Danıştay Kararı 15. Daire 2013/9868 E. – K. 24.07.2013 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2013/9868 E.  ,  / K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2013/9868
Karar No : 2015/9098

Davacı :
Vekili :
Davalı :
Vekili
Davanın Özeti : 14.12.2012 tarih ve 28497 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Sağlık Meslekleri Kurulu Yönetmeliği’nin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle öncelikle tamamının; ayrıca, aynı Yönetmeliğin 5., 6. maddesinin (a), (b), (c), (ç) ve (e) bentlerinin, 8. maddesinin 2., 6., ve 7., bentlerinin, 9., 10., 11. maddelerinin, 13. maddesinin 1. bendinin iptali ve yürütmelerinin durdurulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Dayanak Kanun Hükmünde Kararname ile ilgili açılan davada Anayasa Mahkemesi’nce henüz karar verilmemişken Yönetmelik çıkarılmış olmasının yönetmeliğin tamamının iptal sebebi olduğu ileri sürülmesinin abesle iştigal olduğunu, kaldı ki 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 23. maddesinin sadece iki bentle ilgili olarak verdiği kararın esasa değil şekle ilişkin bulunduğu, Yönetmeliğin dayanak maddesinin tekrarı olmaktan öteye gidemediği iddiasının yönetmeliğin üst norma uygun olduğunun ikrarı niteliğinde olduğu belirtilerek davanın reddi gerektiği savunulmuştur.
Düşüncesi : Yönetmeliğin dayanağı olan 663 sayılı KHK’nın 23. maddesinin iptali istemiyle açılan davada Anayasa Mahkemesinin, 25.06.2013 tarih ve 28688 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 14.2.2013 gün ve Esas: 2011/150, Karar: 2013/30 sayılı kararıyla; 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 23. maddesinin iptal istemini 7. fıkranın c ve ç bentleri dışındaki bentleri yönünden reddedildiği, anılan bentlerin ise Anayasa’nın 38. maddesindeki “Ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur.” hükmü ile ”Kişinin Hakları ve Ödevleri” başlıklı ikinci bölümünde yer alan suç ve cezalara ilişkin hükümlerin kanun hükmünde kararnameyle düzenlenmesi mümkün değildir.” hükmüne yer verilerek iptal edildiği, kararda iptal edilen diğer başka maddelerin yürürlüğü girme zamanı kararın Resmi Gazete’de yayımlanmasından başlayarak 9 ay ertelenirken iptal kararının bu bentlere ilişkin kısmının yürürlüğün ertelenmediği, aynı bentlerin bu kez 02. 08. 2013 gün ve 28726 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 6495 sayılı Kanunun 73. maddesinin (h) bendinin birinci alt bendi ile 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 7. maddesine eklendiği, (h) bendinin birinci alt bendinin iptal isteminin ise Anayasa Mahkemesi’nin 04.12.2014 tarih ve 2013/114, 2014/184 sayılı kararı ile reddedildiği görüldüğünden yönetmeliğin yasal dayanağı bulunmadığı gerekçesiyle bütününün iptali isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
Ancak KHK nin 23. maddesinin 7. fıkrasının c ve ç bentleri 2. 8. 2013 gün ve 28726 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 6495 sayılı Kanunun 73. maddesinin (h) bendinin birinci alt bendi ile 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 7. maddesine eklenmişse de, dayanak maddesi Anayasa Mahkemesince iptal edilen bir Yönetmelik hükümlerinin uyuşmazlık çıktıktan sonra yürürlüğe giren 6495 sayılı Kanun çerçevesinde değerlendirilmesi, idarenin, yasal çerçevenin sonradan da çizilebileceğine güvenerek yasal çerçeve çizilmeyen alanda ikincil düzenleme yapmasının önü açacağından” yasama yetkisinin devredilmezliği”, “adil yargılama hakkı” ve “hukuki güvenlik ilkesi” ilkesine aykırı olacaktır.
Bu nedenle yönetmeliğin dayanağını Kanun Hükmünde Kararnamenin 23. maddesinin c ve ç bentlerinden alan 6. Maddenin (e) fıkrası,10.madde ve 13. maddelerinin iptali gerektiği düşünülmektedir.
Bununla birlikte somut olayda yönetmeliğin, yasal dayanağının iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurulduktan sonra çıkarılmış olduğu hususu bir yana bırakılarak ve Anayasa Mahkemesi’nin iptal gerekçesi göz önünde bulundurularak sonradan yürürlüğe giren Kanun maddesinin Yönetmeliğe dayanak olabileceğinin kabulü halinde bile Anayasanın 124. maddesine göre, yasaların uygulanmasını sağlamak üzere ve yasalara aykırı olmamak şartıyla yönetmelik çıkarma yetkisi bulunan idarenin, yasalara aykırı olmayan bilakis yasanın tekrarı niteliğinde olan fakat yasanın uygulanmasını göstermekten uzak bir yönetmelik yayımlaması durumunda, Anayasa Mahkemesi’nin kanun hakkında yapacağı değerlendirmenin Yönetmelik açısından bağlayıcı olmaması gerektiği; çünkü Anayasa Mahkemesi’nin bir hükmü yasa olarak yeterli bulmasının, bu hükme dayanarak yürürlüğe giren tüm düzenleyici işlemleri hukuka uygun hale getirmediği gibi aynı hükmü yönetmelik olarak da yeterli gördüğü anlamına gelmediği, bu hususun değerlendirmesini idari yargıya bıraktığı açıktır.
Kaldı ki, sağlık alanında yapılan düzenlemelerin pek çoğu, 3359 sayılı Kanun’un 9. maddesindeki “Bütün kamu ve özel sağlık kuruluşlarının tesis, hizmet, personel, kıstaslarını belirlemeye, sağlık kurum ve kuruluşlarını sınıflandırmaya ve sınıflarının değiştirilmesine, sağlık kuruluşlarının amaca uygun olarak teşkilatlanmalarına, sağlık hizmet zinciri oluşturulmasına, hizmet içi eğitim usul ve esasları ile sağlık kurum ve kuruluşlarının koordineli çalışma ve hizmet standartlarının tespiti ve denetimi ile bu Kanunla ilgili diğer hususlar Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığınca, çıkarılacak yönetmelikle tespit edilir.” hükmüne dayanılarak çıkarılmakta, ancak idari yargı makamlarınca dayanağı Kanuna aykırı olmayan çok çeşitli düzenleme yapılabileceği hususu ile Anayasa’nın 124. maddesindeki “yasaların uygulanmasını sağlamak üzere” ibaresi de göz önünde bulundurularak hukukilik denetimi yapılmaktadır.
Bu nedenle idari yargı tarafından yönetmelik hükümlerinin hukuki irdelemesi yapılırken hükmün yasa olarak taşıması gereken nitelikler ile yönetmelik olarak taşıması gerekenlerin farklılığı gözetilerek, aynı nitelikteki kanun hükmünü ayrıntılandırması gerekip gerekmediğine ilişkin bir değerlendirmede bulunulması gerekmektedir.
Bu açıdan baktığımızda Yönetmeliğin Kurulun çalışma usul ve esaslarına ilişkin 8. maddesinde, mesleki yetersizliğin sınırları hasta hakları ve etik ilkelere aykırılığı kapsayacak şekilde genişletildikten sonra denetim görevlileri ve ya il/ilçe sağlık müdürlükleri görevlilerinin hangi ihbar ve şikayetleri işleme koyacakları, hangilerini koymayacaklarına dair somut kriterler getirilmediği, işleme konulmayan ihbar ve şikayetler için başvuru sahiplerince izlenebilecek prosedürün belirlenmediği, Kurulun gerek hekimin mesleki yeterliliğini gerekse hekimin bir kişinin özürlülüğüne yada ölümüne neticesini öngörerek, görevinin gereklerine aykırı hareket ederek yada görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstererek sebebiyet verdiğini değerlendirmede esas alacağı objektif, somut kriterlerin belirlenmediği, Yönetmeliğin “müeyyideler” başlıklı 3. bölümünde de giderilmeyen bu eksikliğin sağlıklı bir yargısal denetime de engel olacağı sonucuna varıldığından Kanun Hükmünde Kararnamenin 23. maddesinin 14 fıkrasında yer alan “Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Bakanlık tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.” hükmü gözardı edilerek tesis edilen Yönetmeliğin 8. maddesinin 5,6 fıkralarında da hukuka uyarlık bulunmadığından iptali gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, Yönetmeliğin 6. Maddesinin (e)bendi,8. maddesinin 5,6 ve 7. fıkraları, 9. , 10. 13 maddenin 1. fıkrasının iptali, diğer maddeler yönünden davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı :
Düşüncesi : Dava; davacı Oda Başkanlığı tarafından 14.12.2012 gün ve 28497 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Sağlık Meslekleri Kurulu Yönetmeliğinin sebeb unsuru yönünden tümünün, şekil unsuru yönünden 5, 6’ncı maddesinin a, b, c, ç ve e bentlerinin, 8’inci maddesinin 2, 6 ve 7’nci fıkralarının, 9, 10, 11’inci maddelerinin ve 13’üncü maddesinin 1’inci fıkrasının iptali ve dayanak alınan 663 sayılı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat Ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 23’üncü maddesinin Anayasanın 2, 6, 7, 8, 87, 91, 123 ve 135’inci maddelerine aykırı olduğundan, iptali için Anayasa Mahkemesine başvurulması istemiyle açılmıştır.
Davacı tarafından 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 23’üncü maddesinin Anayasa hükümlerine aykırı olduğu ileri sürülmüşse de; 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin tümünün ve ayrı ayrı tüm maddeleri ile eki cetvel ve listelerin Anayasanın Başlangıç’ı ile 2, 6, 7, 8, 87 ve 91 maddelerine aykırılığı sebebiyle iptali için açılan davada, 25.6.2013 gün ve 28688 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 14.2.2013 gün ve E:2011/150; K.2013/30 sayılı kararıyla, 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 23’üncü maddesinin 7 Numaralı fıkrasının c ve ç bentlerinin iptaline; maddenin diğer bölümleri yönünden reddine karar verildiğinden ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 152’nci maddesinin son fıkrası uyarınca, Anayasa Mahkemesinin işin esasına girerek verdiği red kararının Resmi Gazetede yayımlanmasından sonra on yıl geçmedikçe aynı kanun hükmünün Anayasaya aykırılığı sebebiyle tekrar başvurulamayacağından, bu tarihte söz konusu iddianın incelenmesi olanaklı değildir.
T.C. Anayasasının (Anayasa) 124’üncü maddesinde, Başbakanlık, bakanlıklar ve kamu tüzelkişilerinin, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla yönetmelikler çıkarabilecekleri belirtilmiş olup; uyuşmazlığın çözümü bakımından, Yönetmelikle yapılan düzenlemenin üst normlara ve hukuka uygun olup olmadığının irdelenmesi gerekmektedir. Buna göre
ve bağlı kuruluşlarının teşkilat, görev, yetki ve sorumluluklarını düzenlemek amacıyla yürürlüğe giren 663 sayılı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat Ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 23’üncü maddesinin 1’inci fıkrasında, Sağlık mesleklerinde eğitim müfredatı, meslekî alan ve dal belirlemesi gibi meslekî düzenlemelerde ve istihdam planlamalarında görüş bildirmek, meslekî yeterlilik değerlendirmesi yapmak, meslekî müeyyide uygulamak, etik ilkeleri belirlemek ve uyumu denetlemek üzere Sağlık Meslekleri Kurulu teşkil olunduğu, hükmüne yer verilmiş, 2’nci fıkrasında, kurulun hangi üyelerden oluştuğu belirtilmiş, izleyen fıkralarında da, Sağlık meslek birliklerinin temsilcileri yalnızca kendi meslek mensupları ile ilgili konuların görüşüleceği toplantılara katılabilir ve kendi meslek alanları ile ilgili konularda oy kullanabileceğine, seçilmiş üyelerin görev süresi iki yıl olduğuna, kurul toplantılarına üst üste iki kez mazeretsiz olarak katılmayanların üyeliğinin düşeceğine, kurulun toplanma yeter sayısına, kurulun görevlerine ilişkin hususlar sayılmıştır.
Söz konusu maddenin diğer fıkralarında ise, “(7) Meslekî yetersizliğe ilişkin ihbar ve şikâyetler Kurulca doğrudan değerlendirmeye alınmaz. Bu ihbar ve şikâyetler öncelikle denetim görevlileri veya il ve ilçe sağlık müdürlüklerince incelemeye tâbi tutulur. Yapılan inceleme neticesinde fiilin meslekî yeterlilik değerlendirmesi yapılması veya meslekî müeyyide uygulanması gerektirdiğinin tespit edilmesi hâlinde kanaat raporunu içeren inceleme dosyası Kurula gönderilir. Ayrıca fiil hakkında adlî kovuşturma yapılmış ise, verilen kararlar da Kurula intikal ettirilir. İdarî inceleme veya varsa adlî kovuşturma kapsamında elde edilen bilgi ve belgeler de değerlendirilerek, genel hükümler saklı kalmak üzere Kurulca; a) Mesleğinde yetersizliği tespit edilenler ile dikkatsiz ve özensiz davranışla ölüme veya vücut fonksiyon kaybına sebep olanların yetersiz görüldükleri alanda meslekî yeterlilik eğitimine tâbi tutulmalarına karar verilir. Bu eğitim, yetersiz görülen alanda teorik ve/veya pratik eğitim ve/veya başka bir sağlık meslek mensubunun nezaret ve sorumluluğunda meslek icrası şeklinde yaptırılabilir. Yeterlilik eğitimine tâbi tutulanlar eğitim sonunda Kurulun belirleyeceği teorik ve/veya uygulamalı sınava tâbi tutulur. Bu sınavda başarılı olanlar mesleğini icraya devam eder; başarısız olanlar meslek icrasından men edilir. Meslekten men edilenler, durumlarına göre Kurulca belirlenen eğitime devam ettirilerek veya eğitime tâbi tutulmadan yapılacak müteakip sınavlarda başarı gösterdiği takdirde meslek icra etme hakkını yeniden kazanır.
b) Hasta hakları uygulamalarına veya etik ilkelere aykırı davranışı sebebiyle ikiden fazla yazılı ikaz edilen veya ilgili mevzuatına göre disiplin cezası uygulanan sağlık meslek mensubu, hasta hakları veya etik ilkeler eğitim programına tâbi tutulur.
c) (İptal: Anayasa Mahkemesi’nin 14/2/2013 tarihli ve E.: 2011/150, K. 2013/30 Sayılı Kararı ile.; Değişik: 12/7/2013-6495/73 md.) Meslek icrası esnasında sonucunu öngörerek veya görevinin gereklerine aykırı hareket ederek veyahut görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstererek bir kişinin ağır derecede olmayan engelliliğine sebebiyet verenlerin üç aydan bir yıla kadar meslekten geçici men edilmesine karar verilir. Bu fiillerin beş yıl içinde tekrarı hâlinde verilecek cezalarda alt ve üst sınırlar iki katı olarak uygulanır.
ç) (İptal: Anayasa Mahkemesi’nin 14/2/2013 tarihli ve E.: 2011/150, K. 2013/30 Sayılı Kararı ile.; Değişik: 12/7/2013-6495/73 md.) Meslek icrası esnasında sonucunu öngörerek veya görevinin gereklerine aykırı hareket ederek veyahut görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstererek bir kişinin ağır engelliliğine veya ölümüne sebebiyet verenlerin bir yıldan üç yıla kadar meslekten geçici menine karar verilir. Bu fiillerin beş yıl içinde tekrarı hâlinde meslekten sürekli men kararı verilir.(8) Mesleğini icra etmesine mâni ve iyileşmesi mümkün olmayan aklî, ruhî ve bedenî hastalığı ortaya konulan sağlık meslek mensupları, Kurulun kararı ile mesleğini icradan yasaklanabilir.
(9) Meslekî yetersizliğinden dolayı bir uzmanlık dalında mesleğini icra edemeyeceğine karar verilen meslek mensuplarının yetersizliğinin niteliğine göre uzmanlık öncesi sahip olduğu sağlık mesleğini icra edebilmelerine karar verilebilir.
(10) Aynı olaydan dolayı ilgili hakkında ceza takibatına veya disiplin soruşturmasına başlanmış olması bu maddeye göre işlem yapılmasını geciktirmez ve engellemez; ilgilinin mahkûm olması veya olmaması ile disiplin cezası verilmiş veya verilmemiş olması hâlleri, ayrıca meslekî müeyyide uygulanmasını etkilemez.
(11) Kanunla kurulmuş meslek odalarının ve birliklerinin kuruluş kanunlarındaki disiplin hükümleri saklıdır. Ancak fiilin her iki kanuna göre de müeyyide gerektirmesi hâlinde bu Kanun hükümleri uygulanır.
(12) Meslekten geçici men edilmesine karar verilen Devlet memurları, men müddetince aylıksız izinli sayılır veya talepleri hâlinde aynı süreyle mesleği ile ilişkisi bulunmayan durumlarına uygun başka bir kadroya atanır. Sözleşmeli olanların sözleşmeleri men müddetince ücretsiz olarak askıya alınır. Meslekten sürekli men edilmesine karar verilen Devlet memurları istekleri hâlinde, mesleği ile ilişkisi bulunmayan durumlarına uygun başka bir kadroya atanır, aksi halde görevleri sona erer. Meslekten sürekli men edilmesine karar verilen sözleşmeli personelin sözleşmeleri sona erer.
(13) Bu maddeye göre mesleğini geçici olarak sürdüremeyeceklerin durumları kayıtlara işlenir. Meslekten sürekli men edilmesine karar verilenlerin veya mesleğini icra etmekten yasaklananların diplomaları, uzmanlık veya meslek belgeleri Bakanlıkça iptal edilir ve sistemden kaydı silinir.
(14) Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar Bakanlık tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.”hükmüne yer verilmiştir.
Söz konusu hükmün değerlendirilmesinden görüldüğü üzere; Kanun Hükmünde Kararnamenin 23’üncü maddesiyle, bünyesinde, sağlık mesleklerinde eğitim müfredatı, mesleki alan ve dal belirlemesi gibi mesleki düzenlemelerde ve istihdam planlamalarında görüş bildirmek, mesleki yeterlilik değerlendirmesi yapmak, mesleki müeyyide uygulamak, etik ilkeleri belirlemek ve uyumu denetlemek üzere “Sağlık Meslekleri Kurulu” adıyla yeni bir idari birim teşkil edilmiş olup; maddede, bu Kurulun oluşumu, görev ve yetkileri, çalışma usulleri düzenlenmiştir. Anılan hükme dayanılarak 14.12.2012 gün ve 28497 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Sağlık Meslekleri Kurulu Yönetmeliği uygulamaya konulmuştur.
Öte yandan; Birleşmiş Milletler Genel Kurulunca kabul edilen ve üllkemizin de taraf olduğu İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin 25’inci maddesinin 1’inci fıkrasında, her şahsın, kendisi veya ailesi için, sağlığı ve refahını temin edecek uygun bir hayat seviyesine ve işsizlik, hastalık, sakatlık, dulluk, ihtiyarlık veya geçim imkanlarından iradesi dışında mahrum bırakacak diğer hallerde güvenliğe hakkı olduğu, hükmüne yer verilmekle, sosyal devletin yükümlülüğü belirtilmiştir. 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 56’ncı maddesinin 3’üncü fıkrasında yer verilen, devletin, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamakla görevli olduğu hükmü ile sosyal devletin eşit bir şekilde, kaliteli, aksamadan ve zamanında sağlık hizmetlerini yürütmekle görevli olduğu vurgulanmıştır. Devletin ekonomik ve sosyal alanda Anayasa ile kendisine verilen bu görevi sürdürebilmesi amacıyla kurallar getireceği açıktır. Bütün bu amaçların gerçekleştirilebilmesi amacıyla, sağlık mesleklerinde eğitim müfredatı hakkında görüş bildirmek; yeni bir sağlık mesleğinin veya dalının ihdasında görüş bildirmek; sağlık mesleklerinin etik ilkelerini belirlemek ile uyumu denetlemek; mesleki uygulamalarda yetersizliği tespit edilen sağlık meslek mensuplarının mesleki yeterlilik, hasta hakları ile etik ilkeler eğitimine tâbi tutulmasına ve bu eğitimlerin süresi ile müfredatına karar vermek; sağlık engeli sebebiyle mesleğin icrasının yasaklanmasına karar vermek; meslek icrasından geçici veya sürekli men etmeye karar vermek; istihdam planlamalarında görüş vermek; uzman hekim ve uzman diş hekimi dışındaki sağlık meslek mensuplarının sertifikalı eğitim alanları ve sertifikalı eğitim alanlarının müfredatları hakkında görüş bildirmek; ilgili konularda çalışmalar yapmak ve görüş hazırlamak üzere üyelerini ve görev süresini belirlediği geçici komisyonlar kurmak görevleri bulunan Kurulun kimlerden oluşacağının, kurul üyelerinin görev süresinin ve kurulun çalışma usul ve esaslarının belirlenmesi, mesleki uygulamalarda yetersiz olanlar ile dikkatsiz davranışları ile ölüm veya vucüt fonksiyon kaybına sebeb olanlara uygulanacak müeyyideler ile hasta hakları ve etik ilke ihlallerinin müeyyidelerin belirlenmesi kanun koyucunun takdirinde olup, bu haliyle düzenlemede kamu yararına, hizmetin gereklerine ve dayanılan üst norma aykırılık görülmemiştir.
Kaldı ki; Anayasa Mahkemesinin 14.2.2013 gün ve E:2011/150; K.2013/30 sayılı kararında, 663 sayılı Kanunun 23’üncü maddesinde, Sağlık Meslekleri Kurulunun kimlerden oluşacağının açıklandığı, ilgili kurumlardan gelen yönetici ve diğer temsilcilerin niteliklerinin özel kanunlarında gösterildiği, kurulun oluşumu ve üyelerinin niteliklerinin genel çerçevesi belirlendikten sonra, idare tekniğine ilişkin usul ve esasların düzenlenmesinin yönetmeliğe bırakılmış olmasının, yasama yetkisinin devri sayılamayacağı gibi, hukuk devleti ilkesine de aykırılık oluşturmayacağı, belirtilmiştir.
Açıklanan nedenlerle; davanın reddine karar verilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce, duruşma için taraflara önceden bildirilmiş bulunan 02.12.2015 tarihinde davacılar vekili Av…. ve davalı idareyi temsilen vekili …’nın geldikleri, Danıştay Savcısı’nın hazır olduğu görülmekle açık duruşmaya başlandı. Taraflara usulüne uygun olarak söz verilerek dinlenildikten ve Danıştay Savcısı’nın düşüncesi alındıktan sonra taraflara son kez söz verilip duruşma tamamlandı. Dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü:
Dava, 14.12.2012 tarih ve 28497 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Sağlık Meslekleri Kurulu Yönetmeliği’nin, dayanağı Kanun maddesinin iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurulduğu ve onun sonucunun beklenmesi gerektiği gerekçesiyle öncelikle tamamının; ayrıca, aynı Yönetmeliğin 5., 6., 8. maddesinin 2., 5., ve 6. fıkraları ile 9., 10. ve 13. maddelerinin iptali istemiyle açılmıştır.
Anayasanın 124. maddesinde, Başbakanlık, bakanlıklar ve kamu tüzelkişilerinin, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla yönetmelikler çıkarabilecekleri belirtilmiş olup; uyuşmazlığın çözümü bakımından, Yönetmelikle yapılan düzenlemenin üst normlara ve hukuka uygun olup olmadığının irdelenmesi gerekmektedir.
663 sayılı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat Ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 23. maddesinde, “Sağlık mesleklerinde eğitim müfredatı, meslekî alan ve dal belirlemesi gibi meslekî düzenlemelerde ve istihdam planlamalarında görüş bildirmek, meslekî yeterlilik değerlendirmesi yapmak, meslekî müeyyide uygulamak, etik ilkeleri belirlemek ve uyumu denetlemek üzere Sağlık Meslekleri Kurulu teşkil olunmuştur.
(2) Kurul aşağıdaki üyelerden oluşur:
a) Müsteşar veya görevlendireceği müsteşar yardımcısı ile Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü veya görevlendireceği bir yetkili temsilci, I. Hukuk Müşaviri veya görevlendireceği hukuk müşaviri, Türkiye Halk Sağlığı Kurumu ve Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu Başkanları veya görevlendirecekleri yardımcıları,
b) Bakanın seçeceği en az doktora seviyesinde eğitim almış 5 ayrı sağlık meslek mensubu üye,
c) En az genel müdür yardımcısı seviyesinde Milli Eğitim Bakanlığı temsilcisi bir üye,
ç) Yükseköğretim Kurulunun seçeceği iki üye,
d) Meslekî Yeterlilik Kurumu temsilcisi bir üye,
e) Kanunla kurulan sağlık meslek birliklerinden birer üye.
(3) Sağlık meslek birliklerinin temsilcileri yalnızca kendi meslek mensupları ile ilgili konuların görüşüleceği toplantılara katılabilir ve kendi meslek alanları ile ilgili konularda oy kullanır.
(4) Seçilmiş üyelerin görev süresi iki yıldır. Kurul toplantılarına üst üste iki kez mazeretsiz olarak katılmayanların üyeliği düşer. İlgili kurumlar bir ay içinde üyelerini seçerek Bakanlığa bildirmediği takdirde o dönem için ilgili kuruma ait üyelik düşer ve üye sayısında dikkate alınmaz.
(5) Kurul, Müsteşar veya müsteşar yardımcısının başkanlığında üye tam sayısının çoğunluğu ile toplanır ve oy çokluğu ile karar alır. Oylamalarda çekimser oy kullanılamaz. Oyların eşitliği hâlinde başkanın oyu yönünde karar alınmış sayılır.
(6) Kurulun görevleri şunlardır:
a) Yeni bir sağlık mesleğinin veya dalının ihdasında görüş bildirmek.
b) Sağlık mesleklerinin eğitim müfredatı hakkında görüş bildirmek.
c) Sağlık mesleklerinin etik ilkelerini belirlemek.
ç) Meslek mensuplarının meslekî yeterlilik ve etik eğitimi ile hasta hakları eğitimine tâbi tutulmasına ve eğitimlerin süresine ve müfredatına karar vermek.
d) Sağlık engeli sebebiyle mesleğin icrasının yasaklanmasına karar vermek.
e) Meslekten geçici veya sürekli men etmeye karar vermek.
(7) Meslekî yetersizliğe ilişkin ihbar ve şikâyetler Kurulca doğrudan değerlendirmeye alınmaz. Bu ihbar ve şikâyetler öncelikle denetim görevlileri veya il ve ilçe sağlık müdürlüklerince incelemeye tâbi tutulur. Yapılan inceleme neticesinde fiilin meslekî yeterlilik değerlendirmesi yapılması veya meslekî müeyyide uygulanması gerektirdiğinin tespit edilmesi hâlinde kanaat raporunu içeren inceleme dosyası Kurula gönderilir. Ayrıca fiil hakkında adlî kovuşturma yapılmış ise, verilen kararlar da Kurula intikal ettirilir. İdarî inceleme veya varsa adlî kovuşturma kapsamında elde edilen bilgi ve belgeler de değerlendirilerek, genel hükümler saklı kalmak üzere Kurulca;
a) Mesleğinde yetersizliği tespit edilenler ile dikkatsiz ve özensiz davranışla ölüme veya vücut fonksiyon kaybına sebep olanların yetersiz görüldükleri alanda meslekî yeterlilik eğitimine tâbi tutulmalarına karar verilir. Bu eğitim, yetersiz görülen alanda teorik ve/veya pratik eğitim ve/veya başka bir sağlık meslek mensubunun nezaret ve sorumluluğunda meslek icrası şeklinde yaptırılabilir. Yeterlilik eğitimine tâbi tutulanlar eğitim sonunda Kurulun belirleyeceği teorik ve/veya uygulamalı sınava tâbi tutulur. Bu sınavda başarılı olanlar mesleğini icraya devam eder; başarısız olanlar meslek icrasından men edilir. Meslekten men edilenler, durumlarına göre Kurulca belirlenen eğitime devam ettirilerek veya eğitime tâbi tutulmadan yapılacak müteakip sınavlarda başarı gösterdiği takdirde meslek icra etme hakkını yeniden kazanır.
b) Hasta hakları uygulamalarına veya etik ilkelere aykırı davranışı sebebiyle ikiden fazla yazılı ikaz edilen veya ilgili mevzuatına göre disiplin cezası uygulanan sağlık meslek mensubu, hasta hakları veya etik ilkeler eğitim programına tâbi tutulur.
c) Meslek icrası esnasında neticesini öngörerek veya görevinin gereklerine aykırı hareket ederek veyahut görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstererek bir kişinin ağır derecede olmayan özürlülüğüne sebebiyet verenlerin üç aydan bir yıla kadar meslekten geçici men edilmesine karar verilir. Bu fiillerin beş yıl içinde tekrarı hâlinde verilecek cezalarda alt ve üst sınırlar iki katı olarak uygulanır.
ç) Meslek icrası esnasında neticesini öngörerek veya görevinin gereklerine aykırı hareket ederek veyahut görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstererek bir kişinin ağır özürlülüğüne veya ölümüne sebebiyet verenlerin bir yıldan üç yıla kadar meslekten geçici menine karar verilir. Bu fiillerin beş yıl içinde tekrarı hâlinde meslekten sürekli men kararı verilir.
(8) Mesleğini icra etmesine mâni ve iyileşmesi mümkün olmayan aklî, ruhî ve bedenî hastalığı ortaya konulan sağlık meslek mensupları, Kurulun kararı ile mesleğini icradan yasaklanabilir.
(9) Meslekî yetersizliğinden dolayı bir uzmanlık dalında mesleğini icra edemeyeceğine karar verilen meslek mensuplarının yetersizliğinin niteliğine göre uzmanlık öncesi sahip olduğu sağlık mesleğini icra edebilmelerine karar verilebilir.
(10) Aynı olaydan dolayı ilgili hakkında ceza takibatına veya disiplin soruşturmasına başlanmış olması bu maddeye göre işlem yapılmasını geciktirmez ve engellemez; ilgilinin mahkûm olması veya olmaması ile disiplin cezası verilmiş veya verilmemiş olması hâlleri, ayrıca meslekî müeyyide uygulanmasını etkilemez.
(11) Kanunla kurulmuş meslek odalarının ve birliklerinin kuruluş kanunlarındaki disiplin hükümleri saklıdır. Ancak fiilin her iki kanuna göre de müeyyide gerektirmesi hâlinde bu Kanun hükümleri uygulanır.
(12) Meslekten geçici men edilmesine karar verilen Devlet memurları, men müddetince aylıksız izinli sayılır veya talepleri hâlinde aynı süreyle mesleği ile ilişkisi bulunmayan durumlarına uygun başka bir kadroya atanır. Sözleşmeli olanların sözleşmeleri men müddetince ücretsiz olarak askıya alınır. Meslekten sürekli men edilmesine karar verilen Devlet memurları istekleri hâlinde, mesleği ile ilişkisi bulunmayan durumlarına uygun başka bir kadroya atanır, aksi halde görevleri sona erer. Meslekten sürekli men edilmesine karar verilen sözleşmeli personelin sözleşmeleri sona erer.
(13) Bu maddeye göre mesleğini geçici olarak sürdüremeyeceklerin durumları kayıtlara işlenir. Meslekten sürekli men edilmesine karar verilenlerin veya mesleğini icra etmekten yasaklananların diplomaları, uzmanlık veya meslek belgeleri Bakanlıkça iptal edilir ve sistemden kaydı silinir.
(14) Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar Bakanlık tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.”hükmüne yer verilmiş olup; söz konusu Kanun Hükmünde Kararnamenin iptali istemiyle açılan davada, Anayasa Mahkemesi’nin, 25.06.2013 tarih ve 28688 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 14.2.2013 gün ve Esas: 2011/150, Karar: 2013/30 sayılı kararıyla; “Anayasa’nın “Suç ve cezalara ilişkin esaslar” başlıklı 38. maddesinin üçüncü fıkrasında, “Ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur.” hükmüne yer verilmiştir. Anayasa’nın 38. maddesinde düzenlenen ve ikinci kısmının ”Kişinin Hakları ve Ödevleri” başlıklı ikinci bölümünde yer alan suç ve cezalara ilişkin hükümlerin kanun hükmünde kararnameyle düzenlenmesi mümkün değildir.” denilerek 23. maddenin 7. fıkrasının (c) ve (ç) bentlerinin iptal edilmesi üzerine, aynı bentler, 2.8.2013 gün ve 28726 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 6495 sayılı Kanunun 73. maddesinin (h) bendinin birinci alt bendi ile 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 7. maddesine eklenmiş, h bendinin birinci alt bendinin iptali istemi ise Anayasa Mahkemesi’nin 04.12.2014 tarih ve 2013/114,2014/184 sayılı kararı ile reddedilmiştir.
Söz konusu hükümlerin değerlendirilmesinden görüldüğü üzere; Kanun Hükmünde Kararnamenin 23’üncü maddesiyle, bünyesinde, sağlık mesleklerinde eğitim müfredatı, mesleki alan ve dal belirlemesi gibi mesleki düzenlemelerde ve istihdam planlamalarında görüş bildirmek, mesleki yeterlilik değerlendirmesi yapmak, mesleki müeyyide uygulamak, etik ilkeleri belirlemek ve uyumu denetlemek üzere “Sağlık Meslekleri Kurulu” adıyla yeni bir idari birim teşkil edilmiş olup; maddede, bu Kurulun oluşumu, görev ve yetkileri, çalışma usulleri düzenlenmiştir.
Anılan hükmün verdiği yetkiye dayanılarak, Sağlık Meslekleri Kurulunun görevleri ile çalışma usul ve esaslarının düzenlenmesi amacıyla, dava konusu Yönetmelik hazırlanıp, 14.12.2012 tarih ve 28497 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Yönetmelikte, Kurulun oluşumuna, görevlerine, üyelerinin görev sürelerine ve yenilenmelerine, çalışma usul ve esaslarına, mesleki yeterlilik eğitimine, meslekten men’e, hasta hakları ve etik ilke ihlallerine, sağlık engeli nedeniyle meslek icrasından yasaklanmaya ve meslekten men ve yasaklamaya dair 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 23’üncü maddesine paralel düzenlemelere yer verilmiş olup; bu haliyle dava konusu edilen düzenlemede dayanılan üst norma aykırılık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davanın REDDİNE, aşağıda dökümü yapılan yargılama giderlerininin davacı üzerinde bırakılmasına, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınce belirlenen …-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idarelere verilmesine, bu karara karşı tebliğ tarihini izleyen otuz (30) gün içinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu nezdinde temyiz isteminde bulunulabileceğinin davacıya bildirilmesine, artan posta ücretinin istemi halinde davacıya iadesine, 23/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.