Danıştay Kararı 15. Daire 2014/2478 E. 2017/6893 K. 23.11.2017 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2014/2478 E.  ,  2017/6893 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2014/2478
Karar No : 2017/6893

Temyiz Eden (Davacı) : …
Karşı Taraf (Davalı) : …
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …; K: … sayılı kararının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Mahkeme kararının hukuka ve usule uygun olduğu, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hâkimi …’nın Düşüncesi:Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava; davacıya ait K1 belgesinin yenilenmesi talebinin reddedilerek söz konusu belgenin iptaline ilişkin 20.11.2012 gün ve 38451 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesi’nce; davacının yetki belgesini aldığı tarihteki mevzuat uyarınca, K1 yetki belgesi alınabilmesi için gerçek kişilerin kendi adına kayıt ve tescil edilmiş en az 25 ton istiap haddinde eşya taşımaya mahsus ticari taşıta sahip olmaları gerektiği, ancak davacının istiap haddi 21.520 kg olan aracı için, muafiyet süresi geçmesine karşın söz konusu muafiyet hükümleri kapsamına alınarak bu şartı taşımamasına karşın yetki belgesi düzenlendiği, bunun da açık hata teşkil ettiği ve davalı idarenin her zaman işlemi geri alma hakkı bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından mahkeme kararının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
11/06/2009 tarih ve 27255 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “Karayolu Taşıma Yönetmeliği’nin 87. maddesi ile yürürlükten kaldırılan ancak ilk yetki belgesi başvurusu sırasında yürürlükte bulunan 2004 tarihli Karayolu Taşıma Yönetmeliği’nin 11. maddesinde; “…K1 Yetki belgesi: Belirli bir zaman tarifesine göre ve/veya belirli bir zaman tarifesine uymaksızın eşya taşımacılığı yapacaklara … Verilir.” hükmü, 13. maddesinde; “… a) K1 yetki belgesi almak için başvuran, gerçek kişilerin kendi adına kayıt ve tescil edilmiş en az 25 ton istiap haddinde, taşıma kooperatifleri dahil tüzel kişilerin kendi adına kayıt ve tescil edilmiş en az 75 ton istiap haddinde eşya taşımaya mahsus özmal ticari taşıt filosu ile 10 milyar Türk Lirası sermaye veya işletme sermayesine … sahip olmaları şarttır.” hükmü, geçici 11. maddesinde ise; “…j) (Ek fıkra: 26/02/2005 – 25739 S.R.G. Yön/6.mad;Değişik bend: 9/9/2005 – 25931 S.R.G. Yön/13.mad) Bu Yönetmeliğin yayımı tarihinden önce yurtiçi eşya taşımacılığı konusunda faaliyet gösteren ve 25/2/2006 tarihine kadar K1 yetki belgesi almak üzere gerekli şartları sağlayarak başvuran gerçek kişilerden; bu Yönetmeliğin 13. maddesinde belirtilen 25 ton istiap haddinde eşya taşımaya mahsus özmal ticari taşıt kapasitesine sahip olma şartı ile 12 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinin 2 nci alt bendinde yer alan orta düzey yönetici Mesleki Yeterlilik Belgesine sahip olma veya bu belgeye sahip kişi veya kişileri istihdam etme şartı aranmaz. ” hükmü yer almaktadır.
Dosyanın incelenmesinden; davacının K1 yetki belgesi almak maksadıyla 20.02.2006 tarihinde davalı Bakanlık hesabına … TL yatırarak 23.02.2006 tarihinde Mardin Ticaret ve Sanayi Odası’na başvurduğu, ancak bazı eksik belgeleri nedeniyle o tarihte adına belge düzenlenmediği, bu arada Bakanlık tarafından yazılan 10.07.2007 tarih ve 711 sayılı yazıda, 27.02.2006 tarihine kadar belge için başvurmasına ya da bankaya ücretini yatırmasına karşın bazı eksiklikler nedeniyle haklarında yetki belgesi düzenlenmeyen kişilerin eksikliklerini 15.04.2007 tarihine kadar tamamlamaları kaydıyla 30.07.2007 tarihine kadar yetki belgesinin düzenleneceğinin belirtildiği, ancak belirlenen süre geçmesine karşın, davacı adına aynı muafiyetlerden faydalandırılarak 24.10.2007 tarihinde yetki belgesinin düzenlendiği, davacının yetki belgesinin yenilenmesi istemiyle yaptığı başvuru sırasında bu durumun ortaya çıkması üzerine davaya konu işlemin tesis edildiği anlaşılmaktadır.
Hukuka aykırı bireysel idari işlemler hak yaratıcı nitelikte iseler, kural olarak geri alınmamaları gerekir, zira, böyle işlemlerin geri alınması, idari işlemlerin geriye yürümezliği ilkesine aykırı olacak, dolayısıyla hukuk güvenliği ilkesi sarsılacaktır. Ancak hukuka uygunluk ilkesi açısından bakarsak, hukuka aykırı bir işlemin hukuk düzeninde yürürlükte kalmasının sakıncalı olduğu söylenebilir. İşte çatışan bu iki ilke dolayısıyla ortalama bir çözüm çalışılmış ve idarenin böyle işlemleri ancak hukuka aykırılığı gidermek sebebiyle ve dava açma süresi içinde geri alınabileceği kabul edilmiştir. Ancak dava açma süresi geçtikten sonra hak yaratıcı bireysel işlemler hukuka aykırı olsalar bile geri alınamazlar; yani geçmişe etkili bir şekilde yürürlükten kaldırılamazlar. Bununla birlikte yokluk, açık hata, ilgilinin gerçek dışı beyanı veya hilesi hallerinde işlem her zaman geri alınabilir.
İdari işlemlerin hangi hallerde ne kadar süre içinde geri alınabileceğine ilişkin genel bir Danıştay içtihadı bulunmamakla birlikte olaya özgü çeşitli kararlar mevcuttur. Danıştay İçtihadi Birleştirme Kurulu’nun 26.09.1952 tarih ve 152/44 sayılı kararıyla “kanunsuz bir yükselme işleminden sonra, aynı memur hakkında kanuna uygun çeşitli yükselmeler yapıldığı takdirde, idare tarafından kanunsuz yükselmenin artık geri alınmasının uygun görülemeyeceğinin, Danıştay İçtihadi Birleştirme Kurulu’nun … tarih ve E: …, K: … sayılı kararında İdarenin, yokluk, açık hata, memurun gerçek dışı beyanı veya hilesi hallerinde, süre aranmaksızın kanunsuz terfi veya intibaka dayanarak ödediği meblağı her zaman geri alabileceğinin, …. Dairesi’nin 22.12.1993 tarih ve E: …, K: … sayılı kararında idari işlemlerin hukuka aykırı bulunmaları halinde geri alınmaları mümkün ise de geri alma işleminin makul bir süre içinde, hak ve nesafet kurallarını zedelemeyecek bir şekilde yapılması gerekli olduğunun belirtildiği görülmektedir.
Diğer taraftan, mevzuat hükmünün yoruma ihtiyaç göstermeyecek kadar açık olduğu, idare edenlerin kasıt ya da ihmal içinde olmadıkları sürece, hükmü uygularken hataya düşmelerinin beklenemeyeceği hallerde, maddi olaya ve mevzuatın açık hükmüne aykırı davranılmış ve bu durum da işlemi yok denilecek kadar sakatlamış ise, idarenin açık hatasından söz edilebilir.
Olayda, 10.07.2007 tarih ve 711 sayılı yazıda belirtilen 27.02.2007 tarihinden önce K1 yetki belgesi almak amacıyla başvuru yaptığı ve devamında eksikliği tespit edilen belgelerin tamamlanması üzerine davacı adına 24.10.2007 tarihinde K1 yetki belgesinin düzenlendiği, üzerinden beş yıllık süre geçmesinden sonra davacının muafiyet hallerinden yararlanma süresi içerisinde başvurmadığının farkedilmesi nedeniyle tesis edilen yetki belgesinin iptali işleminin hak ve nesafet kurallarına aykırı olduğu, bu itibarla idari güven ve istikrar ilkelerini zedeleyeceği açıktır. Zira hak yaratıcı işlem olan K1 yetki belgesi düzenlenmesinde açık hata söz konusu olmadığı gibi davacının gerçeğe aykırı beyanı veya hilesinin bulunmadığı açık olup, yukarıda yer alan açıklamalar uyarınca K1 yetki belgesinin verilmesi işlemi ancak dava açma süresi içinde geri alınabilir.
Sonuç olarak, tesis edilen K1 yetki belgesinin iptaline ilişkin dava konusu işlemde hukuka uygunluk, davanın reddine karar veren mahkeme kararında da hukuki isabet bulunmamıştır.
Açıklanan nedenlerle, … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:… ; K: … sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18.06.2014 gün ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23/11/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.