Danıştay Kararı 15. Daire 2014/6152 E. 2016/988 K. 18.02.2016 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2014/6152 E.  ,  2016/988 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2014/6152
Karar No : 2016/988

Temyiz Eden (Davacı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davalı) :
Vekili : Av.

İstemin Özeti : … 6. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı kararının, hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti :Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Düşüncesi :Temyiz istemine konu Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce; dosyanın tekemmül ettiği görüldüğünden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin esasına geçilerek gereği görüşüldü:
Dava, davacının, davalı idareye bağlı hastanede yapılan ameliyat nedeniyle gözünde görme kaybı meydana geldiği iddiasıyla maddi ve manevi zararının tazminine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
… 6. İdare Mahkemesi’nce; … Üniversitesi … Tıp Fakültesi öğretim üyelerince hazırlanan bilirkişi raporu esas alınarak, davalı idarenin hizmet kusuru bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından, hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Anayasanın 125. maddesinde, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararları ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmıştır.
İdarenin yürütmekle yükümlü olduğu bir hizmetin kuruluşunda, düzenlenişinde veya işleyişindeki nesnel nitelikli bozukluk, aksaklık veya boşluk olarak tanımlanabilen hizmet kusuru; hizmetin kötü işlemesi, geç işlemesi veya hiç işlememesi hallerinde gerçekleşmekte ve idarenin tazmin yükümlülüğünün doğmasına yol açmaktadır.
İdare hukuku ilkeleri ve Danıştay’ın yerleşik içtihatlarına göre, zarar gören kişinin hizmetten yararlanan durumunda olduğu ve hizmetin riskli bir nitelik taşıdığı hallerde, idarenin tazmin yükümlülüğünün doğması için; zararın, idarenin ağır hizmet kusuru sonucu meydana gelmiş olması gerekmektedir. Bünyesinde risk taşıyan hizmetlerden olan sağlık hizmetinden yararlananın
zarara uğraması halinde, bu zararın tazmini, idarenin ağır hizmet kusurunun varlığı halinde mümkün olabilir.
Olayda, … Üniversitesi … Tıp Fakültesi öğretim üyelerince hazırlanan bilirkişi raporunda özetle; hastanın dövüş sporları ile uğraşması nedeniyle travmatik kataraktının geliştiği, bunun zamanla matür (olgun) seviyeye eriştiği, bu nedenle katarakt ameliyatına alındığı, ameliyat sırasında göz merceğinin vitreus boşluğuna düşmesi komplikasyonunun geliştiği ve bunun da travmatik kataraktlarda daha fazla oranda görülebilecek bir komplikasyon olduğunun anlaşıldığı, cerrahın bunun düzeltilmesi için hastasını hastanelerinde bulunmayan vitrektomi için şartlarını zorlayabilecek bir Devlet kurumuna sevk edebilmek için hastasını müşahade altında tuttuğu ve gerekli görüşmeleri yaparak hastasının … Eğitim ve Araştırma Hastanesine refere ettiği, burada hastaya gerekli tedavi uygulandığı, sonuçta hasta bu gözü ile 8-9 /10 görme seviyesini kazandığı, komplikasyonun düzeltilmesi için yapılan 2. ameliyat ile ilk ameliyat arasındaki yaklaşık 1 haftalık sürenin tıbbi açıdan bir olumsuzluk arz etmediği, nitekim bu hastada da hiçbir tıbbi olumsuzluk yaratmadığı, hastanın bu gözü ile görme derecesi 8-9 /10 olup burada önemli bir görme kaybının söz konusu olmadığı, 1/10’luk görme eksikliğinin ameliyat dışındaki bir çok sebebe bağlı olabileceği, olayda tıbbi kusur bulunmadığı belirtilmiştir.
Davacı tarafından, anılan raporda doktor kusuru olup olmadığının değerlendirildiği, hizmet kusuruna yönelik değerlendirme yapılmadığı, gözündeki görme kaybının daha fazla olduğu ileri sürülerek anılan rapora itiraz edilmiştir.
2659 sayılı Adli Tıp Kurumu Kanunu’nun 1.maddesinde, adalet işlerinde bilirkişilik görevi yapmak üzere Adalet Bakanlığına bağlı Adli Tıp Kurumunun kurulduğu, Kanunun 2.maddesinde, Kurumun, mahkemeler ile hâkimlikler ve savcılıklar tarafından gönderilen Adli Tıp ile ilgili konularda bilimsel ve teknik görüşlerini bildirmekle yükümlü olduğu hükme bağlanmıştır.
Dolayısıyla, esas itibariyle adalet işlerinde bilirkişilik görevi yapmak üzere kurulan Adli Tıp Kurumuna, tarafların iddiaları da dikkate alınmak suretiyle, … Devlet Hastanesi ve … Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde davacıya uygulanan teşhis, tetkik ve tedavide hizmet kusuru olup olmadığı, ameliyat sırasında göz merceğinin vitreus boşluğuna düşmesinin bir komplikasyon olup olmadığı, komplikasyon ise katarakt ameliyatı yapılan bir hastanede vitrektomi ameliyatının da yapılabiliyor olmasının gerekip gerekmediği, katarakt ameliyatı ile vitrektomi ameliyatı arasında geçen süre dikkate alındığında tedavide gecikme olup olmadığı ve davacının anılan olay nedeniyle işgücü kaybına uğrayıp uğramadığı hususları hakkında Adli Tıp Kurumuna bilirkişi incelemesi yaptırıldıktan sonra karar verilmesi gerekirken, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi öğretim üyelerince hazırlanan bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle verilen İdare Mahkemesi kararında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulü ile … 6. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı kararının BOZULMASINA, kullanılmayan 41,50-TL yürütmenin durdurulması harcının istemi halinde davacıya iadesine, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18/02/2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :

Temyizen incelenen karar, usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediğinden temyiz isteminin reddi ile temyize konu idare mahkemesi kararının onanması gerektiği oyu ile çoğunluk kararına katılmıyorum.