Danıştay 15. Daire Başkanlığı 2014/5683 E. , 2017/2577 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2014/5683
Karar No : 2017/2577
Temyiz Eden (Davacı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davalı) :
İstemin Özeti : …. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…; K:… sayılı kararının, hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti :Savunma verilmemiştir.
Düşüncesi :Temyiz istemine konu Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce; tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki bilgi ve belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava; davacının ikamet ettiği, … İli, .. İlçesi, … Köyü’nden terör olayları nedeniyle göç emek zorunda kaldığından bahisle uğradığını ileri sürdüğü zararın 5233 sayılı Kanun uyarınca tazmini istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
…. İdare Mahkemesi’nce; tapu kayıtlarına göre davacı adına taşınmaz bulunmadığı, bölgenin kadastrosunun yapıldığı, temel olarak zilyetliğin de varlığına işaret eden kadastro kayıtlarında davacı adına hiç bir taşınmaz tespitine yer verilmediği; davalı idarece yerinde yapılan incelemenin ise “kadastro görmemiş” şerhiyle tamamlandığı, ancak bu aşamada tespit edilen taşınmaz mal varlığının, aksi ispat edilinceye kadar geçerli resmi kayıt niteliğinde olan tapu sicili karşısında herhangi bir hüküm ifade etmeyeceği, kaldı ki UYAP sorgulamasında davacının söz konusu kadastro işlemlerine karşı açmış olduğu bir davanın da olmadığı, bu kapsamda talep edilen taşınmaz ve bu taşınmazlar üzerindeki ağaç vb. mal varlığına sahip olmayan davacının talebinin reddine yönelik dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından; temyiz dilekçesine Kadastro Müdürlü’ğünün 29/04/2014 tarih ve 1022 sayılı yazısı eklenmek suretiyle … İli, … İlçesi, … Köyü’nde kamulaştırma nedeni ile kısmi olarak kadastro tespiti yapıldığı, mal varlığının bulunduğu …Mezrası’nda kadastro tespit çalışmalarının halen yapılamamış olması nedeniyle adına mal varlığı tespit edilemediği, kaldı ki mal varlığının komisyon başkanlığına bağlı araştırma heyetince yapılan keşif neticesinde de tespit edildiği ileri sürülerek anılan Mahkeme kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkındaki Kanunun ‘amaç’ başlıklı 1. maddesinde: ‘’Bu Kanunun amacı, terör eylemleri veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle maddî zarara uğrayan kişilerin, bu zararlarının karşılanmasına ilişkin esas ve usulleri belirlemektir.’’ hükmüne, ‘kapsam’ başlıklı 2. maddesinde; ‘’Bu Kanun, 3713 sayılı Kanunun 1 inci, 3 üncü, 4 üncü maddeleri kapsamına giren eylemler veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle zarar gören gerçek kişiler ile özel hukuk tüzel kişilerinin maddî zararlarının sulhen karşılanması hakkındaki esas ve usullere ilişkin hükümleri kapsar.’’ hükmüne, 5. maddesinde; zarar görenin veya mirasçılarının başvurusu halinde bu Kanun kapsamına giren bir zararın bulunup bulunmadığını tespit etmek, Kamu kurum ve kuruluşları veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarınca uygulanmış projelerin, zararın giderilmesine katkıları; zarar görenin değerlendirebileceği enkaz ve diğer yararlar; sigorta şirketlerince veya ilgili mevzuata göre kamu kurum ve kuruluşları ile sosyal güvenlik kuruluşlarınca ödenen tazminatlar, tedavi ve cenaze giderlerinin zarar miktarından mahsup edilmesi suretiyle belirlenen ve 9 uncu veya 10 uncu maddelere göre yapılan nakdî veya aynî ödeme miktarını içeren sulhname tasarılarını hazırlamak, sulhname tasarısının kabul edilmemesi veya 12 nci maddenin ikinci fıkrasına göre kabul edilmemiş sayılması hâllerinde bir uyuşmazlık tutanağı düzenleyerek bir örneğini ilgiliye tebliğ etmek (…), başvuranın, bu Kanun kapsamına giren bir zararının bulunmadığının tespit edilmesi hâlinde, buna ilişkin karar tutanağı düzenleyerek bir örneğini ilgiliye tebliğ etmek (…) komisyonun görevleri arasında sayılmış, yine aynı Kanun’un 8.maddesinde; ‘’7 nci maddede belirtilen zararlar, zarar görenin beyanı, adlî, idarî ve askerî mercilerdeki bilgi ve belgeler göz önünde tutularak olayın oluş şekli ve zarar görenin aldığı tedbirlere göre, zarar görenin varsa kusur veya ihmalinin de gözönünde bulundurulması suretiyle, hakkaniyete ve günün ekonomik koşullarına uygun biçimde komisyon tarafından doğrudan doğruya veya bilirkişi aracılığı ile belirlenir. Taşınmaza ilişkin zarar tespitinde 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 11 inci maddesinde belirtilen kıymet takdiri esaslarının kıyasen uygulanacağı’’ hükmü yer almıştır.
Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkındaki Yönetmelikte de benzer düzenlemelere yer verilmiş ‘Komisyonca keşif yapılması’ başlıklı 11. maddesinde; ” Komisyon gerek görmesi halinde keşif yapabilir. Komisyon başkanı belirlemiş olduğu keşif yeri ile gün ve saatini komisyon üyeleri ve/veya bilirkişi ile başvuru sahibine veya yetkili temsilcisine yazılı olarak bildirir. Başvuru sahibinin kendisi, veli veya vasisi veya yetkili temsilcisi ve varsa şahitleri keşif mahallinde hazır bulunurlar. Muhtar veya o yer mahallinden iki kişinin de keşifte hazır bulunması temin edilir. Tespit edilen günde komisyon olay mahalline giderek zararı tespit eder. Bu tespitte; a) Keşif tarihi, b) Zarar görenin adı soyadı, c) Zararın meydana geldiği yer, d) Zararın meydana geldiği tarih, e) Zararın nev’i, f) Zararın miktarı, g) Zarar gören bina, işyeri, arazi, taşıt ve ağaç gibi taşınır ve taşınmaz mallardan faydalanılma imkanının bulunup bulunmadığı, h) Zarar görenin kendi ihmal, kusur ve kastının olup olmadığı, ı) Zarardan mahsup edilmesi gereken miktarlar, ile gerekli görülen diğer hususlar tutanağa bağlanarak hazır bulunanlarca imza altına alınır. Başvuru sahibi veya yetkili temsilcisinin keşif esnasında hazır bulunmaması halinde durum tutanakta belirtilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Dosyanın ve aynı köye ilişkin Dairemizin diğer esaslarına kayıtlı dosyalarının birlikte incelenmesinden; … İli, … İlçesi, … Köyü ve .. Mezrası’nın terör olayları nedeniyle tamamen boşaltıldığı, davacı tarafından 5233 sayılı Kanun uyarınca zararlarının tazmini istemiyle yapılan başvuru üzerine 29/05/2013 tarihinde, davalı idarece mahallinde keşif yapıldığı, keşif sonucu düzenlenen keşif ve tespit tutanağında davacı adına ev, ahır, arazi ve ağaç tespiti yapıldığının belirtildiği, Zarar Tespit Komisyonu’nun 27/05/2013 tarih ve 263 sayılı işlemi ile, İlçe Tapu Müdürlüğü, İlçe Belediye Başkanlığı, İlçe Fedaş Müdürlüğü ile yapılan yazışmalar neticesinde adına herhangi bir mal kaydına rastlanmadığı, komisyon tarafından yapılan araştırma neticesinde terör olayları nedeniyle herhangi bir zararının olmadığı, zarar gördüğünün kendi beyanından ibaret olduğu, kurumlarla yapılan yazışmaların bu beyanın aksini desteklediğinden bahisle talebinin reddi üzerine anılan işlemin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
5233 sayılı Kanun ve yönetmelik hükümlerince, terör ve terörle mücadele nedeniyle oluşan zararların tespiti amacıyla valilikler bünyesinde oluşturulan zarar tespit komisyonlarına çok geniş yetkiler verilmiştir. Ancak, davalı idareye tanınan bu geniş yetkiler aynı zamanda idareye yükümlülük de getirmektedir. Bu yükümlülüğün gereği ise, usulüne uygun inceleme ve araştırma yapılıp her bir başvurucunun özel durumu gözönüne alınarak bir değerlendirme yapmak ve bu değerlendirme sonucunda bir karar vermektir.
Somut uyuşmazlıkta; davacının başvurusu üzerine 29/05/2013 tarihinde davacı, mahalli ve teknik bilirkişilerce mahallinde keşif yapıldığı, yapılan keşif neticesinde düzenlenen tutanakta, …Köyü’nde davacı adına ev, ahır, arazi ve ağaç tespiti yapıldığı görülmektedir.
Durum böyle olunca, 5233 sayılı Kanun’un, kişilerin gerek mülkiyetlerindeki, gerekse zilyedliklerindeki taşınır ve taşınmaz mallar dolayısıyla uğradıkları zararların tazminini kapsadığı ve araştırma heyetince bu Köyde yapılan keşif neticesinde davacı adına mal varlığı tespit edildiği göz önüne alındığında, Komisyonca, ya araştırma heyetinin yaptığı bu tespitler dikkate alınarak ya da yapılan tespitlerin sıhhatinden şüphe duyuluyor ise yukarıda yer verilen Yönetmeliğin 11. maddesinde öngörülen usulde davacının da katılımı sağlanarak yapılacak keşif sırasında davacıya, mülkiyetindeki ya da zilyetliğindeki taşınmazlarını gösterebilme ve bu şekilde iddialarını ispat edebilme hakkı tanınarak ve başvuranın sunduğu bilgi-belgeler ile re’sen yapılacak araştırmalar neticesinde elde edilecek bilgi-belgeler bir arada değerlendirilerek mükerrer ödemeye neden olmayacak ve tereddüte yer vermeyecek şekilde, davacının … İlçesi, …Köyü’ndeki/… Mezra’sındaki mal varlığı tespitinin yapılarak, varsa, tespit edilen mal varlığına, köyün/mezranın boşalmasından köye/mezraya dönülebilen tarihe kadar geçen süreçle sınırlı olarak, ulaşamaması nedeniyle uğradığı zararın belirlenerek tazmini gerekirken, eksik inceleme sonucu tesis edilen işlemde hukuka uyarlık, davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, …. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…; K:… sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18/06/2014 tarih ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/05/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.