Danıştay Kararı 15. Daire 2014/526 E. 2017/491 K. 25.01.2017 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2014/526 E.  ,  2017/491 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2014/526
Karar No : 2017/491

Temyiz Eden ve Karşı Taraf (Davacı) :
Vekili :
Temyiz Eden ve Karşı Taraf (Davalı) :
Vekili :
İstemlerin Özeti : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…. sayılı kararının taraflarca aleyhlerine olan kısımlarının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmaların Özeti :Taraflarca savunma verilmemiştir.
Düşüncesi : Davalı idarenin temyiz isteminin reddi, davacının temyiz isteminin kısmen kabulü ile mahkeme kararının, kabul edilen maddi tazminat miktarına faiz konusunda bir karar verilmemesi ve nispi karar harcının yargılama giderlerine eklenmesine ilişkin kısımlarının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce; tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava; davacının sevk ve idaresindeki …. plakalı aracın, 19.12.2009 tarihinde …. istikametinden …. istikametine doğru seyir halindeyken, yolun sağ şeridinde bulunan çukura girdikten sonra direksiyon hakimiyetinin kaybedilip kontrolden çıkarak, orta refüje çarptıktan sonra yolun sağına savrularak taklalar atması şeklinde meydana gelen trafik kazasında idarenin hizmet kusuru olduğundan bahisle, araçta meydana geldiği iddia edilen 7.000-TL maddi ve 2.500-TL manevi zarar olmak üzere toplam 9.500-TL zararın olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
…… İdare Mahkemesince, davaya konu trafik kazasında tarafların kusur oranının tespiti amacıyla Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nden rapor alınmış, 06.05.2011 tarihli raporda; sisli ve görüşün kısıtlı olduğu havada, aydınlatması olan mahalde seyrini sürdüren davacının, yola gereken dikkati vermediği, zeminde bulunan 3.5 m. uzunluğunda, 70 cm. genişliğinde olan su dolu çukuru zamanında farkedip çukura uygun hızla girmediği için %62.50 oranında, yolun yapım ve bakımından sorumlu olan davalı idarenin ise kaplamadaki mevcut durumun aracın güvenli seyrini sağlamaması, düzenleme ve denetimin yapılmamış olması nedeniyle %37.50 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiş, …. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/1D.İş dosyasında alınan bilirkişi raporuna göre, kaza nedeniyle araçta oluşan maddi zararın 13.395,00-TL olduğu yönündeki tespit mahkemece de kabul görmüş ve davalı idarenin kazanın meydana gelmesinde hizmet kusurunun bulunduğu gerekçesiyle, maddi tazminat isteminin kısmen kabulu ile davalı idarenin %37.50 kusur oranı üzerinden hesaplanan 5.023,12-TL maddi tazminatın davacıya ödenmesine kalan maddi tazminat kısmının reddine, manevi tazminat isteminin ise idari kusurun niteliği ve ağırlığı dikkate alındığında davacının manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
Taraflarca, anılan mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek aleyhlerine olan
kısımlarının temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.
Temyize konu kararın, maddi tazminat isteminin kısmen kabulü, kısmen reddine ilişkin kısmı ile manevi tazminat isteminin reddine ilişkin kısımlarında 2577 sayılı Kanunun 49. maddesinde belirtilen bozma nedenleri bulunmadığından, tarafların bu kısımlara ilişkin temyiz istemleri yerinde görülmemiştir.
Davacının faiz talebi bakımından temyiz istemi incelendiğinde:
Yerleşik yargı içtihatlarına göre, idari eylemlerden doğan zarar nedeniyle açılan tam yargı davalarında, hükmedilen tazminat tutarının dava dilekçesinde istenilmek kaydıyla idareye yapılan başvuru tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi gerekmektedir. Dava dilekçesinde 7.000,00-TL maddi, 2.500,00-TL manevi olmak üzere toplam 9.500,00-TL tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idareden tahsili talep edilmiş olup, mahkemece davanın kısmen kabul edilen 5.023,12-TL maddi tazminata ilişkin kısmı için faiz hakkında bir karar verilmemiştir. Hükmedilen maddi tazminata hakkaniyet gereği idareye başvuru tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekmektedir.
Bu durumda, İdare Mahkemesi kararında, hüküm altına alınan maddi tazminata faiz işletilmesi konusunda bir karar verilmesi gerekirken, faiz konusunda karar verilmemesinde hukuki isabet görülmediğinden mahkeme kararının bu kısmının bozulması gerekmektedir. Davacının nispi karar harcı nedeniyle yargılama giderleri bakımından temyiz istemine gelince:
492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 2. maddesinde, yargı işlemlerinden bu Kanuna bağlı (1) sayılı tarifede yazılı olanların yargı harçlarına tâbi bulunduğu; 11. maddesinde, genel olarak yargı harçlarını davayı açan veya harca konu olan işlemin yapılmasını isteyen kişilerin ödemekle mükellef olduğu; 15. maddesinde, yargı harçlarının (1) sayılı tarifede yazılı işlemlerden değer ölçüsüne göre nispi esas üzerinden, işlemin nev’i ve mahiyetine göre maktu esas üzerinden alınacağı; 16. maddesinde, değer ölçüsüne göre harca tabi işlemlerde (1) sayılı tarifede yazılı değerlerin esas olduğu; 21. maddesinde, yargı harçlarının (1) sayılı tarifede yazılı nispetler üzerinden alınması gerektiği; 28. maddesinde ise, (1) sayılı tarifede yazılı nispi karar harcının dörtte birinin peşin, geri kalanının kararın verilmesinden itibaren bir ay içinde ödeneceği kurala bağlanmıştır.
Anılan Kanunun, yargı harçlarının gösterildiği (1) sayılı tarifesinde, konusu belli bir değerle ilgili bulunan davalarda esas hakkında karar verilmesi halinde hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden nispi karar harcı alınacağı belirtilmiştir.
Aktarılan Kanun hükümlerinden de anlaşılacağı üzere; konusu belli bir miktarı içeren davalarda, yargılama gideri içinde yer alan kalemlerden nispi karar harcı dışındaki harç ve posta giderinin, haklılık oranına göre davanın taraflarına yükletilmesi; hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden hesaplanacak nispi karar harcının ise, tümüyle haksız çıkan tarafa, başka bir deyişle davalı idareye yükletilmesi gerekmektedir.
Bu nedenle, İdare Mahkemesince, nispi harç dahil tüm yargılama giderlerine haklılık oranı uygulanması suretiyle hüküm kurulmasında yasal isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kısmen kabulü ile …. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:… sayılı kararının, kabul edilen maddi tazminat miktarına faiz işletilmesi konusunda karar verilmemesi ve nispi karar harcı nedeniyle yargılama giderlerine ilişkin kısımlarının BOZULMASINA, davacının temyiz isteminin kısmen reddi, davalı idarenin temyiz isteminin reddi ile anılan kararın diğer kısımlarının ONANMASINA, dosyanın bozulan kısımlar için yeniden bir karar verilmek üzere anılan idare mahkemesine gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18.06.2014 gün ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25/01/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.