Danıştay Kararı 15. Daire 2014/6071 E. 2017/4149 K. 22.06.2017 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2014/6071 E.  ,  2017/4149 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2014/6071
Karar No : 2017/4149

Temyiz Eden (Davacı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davalı) :
İstemin Özeti : ….İdare Mahkemesi’nin …. tarih ve E:….; K:…. sayılı kararının, hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti :Savunma verilmemiştir.
Düşüncesi :Temyiz istemine konu Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce; tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava; davacının, ikamet ettiği … İli, … İlçesi, … Köyü, …Mezrası’ndan yörede meydana gelen terör olayları nedeniyle göç etmek zorunda kaldığından bahisle uğradığını ileri sürdüğü zararın 5233 sayılı Kanun kapsamında tazmini istemiyle yaptığı başvurunun kısmen reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
…. İdare Mahkemesi’nce; mahallinde yapılan keşif sonucu tespit edilen zarar kalemlerinin tümünün hesaplamaya dahil edilerek davacının hissesi oranında yapılan hesabın doğru olduğu, bu nedenle dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından, anılan kararın hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun’un 1. maddesinde, bu Kanunun amacının, terör eylemleri veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle kişilerin uğradığı maddi zararların karşılanmasına ilişkin esas ve usulleri belirlemek olduğu düzenlenmiştir. Aynı Kanunun 4. ve 5. maddelerine göre zarar görenlerin veya bunların mirasçılarının başvurması halinde bu Kanun kapsamına giren zararlarının bulunup bulunmadığını tespit etmek üzere valilikler bünyesinde zarar tespit komisyonları oluşturulması gerekmektedir.
Adı geçen Kanunun 6. maddesinin 3. fıkrasında, “Komisyon, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarından başvuru konusu ile ilgili her türlü bilgi ve yardımı isteyebileceği gibi, kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanları bilirkişi olarak da görevlendirebilir. Komisyon, gerekli gördüğü uzmanları çalıştırabilir veya bunlardan görüş alabilir.” kuralına; 8. maddesinin 1. fıkrasında ise; “7 nci maddede belirtilen zararlar, zarar görenin beyanı, adlî, idarî ve askerî mercilerdeki bilgi ve belgeler göz önünde tutularak olayın oluş şekli ve zarar görenin aldığı tedbirlere göre, zarar görenin varsa kusur veya ihmalinin de göz önünde bulundurulması suretiyle, hakkaniyete ve günün ekonomik koşullarına uygun biçimde komisyon tarafından doğrudan doğruya veya bilirkişi aracılığı ile belirlenir.” kuralına yer verilmiştir.
5233 sayılı Kanun’un 17.maddesi gereğince hazırlanan ve 20/10/2004 tarih ve 25619 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Yönetmeliğin 11. maddesinde, komisyonun gerek görmesi halinde keşif yapabileceği; keşif esnasında, başvuru sahibinin kendisi veya yetkili temsilcisi ve varsa şahitleri ile muhtar veya o yer mahallinden iki kişinin keşif mahallinde hazır bulundurulacağı; tespit edilen günde komisyonun olay mahalline giderek zararı tespit edeceği, bu tespitte, zararın nev’i ve miktarı gibi hususlar ile gerekli görülen diğer hususların tutanağa bağlanarak hazır bulunanlarca imza altına alınacağı düzenlenmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; davacının, yörede meydana gelen terör olayları nedeniyle ikamet ettiği .. İli, … İlçesi, … Köyü, … Mezrası’ndan göç etmek zorunda kaldığından bahisle uğradığını ileri sürdüğü zararın 5233 sayılı Kanun uyarınca tazmini istemiyle başvuru yaptığı, başvurusunun Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zarar Tespit Komisyonu’nun 28/11/2008 tarih ve 2008/4-1855 sayılı işlemiyle … Köyü’nün zarar gören yerleşim birimlerinden olmadığından bahisle reddedildiği, anılan işlemin iptali istemiyle dava açıldığı, …İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:…sayılı kararı ile davanın reddine karar verildiği, kararın temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 07/03/2012 tarih E:2011/8690, K:2012/956 sayılı kararıyla, … İli, … İlçesi, .. Köyü, .. Mezrası’nın terör olayları nedeniyle tamamen boşaltıldığı, davacının …Mezrası’ndaki mal varlığına ulaşamamasından kaynaklı varsa zararının mezranın boş kaldığı süreler esas alınarak hesaplanması gerekirken mezranın boşaltılmadığı gerekçesiyle başvurunun reddine ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verildiği, Mahkemece bozma kararına uyularak dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi üzerine, Zarar Tespit Komisyonunca görevlendirilen mahalli ve teknik bilirkişiler aracılığı ile 12/10/2005 tarihinde mahallinde yapılan keşif sonucu tespit edilen zarar kalemleri ve 25/01/1980 tarihinde vefat eden babası …’ye ait tapu kayıtları dikkate alınarak davacının miras hissesi oranında Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zarar Tespit Komisyonu’nun 22/04/2013 tarih ve 62/01/2013/122 sayılı işlemiyle davacıya 6.432,52-TL ödenmesine karar verildiği, davacı tarafından anılan miktar kabul edilmeyerek bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Zarar Tespit Komisyonunca görevlendirilen bilirkişiler aracılığı ile mahallinde keşif yapılmış olup düzenlenen keşif tutanağında davacının/davacı vekilinin imzası bulunmadığı gibi mahallinde keşif yapılacağının davacıya tebliğ edildiğine ilişkin de dosyada herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. Ayrıca davacı tarafından, temyiz dilekçesinde mahallinde tespit edilen ev, ahır ve ağaçların miras mal varlığı olmadığı, kendisine ait olduğu, buna rağmen miras hissesi oranında hesaplama yapıldığı, davalı idarece mahallinde yapılan tespitlerden daha fazla mal varlığı olduğu ileri sürülmektedir.
5233 sayılı Kanun ve yönetmelik hükümlerince, terör ve terörle mücadele nedeniyle oluşan zararların tespiti amacıyla valilikler bünyesinde oluşturulan zarar tespit komisyonlarına çok geniş yetkiler verilmiştir. Ancak, davalı idareye tanınan bu geniş yetkiler aynı zamanda idareye yükümlülük de getirmektedir. Bu yükümlülüğün gereği ise, usulüne uygun inceleme ve araştırma yapılıp her bir başvurucunun özel durumu gözönüne alınarak bir değerlendirme yapmak ve bu değerlendirme sonucuna göre bir karar vermektir.
Durum böyle olunca, zarar hesabında kullanılan birim fiyatları yerinde olmakla birlikte, 5233 sayılı Kanun’un, kişilerin gerek mülkiyetlerindeki, gerekse zilyedliklerindeki taşınır ve taşınmaz mallar dolayısıyla uğradıkları zararların tazminini kapsaması nedeniyle, davacı iddiaları dikkate alınmak suretiyle 5233 sayılı Kanun ve Yönetmelikte öngörülen usule göre davacı/davacı vekilinin de katılımının sağlanarak, mükerrer ödemeye neden olmayacak ve tereddüte yer vermeyecek şekilde, davacının … Köyü, … Mezrası’ndaki kendisine ait ve müteveffa babasından miras yoluyla kendisine intikal eden mal varlığının tespiti yapılarak tespit edilen taşınmazlarına, mezranın boşalmasından mezraya dönülebilen tarihe kadar geçen süreçle sınırlı olarak, ulaşamaması nedeniyle uğradığı zararının belirlenmesi ve ödenmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu tesis edilen işlemde hukuka uyarlık, davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, … İdare Mahkemesi’nin… tarih ve E:…; K:… sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18/06/2014 tarih ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/06/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.