Danıştay Kararı 15. Daire 2014/643 E. 2017/594 K. 08.02.2017 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2014/643 E.  ,  2017/594 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2014/643
Karar No : 2017/594

Temyiz Eden (Davacı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davalı) :
Vekili :

İstemin Özeti : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı kararının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti :Mahkeme kararının hukuka uygun olduğu, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır
Düşüncesi :Temyiz isteminin kabulü ile kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce; tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava; 22.12.2009 tarihinde … karayolunun 30. kilometresinde meydana gelen tek taraflı trafik kazası sonucunda davacının eşi ….. vefat etmesi nedeniyle uğranıldığı iddia edilen 100,000,00 -TL maddi, 20.000,00 -TL manevi zararın yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince; davacıya ait aracın karıştığı tek taraflı trafik kazasının oluşumunda davalı idarenin hizmet kusuru bulunup bulunmadığı ve hizmet kusuru varsa kusur oranının tespiti amacıyla Mahkemenin aynı olaya ilişkin … esas sayılı dava dosyasında bulunan Adli Tıp Kurumu … Adli Tıp Grup Başkanlığı’nın 05.07.2011 gün ve 2827 sayılı bilirkişi raporunda; araç sürücüsünün %25 oranında kusurlu olduğu, davalı idarenin ise karayolu üzerinde her an her yerde önlem alması ayrıca bölgesel mevsim şartlarıyla meydana gelen buzlanmaya karşı önlem alması beklenemeyeceğinden ve mümkün olamayacağından kazanın oluşumunda herhangi bir hizmet kusuru bulunmadığı görüşüne yer verildiği, bu durumda davalı idareye yönelik herhangi bir hizmet kusuru bulunmayan trafik kazası sonucu meydana gelen ölüm olayı nedeniyle davacının talep ettiği maddi ve manevi manevi tazminat isteminin kabulüne olanak bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Anayasanın 125. maddesinde, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun, 7. maddesinin (a) bendine göre, yapım ve bakımından sorumlu olduğu karayollarında can ve mal güvenliği yönünden gerekli düzenleme ve işaretlemeleri yaparak önlemleri almak ve aldırmak davalı idarenin görevi olup, 6001 sayılı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’a göre ise davalı idare, karayollarını yapmak, yaptırmak, emniyetle kullanılmasını sağlamak, karayollarını onarmak, işletmek, işlettirmekle görevli bulunmaktadır. Davalı idarenin, karayolları üzerinde işleyen trafiğin can ve mal güvenliğini sağlayacak şekilde yürütmesi ve bu hizmetin yürütülmesi sırasında hizmet kusurundan meydana gelecek zararları ödemesi yukarıda anlatılan mevzuat gereğidir.
İdarenin kamu hizmetinin yürütülmesinden doğan zarardan sorumlu tutulmasını gerektiren kurumlardan biri hizmet kusuru olup genel olarak bir kamu hizmetinin kuruluş ve işleyişinde aksaklık ve bozukluk olarak ifade edilmektedir. İdarenin hukuki sorumluluğunun bir sonucu olan tam yargı davalarındaki amaç, idarenin bir eylemi ya da işlemi nedeni ile uğranılan zararın giderilmesidir. Bu türden bir uyuşmazlık çözümlenirken kesin ve gerçek bir zarar oluşup oluşmadığı ve bu zararın idari hizmetin eksik ya da kusurlu işleminden kaynaklanıp kaynaklanmadığının tespit edilmesi gerekmektedir.
Dava dosyasının incelenmesinden, dosyaya sunulan 05.07.2011 tarihli Adli Tıp Kurumu Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı raporunda; sürücünün yönetimindeki otomobilin hızını yol, hava ve zemin durumunun gerektirdiği şartlara göre ayarlamaması,viraj mahalline uygun olmayan hızla girmesi, buzlanmanın olduğu bölümden geçerken direksiyon hakimiyetini kaybetmesi nedeniyle %25 oranında tali kusurlu sayıldığı, yoldan sorumlu kuruluşun her an her yerde önlem alması, ayrıca bölgesel mevsim şartlarıyla meydana gelen buzlanmaya karşı önlem alması beklenemeyeceğinden kusursuz olduğu beyan edilmiş olup, yol üzerindeki buzlanmanın, sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesine ve mevcut şartlardaki olayın oluşu üzerine %75 oranında etkili olduğunun tespit edildiği ve trafik kazası tespit tutanağındaki krokiye göre buzlanmanın 80 metrelik bir kesitte meydana geldiği belirtilmektedir.
Bu durumda; Adli Tıp Bilirkişi Raporuna göre, buzlanmanın kazaya etkisi % 75 olduğuna göre, 80 metrelik buzlanmanın kazaya neden olan bir yol kusuru sayılması ve sorumlu olduğu karayolu üzerinde can ve mal emniyetini sağlamakla görevli olan idarenin, eğimli ve virajlı yol kesiminde buzlanmayı önleyecek veya oluşan buzu ortadan kaldıracak çalışmaları yapıp yapmadığı göz önüne alınmadan davanın reddi yolunda verilen idare mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18.06.2014 gün ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/02/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.