Danıştay Kararı 15. Daire 2014/10116 E. 2017/5392 K. 10.10.2017 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2014/10116 E.  ,  2017/5392 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ON BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2014/10116
Karar No : 2017/5392

Davacı :
Davalılar : 1-
Vekili :
2-
Davanın Özeti : Davacının alkol ölçümünün yapılması için kollukça teknik cihaz kullanılmasını kabul etmediğinden bahisle sürücü belgesinin iki yıl süreyle geri alınmasına ilişkin 30.11.2014 tarih ve 448 sayılı işlem ile davacıya 2.078,00 TL idari para cezası verilmesine ilişkin aynı tarih ve 964954 sayılı işlemin iptali; söz konusu işlemlere dayanak oluşturan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 48. maddesinin 9. fıkrasının; vücut bütünlüğüne ve insan haklarına ve eşitlik ilkesine aykırı olduğu, ispat yükümlülüğünün devlette olması kuralını ihlal ettiği, orantısız bir yaptırımın öngörüldüğü, seyahat özgürlüğü ve çalışma hürriyetini ihlal ettiği, Anayasa’ya aykırı olduğundan bahisle itiraz yolu ile Anayasa Mahkemesi’ne başvurulmak suretiyle Anayasa Mahkemesince iptali ve 18.07.1997 tarih ve 23053 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin 19.02.2014 tarih ve 28918 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan hali ile değişen 97. maddesinin 3. fıkrasının (c) bendinin; alkolün kandaki miktarının nefes yolu ile belirlenmesinin tıbben mümkün olmadığı, trafik kazalarına karışan sürücüler gibi alkol ölçümünü reddeden sürücülerin de kanındaki alkol oranının tespitini isteme hakkı olduğu, düzenlemenin hak arama hürriyetini engellediği ileri sürülerek iptali istenilmektedir.
Davalı ‘nın Savunmasının Özeti : Solunum yoluyla kan alkol düzeyi belirlemesi yönteminin güvenilirliğinin Adli Tıp Kurumu mütalaası ile ifade edildiği, alkolmetre cihazının güvenilirliği konusunda birçok bilimsel inceleme bulunduğu, cihazların kalibrasyon ayarlarının süresinde yapıldığı ve ölçüm sonuçlarının cihaz çıktısında görülebildiği, alkol kontrolü yapılması için belli bir zaman ve yer kuralı bulunmadığı, dava konusu düzenlemeler ile ölümlü/yaralanmalı veya büyük maddi hasarlı kazaların engellenmeye çalışıldığı, davacının hak arama hürriyetinin ihlal edilmediği, dava açma imkanının bulunduğu, Anayasa Mahkemesi’nce Kanunun 48. maddesinin 9. fıkrasının hukuka uygun olduğunun tespit edildiği, dava konusu Yönetmelik maddesinde ve tesis edilen işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı, davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
Davalı ‘nin Savunmasının Özeti : Rutin trafik kontrolünde sürücüden alkol kokusu alınması nedeniyle davacının alkol ölçümünün yapılmak istendiği, davacının defaten alkol ölçümü yaptırmayacağı yönündeki beyanı üzerine kontrol yaptırmaması halinde uygulanacak yaptırımlar konusunda bilgilendirildiği, bu hususun tutanak altına alındığı, davacının ölçümü kabul etmemesi üzerine işlemlerin tesis edildiği, dava konusu sürücü belgesinin geri alınması ve idari para cezası işlemlerinde hukuka aykırılık bulunmadığı savunulmaktadır.
Düşüncesi : 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 48. maddesinin 9. fıkrası yönünden Anayasa’ya aykırılık itirazı ciddi görülmeyerek davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı :
Düşüncesi : Dava, Davacının alkol ölçümünün yapılması için kollukça teknik cihaz kullanılmasını kabul etmediğinden bahisle sürücü belgesinin iki yıl süreyle geri alınmasına ilişkin 30.11.2014 tarih ve 448 sayılı işlem ile davacıya 2.078,00 TL idari para cezası verilmesine ilişkin aynı tarih ve 964954 sayılı işlemin ve söz konusu işlemlere dayanak oluşturan Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin değişik 97. maddesinin 3. fıkrasının (c) bendinin iptali ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 48. maddesinin 9. fıkrasının Anayasa’ya aykırı olduğundan bahisle itiraz yolu ile Anayasa Mahkemesi’ne başvurulmak suretiyle Anayasa Mahkemesince iptali istemiyle açılmıştır.
Davacının Anayasaya aykırılık iddiası yerinde görülmemiştir.
Anayasanın 124. maddesinde; Başbakanlık, bakanlıklar ve kamu tüzelkişilerinin, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla, yönetmelikler çıkarabilecekleri düzenlenmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 1. maddesinde, bu Kanunun amacının, karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlamak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemek olduğu belirtilmiş; “Alkol, Uyuşturucu veya Uyarıcı Maddelerin Etkisi Altında Araç Sürme Yasağı” başlıklı 48. Maddesinin 1. fıkrasında, (Değişik madde ve başlığı : 6487 – 24.5.2013 / m.19) uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri almış olan sürücüler ile alkollü olan sürücülerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu, 2. fıkrasında, uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin kullanılıp kullanılmadığı ya da alkolün kandaki miktarını tespit amacıyla kollukça teknik cihazlar kullanılacağı, 3. fıkrasında, kişinin yaralanmalı veya ölümlü ya da kollukça müdahil olunan maddi hasarlı trafik kazasına karışması hâlinde, ikinci fıkrada belirtilen muayeneye tabi tutulmasının zorunlu olduğu, teknik cihaz ile yapılan ölçüme itiraz eden veya bu cihaz ile ölçüm yapılmasına müsaade etmeyen bu sürücülerin, en yakın adli tıp kurumuna veya adli tabipliğe veya Sağlık Bakanlığına bağlı sağlık kuruluşlarına götürülerek uyuşturucu veya uyarıcı madde ya da alkol tespitinde kullanılmak üzere vücutlarından kan, tükürük veya idrar gibi örnekler alınacağı, bu işlem bakımından 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 75 inci maddesi hükümlerinin, beşinci fıkrası hariç olmak üzere uygulanacağı, 5. fıkrasında, yapılan tespit sonucunda, 0.50 promilin üzerinde alkollü olarak araç kullandığı tespit edilen sürücüler hakkında, fiili bir suç oluştursa bile, 700 Türk Lirası idari para cezası verileceği ve sürücü belgesinin altı ay süreyle geri alınacağı, hususi otomobil dışındaki araçları alkollü olarak kullanan sürücüler bakımından promil alt sınırının 0.21 olarak uygulanacağı, alkollü olarak araç kullanma nedeniyle sürücü belgesi geri alınan kişiye, son ihlalin gerçekleştiği tarihten itibaren geriye doğru beş yıl içinde; ikinci defasında 877 Türk Lirası idari para cezası verileceği ve sürücü belgelerinin iki yıl süreyle, üç veya üçten fazlasında ise, 1.407 Türk Lirası idari para cezası verileceği ve sürücü belgelerinin her seferinde beşer yıl süreyle geri alınacağı, sürücü belgelerinin herhangi bir nedenle geçici olarak geri alınmış olması hâlinde belirtilen sürelerin, geçici alma süresinin bitiminde başlayacağı hükme bağlanmış: 9. Fıkrasında, uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin kullanılıp kullanılmadığı ya da alkolün kandaki miktarını tespit amacıyla, kollukça teknik cihazlar kullanılmasını kabul etmeyen sürücülere 2000 Türk Lirası idari para cezası verileceği ve sürücü belgesinin iki yıl süreyle geri alınacağı hükmüne yer verilmiş;14. fıkrasında da, alkol, uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin tespiti için kullanılacak teknik cihazların sahip olacağı asgari koşullar ile diğer usul ve esasların yönetmelikte gösterileceği düzenlemesine yer verilmiştir.
Anılan Yasa hükmü uyarınca, can ve mal güvenliği yönünden; karayollarında trafik düzeninin sağlanması ve trafik güvenliğini ilgilendiren hususlarda alınacak tedbirler ile ilgili olarak, Yönetmelikte düzenlenmesi işaret edilen ve gerekli görülen diğer hükümleri ve bunların uygulanmasına ait esas ve usulleri belirlemek amacıyla çıkarılan ve 18.07.1997 tarih ve 23053 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin Alkol, uyuşturucu veya uyarıcı maddeler etkisi altında araç sürme yasağı başlıklı (Başlığı ile birlikte değişik:RG-19/2/2014-28918) 97. maddesinin 1. fıkrasında, uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri almış olan sürücüler ile kanlarındaki alkol miktarı 0.50 promilin üzerinde olan hususi otomobil sürücülerinin ve kanlarındaki alkol miktarı 0.20 promilin üstünde olan diğer araç sürücülerinin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu, 2.fıkrasında, trafik görevlilerince sürücülerin her zaman alkol kontrolüne tabi tutulabilecekleri, uyuşturucu veya uyarıcı madde kontrolünün ise durumundan şüphe edilen sürücüler üzerinde yapılacağı, 3. fıkrasında da, trafik görevlilerince sürücülerin alkol oranlarının tespitinde aşağıdaki usul ve esasların uygulanacağı belirtilmiş, iptali istenilen c) bendinde de, teknik cihaz kullanılmasını kabul etmeyen sürücüye 2918 sayılı Kanunun 48 inci maddesinin dokuzuncu fıkrasında belirtilen miktarda idari para cezası verileceği ve sürücü belgesinin iki yıl süreyle geri alınacağı hükme bağlanmıştır.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden; ülkemizde trafik kazalarının fazlalığı ve bu kazalarda ölen ve sakat kalan insan sayısı gözönüne alındığında, vatandaşların can ve mal güvenliğinin sağlanabilmesi için karayollarında düzen ve güvenliğin gerçekleştirilmesine yönelik olarak alkollü araç kullanılmasını önlemek amacıyla tüm yurttaşlar için geçerli olacak belli bazı standartların ve kuralların belirlenmesinde kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Bu durumda, can ve mal güvenliğini sağlamakla yükümlü olan idare tarafından, ülke genelinde trafik düzeninin sağlanması için sürücülerin alkollü araç kullanımını önlemek amacıyla, dayanağı yasa hükümlerine paralel düzenleme içeren dava konusu Yönetmelik hükmüyle alkollü araç kullanma yasağı getirilmesinde; dayanağı olan yasanın amacı ile hizmet gereklerine aykırılık görülmemiştir.
Davacının sürücü belgesinin 2 yıl süreyle geri alınmasına ilişkin işlem ile davacıya 2.078,00 TL para cezası verilmesine ilişkin işlemin iptali istemine gelindiğinde ise;
Dosyasının incelenmesinden; davacının, 30.11.2014 tarihinde hususi otomobili ile seyir halinde iken trafik ekiplerince yapılan kontrolde mevzuat hükümlerinin hatırlatılmasına rağmen alkolmetre cihazının kullanılmasına müsade etmediği ve bunu belirten, polis memurlarınca düzenlenen sürücü belgesi geri alma tutanağı ve trafik idari para cezasına ilişkin tutanağı imzadan imtina ettiği, bu tespite dayalı olarak 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun ihlali nedeniyle davacıya 2.078,00 TL para cezası verildiği ve sürücü belgesine 2 yıl süreyle el konulduğu anlaşılmıştır.
Buna göre, olay günü tarafik ekiplerince yapılan kontrolde alkometre cihazıyla ölçüm yapılmasına müsade etmediği anlaşılan davacı adına 2918 sayılı Yasa ve dava konusu Yönetmelik hükmüne uygun olarak tesis edilen işlemlerde de hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Her ne kadar dava dilekçesinde, 2918 sayılı Yasanın 48. maddesinin 3. fıkrasınında, teknik cihazla yapılan ölçüme itiraz eden yada bu cihazla ölçüm yapılmasına müsade etmeyen sürücülerin adli tıp kurumu yada en yakın sağlık kuruluşuna gönderileceği hükmü yer almasına rağmen kendisinin tekrar ölçüm için en yakın sağlık kuruluşuna gönderilmemesinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmekte ise de, anılan yasa maddesi trafik kazasına karışan araç sürücülerine
yönelik düzenleme içermekte olup, rutin trafik kontrolü sırasında alkollü olduğu belirlenen davacıya bu madde hükmünün uygulanması mümkün olmadığından davacının bu iddiası da dava konusu işlemleri kusurlandıracak nitelikte görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davanın reddi yolunda karar verilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenildikten sonra dosya incelenerek gereği görüşüldü:
Dava; davacının alkol ölçümünün yapılması için kollukça teknik cihaz kullanılmasını kabul etmediğinden bahisle sürücü belgesinin iki yıl süreyle geri alınmasına ilişkin 30.11.2014 tarih ve 448 sayılı işlem ile davacıya 2.078,00 TL idari para cezası verilmesine ilişkin aynı tarih ve 964954 sayılı işlemin iptali; söz konusu işlemlere dayanak oluşturan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 48. maddesinin 9. fıkrasının Anayasa’ya aykırı olduğundan bahisle itiraz yolu ile Anayasa Mahkemesi’ne başvurulmak suretiyle Anayasa Mahkemesince iptali ve 18.07.1997 tarih ve 23053 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin 19.02.2014 tarih ve 28918 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan hali ile değişen 97. maddesinin 3. fıkrasının (c) bendinin iptali istemiyle açılmıştır.
Davacının, 2918 sayılı Kanunun 48. maddesinin 9. fıkrasının Anayasa’ya aykırılık iddiası ciddi görülmemiştir. Kaldı ki Anayasa Mahkemesince, anılan fıkranın Anayasa’ya aykırılık itirazı incelenerek 02.10.2014 tarih ve E:2014/65, K:2014/150 sayılı kararıyla söz konusu hükmün Anayasa’ya aykırı olmadığına ve itirazın reddine karar verilmiştir.
Dava konusu Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin 97. maddesinin 3. fıkrasının (c) bendi incelendiğinde;
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun “Alkol, Uyuşturucu veya Uyarıcı Maddelerin Etkisi Altında Araç Sürme Yasağı” başlıklı 48. maddesinde; uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri almış olan sürücüler ile alkollü olan sürücülerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu, uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin kullanılıp kullanılmadığı ya da alkolün kandaki miktarını tespit amacıyla kollukça teknik cihazlar kullanılacağı, kişinin yaralanmalı veya ölümlü ya da kollukça müdahil olunan maddi hasarlı trafik kazasına karışması hâlinde ikinci fıkrada belirtilen muayeneye tabi tutulmasının zorunlu olduğu, teknik cihaz ile yapılan ölçüme itiraz eden veya bu cihaz ile ölçüm yapılmasına müsaade etmeyen bu sürücülerin en yakın adli tıp kurumuna veya adli tabipliğe veya Sağlık Bakanlığına bağlı sağlık kuruluşlarına götürülerek uyuşturucu veya uyarıcı madde ya da alkol tespitinde kullanılmak üzere vücutlarından kan, tükürük veya idrar gibi örneklerin alınacağı, bu işlem bakımından 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 75 inci maddesi hükümlerinin beşinci fıkrası hariç olmak üzere uygulanacağı, trafik kazası sonucunda kişinin ölmesi veya teknik cihaza üfleyemeyecek kadar yaralanmış olması hâlinde bu kişilerden kan, tükürük veya idrar gibi örnekler alınacağı, yapılan tespit sonucunda, 0.50 promilin üzerinde alkollü olarak araç kullandığı tespit edilen sürücüler hakkında fiili bir suç oluştursa bile 700 Türk Lirası idari para cezası verileceği ve sürücü belgesinin altı ay süreyle geri alınacağı, hususi otomobil dışındaki araçları alkollü olarak kullanan sürücüler bakımından promil alt sınırının 0.21 olarak uygulanacağı, alkollü olarak araç kullanma nedeniyle sürücü belgesi geri alınan kişiye son ihlalin gerçekleştiği tarihten itibaren geriye doğru beş yıl içinde; ikinci defasında 877 Türk Lirası idari para cezası verileceği ve sürücü belgelerinin iki yıl süreyle, üç veya üçten fazlasında ise, 1.407 Türk Lirası idari para cezası verileceği ve sürücü belgelerinin her seferinde beşer yıl süreyle geri alınacağı, sürücü belgelerinin herhangi bir nedenle geçici olarak geri alınmış olması hâlinde belirtilen sürelerin geçici alma süresinin bitiminde başlayacağı düzenlenmiş, anılan Kanun maddesinin 9. fıkrasında ise; “Uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin kullanılıp kullanılmadığı ya da alkolün kandaki miktarını tespit amacıyla, kollukça teknik cihazlar kullanılmasını kabul etmeyen sürücülere 2000 Türk Lirası idari para cezası verileceği ve sürücü belgesinin iki yıl süreyle geri alınacağı” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan Kanunun 48. maddesinin 9. fıkrasının Anayasa’ya aykırılık itirazını değerlendiren Anayasa Mahkemesi’nce 02.10.2014 tarih ve E:2014/65, K:2014/150 sayılı kararıyla;
“İtiraz konusu kuralın trafikte etkin bir şekilde alkol ve uyuşturucu madde denetimi yapılması suretiyle toplum sağlığını ve düzenini tehdit eden trafik kazalarının önlenmesini sağlamak dolayısıyla kişilerin can ve mal güvenliğini ve kamu düzenini korumak amacıyla öngörüldüğü anlaşılmaktadır. Bu düzenlemenin anayasal sınırlar içinde kanun koyucunun takdirinde olduğu açıktır. Bu bağlamda kanun koyucu, trafikte uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin kullanılıp kullanılmadığı ya da alkolün kandaki miktarını tespit amacıyla, kollukça teknik cihazlar kullanılmasını kabul etmeme eyleminin trafik düzeni ve denetimi üzerinde meydana getireceği neticeleri dikkate alarak caydırıcı bir şekilde cezalandırılmasını benimsemiştir. Dolayısıyla kanun koyucunun, takdir yetkisine dayanarak ve eylemin meydana getireceği neticeleri de dikkate alarak düzenlediği itiraz konusu kuralda hukuk devleti ilkesi ile çelişen bir yön bulunmamaktadır.
Başvuru kararlarında, alkollü araç kullanımı için öngörülen yaptırımlar ile kuralda öngörülen yaptırım karşılaştırılarak aralarında orantısızlık bulunduğu belirtilmişse de kuralda yaptırıma bağlanmış olan denetime uyulmaması eyleminin alkollü araç kullanımı eyleminden bağımsız ve farklı bir eylem olması, kuralın alkol denetimini kabul etmeyen sürücüler yanında uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin denetimini kabul etmeyen sürücüler için de geçerli olan ortak bir hüküm niteliğinde olması ve uyuşturucu veya uyarıcı madde aldığı tespit edilen sürücüler için de 3.600 Türk Lirası idari para cezası ve sürücü belgesinin beş yıl süreyle geri alınması yaptırımının öngörülmüş olması birlikte değerlendirildiğinde düzenlemenin kendi içinde tutarlı ve ölçülü olduğu da açıktır.
Öte yandan, Anayasa’nın 10. maddesinde yer verilen eşitlik ilkesi hukuksal durumları aynı olanlar için söz konusudur. Bu ilke ile eylemli değil, hukuksal eşitlik öngörülmüştür. Eşitlik ilkesinin amacı, aynı durumda bulunan kişilerin yasalar karşısında aynı işleme bağlı tutulmalarını sağlamak, ayrım yapılmasını ve ayrıcalık tanınmasını önlemektir. Bu ilkeyle, aynı durumda bulunan kimi kişi ve topluluklara ayrı kurallar uygulanarak kanun karşısında eşitliğin ihlali yasaklanmıştır. Kanun önünde eşitlik, herkesin her yönden aynı kurallara bağlı tutulacağı anlamına gelmez. Durumlarındaki özellikler, kimi kişiler ya da topluluklar için değişik kuralları ve uygulamaları gerektirebilir. Aynı hukuksal durumlar aynı, ayrı hukuksal durumlar farklı kurallara bağlı tutulursa Anayasa’da öngörülen eşitlik ilkesi zedelenmez.
İtiraz konusu kuralda etkili bir trafik denetiminin yapılması ve kamu otoritesinin sağlanması için öngörülen yaptırım ile alkollü araç kullanımı eylemi için öngörülen yaptırımın getiriliş amacının başka bir ifadeyle yaptırıma bağlanan anılan eylemlerin koruduğu hukuki değerlerin farklılığı dikkate alındığında bu eylemlerin faillerinin aynı konumda bulunmadıkları ve tümüyle aynı kurallara tabi tutulmalarının gerekmediği açıktır. Dolayısıyla, trafikte alkollü araç kullanan sürücüler ile trafikte yapılan alkol denetime uymayan sürücüler hukuksal anlamda aynı konumda bulunmadıklarından, bu kişilere uygulanacak olan yaptırımlardaki farklılıklar eşitlik ilkesine aykırılık teşkil etmez.” gerekçeleriyle itirazın reddine karar verilmiştir.
Dava konusu 18.07.1997 tarih ve 23053 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin 19.02.2014 tarih ve 28918 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan hali ile değişen “Alkol, uyuşturucu veya uyarıcı maddeler etkisi altında araç sürme yasağı” başlıklı 97. maddesinin trafik görevlilerince sürücülerin alkol oranlarının tespitinde uygulanacak usul ve esasları gösteren 3. fıkrasının (c) bendinde ise; “Teknik cihaz kullanılmasını kabul etmeyen sürücüye 2918 sayılı Kanunun 48 inci maddesinin dokuzuncu fıkrasında belirtilen miktarda idari para cezası verilir ve sürücü belgesi iki yıl süreyle geri alınır.” düzenlemesi yer almaktadır.
Yukarıda aktarıldığı üzere dava konusu düzenleme; 2918 sayılı Kanunun 48. maddesinin 9. fıkrası ile aynı içeriktedir ve fıkranın uygulanmasını göstermektedir. Bu anlamda dava konusu düzenlemede, hukuka ve üst hukuk normlarına aykırılık bulunmamaktadır.
Ayrıca Adli Tıp Kurumu Ankara Grup Başkanlığı’nın 25.11.2008 tarih ve 342 sayılı yazısında da kandaki alkol düzeyi tespit edilirken, solunum havasından yararlanarak Yönetmelikte belirtilen özellikleri haiz teknik cihaz kullanılması halinde cihazın, oldukça yeterli bilgi verebileceği mütalaa edilmiştir. Bu anlamda dava konusu düzenleme ile araç kullanan kişilere, alkol ölçümü yaptırmama halinde uygulanacak yaptırım konusunda bilgi verilerek kişilerin bilimsel olarak da güvenilirliği kabul edilen teknik cihaz ile ölçüm yaptırması sağlanmakla birlikte teknik cihazla yapılan ölçüm sonucunda kişinin yasal sınırlar altında alkollü olması halinde herhangi bir yaptırımla karşılaşmayacağı açıktır.
Bu nedenle karayollarında can ve mal güvenliği açısından trafik düzenini sağlamak amacıyla kandaki alkol düzeyi ile araba kullanma arasındaki ilişki göz önünde bulundurularak birtakım önlemler alınmasında kamu yararı ve hizmet gereklerine de aykırılık bulunmamaktadır.
Davacıya ait sürücü belgesinin iki yıl süreyle geri alınmasına ilişkin 30.11.2014 tarih ve 448 sayılı işlem ile davacıya 2.078,00 TL idari para cezası verilmesine ilişkin aynı tarih ve 964954 sayılı işlem incelendiğinde ise;
Dava dosyasının incelenmesinden; 30.11.2014 tarihinde saat 11:00 sıralarında yapılan trafik kontrolünde, trafik ekiplerince davacıya alkol kontrolü yapılmak istendiği ancak davacının ölçümü reddettiği, polis memurlarınca ölçüm yaptırmama halinde davacıya uygulanacak yaptırımlar hakkında bilgilendirme yapıldığı ve bu hususun tutanak altına alındığı, davacının ölçümü reddetmesi üzerine teknik cihazdan “ret” çıktısı alınarak davacı hakkında 2918 sayılı Kanunun 48. maddesinin 9. fıkrası uyarınca dava konusu işlemlerin tesis edildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda olayda mevcut deliller çerçevesinde davacı tarafından alkolmetre cihazı ile alkol ölçümünün reddedildiği hususunun sabit olduğu, nitekim davacı tarafından da aksinin iddia edilmediği görüldüğünden anılan eyleme Kanunda öngörülen yaptırımların uygulanmasına ilişkin dava konusu işlemlerde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davanın REDDİNE, aşağıda dökümü yapılan….-TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen ….-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı ‘na verilmesine, artan posta ücretinin istemi halinde davacıya iadesine, bu karara karşı tebliğ tarihini izleyen otuz (30) gün içinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu nezdinde temyiz isteminde bulunulabileceğinin taraflara duyurulmasına, 10/10/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.