Danıştay Kararı 15. Daire 2014/3803 E. 2018/2371 K. 08.03.2018 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2014/3803 E.  ,  2018/2371 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2014/3803
Karar No : 2018/2371

Temyiz Eden (Davacı) :
Karşı Taraf (Davalı) :
Vekili :

İstemin Özeti : … İdare Mahkemesi’nin… tarih ve … sayılı kararının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Mahkeme kararının hukuka uygun olduğu, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi :
Düşüncesi : Temyize konu İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce gereği görüşüldü:
Dava; A grubu seyahat acentası olan davacı şirketin, müşterilerine sunduğu acentalık hizmetinin içerisinde … Havalimanı’ndan …’ın … ve … İlçelerine tarifesiz yolcu taşımacılığı faaliyetinde bulunmak üzere envanterine kayıtlı D2 yetki belgeli araçlar için havaalanında yer tahsis edilmesi yönündeki başvurusunun reddine dair 29.01.2013 tarih ve 298 sayılı işlemin ve davacı şirkete ait araçların Malatya Havalimanı’na ve havalimanı yolcu otoparkına yolcu taşımacılığı amacıyla giriş yapmasının yasaklanmasına ilişkin 16.01.2013 tarih ve 300 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesince; havaalanları ve yerleşim yerleri arasındaki yolcu taşımacılılığına ilişkin ulaşım hizmetinin Kanunda yer hizmetleri arasında sayıldığı ve yer hizmetleri alanında faaliyette bulunulabilmesi için ilgili mevzuat uyarınca çalışma ruhsatı alınması gerektiği, ulaşım yer hizmeti alanında çalışma ruhsatı bulunmayan davacı şirketin araçlarına havaalanında yer tahsis edilmesine olanak bulunmadığı, öte yandan; davacı şirket tarafından Ulaştırma Bakanlığı’nın 24.07.2009 tarih ve 2009/KUGM-23/YOLCU sayılı Genelgesi’nin 2/ç maddesi uyarınca çalışma ruhsatı almaları gerekmediği ileri sürülmekte ise de, adı geçen Genelgenin 2/ç maddesi hükmünün, münhasıran yetkilendirilen seyahat acenteleri tarafından yapılan seyahat organizasyonları kapsamında havaalanları ile konaklama yapılacak tesis veya programın sonlanacağı yer arasındaki tarifesiz grup yolcu taşımalarına ilişkin bir düzenleme getirdiği, davacı şirketin yapacağı taşımanın bu kapsama girmediği anlaşıldığından, dava konusu işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından, İdare Mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
2920 sayılı Türk Sivil Havacılık Kanunu’nun 1. maddesinde, bu Kanunun amacının; devamlı ve hızlı bir gelişme gösteren, ileri teknolojinin uygulandığı, sürat ve emniyet faktörlerinin büyük önem taşıdığı sivil havacılık sahasındaki faaliyetlerin ulusal çıkarlarımız ve uluslararası ilişkilerimize uygun bir şekilde düzenlenmesini sağlamak olduğu belirtilmiş, ‘Yer Hizmetleri’ başlıklı 44. maddesinde de, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının, havaalanlarında, yolcu ve yük trafiğinin ve her türlü hizmetlerin çağdaş sivil havacılık ilkelerine ve ülke çıkarlarına uygun bir biçimde yürütülmesi amacı ile gereken önlemleri almaya veya aldırmaya yetkili olduğu belirtilmiştir.
Havaalanları Yer Hizmetleri Yönetmeliği (SHY-22)’nin işlem tarihinde yürürlükte bulunan Hizmet Türleri başlıklı 5. maddesinde; “ Havaalanları yer hizmetleri türleri; a) Temsil, b) Yolcu Trafik, c) Yük Kontrolü ve Haberleşme, d) Ramp: Ramp, kargo ve posta, uçak temizlik, birim yükleme gereçlerinin kontrolü, e) Uçak Hat Bakım: Uçak hat bakım, yakıt ve yağ, f) Uçuş Operasyon, g) Ulaşım, h) İkram Servis, i) Gözetim ve Yönetim, j) Uçak özel Güvenlik Hizmet ve Denetimi, Şeklinde gruplandırılmıştır. Havaalanları yer hizmet türlerinin detayları Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün çıkaracağı havacılık talimatlarıyla belirlenir.” hükmüne yer verilmiş; 7. maddesinde yer hizmetleri kuruluşlarının, havaalanlarında 5 inci maddede de açıklanan yer hizmet türlerinin, tamamını veya bir kısmını tarifeli ve tarifesiz seferler için yapmaya yetkili oldukları belirtilmiş; 11. maddesinin (c) bendinde ise şehir terminali ve/veya terminalleri ile havaalanı arasında ve/veya hava alanından çevre illere ve ilçelere yapılacak olan düzenli yolcu taşıma işletmeciliğinin, karayolu taşımacılığı ile ilgili tüm mevzuata uyulması koşulu ile taleplere göre, Bakanlık tarafından düzenleneceği hükmüne yer verilmiştir.
Ulaştırma Bakanlığı Kara Ulaştırma Genel Müdürlüğü’nün Havayolu + Karayolu Kombine Yolcu Taşımaları konulu 24.07.2009 tarihli ve 2009/KUGM-23/YOLCU sayılı Genelgesinin, “Yerleşim Yerleri Arasında Uçak+Otobüs ile Yapılan Tarifesiz Kombine Yolcu Taşımaları” başlıklı 2. maddesinde; “Belirli bir zaman tarifesine uymaksızın, uçak kalkış veya varış saatlerine göre, aynı taşıtla, aynı yolcu grubunun herhangi bir noktadan alınarak havaalanına götürülmesi veya havayolu ile gelen grup yolcuların havaalanından alınarak her hangi bir yerleşim yerine karayoluyla taşınması şeklinde gerçekleştirilecek tarifesiz grup yolcu taşımalarının karayolu kısmı, yurtiçinde taşıma mesafesine bakılmaksızın [B2] veya [D2], uluslararası alanda ise [B2] yetki belgesine sahip taşımacılar tarafından aşağıdaki şartlarda gerçekleştirilir.
a) Havayolu ile gelen veya gidecek olan yolcuların ilgili havayolu firmasına ait uçak biletine sahip olması yeterlidir.
b) Havayolu firması ile yapılan taşıma sözleşmesi araçta bulundurulur.
c) Sözkonusu taşıma eğer havayolu firmasının kendisine ait [D2]/[B2] yetki belgesinde kayıtlı araçlar ile gerçekleştirilir ise; herhangi bir taşıma sözleşmesi yapılması gerekmez. Yolcuların ilgili havayolu firmasının biletine sahip olmaları yeterlidir.
ç) 1618 Sayılı Seyahat Acentaları ve Seyahat Acentaları Birliği Kanunu kapsamında münhasıran yetkilendirilen seyahat acenteleri tarafından yapılan seyahat organizasyonlarında; havaalanları ile konaklama yapılacak tesise veya programın sonlanacağı yere veya bu tesis ve yerlerden havaalanlarına otobüsle taşınacak uçak yolcuları da [D2]/[B2] yetki belgesi sahipleri tarafından taşınır. Bu şekilde yapılacak tarifesiz grup yolcu taşımalarında [D2]/[B2] yetki belgesi sahiplerinin havayolu firması ile ayrıca sözleşme yapması ve Bakanlıktan bu taşıma için izin alması gerekmez.”, “Ortak ve Diğer Hükümler” başlıklı 4. maddesinin (ç) bendinde ise; “Taşımanın gerçekleştirileceği havaalanı işletmecisinin, bu Genelge’de belirtilen yolcu taşımalarında kullanılacak taşıtlar için, söz konusu havaalanında bu işe elverişli bir alan/yer tahsisi yapması şarttır.” hükmüne yer verilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden; 1618 Sayılı Seyahat Acentaları ve Seyahat Acentaları Birliği Kanunu kapsamında A grubu seyahat acentası belgesine sahip olan davacı şirket tarafından, acentalık faaliyeti sırasında hizmet verdiği müşterilerinin yolcu taşımacılığında kullanmak için Malatya Havalimanı’ndan …’ın … ve … İlçelerine tarifesiz yolcu taşımacılığı faaliyetinde bulunmak üzere envanterine kayıtlı D2 yetki belgeli araçlar için havaalanında yer tahsis edilmesi istemiyle davalı idareye başvuru yapıldığı, anılan başvurunun 29.01.2013 tarih ve 298 sayılı işlemle davacı şirketin ulaşım yer hizmeti çalışma ruhsatına sahip olmadığı gerekçesiyle reddedildiği, aynı şekilde 16.01.2013 tarih ve 300 sayılı işlemle de davacı şirkete ait araçların … Havalimanı’na ve havalimanı yolcu otoparkına yolcu taşımacılığı amacıyla giriş yapmasının yasaklandığı, davacı tarafından; Ulaştırma Bakanlığı Kara Ulaştırma Genel Müdürlüğü’nün Havayolu + Karayolu Kombine Yolcu Taşımaları konulu 24.07.2009 tarihli ve 2009/KUGM-23/YOLCU sayılı Genelgesinin, “Yerleşim Yerleri Arasında Uçak+Otobüs ile Yapılan Tarifesiz Kombine Yolcu Taşımaları” başlıklı 2/ç ve 4/ç maddeleri uyarınca, seyahat acenteleri tarafından yapılan seyahat organizasyonlarında yolcuların D2 yetki belgesi sahipleri tarafından taşınabileceğinin, anılan yolcu tarifesiz yolcu taşımacılığı için Bakanlıktan ayrıca izin/ruhsat alınması gerekmediğinin ve havalanı işletmecisinin bu tür taşımalar için havaaalanında uygun bir alan tahsis etmesinin zorunlu olduğu iddia edilerek bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Yukarıya alıntısı yapılan mevzuat hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, sivil havacılık alanında özel bir düzenleme niteliğinde bulunan ‘Türk Sivil Havacılık Kanunu’nda havacılığın bir unsuru olarak belirlenen yer hizmetleri hususunda düzenleme yapma yetkisinin ilgili bakanlığa bırakıldığı, bu kapsamda düzenleme yapma yetkisini kullanan Ulaştırma Bakanlığınca çıkarılan Yönetmelik ile, ‘Ulaşım’ hizmetinin yer hizmetleri kapsamında olduğu belirtilerek, şehir terminali ve/veya terminalleri ile havaalanı arasında ve/veya hava alanından çevre illere ve ilçelere yapılacak olan düzenli yolcu taşıma işletmeciliğinin, karayolu taşımacılığı ile ilgili tüm mevzuata uyulması koşulu ile taleplere göre, Bakanlık tarafından düzenleneceği belirtildiğinden, havaalanı ile yerleşim yeri arasındaki taşımacılığın nasıl yürütüleceğini belirleme yetkisinin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’na ait olduğu anlaşılmaktadır.
Bu kapsamda, düzenleme yetkisini kullanan Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığınca çıkarılan Havayolu + Karayolu Kombine Yolcu Taşımaları konulu 24.07.2009 tarihli ve 2009/KUGM-23/YOLCU sayılı Genelgenin “Yerleşim Yerleri Arasında Uçak+Otobüs ile Yapılan Tarifesiz Kombine Yolcu Taşımaları” başlıklı 2. maddesi ile belirli bir zaman tarifesine uymaksızın, uçak kalkış veya varış saatlerine göre, aynı taşıtla, aynı yolcu grubunun herhangi bir noktadan alınarak havaalanına götürülmesi veya havayolu ile gelen grup yolcuların havaalanından alınarak her hangi bir yerleşim yerine karayoluyla taşınması şeklinde gerçekleştirilecek tarifesiz grup yolcu taşımalarının esasları belirlenmiş olup, aynı maddenin (ç) bendinde; seyahat acenteleri tarafından yapılan seyahat organizasyonlarında söz konusu tarifesiz yolcu taşımacılığının D2 ve B2 yetki belgeli araçlarla yapılacağı, yetki belgesi sahiplerinin bu taşıma için ayrıca Bakanlıktan izin almasının gerekmediği, Genelgenin “Ortak ve Diğer Hükümler” başlıklı 4. maddesinin (ç) bendinde de; taşımanın gerçekleştirileceği havaalanı işletmecisinin, bu Genelge’de belirtilen yolcu taşımalarında kullanılacak taşıtlar için, söz konusu havaalanında bu işe elverişli bir alan/yer tahsisi yapmasının şart olduğu düzenlemesine yer verilmiştir.
Uyuşmazlıkta, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından, 1618 Sayılı Seyahat Acentaları ve Seyahat Acentaları Birliği Kanunu uyarınca davacı şirket hakkında başlatılan inceleme sırasında yapılan denetime istinaden düzenlenen dosyada mevcut denetim tutanağı incelendiğinde; davacı şirketin anılan Kanun kapsamında tur ve transfer hizmeti yürüttüğü, transfer sırasında bulundurulması zorunlu belgelerin araçlarda bulunduğu, acenta tarafından verilen yolcu taşımacılığı hizmetinin yalnızca tur hizmeti satın alan müşterilere sunulduğu, araçlarda acenta müşterileri dışında yolcu bulunmadığı tespitlerine yer verildiği görülmektedir.
Bu durumda; Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yapılan denetimler sonucunda, davacı şirket tarafından gerçekleştirilen yolcu taşımacılığı faaliyetinin 1618 sayılı Seyahat Acentaları ve Seyahat Acentaları Birliği Kanunu kapsamında kaldığı ve acentalık faaliyeti kapsamında yalnızca kendi tur müşterilerine sunulduğu yolunda yapılan tespitler göz önüne alındığında; davacı şirketin söz konusu tarifesiz yolcu taşımacılığı faaliyetinin yukarıda metnine yer verilen Genelgenin 2/ç. maddesine uygun olduğu ve bu taşıma için ayrıca Bakanlıktan izin almasına gerek olmadığı gibi aynı Genelgenin 4/ç. maddesi uyarınca da bu taşımanın gerçekleştirileceği havaalanı işletmecisi/davalı idare tarafından davacı şirketin D2 yetki belgeli araçlarına havaalanında elverişli bir alan/yer tahsisi yapılmasının zorunlu olduğu, aksi yönde tesis edilen dava konusu işlemlerde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Sonuç olarak; dava konusu işlemlerin iptaline karar verilmesi gerekirken davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyiz isteminin kabulü ile … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18.06.2014 gün ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.