Danıştay Kararı 15. Daire 2014/4526 E. 2017/6648 K. 15.11.2017 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2014/4526 E.  ,  2017/6648 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2014/4526
Karar No : 2017/6648

Davacı :
Davalı :
Vekili :

Davanın Özeti : ‘nın 19.12.2011 tarih ve (2011/KUGM-17/ARAÇ MUAYENE) sayılı Genelgesi’nin 15. maddesinin (a), (b) ve (c) fıkralarının; trafik müşavirlik firmalarının iş alanlarının ortadan kaldırıldığı, vekaletnamelerin bir yıl süreyle sınırlandırılmasının sorunlara yol açacağı, ayrıca içinde bulunulan yıl düzenlemesinin de uygulamada sorunlara sebep olduğu, Anayasa’nın 49. maddesine aykırı olarak ticari faaliyet alanlarının sınırlandığı ileri sürülerek iptali istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : 26.12.2013 tarihli Genelge ile dava konusu Genelge’nin yürürlükten kaldırıldığı, davanın konusuz kaldığı, davanın süresinde açılmadığı, davacının bu alanda çalışan bir kişi olması nedeniyle genelgelerden haberdar olmamasının mümkün olmadığı savunulmaktadır.

Düşüncesi : İptal davalarında; her ne kadar husumet kural olarak işlemi tesis eden makama yöneltiliyor olsa da esasen yargılanan idare değil işlemin bizatihi kendisi olduğundan objektif bir uyuşmazlık söz konusudur ve re’sen araştırma ilkesi çerçevesinde yargı yeri işleme ilişkin gerekli incelemeleri yapmaktadır.
Dava konusu Genelge gibi düzenleyici işlemler; genel ve soyut nitelikte olup belli kişiler için değil düzenleme içinde yer alan herkes için geçerli olduğundan bu işlemlerin hukuka aykırılığı iddiası ile açılan iptal davası da objektif niteliği haizdir.
Bu nedenle 26/12/2013 tarih ve “Araç muayeneleri” konulu(2014/KDGM- 02 /ARAÇ MUAYENE) sayılı Genelgesi ile dava konusu düzenlemenin de yer aldığı Genelge yürürlükten kaldırılmış ise de idari yargı yerlerince dava konusu düzenlemelerin hukuka uygunluğu denetlenerek işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekmektedir.
İşin esasına geçildiğinde ise; mevzuatta verilen yetki kapsamında davalı idare tarafından araç muayenelerine ilişkin kurallar belirlendiği, dava konusu düzenlemelerin ile araç sahipleri ve muayene işlemlerini yürüten görevliler açısından güveni ve düzeni sağlayacağı, bu yönüyle dava konusu düzenlemelerde hukuka, kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırılık bulunmadığı, ayrıca gerçek kişiler ile tüzel kişilere farklı hukuki statüde olduklarından farklı kurallara tâbi tutulmalarının eşitlik ilkesine aykırılık teşkil etmediği, davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı :
Düşüncesi : Dava; Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Karayolu Düzenleme Genel Müdürlüğünün 19.12.2011 tarihli “2011/KUGM- 17 /ARAÇ MUAYENE” başlıklı Genelgesinin 6’ncı bölümünde yer alan 15’inci maddesinin (a) ve (b) bentlerinin iptali istemiyle açılmıştır.

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun “Millî Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının görev ve yetkileri” başlıklı 8’inci maddesinin c/1 fıkrasında, …tescile bağlı araçların muayenelerini yapmak veya yaptırmak, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın görevleri arasında sayılmış, Kanunun 35’inci maddesinde de, araçların muayenelerinin Ulaştırma Bakanlığına ait muayene istasyonlarında veya bu Bakanlık tarafından işletme yetki belgesi ile yetki verilmesi halinde ise, yetki verilen gerçek veya tüzel kişilere ait muayene istasyonlarında yapılacağı, hükme bağlanmıştır.
655 sayılı Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 7’nci maddesinin 1/g bendinde ise, karayolu araçlarının dönemsel teknik muayenelerine ilişkin usul ve esaslar ile dönemsel teknik muayene yapacakların asgari niteliklerini belirlemek ve bunları yetkilendirmek ve denetlemek hususunda, Karayolu Düzenleme Genel Müdürlüğü’nün görevli olduğu belirtilmiş, 34’üncü maddesiyle de, Bakanlığa; görev, yetki ve sorumluluk alanına giren ve kanunla belirlenmiş konularda idari düzenleme yapma yetkisi verilmiştir.
Dava konusu düzenlemeyle; araç muayene istasyonlarında yapılacak periyodik muayenelerde; bir gerçek kişinin bir takvim ayı içerisinde başka bir gerçek kişiye ait sadece bir aracı veya, birden fazla kişiye ait araçları aynı takvim ayı içerisinde muayeneye getirmek istemesi halinde, bu araç/araçlar için içinde bulunulan yıl içerisinde düzenlenmiş noter onaylı vekâletnameyi muayene istasyonu yetkililerine vermesi; tüzel kişiliklerle ilgili olarak da, tüzel kişilik çalışanlarının, bu tüzel kişiliği temsil ve ilzama yetkili kişi/kişiler tarafından imzalanarak kendilerine verilmiş olan ve muayene yaptırmaya yetkili olduğunu belirten bir yazı ile birlikte tüzel kişiliğe ait aracı muayeneye getirmesi; tüzel kişiliğe ait bir aracın tüzel kişilik çalışanı olmayan bir kişi tarafından muayeneye getirilmesi halinde ise; bu kişi için içinde bulunulan yıl içerisinde düzenlenmiş noter onaylı vekâletnamenin muayeneye istasyonu yetkililerine vermesi getirmesi zorunluluğu öngörülmüş olup, anılan düzenlemede, gerek İdareye tanınan yetki yönünden, gerekse dava dilekçesinde iddia edildiği gibi çalışma hayatına müdahale sayılabilecek herhangi bir hukuka aykırılık görülmediği gibi, düzenlemenin araç sahipleri yönünden güvence oluşturduğu sonucuna varılmaktadır.
Açıklanan nedenle; davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce, davalı idarenin usule ilişkin itirazı yerinde görülmeyerek gereği görüşüldü:
Dava, ‘nın 19.12.2011 tarih ve (2011/KUGM-17/ARAÇ MUAYENE) sayılı Genelgesi’nin 15. maddesinin (a), (b) ve (c) fıkralarının iptali istemiyle açılmıştır.

26/12/2013 tarihli “Araç muayeneleri” konulu (2014/KDGM- 02 /ARAÇ MUAYENE) sayılı ile Genelgesi’nin ‘(8) Yürürlük’ maddesi ile dava konusu düzenlemelerin de yer aldığı 19.12.2011 tarih ve (2011/KUGM-17/ARAÇ MUAYENE) sayılı Genelge yürürlükten kaldırılmıştır.
İptal davasına konu işlemlerin tesis edildikleri tarihteki durumları itibariyle hukuksal değerlendirmeye tabi tutulacakları, İdare Hukukunun ve İdari Yargılama Usulünün bilinen ilkelerinden olmakla birlikte, dava aşamasında iken idari işlemin usulüne uygun olarak geri alındığı veya yürürlükten kaldırıldığı durumlarda, iptal hükmüne konu olabilecek idari işlemin varlığından söz etmek olanaklı değilse de özellikle belli süreyle de olsa uygulama işlemlerine dayanak alınan düzenleyici işlemler yönünden hukuka uygunluk denetiminin yapılması, iptal davasının “Hukuk Düzeni”nin korunması yolundaki gerçek amacına uygun olandır.
Ancak, dava konusu düzenlemenin yürürlükten kaldırılması ve bu düzenlemelere bağlı olarak tesis edilen herhangi bir bireysel işlemin de dava konusu edilmemesi karşısında, dava konusu idari işlemin yürürlükte bulunduğu süre içinde davacı yönünden gerçekleşmiş bir menfaat ihlalinden söz edilemeyeceği, davacının bu maddeler uyarınca menfaatinin ihlaline yol açan bir bireysel işlemin tesisi halinde, ilgilinin bireysel işlemi ile birlikte iş bu dava konusunu oluşturan düzenlemelerin iptalini isteyebileceği sonucuna varılmıştır.
Ayrıca davalı idare tarafından düzenlenen 30.07.2016 tarih ve “Araç Muayeneleri” konulu (2016/KDGM – 16 /ARAÇ MUAYENE) sayılı Genelge’nin 15. maddesinde vekaletnamenin aynı takvim yılı içinde düzenlenmiş olması koşulunun kaldırıldığı, davacı lehine dava konusu düzenlemelerin değiştirildiği görülmektedir.
Açıklanan nedenlerle, konusu kalmayan dava hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, davanın açılmasına sebebiyet vermiş olması nedeniyle aşağıda dökümü gösterilen …-TL yargılama giderinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, artan posta ücretinin istemi halinde davacıya iadesine, bu karara karşı tebliğ tarihini izleyen otuz (30) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na temyiz yolu açık olmak üzere, 15/11/2017 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :

Dava, ‘nın 19.12.2011 tarih ve (2011/KUGM-17/ARAÇ MUAYENE) sayılı Genelgesi’nin 15. maddesinin (a), (b) ve (c) fıkralarının iptali istemiyle açılmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesine göre idari işlemin yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenlerce iptal davası açılabileceği hüküm altına alınmıştır.
İptal davalarında; her ne kadar husumet kural olarak işlemi tesis eden makama yöneltiliyor olsa da esasen yargılanan idare değil, işlemin bizatihi kendisi olduğundan objektif bir uyuşmazlık söz konusudur ve re’sen araştırma ilkesi çerçevesinde yargı yeri işleme ilişkin gerekli incelemeleri yapmaktadır.
Dava konusu Genelge gibi düzenleyici işlemler; genel ve soyut nitelikte olup belli kişiler için değil, düzenleme içinde yer alan herkes için geçerli olduğundan bu işlemlerin hukuka aykırılığı iddiası ile açılan iptal davası da objektif niteliği haizdir.
Bu durumda 26/12/2013 tarihli “Araç muayeneleri” konulu (2014/KDGM- 02 /ARAÇ MUAYENE) sayılı Genelgesi ile dava konusu düzenlemenin de yer aldığı Genelge yürürlükten kaldırılmış ise de idari yargı yerlerince hukuka uygunluk denetiminin dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan mevzuata, genel düzenleyici işlemlere ve mevcut koşullara göre yapılması gerektiğinden davanın esasının incelenmesi gerekmektedir:
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun “Araçların muayenesi” başlıklı 34. maddesinin 1. fıkrasında; trafiğe çıkarılacak motorlu araçların teknik şartlara uyup uymadığının ekonomik yapıları da dikkate alınmak suretiyle belirli zamanlarda muayene edilerek tespit edileceği, “Muayeneye yetkili kuruluşlar” başlıklı 35. maddesinin 1. fıkrasında ise araçların muayenelerinin Ulaştırma Bakanlığına ait muayene istasyonlarında veya bu Bakanlık tarafından işletme yetki belgesi ile yetki verilmesi halinde ise, yetki verilen gerçek veya tüzel kişilere ait muayene istasyonlarında yapılacağı, yetki verilen gerçek veya tüzel kişiler, bu yetkilerini Ulaştırma Bakanlığının onayı ile alt işleticilere aynı standartları sağlamak koşulu ile devredebileceği, bu devrin, yetki verilen gerçek ve tüzel kişilerin sorumluluklarını ortadan kaldırmayacağı, bu istasyonların yönetmelikler doğrultusunda aranan nitelik ve şartlara uygunluğunun saptanması sonucunda işletme belgesinin Ulaştırma Bakanlığı tarafından verileceği, 6. fıkrasında ise muayene istasyonlarında bulunacak makine, araç, gereç ile personelin nitelikleri, işletme, çalışma ve denetleme usulleri ve işletme belgesi ile diğer şartlar ve esasların Ulaştırma Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikte gösterileceği hükümlerine yer verilmiştir.
2918 sayılı Kanunun 35. maddesine dayanılarak 23.09.2004 tarih ve 25592 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Araç Muayene İstasyonlarının Açılması, İşletilmesi ve Araç Muayenesi Hakkında Yönetmeliğin muayene esaslarını düzenleyen 8. maddesinin 2. fıkrasında; davalı Bakanlığa muayene kurallarında düzenleme ve değişiklikler yapabilme, yapılan değişiklikler ve düzenlemeleri genelgelerle işletici veya alt işleticilere duyurma yetkisi verilmiştir.

Dava konusu 15. maddede; bir kişinin bir takvim ayı içerisinde başka bir gerçek kişiye ait sadece bir aracı muayeneye getirebilmesi, aynı kişinin birden fazla aracı aynı takvim ayı içerisinde muayeneye getirmek istemesi halinde ise; bu araç/araçlar için içinde bulunulan yıl içerisinde düzenlenmiş noter onaylı vekâletnameleri muayene istasyonu yetkililerine vermesi, muayene istasyonu yetkililerinin de bu vekâletnameleri kayıt altına alarak en az bir yıl süreyle arşivlemesi, tüzel kişiliklerde ise tüzel kişilik çalışanlarının, bu tüzel kişiliği temsil ve ilzama yetkili kişi/ kişiler tarafından imzalanarak kendilerine verilmiş olan ve araç muayenesi yaptırmaya yetkili olduğunu belirten bir yazı ile birlikte tüzel kişiliğe ait aracı muayeneye getirebilmesi, muayene istasyonu yetkililerinin de kendilerine verilen bu yazıları kayıt altına alarak bir yıl süreyle arşivlemesi, tüzel kişiliğe ait bir aracın tüzel kişilik çalışanı olmayan bir kişi tarafından muayeneye getirilmesi halinde ise; bu kişi için içinde bulunulan yıl içerisinde düzenlenmiş noter onaylı vekâletnameyle aracı muayeneye getirebilmesi, muayene istasyonu yetkililerinin de kendilerine verilen bu vekâletnameleri kayıt altına alarak bir yıl süreyle arşivlemesi, bu kurallara uyulmadan muayeneye getirilen araçların istasyon park alanına alınmayacağı kuralları düzenlenmiştir.
Bu durumda yukarıda aktarılan mevzuat kapsamında davalı Bakanlığa verilen yetki uyarınca araç muayenesi yaptırmak isteyen davacı gibi trafik iş takibi yapan kişilerin işlem yaptırabilmek için uymaları gereken kurallara ilişkin dava konusu düzenlemede hukuka aykırılık bulunmadığı, gerçek kişilerde vekaletname aranması koşulunun da kişiler açısından hukuki güvenlik sağlayacağı, bu yönüyle de düzenlemede hizmet gereklerine ve kamu yararına aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmaktadır.
Ayrıca gereçek kişiler ile tüzel kişiler aynı hukuki statüde bulunmadıklarından, farklı hukuki statüdeki kişilere farklı kurallar uygulanmasına ilişkin düzenlemeler yapan dava konusu Genelge’de eşitlik ilkesine de aykırılık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerektiği görüşüyle dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı yönündeki çoğunluk kararına katılmıyorum.