Danıştay Kararı 15. Daire 2014/1770 E. 2018/7443 K. 08.11.2018 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2014/1770 E.  ,  2018/7443 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2014/1770
Karar No : 2018/7443

Temyiz Eden (Davacı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davalı) :
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:… ; K:… sayılı kararının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi :
Düşüncesi :Temyiz istemine konu Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce; tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava; … İli, … İlçesi, … Köyü, … Mezrası’nda ikamet eden davacının, yaşanan terör olayları sebebiyle göç etmek zorunda kaldığından bahisle uğradığını iddia ettiği zararlarının 5233 sayılı Kanun kapsamında tazmini istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin Zarar Tespit Komisyonu Başkanlığı’nın 18.07.2011 tarih ve 2011/2-534 sayılı işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesince; davacının dava konusu … Köyü, … Mezrası’na ilişkin başvurusunda belirttiği mal varlığını tapu kaydı haricinde zilyetliğinde bulunduğunu ispatlayan herhangi bir belge ile ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanunun 1. maddesinde: “Bu Kanunun amacı, terör eylemleri veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle maddî zarara uğrayan kişilerin, bu zararlarının karşılanmasına ilişkin esas ve usulleri belirlemektir.” hükmüne, 2. maddesinde; “Bu Kanun, 3713 sayılı Kanun 1., 3., 4. maddeleri kapsamına giren eylemler veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle zarar gören gerçek kişiler ile özel hukuk tüzel kişilerinin maddî zararlarının sulhen karşılanması hakkındaki esas ve usullere ilişkin hükümleri kapsar.” hükmüne yer verilmiştir.
Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkındaki Yönetmeliğin 11. maddesinde; “Komisyon gerek görmesi halinde keşif yapabilir. Komisyon başkanı belirlemiş olduğu keşif yeri ile gün ve saatini komisyon üyeleri ve/veya bilirkişi ile başvuru sahibine veya yetkili temsilcisine yazılı olarak bildirir. Başvuru sahibinin kendisi, veli veya vasisi veya yetkili temsilcisi ve varsa şahitleri keşif mahallinde hazır bulunurlar. Muhtar veya o yer mahallinden iki kişinin de keşifte hazır bulunması temin edilir. Tespit edilen günde komisyon olay mahalline giderek zararı tespit eder. Bu tespitte; a) Keşif tarihi, b) Zarar görenin adı soyadı, c) Zararın meydana geldiği yer, d) Zararın meydana geldiği tarih, e) Zararın nev’i, f) Zararın miktarı, g) Zarar gören bina, işyeri, arazi, taşıt ve ağaç gibi taşınır ve taşınmaz mallardan faydalanılma imkanının bulunup bulunmadığı, h) Zarar görenin kendi ihmal, kusur ve kastının olup olmadığı, ı) Zarardan mahsup edilmesi gereken miktarlar ile gerekli görülen diğer hususlar tutanağa bağlanarak hazır bulunanlarca imza altına alınır. Başvuru sahibi veya yetkili temsilcisinin keşif esnasında hazır bulunmaması halinde durum tutanakta belirtilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Yukarıda yer verilen Yasa ve Yönetmelik hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden; terör eylemleri veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle 5233 sayılı Yasa kapsamında karşılanabilecek nitelikte maddi zarara uğradığını iddia eden kişilerin bu zararlarının tazmini amacıyla başvurmaları halinde kurulacak Zarar Tespit Komisyonlarının, bu Kanun kapsamına giren bir zararın bulunup bulunmadığı ve bulunması halinde miktarının ne olduğunu tespit etmek amacıyla ilgili yerlerden her türlü bilgi ve belge istemek, bilirkişi görevlendirmek ve gerektiğinde keşif yapmak gibi kapsamlı bir araştırma-inceleme görevi ve yetkisi ile donatılmış olup, 5233 sayılı Yasa’nın uygulanmasını göstermek amacıyla çıkarılan Yönetmeliğin 11. maddesinde Komisyon’un keşif yapılmasına karar vermesi halinde keşfin nasıl yapılacağına ilişkin usul belirlenmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; davacının … İli, … İlçesi, …Köyü, …Mezrası’nda ikamet etmekte iken, yaşanan terör olayları sebebiyle göç etmek zorunda kaldığından bahisle uğradığını iddia ettiği zararlarının 5233 sayılı Kanun kapsamında tazmini istemiyle yaptığı başvurunun köyde tapu çalışmaları yapıldığı, ancak kişinin adına tapu kaydı olmadığı ve zilyetliği kanıtlayıcı bir belge olmadığı gerekçesiyle reddedilmesi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Dosyada bulunan; 05.05.2006 tarihli keşif tutanağında, köy muhtarı ve halkı tarafından davacıya ait olduğu beyan edilen bir adet iki katlı 100 m2 ev tespit edildiği, 10.05.2006 tarihli tutanakta ise davacının zarar ziyanını tespit edilmesi için köyde hazır bulunulduğu, davacı adına tapu kaydı olmadığı için zirai bilirkişi raporu düzenlenmediği belirtildiği, her iki tutanakta da davacı veya vekilinin imzası bulunmadığı anlaşılmaktadır.
5233 sayılı Kanun, kişilerin gerek mülkiyetindeki, gerekse zilyedliklerindeki taşınır ve taşınmaz mallar dolayısıyla uğradıkları zararların tazminini kapsadığı, mahallinde keşif yapılmak suretiyle tespit yolu seçildiği takdirde mevzuatta belirtilen usule uygun keşif ve bilirkişi incelemesi yapılması gerektiği, komisyon tarafından mahallinde yapılan keşif sonucu düzenlenen keşif tutanağında davacı veya vekilinin imzası bulunmadığı anlaşıldığından keşfin Yönetmelikte belirtilen usule uygun olarak yapılmadığı açıktır.
Durum böyle olunca; Komisyon tarafından, mevzuatta öngörülen usule göre davacının veya yetkili temsilcisinin de katılımı sağlanarak usulüne uygun keşif ve bilirkişi incelemesi yapılarak, söz konusu yerde davacıya ait malvarlığı bulunup bulunmadığının tespit edilmesi, davacıya ait malvarlığı tespit edilmesi halinde 5233 sayılı Yasa kapsamında varsa zararının karşılanması gerekirken aksi yönde tesis edilen işlemde ve eksik incelemeye dayalı olarak davanın reddi yönünde verilen Mahkeme kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:… ; K:… sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18.06.2014 gün ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.