Danıştay Kararı 15. Daire 2013/8763 E. 2017/1573 K. 05.04.2017 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2013/8763 E.  ,  2017/1573 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2013/8763
Karar No : 2017/1573

Temyiz Eden (Davacı) :
Vekilleri :
Karşı Taraf (Davalı) :
Vekili :
İstemin Özeti : ….İdare Mahkemesi’nin …. tarih ve E:…; K:…. sayılı kararının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Mahkeme kararının hukuka uygun olduğu, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Düşüncesi : Temyize konu İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce gereği görüşüldü:
Dava, davacının 2001 yılında noter aracılığıyla satın aldığı ve idarece adına tescil edilen …. plakalı aracın, yurt dışından gerçeğe aykırı mülkiyet belgeleri düzenlenerek bedelsiz ithalat rejiminden yararlanılarak getirildiğinden bahisle Mahkeme kararıyla müsadere edilerek araca el konulmasından dolayı uğranıldığı iddia edilen 9.185,00 TL maddi zararın aracın satış tarihi olan 10.09.2001 tarihi itibariyle yasal faizi ile tazmini istemiyle açılmıştır.
…. İdare Mahkemesi’nce; davalı idarenin trafik tescil hizmetleri bakımından görevinin davacıya ait mevcut bilgi ve belgelere göre tescil ile sınırlı olduğu, davacı tarafından aracın Hatay 4. Noterliği’nin 10.09.2001 gün ve 15273 yevmiyeli kati satış sözleşmesi bedeli ödenerek tescil tarihinden önce satın alındığı, davacının güven ilişkisine dayanarak noter yoluyla aracı satın aldığı ve bedelini ödediği tarihte zararın meydana geldiği, diğer bir ifadeyle zararın aracın gerçeğe aykırı mülkiyet belgeleri kullanılmak suretiyle tescili nedeniyle davalı idarenin yönlendirmesi veya hizmet kusuru nedeniyle meydana gelmediği anlaşıldığından, zararın doğumunda davalı idarenin hizmet kusuru bulunduğundan söz edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından, hukuka aykırı olduğu ileri sürülen anılan İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
2918 sayılı Trafik Kanunu’na dayanılarak çıkarılan Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 28. maddesinde; bütün motorlu araçlar ile bu Yönetmelikte tescili zorunlu kılınan motorsuz araçların sahiplerinin, araçlarını yetkili tescil kuruluşuna tescil ettirmek ve tescil belgesi almak mecburiyetinde oldukları, 29. maddenin A/(a) bendinde, askeri araçlar, iş makineleri ve raylı sistemle çalışanlar dışındaki bütün motorlu araçlar ile tescile tabi motorlu araçlara takılarak kullanılacak yapıda ve yüklü ağırlığı 750 kg.’ın üstünde olan römork ve yarı römorkların tescillerinin trafik tescil kuruluşlarınca yapılacağı kuralına; B bendinde; İlk defa tescili yapılacak ve hurdaya çıkacak araçlarla ilgili olarak; a) Araç sahiplerinin, satın alma veya gümrükten çekme tarihinden itibaren 3 ay içinde tescil yaptırmak üzere, hurdaya çıkarma halinde de çıkarılış tarihinden itibaren 1 ay içinde yetkili tescil kuruluşuna tescilin silinmesi için gerekli bilgi ve belgelerle yazılı olarak müracaat etmek zorunda oldukları, b) Araçların giriş işlemini yapan gümrük idarelerinin, tescil işlemlerine esas olmak üzere düzenlediği Gümrük Trafik Şahadetnamesinin bir örneğini de tescilin yapılacağı beyan edilen tescil kuruluşuna, gümrük işleminin tamamlandığı tarihten itibaren 15 gün içinde göndermeye mecbur oldukları; c) (Değişik bent: 09/09/1997 – 23105 S. R.G. Yön/1. md.; Değişik bent: 18/07/2008 – 26940 S.R.G Yön/1.mad.) Bu araçların tescilini yapan tescil kuruluşlarının, tescil işlemini takip eden onbeş iş günü içerisinde, Gümrük Trafik Şahadetnamesini tanzim eden gümrük idaresine ve ilgili vergi dairesine yazılı olarak veya elektronik ortamda tescilin yapıldığına dair bilgi verileceği kuralına yer verilmiştir.
Karayolları Trafik Yönetmeliğinin “Satış ve Devirlerde Araçların Tescili” başlıklı, 37. maddesinin 3. bendinde “Tescil için gerekli olan harç pulu müracaat formunun tescil kuruluşunda kalacak olan nüshasına yapıştırılır veya belirlenen harç miktarının ödendiğini gösteren makbuz tescili yapan kuruluşça tescil dosyasında muhafaza edilir, araç tescil defterinin ilgili bölümüne sahip değişikliği işlenerek, yeni sahibi adına tescili yapılır.” hükmü, 4. bendinde ise “Müracaat sırasında noterlerce verilmiş satış veya devir senedi ibraz edilir.” hükmü yer almaktadır.
Trafik tescil bürolarınca aracın devir tescil işlemleri yapılırken müracaat sırasında noterlerce verilmiş satış veya devir senedinin ibraz edileceği, tescil birimince satış senedinin tescil işlemine esas teşkil edeceği açıktır.
T.C. Anayasasının 125. maddesinin 1. fıkrasında; “İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır….” denilmiş ve maddenin son fıkrasında da, “İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür.” kuralı getirilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden; uyuşmazlık konusu aracın Y. Ü. tarafından yurt dışından gerçeğe aykırı mülkiyet belgeleri düzenlenerek bedelsiz ithalat rejiminden yararlanılarak 10.03.2000 tarihinde yurt dışından getirildiği ve aynı tarihte …. plaka ile adına tescil edildiği, 10.09.2001 tarihinde noter satış sözleşmesi ile aracın davacıya satışının yapıldığı ve 11. 09.2001 tarihinde davacı adına devir edilerek tescil edildiği, kaçakçılık suçu nedeniyle başlatılan soruşturmaya istinaden … Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2002/1508 sayılı dosyasında açılan davada verilen 29.06.2005 tarih ve K:2005/537 sayılı kararla Y. Ü.’nün 4926 sayılı Kanun’un 3/c maddesi uyarınca kaçakçılık suçundan cezalandırılmasına karar verildiği, anılan kararın temyizi üzerine Yargıtay … Dairesi’nin 23.03.2009 tarih ve E:2006/8120; K:2009/3356 sayılı kararıyla, kaçak olduğu anlaşılan aracın müsaderesine karar verildiği, bu karar üzerine aracın 10.05.2010 tarihinde idareye teslim edildiği ve ardından davacı tarafından bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Bunun yanı sıra, yukarıda bahsi geçen …. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davada davacının da kaçakçılık suçundan sanık olarak yargılandığı ve davacının aracı Y. Ü.’den 10.09.2001 tarihinde satın aldığı, satın alma tarihinin ithal tarihinden itibaren başlayan bir yıllık süreden sonra olduğu, bu durumda üzerine atılı suçun unsurları oluşmadığından beraatine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların trafiğe tescilinden amaçlanan, bu araçlar üzerinde tasarruf güvenliğinin sağlanmasıdır. İdarenin bu hizmeti yerine getirirken, kayıtların düzenli tutulması, taşıtların model, motor ve şasi numaraları ile tescili istenen aracın karşılaştırılması ve bunun yanında sunulan belgelerin doğruluğunun araştırılması önem taşımaktadır.
Bu itibarla; noterde yapılan satış senedi ile araç devri yapılırken aracın gümrük kaçağı olup olmadığı davacı tarafından belirlenemeyeceğinden, tescil aşamasında trafik tescil bürolarının araç bilgilerinin doğruluğunu kontrol etmesi, şüpheli bir durum oluştuğunda bu işlemi gerçekleştirmemesi gerekmektedir. Kaldı ki, araç bilgilerinin araştırılması idarenin denetim görevinin gereğidir.
İdare Mahkemesi’nce; araca el konulmak suretiyle gerçekleştirilen eylem ve işlemlerde davalı idarenin üzerine düşen gerekli özen ve yükümlülüğü yerine getirdiği ve tazmini istenen zararın idarenin tescile ilişkin işlemlerinden kaynaklanmadığı gerekçesiyle olayda hizmet kusurunun bulunmadığı ileri sürülmüşse de; davacı aracı satın almadan önce gümrük kaçağı olan aracın trafikte dolaşımının sağlanmış olması, davalı idarenin aracın tescili aşamasında kusurlu hareket ettiği gerçeğini ortadan kaldırılmadığından, idarenin tescil kayıtlarına güvenilerek aracın satın alınması nedeniyle meydana gelen zararın tazmini gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Bu durumda, davanın reddi yolunda verilen temyize konu İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Öte yandan; davacı tarafından araç satışı nedeniyle kendisine karşı hukuki sorumluluğu bulunan kişilere karşı adli yargı merciilerinde dava açıldığı ve bu davalarda zararının bir kısmının veya tamamının tazmin edildiği tespit edilirse, bozma kararı üzerine yeniden verilecek kararda bu hususun da gözetileceği açıktır.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüyle …. İdare Mahkemesi’nin …. tarih ve E:….; K:…. sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18.06.2014 gün ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05/04/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.