Danıştay Kararı 15. Daire 2014/11 E. 2017/6890 K. 23.11.2017 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2014/11 E.  ,  2017/6890 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2014/11
Karar No : 2017/6890

Temyiz Eden (Davacı) : …
Karşı Taraf (Davalı) : …

İstemin Özeti : … İdare Mahkemesi’nin …tarih ve E: …; K: … sayılı kararının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti :Mahkeme kararının hukuka ve usule uygun olduğu, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Tetkik Hakimi Düşüncesi: Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava; davacı şirkete ait D1 yetki belgesinin iptaline ilişkin Karayolu Düzenleme Genel Müdürlüğü’nün 19.11.2012 tarih ve 21768 sayılı yazısına istinaden tesis edilen … Bölge Müdürlüğü’nün 22.11.2012 tarih ve 19815 sayılı işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesi’nce; şirket adına yapılan birçok tebligatın memur ve müstahdem sıfatıyla … tebellüğ etmesinin davacı şirket çalışanı olmaması halinde hayatın olağan akışına aykırı olması ve geçmiş dönemde de davacı şirket ile ilişkisinin bulunması karşısında, davacı şirket adına yapılan tebligatların hukuka uygun olduğu, diğer yandan kesinleşen uyarı cezalarınında 50 puanı aşması nedeniyle dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından mahkeme kararının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
11.6.2009 tarih ve 27255 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Karayolu Taşıma Yönetmeliğinin “Uyarma” başlıklı 76. maddesinin üçüncü fıkrasında; “Yetki belgesi sahipleri; birinci ve ikinci fıkralara göre verilen uyarmaların veriliş tarihinden itibaren 90 gün içinde; Bakanlığa yazılı başvuruda bulunarak verilen uyarmaların paraya çevrilmesini talep edebilirler. Verilen uyarmaların paraya çevrilebilmesi için; bu 90 günlük süre içinde uyarma başına 63 Türk Lirasının Bakanlık döner sermaye hesaplarına ödenmesi şarttır. Söz konusu ödemenin yapılmasından sonra uyarmalar kaldırılır. Paraya çevrilmeyen uyarmalar kaldırılmaz. Bu ücret, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere o yıl için 04/01/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu uyarınca tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılarak uygulanır.” düzenlemesine, dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan 78. maddesinin yedinci fıkrasında ise; “76 ncı maddeye göre verilen ve veriliş tarihinden itibaren 90 gün içinde kaldırılmadığı için kalıcı hale gelen uyarmaların toplam sayısı 50 adede ulaşınca ilgilinin yetki belgesi iptal edilir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Öte yandan 7201 sayılı Tebligat Kanunun 13. maddesinde; “Hükmi şahıslar namına kendilerine tebliğ yapılacak kimseler her hangi bir sebeple mütat iş saatlerinde iş yerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamıyacak bir halde oldukları takdirde tebliğ, orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır.” hükmüne yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, D1 yetki belgesine sahip davacı şirketin Karayolu Taşıma Yönetmeliği hükümleri uyarınca uyarı sayısının 50 adede ulaşması ve süresinde kaldırılmaması nedeniyle davalı idarenin 22.11.2012 tarih ve 19815 sayılı işlemi ile yeki belgesinin iptal edildiği, bunun üzerine davacı şirket tarafından uyarı cezalarının şirketi ile ilgisi bulunmayan …’a tebliğ edilmesi nedeniyle usulüne uygun tebligat yapılamadığından bahisle sözkonusu işlemin iptali isteğiyle görülmekte olan davanın açıldığı anlaşılmıştır.

7201 sayılı Tebligat Kanunun 13. maddesinde incelendiğinde görülecektir ki; anılan madde hükmüne göre tebligatın tüzel kişinin yetkili temsilcisine yapılması, yetkili temsilcinin tebliğin yapılacağı sırada işyerinde bulunmaması veya evrakı bizzat alamayacak bir halde olması durumunda ise tebliğin tüzel kişini memur veya müstahdemine yapılması gerekir. Tebligat yetkili temsilci yerine kanunda belitilen sıralı kişilere yapılmışsa bunun tebliğ mazbatasına açık bir şekilde yazılması gerekir.
İdare mahkemesinin yapmış olduğu ara kararlara verilen cevapların incelenmesinden; …’un Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarında 2009-2012 yılları arasında davacı şirketin çalışanı olarak görünmediği, 25.12.2006 tarihinde ekmeklilik müracaatında bulunduğu 1.1.2007 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlandığı, Sigorta Teftiş Kurulu Başkanlığının 1998 yılı yerel denetim tutanağında davacı şirketin işveren vekili olarak göründüğü ve adı geçen …’un PTT kayıtları incelendiğinde davacı şirkete ilişkin birden çok tebligatı davacı şirketin memur ve müstahdemi sıfatıyla tebellüğ ettiği görülmüştür.
Bu durumda, yapılan tebligatlarda ismi yer alan …’un, ara kararlar sonucunda davacı şirketin memur veya müstahdemi olduğunda dair bir kaydına rastlanılmadığı görüldüğünden, … tarafından tebellüğ edilen, şirket adına gönderilen tebligatların usule uygun bir şekilde yapılmadığı anlaşılmıştır.
Sonuç olarak, davacı şirkete gönderilen ve kesinleştiği iddia edilen uyarma cezalarının bir kısmının usule aykırı şekilde tebliğ edildiğinden, davacıya ait yetki belgesinin iptaline ilişkin dava konusu işlemde hukuka uygunluk, davanın reddine karar veren mahkeme kararında da hukuki isabet bulunmamıştır.
Açıklanan nedenlerle, … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …; K: … sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18.06.2014 gün ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23/11/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.