Danıştay Kararı 15. Daire 2014/4250 E. 2017/3236 K. 08.06.2017 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2014/4250 E.  ,  2017/3236 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2014/4250
Karar No : 2017/3236

Temyiz Edenler (Davacılar) :
Vekilleri :
Karşı Taraf (Davalı) :
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesi’nin …. tarih ve E:…; K:… sayılı kararının, hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Düşüncesi : Temyiz istemine konu Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onbeşinci Dairesince, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava; davacıların murisi …’in 21/07/1993 tarihinde güvenlik görevlilerince öldürülmesi nedeniyle uğradıkları ileri sürülen zararın 5233 sayılı Kanun uyarınca tazmini istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkini işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesi’nce, davacıların murisinin öldürülmesi olayına ilişkin adli ve idari makamlar nezdinde yapılan araştırma sonucunda yeterli bilgi ve belgenin bulunamadığı görülmekte ise de, elde edilen tek delil olan ve aksi yönde kanıt bulunmayan 1993 yılı suç defteri kaydı üzerinden konunun değerlendirilmesinin zaruret olduğu, buna göre, olayın oluş şekli incelendiğinde; terör eylemlerinin yoğun olarak yaşandığı dönemde ve yerde, ayrıca güvenlik hususunda hassasiyetin en üst seviyede olduğu gece vaktinde, saat 01.20 sıralarında polisin dur ihtarına uymayarak kaçma girişiminde bulunma yönünde gerçekleşen davranış biçiminin, ölüm olayının yaşanmasına sebebiyet verebileceğinin kabulü gerektiğinden, ölüm olayının meydana gelmesinde zarar görenin kendi kusurunun etkili olduğu ve terör eylemleri ya da terörle mücadele kapsamında yürütülen bir faaliyetin sonucu olmadığı anlaşıldığından, 5233 sayılı Kanun kapsamına girmeyen olay nedeniyle tazminat verilmesi talebinin reddine dair dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacılar tarafından, anılan mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.
5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanunun 1 inci maddesinde, bu Kanunun amacının, terör eylemleri veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle maddi zarara uğrayan kişilerin, bu zararlarının karşılanmasına ilişkin esas ve usulleri belirlemek olduğu, 7 nci maddesinde, a) Hayvanlara, ağaçlara, ürünlere ve diğer taşınır ve taşınmazlara verilen her türlü zararlar, b) Yaralanma, engelli hâle gelme ve ölüm hâllerinde uğranılan zararlar ile tedavi ve cenaze giderleri, c) Terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle kişilerin mal varlıklarına ulaşamamalarından kaynaklanan maddî zararların, bu Kanun hükümlerine göre sulh yoluyla karşılanabilecek zararlar olduğu öngörülmüş, aynı Kanunun 9 uncu maddesinin birinci fıkrasında ise, yaralanma, engelli hâle gelme ve ölüm hâllerinde (7000) gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucunda bulunan miktarın; ….. e) Ölenlerin mirasçılarına elli katı tutarında nakdî ödeme yapılacağı kural altına alınmıştır.
Dosyanın incelenmesinden; davacıların murisi …’in 21/07/1993 tarihinde güvenlik görevlilerince öldürülmesi nedeniyle 5233 sayılı Kanun kapsamında tazminat ödenmesi talebiyle yapılan başvuru üzerine, Komisyon tarafından olaya ilişkin adli, idari ve askeri makamlar nezdinde araştırmalar yapıldığı, yapılan araştırmalar neticesinde; … Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından olaya ilişkin güvenlik görevlileri hakkında başlatılan hazırlık soruşturması sonucunda, … tarih ve Haz.:…, K:… sayılı kararla sanıkların görevle ilgili suç işlediklerinden bahisle konuyla ilgili karar verilmesi için hazırlık evrakının Nusaybin İlçe İdare Kuruluna gönderilmesine karar verildiği, ancak Nusaybin Kaymakamlığı arşivlerinde ve Nusaybin İlçe Emniyet Müdürlüğü arşivlerinde konuyla ilgili herhangi bir bilgi ve belgenin bulunamadığının belirlendiği, olayla ilgili sadece TEM Büro Amirliğinin arşiv kayıtlarında 1993 yılı suç defterinde …’in 21/07/1993 tarihinde saat 01.20 sıralarında polisin dur ihtarına uymayarak kaçma neticesinde öldüğü kaydına yer verildiği, bunun dışında ölüm olayına ilişkin herhangi bir tutanak veya raporun bulunmadığının saptandığı, bunun üzerine ölüm olayının şahsın kendi kusurundan kaynaklı olduğundan bahisle davacıların başvurusunun 4 Nolu Zarar Tespit Komisyonu’nun 04/04/2013 tarih ve 47/04/2012/88-933 sayılı işlemiyle reddedilmesi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık konusu olayda; davacılar murisinin ölüm olayına ilişkin tek bilgi, TEM Büro Amirliğinin 1993 yılı suç defteri kaydında yer alan 21/07/1993 tarihinde saat 01.20 sıralarında polisin dur ihtarına uymayarak kaçma neticesinde öldüğü bilgisidir. Bunun dışında ölüm olayına ilişkin herhangi bir tutanak, rapor veya soruşturma bilgisi bulunmamaktadır. Meydana gelen ölüm olayının, terör eylemi veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle meydana gelip gelmediği hususunun devletin etkin bir soruşturma ile ortaya çıkarması pozitif yükümlülüğü bulunmasına rağmen bu yükümlülüğün yerine getirilmediği görülmektedir.
Durum böyle olunca, yapılan arşiv incelemesinde davacılar murisinin terör örgütü üyesi veya sempatizanı olduğuna ilişkin herhangi bir kayda rastlanılmaması, olayın oluş şekli, gelişimi ve niteliği dikkate alındığında, ölüm olayının o tarihlerde yörede yaşanan yaygın ve yoğun terör olaylarının bir sonucu olduğu ve bu haliyle 5233 sayılı Kanun kapsamında kaldığı kanaatine varıldığından, davacıların başvurusunun 5233 sayılı Kanun kapsamına girmediği gerekçesiyle reddi yönündeki dava konusu işlemde hukuka uyarlık ve davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…; K:…sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18/06/2014 tarih ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/06/2017 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :

Temyizen incelenen karar, usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediğinden temyiz isteminin reddi ile temyize konu idare mahkemesi kararının onanması gerektiği oyu ile çoğunluk kararına katılmıyorum.