Danıştay Kararı 15. Daire 2014/5750 E. 2016/1695 K. 14.03.2016 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2014/5750 E.  ,  2016/1695 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ON BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2014/5750
Karar No : 2016/1695

Davacı :
Davalı :
Vekili :
Davanın Özeti : 16. Dönem Ankara Milletvekili olan davacının, eşi ……’ın katarakt ameliyatı neticesinde gözüne takılan protezlerin bedeline ilişkin faturanın 1.939.25 TL’lik kısmının ödenmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin ve dayanağı olan ”Milletvekillerine, Yasama Organı Eski Üyelerine, Dışarıdan Atandıkları Bakanlık Görevi Sona Erenlere Tedavi Yardımı Yapılmasına Dair Yönetmelik”in 17. maddesinin 2. fıkrası ile 3. fıkrasında düzenlenen ”anlaşmalı kurum ve kuruluşlara sözleşme esaslarına göre, Kurum ile sözleşmesi bulunan kurum ve kuruluşların bulunmadığı yerlerdeki veya sözleşme yapılmayan özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sağlık faturaları Kurumca emsal sözleşme hükümleri çerçevesinde ödenir.” ibaresinin ve 22. maddenin 3. fıkrasının bedel yönünden iptali, 1.939,25 TL’nin yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
Savunmanın Özeti : Davacının ödenmesini talep ettiği lens bedellinin Yönetmeliğin ilgili kısımlarında ödenmeyecek kalemlerinde sayıldığı ayrıca 3671 sayılı Kanunun “Ödenek, Yolluk, Diğer Mali ve Sosyal Haklar “başlıklı 1. addesinde,” üyeleri en yüksek Devlet memurunun almakta olduğu mali ve sosyal haklardan yararlanırlar.” hükmü yeraldığından, milletvekillerinin mali ve sosyal haklarının Devlet memurlarının tabi olduğu statüde, idarenin düzenleme yapma yetkisi çerçevesinde sınırlandırılabileceği bu kapsamda yönetmelikle getirilen sınırlamalar çerçevesinde bedel ödenmeyecek kalemler arasında yer alan lens bedellinin bir kısmının ödenmemesinde mevzuata aykırı bir yön bulunmadığı savunulmaktadır.
Tetkik Hakiminin Düşüncesi : Dava konusu bireysel işlemin dayanağı olan düzenleyici işlemin bedel yönünden ve bu düzenlemeye dayanılarak tesis edilen işlemin iptaline, katarakt tedavisinde uygulanan lens bedelinin de yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine karar verilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Düşüncesi : Dava; 16. Dönem Ankara Milletvekili olan davacının, eşi …..’ın tedavisine ilişkin faturanın 1.939.25 TL’lik kısmının ödenmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin ve dayanağı olan ”Milletvekillerine, Yasama Organı Eski Üyelerine, Dışarıdan Atandıkları Bakanlık Görevi Sona Erenlere Tedavi Yardımı Yapılmasına Dair Yönetmelik”in 17. ve 22. maddelerinin dava konusu kısımlarının iptali 1.939,25 TL’nin yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır..
Davacı; üyelerinin tedavi giderleri ile ilgili olarak Yasada herhangi bir sınırlama getirilmediği halde, İdarece yapılan düzenlemeyle kısıtlamaya gidilmesinin hukuka aykırı olduğunu öne sürmektedir.
3671 sayılı Kanunun “Ödenek, Yolluk, Diğer Mali ve Sosyal Haklar “başlıklı 1. maddesinde, ” üyeleri en yüksek Devlet memurunun almakta olduğu mali ve sosyal haklardan yararlanırlar.” hükmü yeraldığından, miiletvekillerinin mali ve sosyal haklarının Devlet memurlarının tabi olduğu statüde, idarenin düzenleme yapma yetkisi çerçevesinde sınırlandırılabileceği açıktır.
Bu durumda, dava konusu Yönetmelik hükümlerinde ve buna dayalı olarak tesis edilen işlemde hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenle, davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onbeşinci Dairesince tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava, 16. Dönem Ankara Milletvekili olan davacının, eşi …….’ın katarakt tedavisinde gözüne uygulanan lenslerin bedeline ilişkin faturanın 1.939.25 TL’lik kısmının ödenmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin ve dayanağı olan ”Milletvekillerine, Yasama Organı Eski Üyelerine, Dışarıdan Atandıkları Bakanlık Görevi Sona Erenlere Tedavi Yardımı Yapılmasına Dair Yönetmelik”in 17. ve 22. maddelerinin dava konusu kısımlarının iptali ve ödenmeyen 1.939,25 TL’nin yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
28.10.1990 tarihli 20679 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 3671 sayılı Üyelerinin Ödenek, Yolluk ve Emekliliklerine Dair Kanunun ”Milletvekilleri ile Yasama Organı Eski Üyelerinin Sosyal Hakları” başlıklı 4. maddesinde ” Milletvekillerinin, Yasama Organı Üyeliği ile açıktan atandığı Bakanlık görevi sona erenlerin ve bunların bakmakla yükümlü oldukları aile fertlerinin; ölenlerin aylık veya 5 inci madde gereğince tazminat alan veya müstahak olup da, bu tazminatı 5 inci maddenin üçüncü fıkrasındaki şartlar sebebiyle alamayan dul ve yetimlerinin tedavileri nce sağlanacağı ” hükmüne yer verilmiştir.
Bireysel işlemin dayanağı olarak gösterilen 30.07.2004 tarihli 25538 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren ve 3671 sayılı Kanun’a dayanılarak hazırlanan Milletvekillerine, Yasama Organı Eski Üyelerine Dışarıdan Atandıkları Bakanlık Görevi Sona Erenlere Tedavi Yardımı Yapılmasına Dair Yönetmelik’in amacını düzenleyen 1. maddesinde, bu Yönetmeliğin amacı, milletvekillerinin, Yasama Organı üyeliği ile açıktan atandığı bakanlık görevi sona erenlerin ve bunların bakmakla yükümlü oldukları aile fertlerinin, ölenlerin dul ve yetimlerinin ayakta veya yatarak tedavileri, yol ve gündelik ile refakatçi giderlerinden yararlanma esas ve usulleri ile bu hizmetlere ödenecek bedellere ilişkin hususları düzenlemek olduğu, kapsam kısmını düzenleyen 2. maddesinde, bu Yönetmelik, tedavi yardımından yararlandırılacak hak sahipleri ile bunlara tedavi hizmetini sağlayacak sağlık kurum ve kuruluşlarını kapsayacağı, dayanak kısmını düzenleyen 3. maddesinde, bu Yönetmelik, 26/10/1990 tarihli ve 3671 sayılı Üyelerinin Ödenek, Yolluk ve Emekliliklerine Dair Kanunun 1 inci ve 4 üncü maddesi ile 1/12/2011 tarihli ve 6253 sayılı Başkanlığı İdari Teşkilatı Kanununun 27 nci maddesine dayanılarak hazırlandığı düzenlemeleri yer almaktadır.
Dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan Yasama Organı Eski Üyelerine Dışarıdan Atandıkları Bakanlık Görevi Sona Erenlere Tedavi Yardımı Yapılmasına Dair Yönetmeliğin ” Özel Sağlık Kurum ve Kuruluşlarında Tedavi Giderleri ” başlıklı 17. maddesinde ” Bu maddedeki hükümler Kurum ile sözleşmesi bulunan özel sağlık kurum ve kuruluşlarının paket fiyat anlaşması dışında kalan ve Kurum ile sözleşmesi olan özel sağlık kurum ve kuruluşlarının bulunmadığı yerlerdeki ve sözleşme yapılmayan özel sağlık kurum ve kuruluşlarının tedavi faturaları için geçerlidir.
Özel sağlık kurum ve kuruluşlarına hak sahiplerinin tedavi giderleri için, Türk Tabipler Birliği Asgari Ücret Tarifesi birim fiyatları üzerinde ödeme yapılamaz.
Tedavi, özel sağlık kurumu veya kuruluşlarınca sağlandığı takdirde, hastanın tedavisi dolayısıyla yapılan bütün işlemler sonucu ödenmesi gereken ücretleri göstermek üzere düzenlenecek fatura hastaya imzalattırılır ve bir nüshası kendisine verilir. Diğer nüshası, sağlık karnesinin kimlik bölümünün fotokopisi eklenerek Kuruma gönderilir. Fatura bedeli, gerekli fatura incelemesi yapıldıktan sonra, anlaşmalı kurum ve kuruluşlara sözleşme esaslarına göre, Kurum ile sözleşmesi bulunan kurum ve kuruluşların bulunmadığı yerlerdeki veya sözleşme yapılmayan özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sağlık faturaları Kurumca emsal sözleşme hükümleri çerçevesinde ödenir.” düzenlemesi ile ”Gözlük Giderleri ” başlıklı 22. maddesinde ”Hak sahiplerinin resmi veya özel sağlık kurum ve kuruluşlarının göz hastalıkları uzmanları tarafından yapılan muayenelerine ilişkin ücret ile bunlar tarafından düzenlenen reçeteye dayanılarak alınan renkli ve renksiz gözlük camları ve çerçeve bedellerinin Başkanlık Divanınca tespit edilen tutarı kadarı, gerekli fatura incelemesi yapıldıktan sonra Kurum tarafından, bunu aşan kısmı ise ilgili tarafından ödenir.
Özel sağlık kurum veya kuruluşlarının göz hastalıkları uzmanlarınca yapılan muayenelere ilişkin giderler, Türk Tabipler Birliği Ücret Tarifesi üzerinden Kurum tarafından ödenir.
Keratokonus ile göz ameliyatı sonucuna bağlı olarak kullanılması sağlık kurulu raporuyla gerekli görülen lens bedelleri hariç olmak üzere; göz tedavilerinde kullanılmasında kesin zorunluluk olduğu resmi sağlık kurulu raporu ile belgelendirilse bile, CONTAKT-LENS camlarına ait bedeller hiçbir şekilde ödenmez.” düzenlemeleri yer almaktadır.
Yukarıda bahsedilen Yönetmelik 02.05.2012 tarihli 28280 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak değişikliğe uğramış olup söz konusu maddeler yeniden düzenlenmiştir. Mülga yönetmelikte 17. maddede düzenlenen ”Özel sağlık kurum ve kuruluşlarında tedavi giderleri” yeni Yönetmeliğin 15. maddesinde ”Bu maddedeki hükümler, Kurum ile sözleşmesi bulunan özel sağlık kurum ve kuruluşlarının paket fiyat anlaşması dışında kalan ve Kurum ile sözleşmesi bulunmayan özel sağlık kurum ve kuruluşlarının tedavi faturaları için geçerlidir.
Özel sağlık kurum ve kuruluşlarına hak sahiplerinin tedavi giderleri için, Türk Tabipleri Birliği Asgari Ücret Tarifesi birim fiyatlarının üzerinde ödeme yapılamaz.
Tedavinin özel sağlık kurumu veya kuruluşlarınca sağlanması nedeniyle ödenmesi gereken ücretler için düzenlenen fatura hastaya imzalattırılır ve bir nüshası kendisine verilir. Diğer nüshası, kimlik belgesinin fotokopisi eklenerek Kuruma gönderilir. Hastanın faturayı imzalayacak durumda olmaması halinde faturayı imzalayanın kimlik belgesi fotokopisi faturaya eklenir. Fatura bedeli, fatura incelemesi yapıldıktan sonra, anlaşmalı kurum ve kuruluşlara sözleşme, sözleşme yapılmayan özel sağlık kurum ve kuruluşlarına ise emsal sözleşme hükümlerine göre Kurumca ödenir.
Tedaviler Tebliğ (Sağlık Uygulama Tebliğ) uygulamaları ve Tebliğ (Sağlık Uygulama Tebliği) listeleri esas alınmak suretiyle karşılanır. Tedavi bedeli, Türk Tabipleri Birliği Asgari Ücret Tarifesinde fiyatlandırılmış ise, bu Tarife birim fiyatlarından, aksi takdirde Tebliğ liste fiyatlarından, Kurumca karşılanır. Türk Tabipleri Birliği Asgari Ücret Tarifesinde ve Tebliğ listelerinde fiyatlandırılmayanlar hiçbir surette karşılanmaz.” şeklinde değiştirilmiş olup değişiklikle tedavilerin Sağlık Uygulama Tebliğindeki düzenlemeler esas alınarak karşılanacağı görülmüştür,
Mülga Yönetmeliğin 22. maddesinde düzenlenen ”Gözlük giderleri” düzenlemesi ise yeni Yönetmeliğin 20. maddesinde Hak sahiplerinin resmi veya özel sağlık kurum ve kuruluşlarının göz hastalıkları uzmanları tarafından yapılan muayenelerine ilişkin ücret ile bunlar tarafından düzenlenen reçeteye dayanılarak alınan renkli ve renksiz gözlük camları ve çerçeve bedellerinin TBMM Başkanlık Divanınca tespit edilen tutarı kadarı, fatura incelemesi yapıldıktan sonra Kurumca, bunu aşan kısmı ise hak sahibi tarafından ödenir.
Lasik ve lasek tedavisinde Tebliğ hükümleri uygulamaları esas alınır.
Teleskopik gözlük ve kontakt lens bedelleri Tebliğ (Sağlık Uygulama Tebliğ) hükümleri ve liste fiyatlarından Kurumca ödenir.” şeklinde değiştirilmiştir.
Sağlık hizmetinin ertelenemez ve ikame edilemez özelliğinin yanı sıra doğrudan yaşam hakkına ilişkin bir kamu hizmetidir. Katarakt hastalığın tedavisinde göz içine kullanılan lensin hayati öneme sahip olmadığı, alternatif tedavisinin bulunduğu yönünde herhangi bir bilimsel tespit, dosya kapsamında bulunmamaktadır. Kaldı ki Keratokonus ile göz ameliyatı sonucuna bağlı olarak kullanılması sağlık kurulu raporuyla gerekli görülen lens bedelleri ödenirken, Keratokonus ile göz ameliyatı hariç tutularak katarakt ameliyatı sonucu kullanılan tıbbi malzemenin göz tedavilerinde kullanılmasında kesin zorunluluk olduğu resmi sağlık kurulu raporu ile belgelendirilse bile ödenmeyeceği şeklinde ayrım yapılmasının da bilimsel belirlemelerine dosyada yer verilmemiştir.
Hastanın muayenesini ve tetkiklerini yapmak suretiyle hastalığı teşhis eden doktor tarafından, hastalığın tedavisinde kullanılması uygun görülen ve kullanılması hastanın tercihine bırakılmayan (aksi yöndeki uygulama tıbbi gerekliliklere ve tıbbi etik kurallarına uygun değildir) ve hasta tarafından bedeli mukabilinde piyasadan temin edilen tıbbi malzemenin (contact lensin) bedelinin ödenmeyerek hastanın sağlık hizmetine erişim hakkının engellenmesi veya ağır bir maddi yük altında bırakılması sağlıklı yaşam hakkına ve sosyal devlet ilkesine aykırıdır.
Bu durumda, doktorun bilgisi ve onayı ile katarakt hastalığının tedavisinde kullanılan ve bu hastalığın tedavisinde kullanılmasının sağlık hizmeti olmadığı veya insan sağlığını ve yaşamını olumsuz yönde etkilediğine ilişkin Sağlık Bakanlığınca yapılmış tıbbi bir tespit bulunmadığı, işlem tarihindeki yönetmelik düzenlemesindeki ayrımın daha sonraki düzenleme ile de ortadan kaldırıldığı dikkate alınırsa, bedelin ödenmemesi işleminin dayanağı olarak gösterilen Yönetmeliğin ilgili kısımlarında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Davanın, davacının tazminat istemine yönelik kısım açısından incelenmesi:
Anayasanın 125. maddesinin son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu şeklinde yer alan hüküm karşısında hukuka aykırılığı saptanan işlem nedeniyle ilgililerin uğradıkları zararların idarelerce ödenmesi gerekmektedir.
Buna göre, sağlık kurulu raporu ile davacının tedavisinde kullanılması zorunlu görülen contact lensin bedelinin bir kısmının bedelinin ödenip , bir kısmının ödenmediği, yine dosyada ve idareye yapılan başvuruda markası ve özellikleri belirtilen lensin, bu fiyattan daha az bir fiyatla piyasadan temin edileceği yönünde idarece yapılmış bir tesbit de bulunmadığından bu miktarın yasal faiziyle birlikte tazmini gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, katarakt hastalığı nedeniyle takılan contact lens bedelinin ödenmemesine ilişkin işlemin ve bu işlemin dayanağı olan 30.07.2004 tarihli 25538 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Milletvekillerine, Yasama Organı Eski Üyelerine Dışarıdan Atandıkları Bakanlık Görevi Sona Erenlere Tedavi Yardımı Yapılmasına Dair Yönetmelik 17. maddesinin 2. fıkrası, 3. fıkrası ve 22. maddesinin 3. fıkrasının lens bedeli yönünden İPTALİNE, tazminat isteminin KABULÜ ile …. TL tutarındaki lens bedelinin dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine, hükmedilen miktar üzerinden hesaplanan … TL nispi karar harcından peşin alınan …TL harcın mahsubu ile eksik kalan … TL harcın davacıya tamamlattırılmasına, davanın iptal ile sonuçlanması nedeniyle aşağıda dökümü yapılan yargılama giderlerinin davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine, artan posta giderinin istemi halinde davacıya iadesine, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanun’un 48. maddesi uyarınca bu kararın tebliğ edildiği tarihten itibaren 30 gün içinde temyiz yoluyla Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna başvurulabileceğinin taraflara bildirilmesine, 14/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.