Danıştay Kararı 15. Daire 2014/1767 E. 2018/7172 K. 24.10.2018 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2014/1767 E.  ,  2018/7172 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2014/1767
Karar No: 2018/7172

Davacı :
Vekili :
Davalı :
Vekilleri :
Davanın Özeti : …’nın internet adresinde ilan edilen 2013 yılı kadro dağıtımına ilişkin işlemin, fizik tedavi ve rehabilitasyon merkezi olarak faaliyette bulunan davacı yönünden iptali istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Yasal dayanaktan yoksun davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi :
Düşüncesi : Dava konusu düzenlemenin üst hukuk normlarına ve hukuka uygun olduğu, davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı :
Düşüncesi : Dava, …’nın internet adresinde ilan edilen 2013 yılı kadro dağıtımına ilişkin işlemin, fizik tedavi ve rehabilitasyon merkezi olarak faaliyette bulunan davacı yönünden iptali istemiyle açılmıştır.
Sağlık hizmeti sunulmasına ilişkin Devlete verilmiş görevler, dava konusu düzenleme tarihinde yürürlükte olan 181 sayılı nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile yapılandırılarak, görev ve yetkileri belirlenen nca yürütülmektedir. Anılan KHK’nın; 2. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, herkesin hayatını bedenen, ruhen ve sosyal bakımdan tam iyilik hali içinde sürdürmesini sağlamak için fert ve toplum sağlığını korumak ve bu amaçla ülkeyi kapsayan plan ve programlar yapmak, uygulamak ve uygulatmak…gerekli teşkilatı kurmak ve kurdurmak ‘nın görevleri arasında sayılmış, 43. maddesinde ise, Bakanlığın, kanunla yerine getirmekle yükümlü olduğu hizmetleri tüzük, yönetmelik, tebliğ ve diğer metinlerle düzenlemekle görevli ve yetkili olduğu belirtilmiştir.
3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanununun; 3. maddesinin 1/(a) bendinde, sağlık kurum ve kuruluşlarının yurt sathında eşit, kaliteli ve verimli hizmet sunacak şekilde Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığınca, diğer ilgili bakanlıkların da görüşü alınarak plânlanacağı, koordine edileceği, mali yönden destekleneceği ve geliştirileceği; 1/(c) bendinde, bütün sağlık kurum ve kuruluşları ile sağlık personelinin ülke sathında dengeli dağılımı ve yaygınlaştırılmasının esas olduğu, sağlık kurum ve kuruluşlarının kurulması ve işletilmesinin bu esas içerisinde Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığınca düzenleneceği, 1/(i) bendinde, sağlık hizmetlerinin yurt çapında istenilen seviyeye ulaştırılması amacıyla; bakanlıklar seviyesinden en uçtaki hizmet birimine kadar kamu ve özel sağlık kuruluşları ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları arasında koordinasyon ve işbirliği yapılacağı yönetim, hizmet ilişki ve bağlantıları gibi konularda tespit edilen esaslara uymak ve verilen görevleri yapmakla yükümlü oldukları belirtilmiştir.
tarafından, 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı San’atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun, 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu ve 181 sayılı nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye dayanılarak, kaynak ısrafı ve atıl kapasiteye yol açılmaksızın ülke düzeyinde dengeli, verimli ve kaliteli sağlık hizmeti sunulmasını sağlamak üzere ayakta teşhis ve tedavi yapılan özel sağlık kuruluşlarının yapılandırılmaları, ruhsatlandırma işlemleri, faaliyetleri ve faaliyetlerine son verilmesi, denetimleri ve diğer hususlar ile ilgili usûl ve esasları düzenlemek amacıyla 15.2.2008 tarih ve 26788 sayılı Resmi Gazetede Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelik yayımlanmış; anılan Yönetmeliğin 6 . Maddesinde, “(1) Tıp merkezi kadroları, Bakanlıkça belirlenen sağlık hizmet bölgelendirmesine göre planlanan tabip/uzman sayısı ve hizmet ihtiyacı dikkate alınarak Bakanlıkça belirlenir ve yatırım listesinde ilan edilir. (2) A ve B tipi tıp merkezleri Bakanlıkça belirlenen kadrolarında en az dört klinisyen uzmanla açılır ve faaliyete geçtikleri tarihten itibaren iki yıl içinde kadrolarını tamamlayabilirler. (3) Sağlık kuruluşlarının kadroları, Bakanlıkça Sağlık Kuruluşları Yönetim Sistemine kaydedilir. İlan edilecek dönemlerde verilecek yeni kadrolar bu sistemde tanımlanır ve tıp merkezlerinin hekim ayrılış ve başlayışları ile poliklinik ve muayenehanelerin açılış işlemleri sistem üzerinden yürütülür. Kadro ilaveleri, planlama çerçevesinde Bakanlıkça ilan edilecek dönemlerde tıp merkezleri ve polikliniklerin tipleri dikkate alınarak yapılır. (4) (Değişik:RG-12/12/2017-30268) Bakanlık tarafından ilan edilecek uzmanlık dallarından olmak üzere bu kadrolar için belirlenen kriterlere uygun olmak kaydıyla ve A veya B tipi tıp merkezinin bildireceği kadro iptal edilerek Bakanlıkça kadro değişimi yapılır. “hükmü yer almış, 9. Maddesinde de, Bakanlıkça sağlık hizmetlerinin, demografik yapı ve epidemiyolojik özellikler de göz önünde bulundurulmak suretiyle kaliteli, hakkaniyete uygun ve verimli şekilde sunulması, sağlık kurum ve kuruluşlarının hizmet kapasiteleri, sağlık insan gücü ile çağdaş tıbbi bilgi ve teknolojinin ülke düzeyinde dengeli dağılımının sağlanması, koruyucu sağlık ve acil sağlık hizmetleri gibi işbirliği halinde hizmet sunumunun gerekli olduğu alanlarda uygun kapasitenin oluşturulması, kaynak israfı ve atıl kapasiteye yol açılmaması amaçları doğrultusunda, faaliyetine ihtiyaç duyulan sağlık kurum ve kuruluşları ile bunlara ait sağlık insan gücü, tıbbi hizmet birimleri ve nitelikleri ile teknoloji yoğunluklu tıbbi cihaz dağılımı alanlarında kamu ve özel sektörü kapsayacak şekilde planlama yapılacağ hükme bağlanmıştır.
Olayda ise, söz konusu madde hükmünün uygulanmasına yönelik, tıp merkezlerine 2013 yılına ilişkin olarak verilecek ek kadrolara ait dava konusu “ek kadro dağıtımı listesi” davalı idarenin internet sitesinde yayınlanmış; anılan listede bu merkezlere verilecek uzmanlık dalları 14 madde halinde sayılmış; anılan listede fizik tedavi uzmanına yer verilmemiş olup, davacı bu durumun eksiklik olduğunu ileri sürerek söz konusu işlemin kendilerine ilişkin kısmının iptali istemiyle bu davayı açmıştır.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükünmleri ile dosyada yer alan bilgi ve belgeler değerlendirildiğinde, sağlık kuruluşlarının ve sağlık insan gücünün ülke genelinde dengeli dağılımının sağlanması amacıyla davalı idarece planlama yapılmasının yasal gereklilik olduğu; planlama ile sağlık hizmetlerinin kaliteli, hakkaniyete uygun ve verimli şekilde sunulması, sağlık kurum ve kuruluşlarının hizmet kapasiteleri, sağlık insan gücü ile çağdaş tıbbi bilgi ve teknolojinin ülke düzeyinde dengeli dağılımının sağlanması, kaynak israfı ve atıl kapasiteye yol açılmaması amaçları doğrultusunda, faaliyetine ihtiyaç duyulan sağlık kurum ve kuruluşları ile bunlara ait sağlık insan gücü, tıbbi hizmet birimleri ve nitelikleri ile teknoloji yoğunluklu tıbbi cihaz dağılımı alanlarında kamu ve özel sektörü kapsayacak şekilde sağlık hizmetlerinin dengeli sunulabilmesinin amaçlandığı dikkate alındığında, planlama hükümlerinin uygulanmasına yönelik düzenleme içeren dava konusu 2013 yılı kadro dağıtımına ilişkin işlemde kamu yararı, hizmet gerekleri ve dayandığı mevzuat hükümlerine aykırılık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle davanın reddi yolunda karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce, duruşma için taraflara önceden bildirilen 24/10/2018 tarihinde davacı vekili Av. ‘ın, davalı ‘nı temsilen …’nın geldiği, Danıştay Savcısı’nın hazır olduğu görülmekle açık duruşmaya başlandı. Taraflara usulüne uygun olarak söz verilerek dinlenildikten ve Danıştay Savcısı’nın düşüncesi alındıktan sonra taraflara son kez söz verilip, duruşma tamamlandı. Dava dosyası incelenerek işin gereği görüşüldü:
Dava, …. ‘nın internet adresinde ilan edilen 2013 yılı kadro dağıtımına ilişkin işlemin, fizik tedavi ve rehabilitasyon merkezi olarak faaliyette bulunan ve kadro talebi, işlemin Tıp Merkezlerine İlişkin Ek Kadro Değerlendirilmesi başlıklı kısmında yer alan gerekçelerle reddedilen davacı yönünden iptali istemiyle açılmıştır.
Dava dilekçesindeki iddialar ile davacı vekilinin duruşmadaki beyanları göz önüne alınarak ‘nın internet adresinde ilan edilen 2013 yılı kadro dağıtımına ilişkin işlemin, fizik tedavi ve rehabilitasyon merkezi olarak faaliyette bulunan ve kadro talebi, işlemin Tıp Merkezlerine İlişkin Ek Kadro Değerlendirilmesi başlıklı kısmında yer alan gerekçelerle reddedilen davacı yönünden iptali istemi; işlemin, Tıp Merkezlerine İlişkin Ek Kadro Değerlendirilmesi başlıklı kısmıyla sınırlı olarak incelenmiştir.
Davacı tarafından, Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelikte sürekli yapılan değişikliklerin sağlık kuruluşları için ilave sermaye ve emek gerektirdiği, çünkü bu hükümlerin sağlık kuruluşlarını değişikliğe uyumlu hale getirmeye zorlayan hükümler içerdiği, uyumlu hale getirmeyen sağlık kuruluşlarının kapanma riski ile karşı karşıya bırakıldığı, 2013 yılında yapılan değişiklik ile de iki yeni koşul daha getirildiği, bunların; müstakil bina ve binada olması gereken fiziksel koşullar ile en az dört uzman hekim kadrosu olduğu,
Yapılan şifaî görüşmelerde; davalı idare tarafından, davacı şirketin tadilatı tamamlayarak fiziki koşulları sağlaması halinde kadro konusunda sıkıntı yaşanmayacağının ifade edildiği, davalı idare yetkililerinin verdiği sözlere duyulan inanç ve yaratılan güven ortamına istinaden davacı şirketin, merkez ve şubesini müstakil binalara taşıdığı, istenen fiziksel koşulları oluşturduğu ve detaylı inşaat revizyonları geçirdiği, ek kadro talebinin reddedilmesi ile, davacı şirketin kapasitesini artırıp büyümesinin önüne geçilerek, serbest ticaret ve piyasa ekonomisi anlayışı ile bağdaşmayacak şekilde idari işlem tesis edildiği,
İptali istenen idari işlemde; açıklanan kadrolardan mevcut branşta olan tıp merkezlerinin kadro alabileceği ve yatak sayısı 100’ün altında olan hastanelere verilmeyen kadroların tıp merkezlerine verilmesinin uygun görülmediğinin belirtildiği, ancak; mevcut tıp/dal merkezlerinin (A) tipine dönüşmek istemesi halinde teşvik amaçlı olarak duyuruda yer alan tablodaki uzmanlık alanlarından iki kadro verilebileceğinin ifade edildiği, “Tıp/Dal Merkezlerine Verilecek Uzmanlık Dalları” başlığı altında yer alan tabloda 14 uzmanlık dalına yer verildiği, sadece Fizik tedavi ve Rehabilitasyon uzmanlık alanında faaliyet gösteren davacı şirkete Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon uzmanlık alanı ile uzaktan yakından ilgisi bulunmayan uzmanlık alanından kadro teklif edilmesinin iyi niyetle ve hizmet gerekleri ile bağdaşır bir tarafının bulunmadığı,
Ayrıca, ek kadro talebini reddeden davalı idarenin, davacı şirketin; (A) veya (B) Tipi Tıp Merkezine dönüşmesini imkânsız hale getirdiği, bir başka ifade ile Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkındaki Yönetmelik ile getirilen (A) veya (B) tipi tıp/dal merkezine dönüşme hakkının, ek kadro verilmemesi sebebiyle davalı idare tarafından fiilen ortadan kaldırıldığı, tümü ile dâhili alanda hizmet veren fizik tedavi ve rehabilitasyon merkezlerinin, ihtiyacı olan fizik tedavi ve rehabilitasyon kadro talebine karşılık, bu alan ile uzaktan yakından ilgisi olmayan ve “ameliyathane, yoğun bakım, sterilizasyon, doğum ünitesi, sezaryen ünitesi ve benzeri daha birçok özellik ve donanıma” ihtiyaç gösteren göz, mikrobiyoloji, kadın hastalıkları ve doğum gibi tabloda gösterilen sair branşlardan kadro verilebileceğinin açıklanmış olmasını, makul ve kabul edilebilir bir teklif olarak değerlendirmenin mümkün olmadığı,
Yönetmelik ile davalı idareye kadro planlama görevi verilmiş olmasına rağmen davalı idare tarafından yönetmelik hükümlerine aykırı bir planlama yapılarak ek kadro tahsisinin imkânsız hale getirildiği ve davacının aleyhine olacak şekilde davalı idare tarafından özel sağlık kuruluşları arasında eşitsizlik yaratıldığı, dava konusu duyuruda, kadro tahsisi yapılırken göz önüne alınan kriterler ve esasların açık ve net bir şekilde ortaya konulup tartışılmadığı, objektif kriterlere yer verilmediği, yapılan açıklamalarda Yönetmeliğin 9. maddesi ve ilgili diğer maddelerinde düzenlenen planlama esaslarının göz önünde bulundurulmadığı, sonuç olarak davalı idare tarafından yapılan bu işlemin bir planlama ve ek kadro tahsisi değil; davacı şirkete ait olan fizik tedavi ve rehabilitasyon merkezlerinin tasfiye edilmesi ve fizik tedavi ve rehabilitasyon hastalarının özel hastanelere yönlendirilmesi sonucunu doğurduğu, söz konusu idari işlem ile hastanelere tek bir genelgeyle 1042 adet kadro dağıtılırken, davacı şirkete mevzuat uyarınca zorunlu hale getirilen kadroların verilmediği ileri sürülerek dava konusu işlemin iptali istenilmektedir.
Anayasanın 56. maddesinin birinci fıkrasında, herkesin, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip olduğu; üçüncü fıkrasında, Devletin, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak; insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenleyeceği; 4. fıkrasında da, Devletin, bu görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal kurumlarından yararlanarak, onları denetleyerek yerine getireceği hükme bağlanmıştır.
Sağlık hizmeti sunulmasına ilişkin olarak Devlete verilmiş olan görevler ise nca yürütülmekte olup, 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin dava konusu düzenleme tarihinde yürürlükte olan 2. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, herkesin hayatını bedenen, ruhen ve sosyal bakımdan tam iyilik hali içinde sürdürmesini sağlamak için fert ve toplum sağlığını korumak ve bu amaçla ülkeyi kapsayan plan ve programlar yapmak, uygulamak ve uygulatmak, her türlü tedbiri almak, gerekli teşkilatı kurmak ve kurdurmak ‘nın görevleri arasında sayılmış, 43. maddesinde ise, Bakanlığın, kanunla yerine getirmekle yükümlü olduğu hizmetleri tüzük, yönetmelik, tebliğ, genelge ve diğer idari metinlerle düzenlemekle görevli ve yetkili olduğu belirtilmiştir.
3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu’nun; 3. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, sağlık kurum ve kuruluşlarının yurt sathında eşit, kaliteli ve verimli hizmet sunacak şekilde Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığınca, diğer ilgili bakanlıkların da görüşü alınarak plânlanacağı, koordine edileceği, malî yönden destekleneceği ve geliştirileceği; (c) bendinde, bütün sağlık kurum ve kuruluşları ile sağlık personelinin ülke sathında dengeli dağılımı ve yaygınlaştırılmasının esas olduğu, sağlık kurum ve kuruluşlarının kurulması ve işletilmesinin bu esas içerisinde Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığınca düzenleneceği; (e) bendinde, tesis edilecek eğitim, denetim, değerlendirme ve oto kontrol sistemi ile sağlık kuruluşlarının tespit edilen standart ve esaslar içinde hizmet vermesinin sağlanacağı; (i) bendinde, sağlık hizmetlerinin yurt çapında istenilen seviyeye ulaştırılması amacıyla, bakanlıklar seviyesinden en uçtaki hizmet birimine kadar kamu ve özel sağlık kuruluşları ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları arasında koordinasyon ve işbirliği yapılacağı, sağlık kurum ve kuruluşlarının coğrafik ve fonksiyonel hizmet alanları, verecekleri hizmetler, yönetim, hizmet ilişki ve bağlantıları gibi konularda tespit edilen esaslara uymak ve verilen görevleri yapmakla yükümlü oldukları düzenlenmiştir.
tarafından, 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı San’atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun, 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu ve 181 sayılı nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye dayanılarak, kaynak israfı ve atıl kapasiteye yol açılmaksızın ülke düzeyinde dengeli, verimli ve kaliteli sağlık hizmeti sunulmasını sağlamak üzere ayakta teşhis ve tedavi yapılan özel sağlık kuruluşlarının yapılandırılmaları, ruhsatlandırma işlemleri, faaliyetleri ve faaliyetlerine son verilmesi, denetimleri ve diğer hususlar ile ilgili usûl ve esasları düzenlemek amacıyla 15/02/2008 tarihli ve 26788 sayılı Resmî Gazete’de Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelik yayımlanmıştır.
Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmeliğin dava konusu düzenleme tarihinde yürürlükte olan 9. maddesinde, Bakanlıkça sağlık hizmetlerinin, demografik yapı ve epidemiyolojik özellikler de göz önünde bulundurulmak suretiyle kaliteli, hakkaniyete uygun ve verimli şekilde sunulması, sağlık kurum ve kuruluşlarının hizmet kapasiteleri, sağlık insan gücü ile çağdaş tıbbi bilgi ve teknolojinin ülke düzeyinde dengeli dağılımının sağlanması, koruyucu sağlık ve acil sağlık hizmetleri gibi işbirliği halinde hizmet sunumunun gerekli olduğu alanlarda uygun kapasitenin oluşturulması, kaynak israfı ve atıl kapasiteye yol açılmaması amaçları doğrultusunda, faaliyetine ihtiyaç duyulan sağlık kurum ve kuruluşları ile bunlara ait sağlık insan gücü, tıbbi hizmet birimleri ve nitelikleri ile teknoloji yoğunluklu tıbbi cihaz dağılımı alanlarında kamu ve özel sektörü kapsayacak şekilde planlama yapılacağı hükme bağlanmıştır.
Anılan Yönetmelikte, 11/07/2013 tarih ve 28704 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile bazı değişiklikler yapılmış ve “Tıp merkezi kadroları” başlıklı 6. maddesinde, “(1) Tıp merkezi kadroları, Bakanlıkça belirlenen sağlık hizmet bölgelendirmesine göre planlanan tabip/uzman sayısı ve hizmet ihtiyacı dikkate alınarak Bakanlıkça belirlenir ve yatırım listesinde ilan edilir.
(2) A ve B tipi tıp merkezleri Bakanlıkça belirlenen kadrolarında en az dört klinisyen uzmanla açılır ve faaliyete geçtikleri tarihten itibaren iki yıl içinde kadrolarını tamamlayabilirler.
(3) Sağlık kuruluşlarının kadroları, Bakanlıkça Sağlık Kuruluşları Yönetim Sistemine kaydedilir. İlan edilecek dönemlerde verilecek yeni kadrolar bu sistemde tanımlanır ve tıp merkezlerinin hekim ayrılış ve başlayışları ile poliklinik ve muayenehanelerin açılış işlemleri sistem üzerinden yürütülür. Kadro ilaveleri, planlama çerçevesinde Bakanlıkça ilan edilecek dönemlerde tıp merkezleri ve polikliniklerin tipleri dikkate alınarak yapılır.
(4) Bakanlıkça Planlama ve İstihdam Komisyonunun görüşü alınarak ilan edilen kadrolardan, bu kadrolar için belirlenen kriterlere uygun olmak ve A veya B tipi tıp merkezinin bildireceği kadro iptal edilmek kaydıyla, kadro tahsisi yapılabilir.” kuralına yer verilmiştir.
Bununla birlikte Yönetmeliğin “Açılmış sağlık kuruluşlarının durumu” başlıklı geçici 2. maddesinin birinci fıkrasında “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren, 9/3/2000 tarihli ve 23988 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmeliğe göre açılarak faaliyet gösteren tıp/dal merkezleri, C tipi tıp merkezi; poliklinikler B tipi poliklinik olarak kabul edilir. Bu madde yürürlüğe girmeden önce tıp/dal merkezleri ile poliklinikler için Müdürlükçe düzenlenmiş uygunluk belgeleri C tipi tıp merkezi ve B tipi poliklinik ruhsatnamesi ve faaliyet izin belgesi olarak kabul edilir.” hükmüne, üçüncü fıkrasında “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren kadrolu klinisyen uzman sayısı dördün altında olan tıp/dal merkezlerinin mevcut klinisyen kadro sayısı asgari kadro sayısı olarak kabul edilir ve bu şekilde faaliyetlerine devam etmelerine izin verilir.” hükmüne ve beşinci fıkrasında da “A veya B tipi tıp merkezi için bu Yönetmelikte öngörülen ön izin ve ruhsatlandırma şartlarını taşıyan ve buna ilişkin belgeleri bulunan mevcut tıp/dal merkezlerinden, Müdürlükçe gerekli belgeler ile şartları taşıdıkları belirlenenlere ruhsat harcı alınmaksızın Ek-2/a ve Ek-2/c’ye uygun olarak A veya B tipi ruhsatnamesi ve faaliyet izin belgesi düzenlenir.” hükmüne yer verilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden; 11/07/2013 tarih ve 28704 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile değiştirilen esas Yönetmeliğin 6. maddesinin üçüncü fıkrasına istinaden davalı idare tarafından tıp merkezlerine kadro dağıtılabileceğinin ilan edildiği, buna göre taleplerin alındığı, ek kadro dağıtım ilan metninin 15/07/2013 tarihinde davalı idarenin internet sitesinde yayımlandığı, kadro taleplerinin tercih yapan sağlık kuruluşlarının Sağlık Kuruluşları Yönetim Sistemi kayıtlarının esas alınarak değerlendirildiği, toplam 431 hastane ve 767 diğer sağlık kuruluşunun (Tıp/dal merkezi) Sağlık Kuruluşları Yönetim Sistemi üzerinden ek kadro talebinde bulunduğu, Sağlık Kuruluşları Yönetim Sistemi kayıtları esas alınarak yapılan değerlendirme sonucu 192 hastanenin kadro talep hakkı olduğu, bu dönemde 186 özel hastaneye kadro verildiği, anılan duyurunun TIP MERKEZLERİNE İLİŞKİN EK KADRO DEĞERLENDİRMESİ başlığı altında ise; Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkındaki Yönetmelikte 11 Temmuz 2013 tarihinde yapılan değişiklik ile mevcut tıp/dal merkezlerinin C tipi tıp merkezi olarak kabul edildiği ve bu merkezlere A ya da B tipi tıp merkezlerine süre sınırlaması olmaksızın dönüşme imkânı getirildiği, bu çerçevede tıp merkezlerine kadro dağıtılabileceğinin ilan edildiği ve buna göre taleplerin alındığı, taleplerin branş bazında gruplandırıldığı, mevcudu bulunmayan branş ile özel hastanelerde yatak sayısı yüzün altında olan hastanelere verilmeyen uzmanlık dallarının tıp merkezlerine verilmesinin uygun görülmediği, yapılan değerlendirme sonucunda verilebilecek uzmanlık dallarının tablo ile gösterildiği, anılan tabloda bu merkezlere verilecek uzmanlık dallarının 14 madde halinde sayıldığı, bu uzmanlık dalları arasında fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanlığına yer verilmediği, davacı tarafından, bu uzmanlığa yer verilmemesinin eksiklik olduğu ileri sürülerek söz konusu işlemin kendilerine ilişkin kısmının iptali istemiyle görülmekte olunan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Davalı idare savunmasında ise, nca hekim planlamasının, hekimin ülke genelinde nüfusa göre dengeli dağılımı kriteri çerçevesinde yapıldığı, uzman hekimin ülke genelinde nüfusa göre dengeli dağılımını kısıtlı insan kaynağı içerisinde düzenleyebilmek için; ülkedeki toplam uzman hekim sayısının, o ilin nüfusuna kıyaslanarak o ilde istihdam edilebilecek uzman sayısının belirlendiği ve o ildeki mevcut aktif çalışan uzman sayısının bu sayıya oranına göre değerlendirmeler yapıldığı, mevcut sağlık kuruluşlarının mağdur edilmeden, uzman/hekim dağılımının düzenlenebilmesi ve ihtiyaç planlamasının yapılabilmesi için; öncelikle kamuda (, üniversite ve diğer kamu) veya özel sağlık kuruluşlarında (hastane, tıp/dal merkezi, laboratuvar, poliklinik, müessese) çalışmakta olan uzman/hekim sayıları ve uzmanlık dallarının belirlenmesi ve özel hastaneler ile diğer sağlık kuruluşları bakımından da kadro kavramının yerleştirilmesi gerektiği, bu amaçla 15/02/2008 tarihli ve 26788 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmeliğin “Sağlık kurum ve kuruluşlarının planlanması” başlıklı 9. maddesine göre, tıp merkezlerinin açılması, yeni hizmet birimleri ve cihaz ilavesi yanı sıra tıp merkezinde çalışacak yeni tabip ilavesinin de planlama kapsamında olduğu, anılan Yönetmeliğin 6. maddesinin üçüncü fıkrasındaki hükme istinaden Bakanlıkça tıp merkezlerine kadro dağıtılabileceğinin ilan edildiği, buna göre taleplerin alındığı, Bakanlığın Planlama ve İstihdam Komisyonu tarafından 25/09/2013 tarihinde yapılan toplantıda kadro dağıtımı hakkında 2013/42 numaralı Kararın alındığı, ek kadro dağıtımında, sağlık kuruluşlarının Sağlık Kuruluşları Yönetim Sistemi kayıtları esas alınarak, öncelikle özel hastanelere kadro verilmesinin değerlendirildiği, fizik tedavi ve rehabilitasyon kadrosunun; yoğun olması ve Bakanlıkta da kadro olmaması sebebiyle verilemeyeceği, tıp/dal merkezlerine ek tabloda belirtilen kadrolardan talep etmeleri halinde söz konusu özel sağlık kuruluşlarının A veya B Tipi Tıp Merkezi olarak ruhsatlandırılmaları halinde ek kadro verileceğinin ilan edildiği, Yönetmelik ile öngörülen A tipi tıp merkezine dönüşenlere teşvik için ilan edilen tabloda yer alan kadrolardan iki adet verilebileceği, B tipine dönüşen tıp/dal merkezlerinde kadro sayısı dört klinisyenin altında olan merkezlerin, uzman sayılarının listede sayılan branşlardan mevcudu bulunması kaydıyla dörde tamamlanacağının belirtildiği ifade edilmektedir.
Buna göre, sağlık kuruluşlarının ve sağlık insan gücünün ülke genelinde dengeli dağılımının sağlanması amacıyla davalı idarece planlama yapılmasının yasal gereklilik olduğu; planlama ile sağlık hizmetlerinin kaliteli, hakkaniyete uygun ve verimli şekilde sunulması, sağlık kurum ve kuruluşlarının hizmet kapasiteleri, sağlık insan gücü ile çağdaş tıbbi bilgi ve teknolojinin ülke düzeyinde dengeli dağılımının sağlanması, kaynak israfı ve atıl kapasiteye yol açılmaması hedefleri doğrultusunda, faaliyetine ihtiyaç duyulan sağlık kurum ve kuruluşları ile bunlara ait sağlık insan gücü, tıbbi hizmet birimleri ve nitelikleri ile teknoloji yoğunluklu tıbbi cihaz dağılımı alanlarında kamu ve özel sektörü kapsayacak şekilde sağlık hizmetlerinin dengeli sunulabilmesinin amaçlandığı dikkate alındığında ve davalı idarenin savunmasından anlaşılacağı üzere, öncelikle özel hastanelere kadro verilmesinin değerlendirilmesi, fizik tedavi ve rehabilitasyon kadrosunun, özel sektörde yoğun olması ve Bakanlıkta da kadro olmaması sebebiyle dava konusu 2013 yılı kadro dağıtımına ilişkin işlemde, tıp merkezlerine ilişkin kadro dağıtımında fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanlığına yer verilmemesinde hukuka aykırılık görülmemiştir.
Öte yandan, dava konusu işlemde; Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkındaki Yönetmelik çerçevesinde mevcut tıp/dal merkezlerinin C tipi tıp merkezi olarak kabul edildiği ve bu merkezlere A ya da B tipi tıp merkezlerine süre sınırlaması olmaksızın dönüşme imkânı getirildiği, bu merkezlerin uygunluk sağlayarak A tipi Tıp Merkezi olarak ruhsatlandırılması halinde tabloda belirtilen uzmanlık dallarından iki kadro talepte bulunmaları halinde teşvik amacı ile kadro verilmesinin öngörüldüğü, yine aynı Yönetmelik ile öngörülen B tipine dönüşen tıp/dal merkezlerinden kadro sayısı dört klinisyen altında olan merkezlerin uzman sayıları listede sayılan branşlardan mevcudu bulunması kaydıyla dörde tamamlanacağı belirtilmiş ise de, dosya kapsamında davacıya ait tıp merkezlerinin C tipi tıp merkezi olduğu ve klinisyen uzman kadrosunun da iki olduğu; A veya B tipi tıp merkezine ise dönüştürülmediği/ruhsatlandırılmadığı, bu sebeplerle ek kadro verilemediği, davacının A veya B tipi tıp merkezi olarak ruhsatlandırılmak üzere başvuru yapması ve ruhsat alındıktan sonra talep edilen kadroların başvurunun yapılacağı dönem itibariyle planlamaya uygun bulunması halinde ek kadro alınabilmesinin mümkün olduğu da açıktır.
Buna göre, planlama hükümlerinin uygulanmasına yönelik düzenleme içeren dava konusu hükümlerde kamu yararı, hizmet gerekleri ve dayandığı mevzuat hükümlerine aykırılık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle DAVANIN REDDİNE, aşağıda dökümü yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen … TL duruşmalı vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine, artan posta ücretinin istemi halinde davacıya iadesine, bu kararın tebliğini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 24/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.