tazminat miktarları üzerinden davalı idare lehine avukatlık ücretine hükmedilmemesine ilişkin kısmına gelince; 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 164. maddesinde; avukatlık ücretinin, avukatın hukuki yardımının karşılığı olan meblağı veya değeri ifade edeceği belirtilmiş; anılan Kanun’un 168. maddesine dayanılarak çıkarılan ve uyuşmazlık tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 2/1 maddesinde; “Bu tarifede yazılı avukatlık ücreti kesin hüküm elde edilinceye kadar olan dava, iş ve işlemler ücreti karşılığıdır…” ; 5. maddesinde ise “Hangi aşamada olursa olsun, dava ve icra takibini kabul eden avukat, Tarife hükümleriyle belirlenen ücretin tamamına hak kazanır” hükümlerine yer verilmiştir.
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin ” Manevi tazminat davalarında ücret” başlıklı 10. maddesi;
Manevi tazminat davalarında avukatlık ücreti, hüküm altına alınan miktar üzerinden tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.
Davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez.
Bu davaların tamamen reddi durumunda avukatlık ücreti, tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüme göre hükmolunur.
Manevi tazminat davasının, maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda; manevi tazminat açısından avukatlık ücreti ayrı bir kalem olarak hükmedilir. Hükmünde olup, bahsi geçen tarifenin üçüncü kısmında, konusu para olan veya para ile değerlendirilebilen hukuki yardımlarda hükmedilecek avukatlık ücretinin nispi olarak hesaplanacağı belirtilmiştir.
4353 sayılı Maliye Vekaleti Baş Hukuk Müşavirliğinin ve Muhakemat Umum Müdürlüğünün Vazifelerine, Devlet Davalarının Takibi Usullerine ve Merkez ve Vilayetler Kadrolarında Bazı Değişiklikler Yapılmasına Dair Kanun’un idari davalarda temsil başlıklı 22. maddesi “İdarî dâvaların açılması, idareler aleyhine açılan bu nevi dâvaların takip ve müdafaası daire amirlerine veya bu dairelerin bağlı bulundukları Bakanlıklar hukuk müşavirlerine ait olup, Danıştaydaki duruşmalarda bu daireler kendi amirleri veya hukuk müşavirleri ve hukuk müşaviri teşkilatı olmıyan dairelerde ilgili şube amiri tarafından temsil olunur. Hazineyi ilgilendiren işlerde bu vazife Hazine Müşavir avukatı veya avukatları tarafından yapılır. Lüzumu halinde Maliye Bakanlığının alakalı servisine mensup ve Maliye Bakanlığı tarafından tensip edilecek bir memur Hazine Avukatı ile birlikte duruşmaya iştirak ettirilebilir.” hükmüne haizdir.
Dosyanın incelenmesinden, Hazineyi ilgilendiren davada davalı idare vekilinin 10.01.2011 tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi ile birlikte dosyaya vekaletname sunduğu anlaşılmıştır.
Bu durumda, yukarıda aktarılan mevzuat gereğince davada vekil ile temsil edilen davalı idare lehine, reddedilen maddi ve manevi tazminat miktarları için Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin üçüncü kısmına göre ve anılan tarifenin 10. maddesinin 2. bendine göre reddedilen manevi tazminat miktarı için davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçmemek üzere nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken aksi yönde verilen Mahkeme kararında bu yönüyle hukuki isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davalının temyiz isteminin kısmen kabulü ile … 2. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı kararının, reddedilen maddi ve manevi tazminat miktarı için davalı idare lehine avukatlık ücretine karar verilmemesi kısmının BOZULMASINA, davalının temyiz isteminin kısmen reddi ile anılan kararın diğer kısımlarının ONANMASINA, bozulan kısım için yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18.06.2014 gün ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09/03/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.