Danıştay Kararı 15. Daire 2014/4421 E. 2018/7461 K. 08.11.2018 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2014/4421 E.  ,  2018/7461 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2014/4421
Karar No : 2018/7461

Temyiz Eden (Davalı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davacı) :

İstemin Özeti : … İli, … İlçesi, … Köyü’nde yaşamakta iken terör olayları nedeniyle göç etmek zorunda kaldığını iddia eden davacının, mal varlığına ulaşamamadan kaynaklanan zararlarının tazmini istemiyle 5233 sayılı Yasa kapsamında yaptığı başvurunun reddine ilişkin … 1 No’lu Zarar Tespit Komisyonu’nun 29/01/2013 tarih, 72/01/2013/39 sayılı işleminin iptali istemiyle açılan dava sonucunda, … İdare Mahkemesi’nce; … Köyü merkezinin 1995-2003 yılları arasında tamamen boşalmış/boşaltılmış yerlerden olduğu, 5233 sayılı Kanun kapsamında başvurucuların zarara uğramaları için mutlaka kendi üzerine kayıtlı ve tapulu taşınmazların bulunmasının gerekmediği, önemli olanın davacının olaylar öncesi yararlandıkları bir korunacak hakkının bulunup bulunmadığı, bu yararlanmanın terör veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeni ile sona erip ermediği veya aynı sebepler ile bu hakkın zarara uğrayıp uğramadığını belirlemek olduğu, bu hakkın mülkiyetten farklı bir zilyetlik ya da intifa gibi mülkiyetten gayri ayni bir hak olabileceği, uyuşmazlık konusu olan yer bir köy/mezra yeri olup, kadastro çalışmalara tamamlanmadan önce ve sonrasında buralarda yaşayan kişilerin tapuları olmadan da malvarlıklarının bulunacağını kabul etmenin hayatın olağan akışı ve hakkaniyet gereği olduğu, bu nedenle; davacının başvurusu üzerine, maliki olduğu ve/veya zilyetliğinde bulunan malvarlığı zararlarının tespiti amacıyla mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapıldıktan sonra, babası adına tespit edilen malvarlığı zararlarından farklı malvarlığı zararı olup olmadığı yönünden inceleme yapılmak suretiyle işlem tesis edilmesi gerekirken, salt tapu kayıtlarının esas alınmak suretiyle, malvarlığı zararının olmadığı yönündeki eksik ve yanlış incelemeye dayalı olarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptali yolunda verilen kararın, hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce, dosyanın tekemmül ettiği anlaşılmakla yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Kararın Bozulması” başlıklı 49. maddesinin 2. fıkrasında; temyiz incelemesi sonucu Danıştayın; a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması, b) Hukuka aykırı karar verilmesi, c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması sebeplerinden dolayı incelenen kararı bozacağı kuralına yer verilmiştir.
Dosyadaki belgeler ile temyiz dilekçesindeki iddiaların incelenmesinden, temyiz istemine konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu, kararın bozulmasını gerektirecek yasal bir sebebin bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Öte yandan, mükerrer ödemeye yol açmamak için davacının babası ve kardeşleri adına aynı yerlere ilişkin ödeme yapılıp yapılmadığının dikkate alınacağı açıktır.
Açıklanan nedenlerle; temyiz isteminin reddine, … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı kararının ONANMASINA, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18.06.2014 gün ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.