Danıştay Kararı 15. Daire 2014/1546 E. 2017/1202 K. 15.03.2017 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2014/1546 E.  ,  2017/1202 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2014/1546
Karar No : 2017/1202

Temyiz Eden (Davacı :
Vekili :
Karşı Taraf (Davalı) :
Vekili :

İstemin Özeti : … 3. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı kararının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Mahkeme kararının onanması istenilmektedir.
Danıştay Tetkik Hakimi :
Düşüncesi : Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip dosyadaki belgeler incelenerek görüşüldü:
Dava; davacı tarafından, satın almış olduğu …. plakalı Mercedes marka C 180 model aracı … Trafik Tescil Şube Müdürlüğü’ne ….plaka numarası ile tescil ettirdikten sonra …. adlı şahsa 45.000,00-TL bedel mukabilinde devrettiği, satıştan sonra aracın yeni sahibinin …..plaka nosu ile kendi adına tescil yaptırdığı, ancak aracın … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2009/35331 soruşturma sayılı dosyası kapsamında kaçak yollarla ülkeye girişinin yapıldığının anlaşılması üzerine, araca kolluk kuvvetlerince 16.06.2009 tarihinde el konulduğu iddia edilerek, aracı satın alan … adlı kişiye 45.000,00-TL ödemek zorunda kalması neticesinde uğradığı 45.000,00-TL maddî zararın; davalı idarenin söz konusu ruhsatı düzenlerken gerekli titizliği göstermediği, aracın sahte kimlik, sahte ruhsat ve sahte plaka ile bir başka yerde satılabilmesine göz yumduğu, tescil kayıtlarına güvenerek aracı satın alması nedeniyle idarenin hizmet kusurundan meydana geldiğinden bahisle 10.03.2010 tarihinden işleyecek yasal faizi birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
… 3. İdare Mahkemesi’nce; sahte belge düzenlemek suretiyle ülkeye girişi sağlanan ve sonrasında noter satış senedinin düzenlenmesine sebep teşkil eden koşulları ortaya çıkaran 3. kişilerin eylem ve işlemlerinin, davacının uğradığını iddia ettiği maddi zarar ile davalı idare arasındaki illiyet bağını kestiği, bahse konu aracı kendisine satan kişiye ve satış senedini tanzim eden notere rücu ederek zararının giderilmesini isteyebileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından mahkeme kararının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Karayolları Trafik Yönetmeliğinin “Satış ve Devirlerde Araçların Tescili” başlıklı, uyuşmazlık tarihinde yürürlükte bulunan 37. maddesinin 3. bendinde “Tescil için gerekli olan harç pulu müracaat formunun tescil kuruluşunda kalacak olan nüshasına yapıştırılır veya belirlenen harç miktarının ödendiğini gösteren makbuz tescili yapan kuruluşça tescil dosyasında muhafaza edilir, araç tescil defterinin ilgili bölümüne sahip değişikliği işlenerek, yeni sahibi adına tescili yapılır.” hükmü, 4. bendinde ise “Müracaat sırasında noterlerce verilmiş satış veya devir senedi ibraz edilir.” hükmü yer almaktadır.
Trafik tescil bürolarınca aracın devir tescil işlemleri yapılırken müracaat sırasında noterlerce verilmiş satış veya devir senedinin ibraz edileceği, tescil birimince satış senedinin tescil işlemine esas teşkil edeceği açıktır.
Anayasanın 125. maddesinde; İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu ve idarenin, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu düzenlenmiştir. Buna göre idarece hizmetin işleyiş ve yerine getirilmesi sırasında gerekli önlemlerin alınmaması, hizmetin iyi işlememesi, kusurlu işlemesi gibi nedenlerle kişilere verilen zararlar idare tarafından tazmin edilmek durumundadır. Hizmetin iyi işlememesi sonucu kişilerin zarara uğramaları halinde, doğan zararların idare tarafından karşılanması gerekmektedir. Ayrıca, hizmeti yürüten personelin görevi sırasında yaptığı eylem ve işlemlere ilişkin kişisel kusurunun hizmet kusuru oluşturacağı ve idarenin de bu zararın tazminiyle sorumlu tutulacağı, idare hukukunun bilinen ilkelerindendir.
Hizmet kusuru, kamu hizmetinin organizasyonu ve işleyişinden kaynaklanır. Kamu hizmeti eksik veya kötü yürütülmekteyse veya bu faaliyet hizmet gerekleriyle bağdaştırılamayacak nitelikteyse, idarenin hizmeti kusurlu yürüttüğünün kabulü zorunludur. Ancak idarenin işlem ve eylemleri dolayısıyla hizmet kusuru işlediğini söyleyebilmek için saptanan hukuki sakatlığın bir dereceye kadar ağır ve önemli olması gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinden; davacı tarafından satın alınan dava dışı Salih Kaya isimli kişiye satılan aracın kaçak yollarla yurt içine sokulduğu ve sahte belgelerle tescil işleminin yapıldığı gerekçesiyle söz konusu … plakalı, Mercedes marka, … motor numaralı araca … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma sayılı dosyası kapsamında 16.06.2009 tarihinde el konulduğu, bunun üzerine davacı tarafından aracın satış bedeli olan 45.000,00-TL’nin …’ ya ödendiği ve Samsun 5. Noter’liğinin 10.03.2010 tarih ve 06263 yevmiye numaralı ibraname ile davacının ibra edildiği, araca trafık tescil belgesi verilmemesi gerekirken idare ajanlarının kusurlu hareket ederek düzenledikleri belgeler sonucu zarara uğradığından bahisle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların trafiğe tescilinden amaçlanan, bu araçlar üzerinde tasarruf güvenliğinin sağlanması ve çalıntı araçların bir başkası adına tescilinin önlenmesidir. İdarenin bu hizmeti yerine getirirken, kayıtların düzenli tutulması, taşıtların model, motor ve şasi numaraları ile tescili istenen aracın karşılaştırılması ve bunun yanında sunulan belgelerin doğruluğunun araştırılması gerekmektedir.
Davalı idarece; tescil edilen araca el konulmak suretiyle gerçekleştirilen eylem ve işlemlerin idarenin yürüttüğü hizmetin bir gereği olarak tesis edildiği düşünülse de, bu durum davalı idarenin aracın tescili aşamasında kusurlu hareket ettiği gerçeğini ortadan kaldırmayacağından davalı idarece tescil işleminin kusurlu olarak işletilmiş olması nedeniyle davacının uğramış olduğu zararın tazmini gerekeceğinden aksi yöndeki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, … 3. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18.06.2014 gün ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15/03/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.