Danıştay Kararı 15. Daire 2014/2256 E. 2016/297 K. 28.01.2016 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2014/2256 E.  ,  2016/297 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2014/2256
Karar No : 2016/297

Temyiz Edenler 1- Davacılar : 1-
2-Davalı :
Vekili :
Müdahil (Davalı Yanında) :
İstemin Özeti : … 1. İdare Mahkemesi’nin …. tarih ve … sayılı kararının, taraflarca aleyhlerine ilişkin hükümler yönünden hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmaların Özeti : Savunma verilmemiştir.
Düşüncesi :Davacıların temyiz isteminin kısmen kabulü ile, temyiz istemine konu kararın, davacılardan için talep edilen maddi tazminat isteminin reddine ilişkin kısmı ile hükmedilen manevi tazminata yürütülecek faizin başlangıç kısımlarının bozulması, diğer kısımlarının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce; tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava; davacılardan ‘ün 10/01/2011 tarihinde … Göğüs Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde olduğu göz ameliyatı sırasında gözünü kaybettiğinden ve hizmet kusuru işlendiğinden bahisle kendisi için 40.000,00-TL maddi, 250.000,00-TL manevi tazminat, eşi içi 10.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
…. 1.İdare Mahkemesi’nce; Adli Tıp Kurumu raporunda, 10/01/2011 tarihinde davacıya yapılan katarakt operasyonunun tıbba ve fenne uygun olduğu, fakat aynı tarihte opere edilen diğer sekiz hastada da işlemden sonra endoftalminin gelişmiş olmasının, ameliyat ortamındaki sterilizasyonda bir kusur olduğunu gösterdiği belirtildiğinden, olayda ağır hizmet kusuru bulunduğu anlaşılmakta olup; tazmini istenilen maddi zararın ne şekilde gerçekleştiğinin ve uğranıldığı iddia edilen zararın ne miktarda olduğunun kanuni delillerle birlikte açık ve somut bir şekilde ortaya konulması gerekirken ortaya konulamadığı, davacı ‘ün SGK emeklisi olduğu, emekli maaşı aldığı, sağlık hizmetlerinden yararlandığı, sağ göz görmesinin tam olduğu, sol gözünde de görmenin olduğu, eşi ‘ün işçi olduğu, ‘ün ameliyattan önce bir işte çalıştığına ve ameliyat sonrası gözündeki bu olumsuzluğun çalışmasına engel oluşturduğuna ilişkin durumun somut olarak ortaya konulamadığı hususları dikkate alındığında maddi tazminat isteminin reddi, manevi tazminat isteminin 50.000,00-TL’lik kısmının kabulü ile anılan miktarın dava açma tarihi olan 01/07/2011 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesi, fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin reddi yolunda karar verilmiştir.
Taraflarca, aleyhlerine ilişkin hükümler yönünden hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek anılan kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Temyize konu Mahkeme kararının, davanın manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile kısmen reddi ve için talep edilen maddi tazminat isteminin reddine ilişkin kısımlarında 2577 sayılı Kanunun 49. maddesinde belirtilen bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, tarafların bu kısımlara yönelik temyiz istemleri yerinde görülmemiştir.
Temyiz istemine konu Mahkeme kararının, için talep edilen maddi tazminat isteminin reddedilmesine ilişkin kısmına gelince;
İdare hukuku ilkelerine göre maddi zarar; idari işlem veya eylem nedeniyle kişinin mal varlığının (patrimuanın) aktifinde meydana gelen azalma nedeniyle uğranılan zarar ile elde edilmesi kesin olan gelirden yoksun kalma sonucu uğranılan zarar olup; bedensel nitelikteki maddi zarar ise, kişinin sağlığına kavuşmak için yaptığı tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalması ya da yok olması nedeniyle elde edeceği gelirde meydana gelen azalmayı ifade eder.
Mahkemece, davacının emekli olduğu, ameliyattan önce bir işte çalıştığına ve ameliyat sonrası gözündeki bu olumsuzluğun çalışmasına engel oluşturduğuna ilişkin durumun somut olarak ortaya konulamadığı hususları dikkate alınarak iş gücü kaybından kaynaklanan tazminat hesabı yapılmamış ise de;
Davacı, emekli ve 60 yaşın üstünde olsa, emekli olduktan sonra herhangi bir işte çalışmasa bile, şayet katarakt ameliyatı nedeniyle davacının iş gücü kaybına uğradığı saptanırsa, iş gücü kaybı oranında gündelik ihtiyaçlarını karşılarken dahi emsallerine göre daha fazla efor sarf etmek zorunda kalacağı kuşkusuzdur. Bu nedenle, 60 yaş üstü (emeklilik dönemi) için zarar hesabı yapılmaması hukuka uygun değildir. Şu halde, varsa davacının iş gücü kaybı oranında, bakiye ömür sonuna kadar, asgari ücretten hesap yapılarak zarar kapsamı belirlenmeli ve oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.
Bu nedenle, için talep edilen maddi tazminat isteminin reddi yolunda verilen kararın, bu kısmında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Temyiz istemine konu Mahkeme kararının, hükmedilen manevi tazminata yürütülecek faizin başlangıç kısmı incelenecek olursa;
Faiz; en basit biçimiyle, idarenin tazmin borcu bağlamında; kişilerin, idarenin eylem ve/veya işlemlerinden dolayı uğradıkları zararların giderilmesi istemiyle başvurmalarına karşın, idarenin zararı kendiliğinden ödemeyip, yargı kararıyla tazminata mahkûm edilmesi sonucunda, tazminatın ödendiği tarihe kadar geçen süre için 3095 sayılı Kanuna göre hesaplanacak tutarı ifade etmektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 13. maddesinde, idari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka suretle öğrendikleri tarihten itibaren 1 yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren 5 yıl içinde idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gerektiği; bu isteklerinin kısmen veya tamamen reddi halinde, bu konudaki işlemin tebliğini izleyen günden itibaren veya istek hakkında altmış gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren dava süresi içinde dava açılabileceği kuralı yer alıp, anılan maddede, idari eylemler nedeniyle uğranılan zararın tazmini için idareye başvuruda bulunulmasının, dava ön şartı olarak öngörülmesi ve zararın idare tarafından en erken bu tarihte sulhen ödenebilecek olması nedeniyle yargı yerince hükmedilecek tazminat miktarına, ön karar için idareye yapılan başvuru tarihi itibariyle yasal faiz uygulanması, Danıştay’ın yerleşik içtihatlarıyla kabul edilmiştir.
Durum böyle olunca, hükmedilen manevi tazminat miktarına idareye başvuru tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, dava açma tarihinden itibaren faize hükmedilmesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davacıların temyiz isteminin kısmen kabulü ile … 1. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı kararının, için talep edilen maddi tazminat isteminin reddine ilişkin kısmı ile hükmedilen manevi tazminata işletilecek faizin başlangıcına ilişkin kısmının BOZULMASINA, tarafların diğer temyiz istemlerinin reddi ile anılan kararın diğer kısımlarının ONANMASINA, bozulan kısımlar hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/01/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.