Danıştay 15. Daire Başkanlığı 2014/2691 E. , 2016/926 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2014/2691
Karar No : 2016/926
Davacı :
Vekilleri : – Av.
Davalı : Gümrük ve Ticaret Bakanlığı
Vekilleri : Av.
Davanın Özeti :Davacı şirkete, ‘nce, 117.220-TL. idari para cezası verilmesine ilişkin 04.07.2013 tarih ve 7961 sayılı işlem ile bildirilen 27.06.2013 tarih ve 2013/30 sayılı Bakanlık onaylı işlem ile bu işlemin dayanağı 13.06.2003 tarih ve 25137 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Kampanyalı Satışlara İlişkin Uygulama Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 6.maddesinin (l) fıkrasının ve 8.maddesinin 2.fıkrasının; kampanyalı konut satıcısına mal veya hizmeti teslim veya ifa edeceği tarihe kadar olan tüketicinin toplam ödemelerinin karşılığını sigorta ettirmek veya banka teminat mektubu vermek zorunluluğu yüklenmekte ise de sigorta ve bankacılık sektöründe bu duruma uygun bir sigorta tipinin bulunmadığı, sigortacılık sektörü ve İdare tarafından da bu durumun kabul edildiği, İdarenin düzenlemeyi uygulanır kılacak bir çalışma yapmadığı, uygulanmasının fiilen mümkün olmaması nedeniyle dava konusu düzenlemenin kanuna ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek iptali istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Usul yönünden, davanın süresinde açılmadığı, davanın süre yönünden reddi gerektiği; esas yönünden, Anayasanın 172.maddesinde Devlete verilen tüketicileri koruma görev ve yetkisinin 640 sayılı Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 2/1.maddesinin (j) bendi uyarınca Bakanlığa verildiği, 4077 sayılı Tüketici Haklarının Korunması Hakkında Kanun’un 6/A, 7 ve 31.maddelerine dayanılarak hazırlanan dava konusu Yönetmelik ile kampanyalı satışlara ilişkin ayrıntılı düzenlemeler getirildiği, dava konusu düzenlemelerde amacın, özellikle kampanyalı konut satışlarında sözleşmenin zayıf tarafı olan tüketicilerin, teslim veya ifa öncesi yaptıkları yüksek miktarlardaki ödemelerin, kampanyayı düzenleyen firmaların taahhüt altına girdikleri mal veya hizmetleri iflas, özensizlik, iyiniyet kurallarına aykırılık, imar planı ve yapı ruhsatı gibi hukuki süreçler vb. nedenlerle teslim veya ifa etmemeleri veya zamanında teslim veya ifa etmemeleri riskine karşılık teminat altına alınması olduğu,Yönetmelikte tüketicilerin ödemelerinin, sigorta ve banka teminat mektubu olarak iki şekilde teminat altına alınabileceğinin öngörüldüğü, Kanunda belirtilen teminat yükümlülüğünü karşılayan, tüketicilerin ödemelerini konu alan bir sigorta tipinin kanuni engel olmamasına rağmen bulunmadığı, müteahhit firmaların mali yapılarındaki bozukluklar ve üstlenilen riskin maliyetinin çok yüksek olmasının sigorta şirketlerinin bu tip sigorta alanına ilgi göstermemelerine neden olduğu, buna karşılık , banka teminat mektubu alınmasının mümkün olduğu, dava konusu Yönetmelik hükümlerinde üst hukuk normlarına, kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırı bir husus bulunmadığından haksız açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiği savunulmaktadır.
Düşüncesi : Kampanyalı satışlarda, mal veya hizmetin teslim veya ifa edileceği tarihe kadar tüketicinin yapmış olduğu ödemelerin satıcı veya sağlayıcı tarafından sigorta ettirilmesi veya banka teminatı altına alınmasına ilişkin dava konusu edilen Yönetmelik hükmünün, 4077 sayılı Kanun’un amacı doğrultusunda, tüketicileri korumaya yönelik olduğu anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı :
Düşüncesi :Dava, davacı şirkete 117.220,00 TL. idari para cezası verilmesine ilişkin ‘nün 04.07.2013 tarih ve 7961 sayılı işlemi ile bu işlemin dayanağı olan Kampanyalı Satışlara İlişkin Uygulama Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 6. maddesinin (l) bendinin ve 8. maddesinin 2. fıkrasının iptali istemiyle açılmıştır.
Dava konusu işlem tarihinde yürürlükte olan 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 1. maddesinde, bu Kanunun amacının, ekonominin gereklerine ve kamu yararına uygun olarak tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarını koruyucu, aydınlatıcı, eğitici, zararlarını tazmin edici, çevresel tehlikelerden korunmasını sağlayıcı önlemleri almak ve tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini özendirmek ve bu konudaki politikaların oluşturulmasında gönüllü örgütlenmeleri teşvik etmeye ilişkin hususları düzenlemek olduğu, ”Kampanyalı Satışlar” başlıklı 7. maddesinin 1. fıkrasında, kampanyalı satış; gazete, radyo, televizyon ilânı ve benzeri yollarla tüketiciye duyurularak düzenlenen kampanyalara iştirakçi kabul edilmesi ve malın veya hizmetin daha sonra teslim veya ifa edilmesi suretiyle yapılan satım olarak tanımlanmış, 2. fıkrasında; kampanyalı satışların Bakanlığın izni ile yapılacağı, Bakanlığın hangi tür satışların izne tabi olacağını, ön ödeme, taksit miktarı, teslim süresi, üretici firma garantisi, yatırılacak teminat ile kampanyalı satışlarda uyulması gereken usul ve esasları tespit edeceği belirtilmiş, 25. maddesinin 10. fıkrasında ise, 7 nci maddenin ikinci fıkrasına aykırı hareket edenlere, 7 nci madde hükümlerine uygun kampanya düzenlemeleri için bir hafta süre tanınacağı, bu sürenin bitiminde aykırılığın devam ettiğinin tespiti halinde, bu hükme aykırı hareket edenlere idari para cezası verileceği öngörülmüştür.
4077 sayılı Yasanın 6/A, 7 ve 31. maddelerine dayanılarak çıkarılan ve 13.06.2003 tarih ve 25137 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Kampanyalı Satışlara İlişkin Uygulama Usul ve Esasları Hakkındaki Yönetmeliğin ”Sözleşme Zorunluluğu” başlıklı 6. maddesinin 1. fıkrasında, kampanyalı satışlarla ilgili olarak aktedilen sözleşmenin bir nüshasının satıcı veya sağlayıcı tarafından tüketiciye verilmesinin zorunlu olduğu hususuna yer verildikten sonra, aynı maddenin dava konusu edilen (l) bendinde, tüketicinin ödemelerinin, malın teslim ve hizmetin ifa edileceği tarihe kadar sigorta ettirilmesi veya banka teminatı altına alınmasına ilişkin şartların da sözleşmede yer alması gerektiği belirtilmiş, ”Satıcı ve Sağlayıcının Yükümlülükleri” başlıklı 8. maddesinin dava konusu 2. fıkrasında da, satıcı veya sağlayıcının mal veya hizmeti teslim veya ifa edeceği tarihe kadar olan tüketicinin toplam ödemelerinin karşılığını sigorta ettirmek veya banka teminat mektubu vermek zorunda olduğu hükmüne yer verilmiştir.
Öte yandan, 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 86. maddesi ile 4077 sayılı Kanun yürürlükten kaldırılmış ise de; 6502 sayılı Kanun’un 40. maddesinde, tüketicinin konut amaçlı bir taşınmazın satış bedelini önceden peşin veya taksitle ödemeyi, satıcının da bedelin tamamen veya kısmen ödenmesinden sonra taşınmazı tüketiciye devir veya teslim etmeyi üstlendiği sözleşmenin ön ödemeli konut satış sözleşmesi olarak tanımlandığı, 46. maddesinde, sözleşme öncesi bilgilendirme, sözleşmenin zorunlu içeriği, tüketici ile satıcının hak ve yükümlülükleri, cayma hakkı ve sözleşmeden dönme ile diğer uygulama usul ve esaslarının yönetmelikle belirleneceğinin düzenlendiği; 6502 sayılı Kanun’un 46. ve 84. maddelerine dayanılarak hazırlanan “Ön Ödemeli Konut Satışları Hakkında Yönetmelik” in 12. maddesinde, satıcının konut satışına başlamadan önce, konut adedi otuz ve üzerinde olan projeler için bina tamamlama sigortası yaptırması veya Yönetmelikte belirtilen diğer teminat ve şartlardan en az birini sağlaması zorunlu olduğu, diğer teminatların da banka teminat mektubu, hakediş sistemi, bağlı kredi ile teminat olduğu, 12. maddenin 2. fıkrasında, birinci fıkrada yer alan teminatlar dışında, tüketicinin tüm ödemelerini garanti altına alacak başka bir yöntem öngörülmesi durumunda, bu yöntemin de Bakanlık tarafından uygun görülürse teminat olarak kabul edilebileceği düzenlenmiştir.
Bu durumda, her ne kadar 27.11.2014 tarih ve 29188 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Ön Ödemeli Konut Satışları Hakkında Yönetmeliği’nin 17. maddesi ile dava konusu Kampanyalı Satışlara İlişkin Uygulama Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik yürürlükten kaldırılmış ise de; yeni Yönetmelikte de benzer düzenlemeler yapıldığının anlaşılması karşısında, uyuşmazlığın esasının incelenmesi gerektiği sonucuna varılarak işin esasına geçildi:
Yukarıda aktarılan Yasa ve Yönetmelik hükümleri ve davalı idare savunmasında yer alan açıklamalardan, dava konusu düzenlemelerin, kampanyalı satışlarda malı teslim almadıkları halde ödemede bulunan tüketicilerin üstlenmiş oldukları riskin kampanyayı düzenleyen firmalarca garantiye alınmasını, böylece sözleşmenin zayıf tarafı olan tüketicilerin malın hiç teslim edilmemesi veya geç teslim edilmesi gibi olumsuzluklar karşısında korunmalarını sağlama amacıyla getirildiği sonucuna ulaşılmıştır.
Buna göre, işlem tarihinde yürürlükte olan 4077 sayılı yasayla verilen yetki çerçevesinde ve yasanın amacı doğrultusunda tüketicileri korumaya yönelik olarak, kampanyalı satışlarda, sözleşme yapılması ve mal veya hizmetin teslim veya ifa edileceği tarihe kadar iştirakçinin yapmış olduğu ödemelerin sigorta ettirilmesi veya banka teminatı altına alınması yükümlülüğünün, satıcı veya sağlayıcıya yüklenmesine ilişkin dava konusu düzenlemelerde hukuka ve dayandığı mevzuat hükümlerine aykırılık bulunmamaktadır.
Davacı şirkete 117.220,00 TL. idari para cezası verilmesine ilişkin ‘nün 04.07.2013 tarih ve 7961 sayılı işleminin iptali istemine gelince;
Davacı Şirketin yürütmekte olduğu Liva ve Altınoran projelerinde (Mülga) 4077 sayılı Kanunun 7. maddesinin 2. fıkrasına aykırı olarak kampanyalara iştirak eden tüketicilerin ödemelerini teminat altına almadığı gerekçesi ile Kanunun 25. maddesinin 10. fıkrası uyarınca tüketicilerin ödemelerini teminat altına alması hususunda bir haftalık süre verilerek uyarılmasına karşın, bu süre sonunda aykırılığın giderilmemesi nedeniyle davacı şirketin anılan Kanunun 25. maddesinin 10. fıkrası uyarınca 117.220,00 TL idari para cezası ile cezalandırıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, yukarıda aktarılan mevzuat hükümleri uyarınca, kampanyalı satış sözleşmesinin, 4077 sayılı Yasa ve dava konusu edilen Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmemesi ve yapılan uyarıya ve verilen süreye karşın, sözleşmede Yönetmeliğe uygun değişikliğin yapılmaması nedeniyle idari para cezası verilmesine ilişkin işlemde de hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davanın reddine karar verilmesinin uygun olacağı düşünülmüştür.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce, gereği görüşüldü:
Davalı idarenin süre yönünden itirazı yerinde görülmeyerek işin esasına geçildi:
Dava, davacı şirket nezdinde yapılan inceleme neticesinde hazırlanan 21.02.2013 tarih ve 322/1 sayılı İnceleme Raporu uyarınca, davacı şirketin kampanyalı satışlarında 4077 sayılı Kanun’un 7.maddesinin 2. fıkrası ve uygulama yönetmeliği uyarınca tüketicilerinin ödemelerinin teminat altına alınmasına ilişkin yükümlülüklerini yerine getirmediği, Kanunun 25.maddesinin 10.fıkrası uyarınca şirketin tüketicilerin ödemelerinin teminat altına alması hususunda bir haftalık süre verilerek uyarıldığı, süre sonunda aykırılığın giderilmediği gerekçesiyle aynı fıkrada öngörülen 117.220-TL idari para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin 04.07.2013 tarih ve 7961 sayılı işlem ile bildirilen 27.06.2013 tarih ve 2013/30 sayılı Bakanlık onaylı işlem ile bu işlemin dayanağı olan 13.06.2003 tarih ve 25137 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Kampanyalı Satışlara İlişkin Uygulama Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 6. maddesinin (l) bendinin ve 8. maddesinin 2. fıkrasının iptali istemiyle açılmıştır.
Yönetmeliğin 6.maddesinin (l) bendinde, Tüketicinin ödemelerinin, malın teslim ve hizmetin ifa edileceği tarihe kadar sigorta ettirilmesi veya banka teminatı altına alınmasına ilişkin şartların kampanyalı satışlarda satıcı veya sağlayıcının yazılı olarak bildirmek ve taraflar arasında aktedilen sözleşmenin bir nüshasını tüketiciye vermek zorunda olduğu; “Satıcı ve Sağlayıcının Yükümlülükleri” başlıklı 8. maddesinin 2. fıkrasında, kampanyalı satışlarda, mal veya hizmetin teslim veya ifa edileceği tarihe kadar tüketicinin yapmış olduğu ödemelerinin sigorta ettirilmesi veya banka teminatı altına alınmasının zorunlu olduğu düzenlenmiştir.
Dava konusu işlem tarihinde yürürlükte olan 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un ”Kampanyalı Satışlar” başlıklı 7. maddesinin 1. fıkrasında, kampanyalı satış; gazete, radyo, televizyon ilânı ve benzeri yollarla tüketiciye duyurularak düzenlenen kampanyalara iştirakçi kabul edilmesi ve malın veya hizmetin daha sonra teslim veya ifa edilmesi suretiyle yapılan satım olarak tanımlanmış, 2. fıkrasında; kampanyalı satışların Bakanlığın izni ile yapılacağı, Bakanlığın hangi tür satışların izne tabi olacağını, ön ödeme, taksit miktarı, teslim süresi, üretici firma garantisi, yatırılacak teminat ile kampanyalı satışlarda uyulması gereken usul ve esasları tespit edeceği belirtilmiş, 25. maddesinin 10. fıkrasında ise, 7 nci maddenin ikinci fıkrasına aykırı hareket edenlere, 7 nci madde hükümlerine uygun kampanya düzenlemeleri için bir hafta süre tanınacağı, bu sürenin bitiminde aykırılığın devam ettiğinin tespiti halinde, bu hükme aykırı hareket edenlere idari para cezası verileceği öngörülmüştür.
28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 86. maddesi ile 4077 sayılı Kanun yürürlükten kaldırılmış ise de; 6502 sayılı Kanun’un 40. maddesinde, tüketicinin konut amaçlı bir taşınmazın satış bedelini önceden peşin veya taksitle ödemeyi, satıcının da bedelin tamamen veya kısmen ödenmesinden sonra taşınmazı tüketiciye devir veya teslim etmeyi üstlendiği sözleşmenin ön ödemeli konut satış sözleşmesi olarak tanımlanmış; 42.maddesinde, Bakanlıkça projedeki konut adedi ya da projenin toplam bedeli kriterine göre belirlenecek büyüklüğün üzerindeki projeler için satıcının ön ödemeli konut satışına başlamadan önce, kapsamı, koşulları ve uygulama esasları Hazine Müsteşarlığınca belirlenen bina tamamlama sigortası yaptırması veya bakanlıkça belirlenen diğer teminat ve şartları sağlamasının zorunlu olduğu kural altına alınmış; 46.maddesinde sözleşme öncesi bilgilendirme, sözleşmenin zorunlu içeriği, tüketici ile satıcının hak ve yükümlülükleri, cayma hakkı ve sözleşmeden dönme ile diğer uygulama usul ve esaslarının yönetmelikle belirleneceği düzenlenmiştir.
6502 sayılı Kanun’un 46. ve 84.maddelerine dayanılarak “Ön Ödemeli Konut Satışları Hakkında Yönetmelik” hazırlanmış, söz konusu Yönetmeliğin 12. maddesinde, satıcının konut satışına başlamadan önce, konut adedi otuz ve üzerinde olan projeler için bina tamamlama sigortası yaptırması veya Yönetmelikte belirtilen diğer teminat ve şartlardan en az birini sağlaması zorunlu olduğu, diğer teminatların da banka teminat mektubu, hakediş sistemi, bağlı kredi ile teminat olduğu, 12.maddenin 2.fıkrasında, birinci fıkrada yer alan teminatlar dışında, tüketicinin tüm ödemelerinin garanti altına alacak başka bir yöntem öngörülmesi durumunda, bu yöntemin de Bakanlık tarafından uygun görülürse teminat olarak kabul edilebileceği düzenlenmiştir.
Bu durumda, her ne kadar 27.11.2014 tarihli ve 29188 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Ön Ödemeli Konut Satışları Hakkında Yönetmeliği’nin 17. maddesi ile dava konusu 13/6/2003 tarihli ve 25137 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Kampanyalı Satışlara İlişkin Uygulama Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik yürürlükten kaldırılmış ise de yeni Yönetmelikte de benzer düzenlemeler yapıldığının anlaşılması karşısında, uyuşmazlığın esasının incelenmesi gerekmektedir.
Söz konusu düzenlemeler yürürlüğe girmeden önce maket üzerinden satış yapan, yap-sat sistemiyle çalışan bazı müteahhit firmaların ekonomik kriz, iflas, kötü niyet gibi nedenlerle taahhüt ettikleri konutları hiç teslim etmediği ya da zamanında teslim etmediği, buna karşı tüketicilerin haklarını aramak istediklerinde muhatap bulamadıkları ve mağdur oldukları bilinmektedir.
Dava konusu düzenlemenin, kampanyalı satışlarda malı teslim almadıkları halde ödemede bulunan tüketicilerin üstlenmiş oldukları riskin kampanyayı düzenleyen firmalarca garantiye alınmasının, böylece sözleşmenin zayıf tarafı olan tüketicilerin malın hiç teslim edilmemesi veya geç teslim edilmesi gibi olumsuzluklar karşısında korunmasının sağlanması amacıyla getirildiği ve yeni düzenlemelerle uygulamada yaşanılan sıkıntıların giderilmeye çalışıldığı anlaşılmaktadır.
İşlem tarihinde yürürlükte olan 4077 sayılı yasayla verilen yetki çerçevesinde ve yasanın amacı doğrultusunda tüketicileri korumaya yönelik olarak, kampanyalı satışlarda, sözleşme yapılması ve mal veya hizmetin teslim veya ifa edileceği tarihe kadar iştirakçinin yapmış olduğu ödemelerin sigorta ettirilmesi veya banka teminatı altına alınması yükümlülüğünün, satıcı veya sağlayıcıya yüklenmesine ilişkin dava konusu düzenlemede hukuka ve dayandığı mevzuat hükümlerine aykırılık bulunmamıştır.
İdari para cezası verilmesine ilişkin 27.06.2013 tarih ve 2013/30 sayılı işlemin iptali isteminin incelenmesinde; işlemin mülga 4077 sayılı Kanun ve iptali istenen uygulama yönetmeliğinin ilgili maddeleri uyarınca tesis edildiği anlaşıldığından hukuka aykırılık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; davanın REDDİNE, aşağıda dökümü yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, kararın verildiği tarihte yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre …- TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 30 (Otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na temyizen başvurulabileceğinin taraflara bildirilmesine, 16/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.