Danıştay Kararı 15. Daire 2014/2878 E. 2018/2796 K. 21.03.2018 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2014/2878 E.  ,  2018/2796 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ON BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2014/2878
Karar No : 2018/2796

Davacı :
Vekili :
Davalılar : 1-
Vekilleri :
2-
Vekilleri :
Davanın Özeti: 12/04/2014 tarih ve 28970 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Yönetmeliğin 28. maddesinin 4. fıkrasında yer alan “ile eczacı odalarınca dağıtımı yapılan reçete grupları” ibaresinin, dava konusu düzenlemenin dayanak Kanuna aykırılık taşıdığı; 6197 sayılı Kanunun 24. maddesi ile eczacıların, kendilerine reçete gönderilmesine yönelik olarak her ne şekilde olursa olsun, kurumlar, hekimler, diğer sağlık kurum ve kuruluşları veya üçüncü şahıslar ile açık veya gizli iş birliği yapamayacağı, simsar, kurye elemanı ve benzeri yönlendirici personel bulunduramayacağı, reçete toplama veya yönlendirme yapamayacağı, bu yollarla gelen reçeteleri kabul edemeyeceği hususunun istisna getirilmeksizin yasaklandığı; ancak, dava konusu Yönetmelik hükmü ile Yasa ile sınırlandırılmış alanın genişletildiği; normlar hiyerarşisine aykırılık teşkil ettiği; anılan düzenleme ile hastaların ilaca acil ulaşımının ve eczacılık hizmetlerinden yararlanmalarının kısıtlandığı; hasta mahremiyetinin ihlal edildiği; dava konusu Yönetmelik hükmünün eczacıların ticari faaliyetini engellediği ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek iptali istenilmektedir.
Savunmaların Özeti : 663 sayılı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bakanlığın görev alanına giren bir kısım ana hizmetlerin bağlı kuruluşlar tarafından görülmesinin öngörüldüğü, Kurumun da Bakanlığın bağlı kuruluşlarından biri olduğu, anılan Kanun Hükmünde Kararname’nin 27/2. maddesinin (a) ve (d) bentlerinde Kurumun görev ve yetkilerinin sayıldığı, 07/03/2012 tarih ve 28226 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bağlı Kuruluşları Hizmet Birimlerinin Görevleri İle Çalışma Usul ve Esasları hakkında Yönetmeliğin 11. maddesinde Kuruma verilen görevlerin sayıldığı, bu görevler arasında eczanelerle ilgili düzenleme çalışmalarını yapmak ve doğabilecek ihtilafların çözümüne yönelik usulleri belirlemek olduğu, 6197 sayılı Kanun’un 20. madde hükmüne istinaden eczanelerin açılmasına dair usul ve esaslar, eczanelerin açılacağı yerlerin özellikleri, eczanelerin kısımları, laboratuvar vasıf ve şartları ve eczane hizmetleri ile ilgili hususları düzenlemek amacıyla, anılan mevzuatlar ile Kuruma verilen görev ve yetki çerçevesinde dava konusu Yönetmeliğin hazırlandığı; anılan Yönetmeliğin 28. maddesinde eczanede kabul edilebilecek reçetelerin sayıldığı, ayrıca eczacı odalarınca dağıtımı yapılan reçetelerin de eczanelerce kabul edileceğinin hüküm altına alındığı, dayanak Kanun hükmüne aykırı bir yönünün bulunmadığı; söz konusu düzenleme ile, rasyonel ilaç kullanımının ve tedavinin etkinliğinin sağlanması; hasta ihtiyaçlarının en seri şekilde ve düzenli olarak sağlanması; ilacın takibi, sağlık alanındaki yolsuzlukların önüne geçilmesi, reçetelerin hukuk ve deontoloji kurallarına uygun ve adil olarak karşılanması, hasta-doktor ve eczacı arasındaki şaibelerin kaldırılması, hastanelerdeki çıkar gruplarının etkisizleştirilmesi ve haksız rekabetin önlenmesinin amaçlandığı; 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortalar Kanunu’nun 73. maddesi ile 6643 sayılı Türk Eczacıları Birliği Kanunu’nun 39. maddesinin (j) bendi kapsamında, eczanelerin birer sağlık hizmeti sunucusu olduğu, Sosyal Güvenlik Kurumunun eczaneler ve diğer sağlık hizmeti sunucuları ile sözleşme yapmak veya protokol yapmak suretiyle sağlık hizmeti satın aldığı ve bu protokoller kapsamında bulunan kişilerin sağlık hizmetlerinin karşılandığı; sıralı dağıtım sistemine tabi reçete ve ilaçların, hastalar için yaşamsal öneme sahip ve pahalı olması nedeniyle bu ilaçların alınması aşamasında meydana gelebilecek yolsuzluklar ve kurumun haksız yere ödeme yapmasını önlemek, eczacıların birbirleri ve hasta ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hakim kılmak, hastanın ve Devletin menfaatini korumak amacıyla protokol kapsamındaki reçete ve ilaçların taraflar arasında belirlenen usule göre eczanelerden dönüşümlü olarak karşılanmasının öngörüldüğü; dava konusu düzenlemenin kamu yararı ve hizmet gereklerine, üst hukuk normlarına uygun olduğu ve davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi :
Düşüncesi : Dava konusu düzenlemede, üst hukuk normlarına, kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırılık bulunmadığı cihetle davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı :
Düşüncesi : Dava, 12.04.2014 tarih ve 28970 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Yönetmeliğin 28. maddesinin 4. fıkrasında yer alan “ile eczacı odalarınca dağıtımı yapılan reçete grupları” ibaresinin iptali istemiyle açılmıştır.
6197 sayılı Kanun’un 24. maddesinde, “Eczacılar, kendilerine reçete gönderilmesine yönelik olarak her ne şekilde olursa olsun, kurumlar, hekimler, diğer sağlık kurum ve kuruluşları veya üçüncü şahıslar ile açık veya gizli iş birliği yapamaz, simsar, kurye elemanı ve benzeri yönlendirici personel bulunduramaz, reçete toplama veya yönlendirme yapamaz, bu yollarla gelen reçeteleri kabul edemez. Bu fiillerin tespiti hâlinde eczacı ile aracı kişi veya kuruluşa beş bin Türk Lirasından elli bin Türk Lirasına kadar idari para cezası verilir. Fiillerin tekrarı hâlinde verilecek idari para cezası, daha önce verilen cezanın iki katı olarak uygulanır” kuralı yer almıştır.
6197 sayılı Kanun’un 5., 20. ve geçici 4. maddesi ile 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 40. maddesine dayanılarak çıkarılan ve 12.4.2014 tarihli ve 28970 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Yönetmelikle, eczacıların görev, yetki ve sorumluluklarının belirlenmesi, eczanelerin açılması, işletilmesi, nakli, devri ve kapanması ile eczanelerin özellikleri ve eczacılık hizmetlerinin yürütülmesine dair usul ve esaslar düzenlenmiştir.
Anılan Yönetmeliğin “Kabul edilebilecek reçeteler” başlıklı 28. maddesinin (4). fıkrasında, “İnternet, faks, telefon, kurye, komisyoncu ve benzeri yollarla eczanelere gelen reçeteler kabul edilmez. Eczanelere bu yolla gelen ilaç talepleri karşılanmaz. Hekimlerin elektronik ortamda yazarak bunu güvenli elektronik imza ile imzalamalarıyla gerçekleşen elektronik reçeteler ile eczacı odalarınca dağıtımı yapılan reçete grupları bu hükmün dışındadır.” kuralına yer verilmiştir.
Diğer yandan, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 73. maddesi ile 6643 sayılı Türk Eczacıları Birliği Kanununun 1., 4., 34 ve 39. maddeleri hükümlerine göre eczanelerin birer sağlık hizmeti sunucusu olduğu, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun eczaneler ve diğer sağlık hizmeti sunucuları ile sözleşme veya protokol yapmak suretiyle sağlık hizmeti satın aldığı ve bu maddelere istinaden imzalanan ”Sosyal Güvenlik Kurumu Kapsamındaki Kişilerin Türk Eczacıları Birliği Üyesi Eczanelerden İlaç Teminine İlişkin Protokol”le belli özellikleri olan ilaçların eczanelerden dönüşümlü olarak karşılanması usulü belirlenmiş; anılan Protokolün (3.7.) maddesinde reçetelerin eczanelere eşit paylaşımı ve Ek-4’ünde de; (3.7.) maddesinde yer alan ilaçların eczanelerce karşılanmasında kota ve sıralı dağıtım sistemi getirilmiş; reçetelerin bölünememesi nedeniyle sıralama limitinin aşılması halinde limit üstü tutarın, eczanenin bir sonraki sırasının kotasından düşülmesi; kotası dolan eczanenin reçeteyi eczacı odası veya temsilcisi tarafından sıradaki eczaneye iletmesi; sıradaki eczanenin, reçete muhteviyatını en kısa süre içerisinde hastaya, eczacı odası veya reçetenin geldiği eczaneye ulaştırması gerektiği yolunda taraflar arasında belirlenen usule göre eczanelerden sıralı olarak karşılanmasının öngörüldüğü anlaşılmaktadır.
Dolayısıyla dava konusu yönetmelikle de eczanelerden ilaç teminine ilişkin usul belirlenirken anılan protokolle kurala bağlanan sıralı ilaç sisteminde yer alan yaşamsal öneme sahip ilaçların teminine yönelik olarak Eczacı odasının yönlendirmesi üzerine istenilen ilaçlar maddedeki kısıtlamalardan ayrık tutulmuştur.
Bu haliyle yönetmeliğin iptali istenilen maddesi, eczacılığın genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini, eczacıların birbirleri ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlük ve güvenin hakim kılınmasını, eczacıların hak ve menfaatlerinin korunması ve bunların halkın ve Devletin menfaatleri ile dengeli olmasını öngören Yasa hükümlerine uygun olup, hukuka aykırı bir husus bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davanın reddi yolunda karar verilmesi gerektiği düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce, duruşma için taraflara önceden bildirilmiş bulunan 21/03/2018 tarihinde davacı vekili ile davalı ‘nı temsilen Hukuk Müşaviri …’nın, davalı ‘nu temsilen Av. … ve Av. …’in geldikleri, Danıştay Savcısı’nın hazır olduğu görülmekle açık duruşmaya başlandı. Taraflara usulüne uygun olarak söz verilerek dinlenildikten ve Danıştay Savcısı’nın düşüncesi alındıktan sonra taraflara son kez söz verilip duruşma tamamlandı. Dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü:
Dava, 12/04/2014 tarih ve 28970 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Yönetmeliğin 28. maddesinin 4. fıkrasında yer alan “ile eczacı odalarınca dağıtımı yapılan reçete grupları” ibaresinin iptali istemiyle açılmıştır.
Anayasanın 56. maddesinin 1. fıkrasında, herkesin, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip olduğu; 3. fıkrasında, Devletin, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak; insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenleyeceği; 4. fıkrasında da, Devletin, bu görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal kurumlarından yararlanarak, onları denetleyerek yerine getireceği; 124. maddesinde, bakanlıkların kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla yönetmelik çıkarabilecekleri hükme bağlanmıştır.
11/10/2011 tarihli ve 663 sayılı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 2. maddesinin 2. fıkrasının (d) bendinde “Sağlık hizmetlerinde kullanılan ilaçlar, özel ürünler, ulusal ve uluslararası kontrole tâbi maddeler, ilaç üretiminde kullanılan etken ve yardımcı maddeler, kozmetikler ve tıbbî cihazların güvenli ve kaliteli bir şekilde piyasada bulunması, halka ulaştırılması ve fiyatlarının belirlenmesi” Bakanlığın görevleri arasında sayılmış, Kararname’nin 27. maddesinin 1. fıkrası ile Başkanlığı nın bağlı kuruluşu olarak teşekkül ettirilmiş; aynı maddenin 2. fıkrasının (a) bendinde, ‘nun görev ve yetkileri arasında, “Görev alanına giren ürünlerin ruhsatlandırılması, üretimi, depolanması, satışı, ithalatı, ihracatı, piyasaya arzı, dağıtımı, hizmete sunulması, toplatılması ve kullanımları ile ilgili kural ve standartları belirlemek, bu faaliyetleri yürütecek kamu ve özel hukuk tüzel kişileri ile gerçek kişilere izin vermek, ruhsatlandırmak, denetlemek ve gerektiğinde yaptırım uygulamak, laboratuvar analizlerini yapmak veya yaptırmak.” sayılmış; 40. maddesinde de, Bakanlık ve bağlı kuruluşların görev, yetki ve sorumluluk alanına giren ve önceden kanunla düzenlenmiş konularda idari düzenlemeler yapabileceği belirtilmiştir.
6197 sayılı Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Kanun’un 20. maddesinde, “Eczane binalarının kaç kısımdan mürekkep olacağı ve laboratuvarların vasıf ve şartları ve içerlerinde bulunması lazım gelen alet ve saire ve eczanenin dahili hizmetleri Sağlık ve Sosyal Yardım Vekaletince tayin ve tespit olunur.” hükmü yer almıştır.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerine dayanılarak, eczacıların görev, yetki ve sorumluluklarının belirlenmesi, eczanelerin açılması, işletilmesi, nakli, devri ve kapanması ile eczanelerin özellikleri ve eczacılık hizmetlerinin yürütülmesine dâir usûl ve esasları düzenlemek amacıyla hazırlanan Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Yönetmelik 12/04/2014 tarihli ve 28970 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Anılan Yönetmeliğin “Kabul edilebilecek reçeteler” başlıklı 28. maddesinin 4. fıkrasında, “İnternet, faks, telefon, kurye, komisyoncu ve benzeri yollarla eczanelere gelen reçeteler kabul edilmez. Eczanelere bu yolla gelen ilaç talepleri karşılanmaz. Hekimlerin elektronik ortamda yazarak bunu güvenli elektronik imza ile imzalamalarıyla gerçekleşen elektronik reçeteler ile eczacı odalarınca dağıtımı yapılan reçete grupları bu hükmün dışındadır.” kuralı getirilmiştir.
Dava konusu düzenlemenin dayanağı olan 6197 sayılı Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Kanun’un 24. maddesinde (Değişik: 2/1/2014-6514/36 md.), “Eczanelerden zehirli ve müessir maddeler ile ilaçların toptan satışı yapılamaz ve eczaneler ihalelere giremez. Eczaneler arası ilaç takası, toptan satış sayılmaz; ilaçların satışı, alındığı ecza deposuna veya mücbir sebep hâlinde diğer depolara iadesi, eczaneler arasındaki takası, miadı geçmiş ya da bozulmuş olanlarının imhası işlemlerinde ilaç takip sistemine bildirim yapılması zorunludur. İlaçların internet veya başkaca herhangi bir elektronik ortamda satışı yapılamaz. Eczane eczacıları ve eczaneler adına internet sitesi açılamaz.
Eczacılar, kendilerine reçete gönderilmesine yönelik olarak her ne şekilde olursa olsun, kurumlar, hekimler, diğer sağlık kurum ve kuruluşları veya üçüncü şahıslar ile açık veya gizli iş birliği yapamaz, simsar, kurye elemanı ve benzeri yönlendirici personel bulunduramaz, reçete toplama veya yönlendirme yapamaz, bu yollarla gelen reçeteleri kabul edemez. Bu fiillerin tespiti hâlinde eczacı ile aracı kişi veya kuruluşa beş bin Türk Lirasından elli bin Türk Lirasına kadar idari para cezası verilir. Fiillerin tekrarı hâlinde verilecek idari para cezası, daha önce verilen cezanın iki katı olarak uygulanır.” hükmü yer almıştır.
Davacı tarafından, anılan düzenlemenin dayanak Kanuna aykırılık taşıdığı; 6197 sayılı Kanunun 24. maddesi ile eczacıların, kendilerine reçete gönderilmesine yönelik olarak her ne şekilde olursa olsun, kurumlar, hekimler, diğer sağlık kurum ve kuruluşları veya üçüncü şahıslar ile açık veya gizli iş birliği yapamayacağı, simsar, kurye elemanı ve benzeri yönlendirici personel bulunduramayacağı, reçete toplama veya yönlendirme yapamayacağı, bu yollarla gelen reçeteleri kabul edemeyeceği hususunun istisna getirilmeksizin yasaklandığı; ancak, dava konusu Yönetmelik hükmü ile Yasa ile sınırlandırılmış alanın genişletildiği; normlar hiyerarşisine aykırılık teşkil ettiği; söz konusu düzenleme ile hastaların ilaca acil ulaşımının ve eczacılık hizmetlerinden yararlanmalarının kısıtlandığı; hasta mahremiyetinin ihlal edildiği; dava konusu Yönetmelik hükmünün eczacıların ticari faaliyetini engellediği ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek iptali istenilmiştir.
Öncelikle uyuşmazlığın çözümlenebilmesi bakımından sıralı dağıtım sisteminin kamu yararı ve hizmet gerekleri bakımından hukuka uygun olup olmadığı hususunun açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.
Şöyle ki: 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu’nun 1. maddesinde; bu Kanun ile Kuruma görev ve yetki veren diğer kanunların hükümlerini uygulamak üzere Sosyal Güvenlik Kurumunun kurulduğu belirtilmiştir.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortalar Kanunu’nun 73. maddesinin 1. fıkrasında, bu Kanuna göre sağlık hizmetleri, Kurum ile yurt içindeki veya yurt dışındaki sağlık hizmeti sunucuları arasında yapılan sözleşmeler yoluyla ve/veya bu Kanun hükümlerine uygun olarak genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sözleşmesiz sağlık hizmeti sunucularından satın aldıkları sağlık hizmeti giderlerinin ödenmesi suretiyle sağlanacağı hükmüne yer verilmiştir.
Diğer taraftan, 6643 sayılı Türk Eczacıları Birliği Kanunu’nun 1. maddesinde; Birliğin, Türkiye sınırları içinde meslek ve sanatlarını yürütmeye yetkili olup da, özel yasalarında üye olamayacakları belirtilenler hariç, sanatlarıyla uğraşan ve meslekleriyle ilgili hizmetlerde çalışan eczacıların katılmasıyla; eczacıların müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, eczacılığın genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak; eczacıların birbirleri ile ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hakim kılmak üzere, meslek disiplini ve ahlâkını korumak maksadıyla tüzelkişiliğe sahip kamu kurumu niteliğinde bir meslek kuruluşu olarak kurulduğu; 39. maddesinin (j) bendinde de, Birliğin temsilcisi olan Merkez Heyetinin, eczanelerden sağlık hizmeti satın alacak bütün kamu ve özel kurum ve kuruluşlarla anlaşmalar yapmak, imzalanan protokole uygun tip sözleşmeleri bastırmak ve belirleyeceği bedel karşılığı eczanelere dağıtma görevi bulunduğu hükmü mevcuttur.
Anılan Kanun hükümlerine göre, eczaneler birer sağlık hizmeti sunucusu olup, Sosyal Güvenlik Kurumu eczaneler ve diğer sağlık hizmeti sunucuları ile sözleşme yapmak veya protokol yapmak suretiyle sağlık hizmeti satın almakta ve sosyal güvenlik kurumu kapsamında bulunan kişilerin sağlık hizmetleri karşılanmaktadır.
6643 sayılı Kanunun verdiği yetki ile hareket eden Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyeti ile Sosyal Güvenlik Kurumu arasında yukarıda anılan Kanun hükümleri uyarınca “Sosyal Güvenlik Kurumu Kapsamındaki Kişilerin Türk Eczacıları Birliği Üyesi Eczanelerden İlaç Teminine İlişkin Protokol” düzenlenmektedir.
Söz konusu Protokolün incelenmesinden; belli özellikleri olan ilaçların eczanelerden dönüşümlü olarak karşılanması usulünün belirlendiği; reçetelerin eczanelere eşit paylaşımı ve belirli ilaçların eczanelerce karşılanmasında kota ve sıralı dağıtım sisteminin getirildiği; reçetelerin bölünememesi nedeniyle sıralama limitinin aşılması halinde limit üstü tutarın, eczanenin bir sonraki sırasının kotasından düşülmesi; kotası dolan eczanenin reçeteyi eczacı odası veya temsilcisi tarafından sıradaki eczaneye iletmesi; sıradaki eczanenin, reçete muhteviyatını en kısa süre içerisinde hastaya, eczacı odası veya reçetenin geldiği eczaneye ulaştırması gerektiği yolunda taraflar arasında belirlenen usule göre eczanelerden sıralı olarak karşılanmasının öngörüldüğü anlaşılmaktadır.
Davalı idarenin savunmasından; sıralı dağıtım sistemine ilişkin düzenleme ile rasyonel ilaç kullanımının ve tedavinin etkinliğinin sağlanması; hasta ihtiyaçlarının en seri şekilde ve düzenli olarak sağlanması; ilacın takibi, sağlık alanındaki yolsuzlukların önüne geçilmesi, reçetelerin hukuk ve deontoloji kurallarına uygun ve adil olarak karşılanması, hasta-doktor ve eczacı arasındaki şaibelerin kaldırılması, hastanelerdeki çıkar gruplarının etkisizleştirilmesi ve haksız rekabetin önlenmesinin amaçlandığı; 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortalar Kanunu’nun 73. maddesi ile 6643 sayılı Türk Eczacıları Birliği Kanunu’nun 39. maddesinin (j) bendi kapsamında, eczanelerin birer sağlık hizmeti sunucusu olduğu, Sosyal Güvenlik Kurumunun eczaneler ve diğer sağlık hizmeti sunucuları ile sözleşme yapmak veya protokol yapmak suretiyle sağlık hizmeti satın aldığı ve bu protokoller kapsamında bulunan kişilerin sağlık hizmetlerinin karşılandığı; sıralı dağıtım sistemine tabi reçete ve ilaçların, hastalar için yaşamsal öneme sahip ve pahalı olması nedeniyle bu ilaçların alınması aşamasında meydana gelebilecek yolsuzluklar ve kurumun haksız yere ödeme yapmasını önlemek, eczacıların birbirleri ve hasta ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hakim kılmak, hastanın ve Devletin menfaatini korumak amacıyla protokol kapsamındaki reçete ve ilaçların taraflar arasında belirlenen usule göre eczanelerden dönüşümlü olarak karşılanmasının öngörüldüğü anlaşılmaktadır.
Öte yandan, Sosyal Güvenlik Kurumu ve Türk Eczacıları Birliği arasında imzalanan Sosyal Güvenlik Kurumu Kapsamındaki Kişilerin Türk Eczacıları Birliği Üyesi Eczanelerden İlaç Teminine İlişkin Protokol’ün iptali talebiyle açılan davalarda, Dairemizce, “… Dava konusu edilen düzenlemede, önceki Protokol düzenlemelerinde saptanan hukuka aykırılıkların yer alıp almadığının incelenmesi önem kazanmaktadır.
Bu bağlamda, dava konusu Protokol kuralları incelendiğinde, önceki Protokollerde yer alan ve hastaların ilaca erişimini zorlaştıran usullere yer verilmediği; ilgili hekim tarafından yazılan ilaçların temini için öncelikle sıranın hangi eczanede olduğunun ilgili Eczacı Odasından sorulması, Odanın yönlendirmesi ile gidilen eczaneden ilacın alınması sonrasında tekrar Eczacı Odasına onaylatılması gibi usullerin kaldırıldığı anlaşılmıştır.
Protokolün eki Ek-4’ün dava konusu edilen 7. maddesinde, “Sıralamada yer alsın ya da almasın Kurumla sözleşmesi bulunan her eczacı, kapsamda yer alan reçetenin eczanesine gelmesi halinde reçete hakkında eczacı odasına/bürosuna veya eczacı odası temsilcisine bilgi vermekle yükümlüdür.” hükmü, Ek-4’ün 8. maddesinde, “Bu sisteme dahil olmayan veya sistemde yer almakla birlikte kotası dolan eczacı tarafından bildirilen reçete, eczacı odası veya temsilcisi tarafından sıradaki eczaneye iletilir.” hükmü yer almaktadır. Bu hükümlere göre, Kurum sağlık yardımlarından faydalanan kişiler, Protokolün 3.7 maddesindeki reçeteleri ile istedikleri eczaneye başvurabilecekler, sıralı dağıtım sistemine dahil olmadığını Bölge Eczacı Odasına yazılı olarak bildiren eczacılar da dahil olmak üzere reçetenin eczaneye gelmesi halinde reçete hakkında eczacı odasına/bürosuna veya Oda temsilcisine bilgi verecektir. Dava konusu bu düzenlemeler ile hastanın ilaca erişiminin kolaylaştırılmasının hedeflendiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, Protokolün eki Ek-4’ün dava konusu düzenlemelerinin, eczacılığın genel menfaatlerine uygun olarak gelişmesini, eczacıların birbirleri ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlük ve güvenin hakim kılınması, eczacıların hak ve menfaatlerinin korunması, meydana gelebilecek yolsuzluklar ve kurumun haksız yere ödeme yapılmasının önlenmesi, hastanın ve Devletin menfaatinin korunması amacıyla, halkın ve Devletin menfaatleri ile dengeli olmasını öngören 6643 sayılı Yasa hükümleri ile hasta haklarına ilişkin düzenlemelere uygun olup, hukuka aykırı bir husus bulunmamaktadır.” gerekçesiyle verilen red kararları, İdari Dava Daireleri Kurulu tarafından onanmıştır.
Dava dosyasının Yönetmelik hükümleriyle birlikte değerlendirilmesinden; dayanak Kanun hükmüne paralel olarak yürürlüğe konulan dava konusu Yönetmelik hükmünde, internet, faks, telefon, kurye, komisyoncu ve benzeri yollarla eczanelere gelen reçetelerin kabul edilemeyeceği; eczanelere bu yolla gelen ilaç taleplerinin karşılanamayacağı kuralının getirildiği; eczacı odalarınca sıralı dağıtımı yapılan reçete gruplarının bu hükmün dışında tutulduğu; sıralı dağıtım sistemi ile eczacılığın genel menfaatlerine uygun olarak gelişmesi, eczacıların birbirleri ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlük ve güvenin hakim kılınması, eczacıların hak ve menfaatlerinin korunması, meydana gelebilecek yolsuzluklar ve kurumun haksız yere ödeme yapılmasının önlenmesinin amaçlandığı; anılan sistemin hastanın ilaca erişimini kolaylaştırdığı; üst hukuk normları ile hasta haklarına ilişkin düzenlemelere uygun olduğu anlaşıldığından, bu yönüyle dava konusu düzenlemede kamu yararı, hizmet gerekleri ve hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle; DAVANIN REDDİNE, aşağıda dökümü yapılan …TL. yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, kararın verildiği tarihte yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin “İkinci Bölüm” 20. sırasının (b) bendi uyarınca belirlenen …-TL. vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idarelere verilmesine, artan posta ücretinin istemi halinde davacıya iadesine, bu kararın tebliğ tarihinden itibaren 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na temyiz yolu açık olmak üzere, 21/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.