Danıştay Kararı 15. Daire 2014/1564 E. 2018/3754 K. 10.04.2018 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2014/1564 E.  ,  2018/3754 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2014/1564
Karar No : 2018/3754

Temyiz Eden (Davacı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davalı) :
Vekili :
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…; K:… sayılı kararının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Düşüncesi :Temyize konu idare mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava; davacının ikamet ettiği … İli, Merkez İlçesi, … Köyü’nden terör olayları nedeniyle göç etmek zorunda kaldığından bahisle mal varlığına ulaşamaması ve taşınır, taşınmaz mallarının zarara uğraması nedeniyle uğradığı ileri sürülen zararların tazmini istemiyle 5233 sayılı Kanun uyarınca yapılan başvurunun reddine ilişkin 1 No’lu Zarar Tespit Komisyonu’nun 29/05/2007 tarih, 2007/1-2284 sayılı işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesince; … İli, Merkez İlçesi, … Köyü’nün terör olayları nedeniyle Boşaldığı / boşaltıldığı, her ne kadar davalı idare vekili tarafından, keşif gününün davacı veya davacı vekiline sözlü olarak haberdar edildiği ancak davacı veya davacı vekilinin keşfe katılmadığı belirtilmekte ise de, 01/06/2006 tarihinde zarar mahallinde yapılan keşif sonucu, davacının evlenip başka köye gelin gittiği, taşınır ve taşınmaz malvarlığının tespit edilemediği yönünde düzenlenen tutanakta, teknik ve mahalli bilirkişilerle birlikte davacı vekilinin de imzasının yer aldığı, dolayısıyla yapılan keşfe davacı vekilinin de iştirak ettiğinin kabulü gerektiği, bu durumda, yapılan keşif sonunda düzenlenen keşif tutanağının davacı vekilince müvekkilinin 5233 sayılı Yasa kapsamına giren zararı bulunduğu yönünde bir ihtirazi kayda yer verilmeksizin imzalandığı hususu ve davacının hak sahipliğine ilişkin herhangi bir bilgi ve belge sunulamaması birlikte değerlendirildiğinde, davacının 5233 sayılı Yasa kapsamına giren zararının tespit edilememesi nedeniyle tesis edilen dava konusu komisyon kararında hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanunun 1. maddesinde: “Bu Kanunun amacı, terör eylemleri veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle maddî zarara uğrayan kişilerin, bu zararlarının karşılanmasına ilişkin esas ve usulleri belirlemektir.” hükmüne, 2. maddesinde; “Bu Kanun, 3713 sayılı Kanunun 1’inci, 3’üncü, 4’üncü maddeleri kapsamına giren eylemler veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle zarar gören gerçek kişiler ile özel hukuk tüzel kişilerinin maddî zararlarının sulhen karşılanması hakkındaki esas ve usullere ilişkin hükümleri kapsar.” hükmüne, yine aynı Kanun’un 8. maddesinde; “7’nci maddede belirtilen zararlar, zarar görenin beyanı, adlî, idarî ve askerî mercilerdeki bilgi ve belgeler göz önünde tutularak olayın oluş şekli ve zarar görenin aldığı tedbirlere göre, zarar görenin varsa kusur veya ihmalinin de gözönünde bulundurulması suretiyle, hakkaniyete ve günün ekonomik koşullarına uygun biçimde komisyon tarafından doğrudan doğruya veya bilirkişi aracılığı ile belirlenir. Taşınmaza ilişkin zarar tespitinde 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 11’inci maddesinde belirtilen kıymet takdiri esaslarının kıyasen uygulanır.” hükmüne yer verilmiştir.
Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkındaki Yönetmelikte de benzer düzenlemelere yer verilmiştir. Söz konusu Yönetmeliğin 11. maddesinde; “Komisyon gerek görmesi halinde keşif yapabilir. Komisyon başkanı belirlemiş olduğu keşif yeri ile gün ve saatini komisyon üyeleri ve/veya bilirkişi ile başvuru sahibine veya yetkili temsilcisine yazılı olarak bildirir. Başvuru sahibinin kendisi, veli veya vasisi veya yetkili temsilcisi ve varsa şahitleri keşif mahallinde hazır bulunurlar. Muhtar veya o yer mahallinden iki kişinin de keşifte hazır bulunması temin edilir. Tespit edilen günde komisyon olay mahalline giderek zararı tespit eder. Bu tespitte; a) Keşif tarihi, b) Zarar görenin adı soyadı, c) Zararın meydana geldiği yer, d) Zararın meydana geldiği tarih, e) Zararın nev’i, f) Zararın miktarı, g) Zarar gören bina, işyeri, arazi, taşıt ve ağaç gibi taşınır ve taşınmaz mallardan faydalanılma imkanının bulunup bulunmadığı, h) Zarar görenin kendi ihmal, kusur ve kastının olup olmadığı, ı) Zarardan mahsup edilmesi gereken miktarlar ile gerekli görülen diğer hususlar tutanağa bağlanarak hazır bulunanlarca imza altına alınır. Başvuru sahibi veya yetkili temsilcisinin keşif esnasında hazır bulunmaması halinde durum tutanakta belirtilir.” hükmüne yer verilmiş bulunmaktadır.
Yukarıda yer verilen Yasa ve Yönetmelik hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden; terör eylemleri veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle 5233 sayılı Yasa kapsamında karşılanabilecek nitelikte maddi zarara uğradığını iddia eden kişilerin bu zararlarının tazmini amacıyla başvurmaları halinde kurulacak Zarar Tespit Komisyonlarının, bu Kanun kapsamına giren bir zararın bulunup bulunmadığı ve bulunması halinde miktarının ne olduğunu tespit etmek amacıyla ilgili yerlerden her türlü bilgi ve belge istemek, bilirkişi görevlendirmek ve gerektiğinde keşif yapmak gibi kapsamlı bir araştırma-inceleme görevi ve yetkisi ile donatıldığı anlaşılmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden; davacının … İli, … İlçesi, … Köyü’nden terör olayları nedeniyle göç etmek zorunda kaldığından bahisle mal varlığına ulaşamamadan kaynaklanan zararının 5233 sayılı Kanun kapsamında tazmini istemiyle 01/06/2005 tarihinde Zarar Tespit Komisyonu’na başvurduğu, bu başvuru sonrasında komisyon tarafından keşif kararı alındığı, 01/06/2006 tarihli keşif ve tespit tutanağında davacının evlenip başka köye gelin gittiği, taşınır ve taşınmaz malvarlığının tespit edilemediğinin belirtildiği, söz konusu tutanağın davacı vekili tarafından ihtirazı kayıt olmadan imzalandığı, bunun üzerine Komisyonca 29/05/2007 tarih, 2007/1-2284 sayılı kararla, davacının herhangi bir taşınır taşınmaz mal varlığı olmadığı gerekçesiyle başvurusunun reddedildiği; bakılan davanın da söz konusu komisyon kararının iptali istemiyle açıldığı anlaşılmaktadır.
Dosyada bulunan 01/06/2006 tarihli Keşif Tutanağı’nın “Notlar” kısmında: “Evlenip başka köye gelin gitmiştir. Taşınır ve taşınmaz mal varlığı tespit edilmedi.” ibaresi bulunmaktadır. Keşif sırasında … Köyü muhtarı ‘ın beyanlarına göre tutulan ifade tutanağında da davacının köy dışından biriyle evlendiği, köyde oturmadığı, evi olmadığı ifadelerinin yanı sıra 1994 yılında terör olayları nedeni ile köyün boşaltıldığı, davacının da 1994 yılında güvenlik nedeniyle köyü terk ettiği ifadesi yer almaktadır. Dava dosyasında yer alan ve keşif sırasında alınan ifade tutanağı farklı ifadeleri barındıran bir tutanak görünümündedir.
Ayrıca davacının dava dilekçesi ile birlikte dosyaya sunduğu 09/11/2010 tarihli … İli, Merkez İlçesi, … Köyü, Köy İçi Mevkisi’ne ait, edinme sebebi kadastro olarak belirtilen bahçe tapusu idare mahkemesi tarafından değerlendirilmemiştir. Bu şekilde eksik inceleme ile tesis edilen işlemde hukuka uyarlık ve davanın reddine karar veren idare mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…; K:… sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18.06.2014 gün ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10/04/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.