Danıştay Kararı 15. Daire 2013/9100 E. 2018/4153 K. 24.04.2018 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2013/9100 E.  ,  2018/4153 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2013/9100
Karar No : 2018/4153

Temyiz Edenler (Davacılar) :
1-
2-
Vekilleri :
Karşı Taraf (Davalı) :
Vekili :
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…; K:… sayılı kararının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
Düşüncesi : Eksik incelemeye dayalı mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce; tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava; … Devlet Hastanesinde 08/01/2009 tarihinde yapılan doğum sırasında bebeğin bedeninde hasarlar oluştuğu, sakat kaldığı iddiasıyla uğranıldığı öne sürülen zarara karşılık 70.000,00 TL maddi ve 30.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 100.000,00 TL tazminatın, olay tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesi istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince; Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu’nun 17/09/2012 günlü, 4524 sayılı kararında özetle; “2009 doğumlu … adına düzenlenmiş adli ve tıbbi belgelerin incelenmesinin sonucunda; 1984 doğumlu …’nin 08/01/2009 tarihinde … Hastanesine miadında ağrılı gebe olarak yatırıldığı, ilk doğumu olan bebek doğum ağırlığı 4500 gr olan gebenin normal vajinal doğuma bırakılma kararının doğru olduğu, omuz distosisinin (omuz takılması) vajinal doğumlarda komplikasyon olarak görülebildiği, 08/01/2009 doğumlu 4500 gr doğum ağırlığında olan …’de ortaya çıkan brakial pleksus zedelenmesinin doğumun bir komplikasyonu olarak meydana geldiği cihetle hastane ve doğuma katılan tüm sağlık personelinin eylemlerinin tıp kurallarına uygun olduğu, sorulduğu üzere genel uygulamalarda bebek doğum ağırlığı 4500 gr olan gebelerin normal doğum kararı alındığı, brakial pleksus zedelenmesi düşük tartılı bebeklerde görülebileceği gibi, doğumu yaptıran kişiden (Dr veya Ebe) ve doğum şeklinden (normal veya sezaryen) kaynaklanmadığı” görüş ve kanaatinin belirtildiği; bu durumda, Adli Tıp kurumunca yapılan inceleme sonucu, davalı idareye atfı kabil bir ihmal ve kusurun bulunmaması karşısında, davalı idarenin tazmin sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacılar tarafından mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
Dosyanın incelenmesinden, … Devlet Hastanesinde 08/01/2009 tarihinde yapılan doğum sırasında bebeğin bedeninde hasarlar oluştuğu, sakat kaldığı iddiasıyla uğranıldığı öne sürülen zarara karşılık 70.000,00 TL maddi ve 30.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 100.000,00 TL tazminatın, olay tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Dosya içerisinde mevcut kadın hastalıkları ve doğum uzmanı Op.Dr. … tarafından hazırlanan 11/12/2009 tarihli bilirkişi raporunda, “… iri bebek, annede diabet (şeker hastalığı), annede obezite, gün aşımı, birden fazla doğum yapmak, ileri anne yaşı, kısa boy, gebelikte aşırı kilo alımı, doğumun aşırı hızlı ilerlemesi, epidural anestezi omuz takılmasının risk faktörlerindendir.” ifadelerine yer verildiği, 16/12/2008 tarihli ultrason raporunun üzerine de “GDM” notunun düşüldüğü görülmüştür. Doğumu gerçekleştiren doktor … ve ebe …’ın ifadelerinden, doğum başlayınca ilk müdahalenin ebe … tarafından gerçekleştirildiği, omzun takılıp travayın devam etmediği görülünce doktorun çağırıldığı ve doğumun gerçekleştirildiği anlaşılmıştır. Mahkemece karara dayanak alınan Adli Tıp 3. İhtisas Kurulu raporunda, sadece omuz takılmasının doğum komplikasyonu olduğu belirtilmiş, annede “GDM” (Gebeliğe bağlı şeker hastalığı) bulunması ile ilgili davacıların ileri sürdüğü iddialar karşılanmamıştır.
Bu durumda, annede diabetin, yukarıda anılan bilirkişi raporunda omuz takılmasının risk faktörlerinden sayılması ve annede “GDM” (Gebeliğe bağlı şeker hastalığı) bulunması karşısında doğumun sezaryen yöntemiyle gerçekleştirilmesi gibi önlemlerin alınmasının gerekip gerekmediği ve yine bu durumda doğumun başından itibaren, tamamen doktor tarafından gerçekleştirilmesinin gerekip gerekmediği hususlarının alınacak yeni bir bilirkişi raporu ile açıklığa kavuşturularak sonucuna göre hüküm kurulması gerekmektedir.
Sonuç olarak, yukarıda tespit edilen hususlar dikkate alınarak bir üniversite bünyesinde görev yapan ve kadın hastalıkları ve doğum uzmanı en az 3 öğretim görevlisinden oluşacak bir bilirkişi heyetinden rapor alınarak hizmet kusurunun varlığının araştırılması suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme üzerine verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…; K:… sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18.06.2014 gün ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/04/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.