Danıştay Kararı 15. Daire 2013/8932 E. 2017/1580 K. 05.04.2017 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2013/8932 E.  ,  2017/1580 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2013/8932
Karar No : 2017/1580

Davacı :
Vekilleri :
Davalı :
Vekilleri :
İstemin Özeti : …. İdare Mahkemesi’nin …. tarih ve E:…; K:… sayılı kararının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Mahkeme kararının hukuka uygun olduğu, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Düşüncesi : Temyize konu İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce gereği görüşüldü:
Dava; davacı tarafından noter sözleşmesiyle satın alınan ve 06.04.2004 tarihinde Van Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil Şubesi tarafından …. plaka sayısıyla adına tescil edilen aracın, çalıntı olduğunun anlaşılması üzerine el konulması nedeniyle, idarenin kusurlu olarak işlettiği trafik tescil ve kayıt hizmetine güvenilerek aracın satın alınması sonucu uğranıldığı ileri sürülen 30.750,00 TL maddi zararın yasal faizi ile birlikte tazmini istemiyle açılmıştır.
….. İdare Mahkemesi’nce; davacının zararının aracı satın aldığı üçüncü kişilerin eylemlerinden kaynaklandığı, Van Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil Şubesi’nin tescile ilişkin işleminin mülkiyet durumunda değişiklik yapmadığı, zararın mülkiyet durumunda değişiklik yapan satım sözleşmesi ile doğduğu, bu suretle üçüncü kişilerin eylemleri nedeniyle oluşan zarar ile idari eylem arasında illiyet bağının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karayolları Trafik Yönetmeliğinin “Satış ve Devirlerde Araçların Tescili” başlıklı, uyuşmazlık tarihinde yürürlükte bulunan 37. maddesinin 3. bendinde “Tescil için gerekli olan harç pulu müracaat formunun tescil kuruluşunda kalacak olan nüshasına yapıştırılır veya belirlenen harç miktarının ödendiğini gösteren makbuz tescili yapan kuruluşça tescil dosyasında muhafaza edilir, araç tescil defterinin ilgili bölümüne sahip değişikliği işlenerek, yeni sahibi adına tescili yapılır.” hükmü, 4. bendinde ise “Müracaat sırasında noterlerce verilmiş satış veya devir senedi ibraz edilir.” hükmü yer almaktadır.
Trafik tescil bürolarınca aracın devir tescil işlemleri yapılırken müracaat sırasında noterlerce verilmiş satış veya devir senedinin ibraz edileceği, tescil birimince satış senedinin tescil işlemine esas teşkil edeceği açıktır.
Anayasanın 125. maddesinde; İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu ve idarenin, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu düzenlenmiştir. Buna göre idarece hizmetin işleyiş ve yerine getirilmesi sırasında gerekli önlemlerin alınmaması, hizmetin iyi işlememesi, kusurlu işlemesi gibi nedenlerle kişilere verilen zararlar idare tarafından tazmin edilmek durumundadır.
Hizmetin iyi işlememesi sonucu kişilerin zarara uğramaları halinde, doğan zararların idare tarafından karşılanması gerekmektedir. Ayrıca, hizmeti yürüten personelin görevi sırasında yaptığı eylem ve işlemlere ilişkin kişisel kusurunun hizmet kusuru oluşturacağı ve idarenin de bu zararın tazminiyle sorumlu tutulacağı, idare hukukunun bilinen ilkelerindendir.
Hizmet kusuru, kamu hizmetinin organizasyonu ve işleyişinden kaynaklanır. Kamu hizmeti eksik veya kötü yürütülmekteyse veya bu faaliyet hizmet gerekleriyle bağdaştırılamayacak nitelikteyse, idarenin hizmeti kusurlu yürüttüğünün kabulü zorunludur. Ancak idarenin işlem ve eylemleri dolayısıyla hizmet kusuru işlediğini söyleyebilmek için saptanan hukuki sakatlığın bir dereceye kadar ağır ve önemli olması gerekmektedir.
Dava dosyasının incelenmesinden; …. plaka sayılı aracın İstanbul İlinde çalındığı ve 12.03.2004 tarihinde araç plakası üzerine çalıntı kaydının konulduğu, söz konusu araç üzerinden bulunan …. sayılı plaka çıkarılarak trafik sicilinde M. Y. isimli kişi adına kayıtlı …. sayılı plakanın takıldığı ve bu halde iken davacı tarafından Mersin 2. Noterliği’nin 23.03.2004 tarih ve 6474 yevmiye numaralı satım sözleşmesiyle satın alındığı, daha sonra yapılan incelemede anılan sözleşme kurulurken plakanın asıl sahibi olan M.Y.’nin sahte nüfus cüzdanı fotokopisinin kullanıldığının anlaşıldığı, davacı tarafından aracın adına tescili için Van Trafik Tescil Şube Müdürlüğüne başvuru yapıldığı, anılan idarece aracın kayıtlı olduğu İzmir Trafik Tescil Şube Müdürlüğü’nden aracın tescilinde sakınca bulunup bulunmadığının sorulduğu ve İzmir Trafik Tescil Şube Müdürlüğü’nce verilen 06.04.2004 tarihli cevabi yazıda; aracın plakası, sahibi, markası, modeli, motor ve şase numarası da belirtilmek üzere davacı adına tescil edilmesinde sakınca olmadığının belirtildiği ve bu yazıya istinaden Van Trafik Tescil Şube Müdürlüğü’nde davacı adına 12.04.2994 tarihinde …. plaka sayısıyla tescil edildiği, ancak İzmir Trafik Tescil Şube Müdürlüğü’nün 06.04.2004 tarihli yazısı ve tescil işlemine esas alınan noter satış sözleşmesindeki araç motor ve şase numaralarının birbiriyle eşleşmediği ve noter satış sözleşmesinde yazılı olan motor ve şase numarasının üzerinde çalıntı kaydı bulunan …. plaka sayılı araca ait olduğunun idarece tespiti üzerine, söz konusu araca çalıntı olduğundan bahisle el konulduğu, davacı tarafından aracı idarenin kayıtlarına güvenilerek satın aldığı, idarenin trafik tescil ve kayıt hizmetini kusurlu olarak işletmesi nedeniyle zarara uğradığı iddiasıyla bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların trafiğe tescilinden amaçlanan, bu araçlar üzerinde tasarruf güvenliğinin sağlanması ve çalıntı araçların bir başkası adına tescilinin önlenmesidir. İdarenin bu hizmeti yerine getirirken, kayıtların düzenli tutulması, taşıtların model, motor ve şasi numaraları ile tescili istenen aracın karşılaştırılması ve bunun yanında sunulan belgelerin doğruluğunun araştırılması gerekmektedir.
Bu itibarla; noterde yapılan satış senedi ile araç devri yapılırken aracın çalıntı olup olmadığı davacı tarafından belirlenemeyeceğinden, tescil aşamasında trafik tescil bürolarının araç bilgilerinin doğruluğunu kontrol etmesi, şüpheli bir durum oluştuğunda bu işlemi gerçekleştirmemesi gerekmektedir. Kaldı ki, araç bilgilerinin araştırılması idarenin denetim görevinin gereğidir.
Olayda da; tescil işlemine esas alınan Mersin 2. Noterliği’nin 23.03.2004 tarih ve 6474 yevmiye numaralı satım sözleşmesi ile İzmir Trafik Tescil Şube Müdürlüğü’nün 06.04.2004 tarihli yazısında yer alan motor ve şase numaralarının birbiriyle eşleşmemesine rağmen, idarece bu husus dikkate alınmadan davacı adına tescil işleminin gerçekleştirildiği görülmektedir.
Davalı idarece, davacıya ait araca el konulmak suretiyle gerçekleştirilen eylem ve işlemlerin idarenin yürüttüğü hizmetin bir gereği olarak tesis edildiği düşünülse de, bu durum davalı idarenin aracın tescili aşamasında kusurlu hareket ettiği gerçeğini ortadan kaldırmayacağından, davalı idarece tescil işleminin kusurlu olarak işletilmiş olması nedeniyle davacının uğramış olduğu zararın tazmini gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Bu durumda, davanın reddi yolunda verilen temyize konu İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Öte yandan; davacı tarafından araç satışı nedeniyle kendisine karşı hukuki sorumluluğu bulunan kişilere adli yargı merciilerinde dava açıldığı ve bu davalarda zararının bir kısmının veya tamamının tazmin edildiği tespit edilirse, bozma kararı üzerine yeniden verilecek kararda bu hususun da gözetileceği açıktır.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüyle … İdare Mahkemesi’nin …. tarih ve E:…; K:….. sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18.06.2014 gün ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05/04/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.