Danıştay Kararı 15. Daire 2014/457 E. 2017/259 K. 17.01.2017 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2014/457 E.  ,  2017/259 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2014/457
Karar No : 2017/259

Temyiz Edenler (Davacılar) :
Vekilleri :
Karşı Taraf (Davalı) :
Vekili :
İstemin Özeti :… İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…; K:….sayılı kararının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
Düşüncesi : Davalı idarenin karayolu üzerinde can ve mal emniyetini sağlayacak çalışmaları yapmak ve emniyet tedbirlerini almak hususunda yasal görev ve sorumluluğunun bulunması, bu görev ve sorumluluğun yerine getirilmesinde idare adına hareket eden görevlilerin kusurlu olduğu hususunun ceza yargılaması sonucunda kesinleşmesi, ceza dosyasında toplanan kanıtlar ve bu kanıtlara dayanan mahkumiyet kararına dayanak teşkil eden bilirkişi raporları ile idare mahkemesince alınan bilirkişi raporu arasında kusurun varlığı noktasında çelişkili tespitler bulunması nedeniyle , temyiz isteminin kabulüyle, kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce; işin esasına geçilerek gereği görüşüldü:
Dava; davacılar yakını …’in sevk ve idaresinde bulunan beton mikserinin 02.06.2006 tarihinde Sakarya ili Taraklı İlçesi D-150.05 devlet karayolunda seyir halinde iken, virajlı ve mıcırlı kesimde yoldan çıkarak uçuruma düşmesi sonucu meydana gelen tek taraflı trafik kazasında vefat etmesinde, davalı idarenin hizmet kusuru bulunduğundan bahisle, vefat edenin eşi için 8.000,00-TL maddi destekten yoksun kalma, 5.000,00-TL manevi, babası … ve annesi için ayrı ayrı 5.000,00-TL, kardeşleri , ve için 4.000,00’er-TL manevi olmak üzere olmak üzere toplam 35.000,00.-TL zararın, kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tazmini istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesince; davalı idarenin kazanın meydana gelmesinde hizmet kusurunun bulunup bulunmadığının tespiti için Adli Tıp Kurumundan bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş, anılan kurum tarafından dosyaya sunulan raporda ” sürücü ….’in idaresindeki vasıta ile gündüz vakti, dik eğimli, asfalt kaplama üzerine mıcır serili olan yolda seyrini sürdürürken yola gereken dikkati vermediği, tanık ifadesinden anlaşıldığı üzere hızını yük durumunu da göz önüne alarak yol ve zemin şartlarına göre ayarlamadığı, yaklaşımında ” tehlikeli viraj”, ”gevşek şev” ve ” gevşek malzemeli zemin” trafik uyarı levhalarının mevcut olduğu, keskin dönemece yaklaşırken hızını uygun seviyeye düşürmediği, süratle giriş yaptığı, aracıyla yolun sağından çıkarak uçuruma düşmesi ile neticelenen olayda, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı hareketleriyle tamamen kusurlu olduğu, aracın yoldan çıktığı yerden geriden başlayan mıcırlı yolun, dönemeç yaklaşımında sürücüleri uyarmak bakımından gerekli trafik uyarı levhalarının mevcut olduğu, olayda müteveffa sürücünün aracıyla viraja uygun hızla girmemesinden , hızından dolayı aracının kontrolünü kaybetmesinden kaynaklandığı, mevcut şartlarda meydana gelen olayda yolun bakım ve onarımından sorumlu kuruma kusur atfının uygun bulunmadığı, sürücünün %100 oranında kusurlu, davalı idarenin kusursuz olduğu bildirilmiş, davacı vekilince rapora yapılan itiraz mahkemece raporu kusurlandırabilecek nitelikte görülmemiş ve dava konusu olayda davalı idarenin kusurunun bulunmadığı sonucuna varılarak davanın reddine karar verilmiştir.
Davacılar tarafından kararın hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Anayasa’nın 125. Maddesinde, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 7. Maddesinin (a) bendine göre, yapım ve bakımından sorumlu olduğu karayollarında can ve mal güvenliği yönünden gerekli düzenleme ve işaretlemeleri yaparak önlemleri almak ve aldırmak davalı idarenin görevi olup 6001 sayılı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un 4. Maddesine göre ise davalı idare, karayollarını yapmak, yaptırmak emniyetle kullanılmasını sağlamak, karayollarını onarmak, işletmek işlettirmekle görevli bulunmaktadır. Davalı idarenin karayolları üzerinde işleyen trafiğin can ve mal güvenliğini sağlayacak şekilde yürütmesi ve ve hizmetin yürütülmesi sırasında hizmet kusurundan meydana gelecek zararları ödemesi yukarıda anlatılan mevzuat gereğidir.
Dava dosyasının incelenmesinden, 02.06.2006 tarihinde Sakarya ili Taraklı İlçesi D-150.05 devlet karayolunda seyir halinde olan ve davacılar yakınınının sevk ve idaresindeki aracın, yolun virajlı ve mıcırlı kesiminde kontrolden çıkarak 22 metre yükseklikten aşağı düştüğü, Trafik kazası tespit tutanağına göre, kazanın meydana gelmesinde yolun yapım ve bakımından sorumlu idarenin 1. derece, sürücünün ise 2. derece kusurlu olduğu, …Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından alınan jandarma trafik bilirkişi raporuna göre, kazanın meydana geldiği virajda davalı idare tarafından standart dışı yama yapılıp eğimin bozulduğu, yola 0.5 mm. Den küçük kum dökülmesi gerekirken büyük mıcır döküldüğü bu nedenle idarenin 5/8, dikkatli araç kullanmayan sürücünün 3/8 kusurlu olduğu, Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığınca Sakarya Üniversitesi Ulaştırma Ana Bilim Dalından alınan rapora göre, virajlı yolda 0.5 mm.den büyük mıcırın bulunması nedeniyle idarenin 1/8, uyarı levhalarının bulunduğu bölgede hızını azaltmayan sürücünün 7/8 oranında kusurlu görüldüğü, mahkemece Adli Tıp Kurumundan alınan rapora göre, kazanın sürücünün aracıyla viraja uygun hızla girmemesinden, hızından dolayı aracının kontrolünü kaybetmesi nedeniyle meydana geldiği bu nedenle %100 kusurlu olduğu, davacılar vekilinin 05.01.2009 tarihli dilekçe ile Adli Tıp Kurumu raporuna itiraz ettiği dilekçesinde …Asliye Ceza Mahkemesinin … esasına kayden açılan kamu davasının bekletici mesele yapılması yönünde isteminin olduğu, … Asliye Ceza Mahkemesinde yapılan ceza yargılamasında alınan 12.11.2009 tarihli İstanbul Teknik Üniversitesi, Ulaştırma Ana Bilim Dalı karayolları ve trafik öğretim üyelerinden alınan rapora göre, kazanın meydana gelmesinde tedbirsiz ve dikkatsiz araç kullanan sürücünün asli, 1. derecede ve 6/8, yola serili mıcırı silindirleme ile sıkıştırmayıp fazla mıcırı süpürmeyen idarenin tali, 2. derecede ve 2/8 oranında kusurlu olduğu, idare adına yetki ve görev icra eden sanıkların kazanın meydana gelmesinde kusurlu oldukları gerekçesiyle tamamının 1 yıl 8 ay hapis ile cezalandırılıp hapis cezalarının ertelendiği, ceza mahkemesi kararının Yargıtay … Ceza Dairesinin .. tarih ve …E., … sayılı ilamıyla onandığı , davacılar vekilinin 29.05.2012 tarihinde Danıştay Genel Yazı İşleri Müdürlüğü kaydına giren dilekçesi ile …Asliye Ceza Mahkemesi kararının Yargıtay … Ceza Dairesinin … tarih ve …E., … sayılı ilamıyla onandığı, kesinleşen ceza mahkemesi kararının da dikkate alınarak … İdare Mahkemesi kararının bozulmasını talep ettiği ve dilekçe ekinde Yargıtay … Ceza Dairesi ilamının bulunduğu görülmektedir.
…İdare Mahkemesince dosya üzerinde yaptırılan Adli Tıp Kurumu bilirkişi incelemesi sonrasında düzenlenen raporda, davacılar yakını sürücünün aracıyla viraja uygun hızla girmemesinden ve hızından dolayı aracının kontrolünü kaybetmesi nedeniyle yolun bakım ve onarımından sorumlu kuruma kusur atfının uygun bulunmadığı, sürücünün %100 oranında kusurlu bulunduğu tespit edildiğinden, bilirkişi raporunun karara dayanak alınacak nitelikte görülerek davanın reddine karar verilmiş ise de, yukarıda bahsi geçen ceza yargılamasında alınan bilirkişi raporlarında da belirtildiği üzere davalı idarenin kazanın meydana geldiği virajlı kesimde standart dışı yama yaptığı, yola serilen malzemeyi silindirle sıkıştırarak trafik güvenliğini sağlayacak tedbirleri almadığı ve yolun dever eğiminin bozulmasını gidermediği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, yukarıda aktarılan mevzuat gereğince sorumlu olduğu karayolunun can ve mal emniyetini sağlayacak şekilde açık tutulması hususunda görev ve sorumluluğu bulunan idarenin kazanın meydana gelmesinde hizmet kusuru olduğu ve kusuru oranında tazmin yükümlülüğü bulunduğu halde, davalı idarenin kusursuz bulunduğundan bahisle verilen idare mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, …. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…; K:… sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18.06.2014 gün ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/01/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.