Danıştay Kararı 15. Daire 2013/8464 E. 2013/4081 K. 05.06.2013 T.

15. Daire         2013/8464 E.  ,  2013/4081 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2013/8464
Karar No : 2013/4081

Temyiz Eden 1- Davalı : Sağlık Bakanlığı
2- Davalı İdare Yanında Davaya Katılan :Türk … Derneği
Vekili : Av. …
Karşı Taraf (Davacı) : Türk … Derneği
Vekili : Av….
Diğer Müdahiller (Davalı İdare Yanında) :
1-Türkiye … Derneği
2-Türk … Derneği
Vekili : Av. …
3- Türk … Derneği
Vekili : Av. …
İstemin Özeti : Davacı Derneğin, Sağlık Bakanlığınca Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına yazılan 09.08.2008 tarih ve 4338 sayılı yazıda geçen “Uzmanlık belgelerine sahip uzman hekimlerin uzmanlık alanlarının uygulamalarını yapmaya yetkili oldukları, uzmanlık eğitimi sürecinde ve sonrasında endoskopi eğitimi alan iç hastalıkları ve genel cerrahi uzmanlarının endoskopi yapması uzmanlık alanlarının mesleki uygulamaları olarak kabul edilmesi gerektiği” şeklindeki ibarenin düzeltilmesi istemiyle yaptığı başvurunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada; … İdare Mahkemesi’nce bozma kararına uyularak dava konusu işlemin iptali yolunda verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın, davalı idare ve davalı idare yanında davaya katılan Türk … Derneği tarafından, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca ilk inceleme ile görevli Tetkik Hakimi …’ın açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dosyanın incelenmesinden; … İdare Mahkemesince bakılan dava sonunda dava konusu işlemin iptali yolunda verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın, davalı idare yanında davaya katılan Türk … Derneği tarafından temyiz edildiği, anılan temyiz dilekçesinin davalı idare ve davacıya tebliğ edildiği, davalı idarece anılan temyiz dilekçesine cevap dilekçesinde kararın temyiz edildiği anlaşılmaktadır.
Davalı idarenin temyiz istemi incelenecek olursa;
2577 sayılı Kanunun 46. maddesinin 2. fıkrasında özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde, Danıştay dava daireleri ile idare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarına karşı tebliğ tarihini izleyen otuz gün içinde Danıştay’da temyiz yoluna başvurulabileceği; 48.
maddesinin üçüncü fıkrasında, temyiz dilekçelerinin ilgisine göre kararı veren mahkemeye, Danıştaya veya 4. maddede belirtilen mercilere verileceği ve kararı veren mahkeme veya Danıştayca karşı tarafa tebliğ edileceği, karşı tarafın tebliğ tarihini izleyen otuz gün içinde cevap verebileceği, cevap verenin, kararı süresinde temyiz etmemiş olsa bile düzenleyeceği dilekçesinde, temyiz isteminde bulunabileceği, altıncı fıkrasında, temyizin kanuni süre geçtikten sonra yapılması halinde kararı veren mahkemenin, ilk derece mahkemesi olarak davaya bakan Danıştay dairesinin, temyiz isteminin reddine karar vereceği; mahkemenin veya Danıştay dairesinin bu kararlarına karşı, tebliğ tarihini izleyen günden itibaren yedi gün içinde temyiz yoluna başvurulabileceği; aynı maddenin yedinci fıkrasında, temyizin kanuni süre geçtikten sonra yapıldığı hususlarının, dosyanın gönderildiği Danıştayın ilgili dairesi ve kurulunca saptanması hallerinde de altıncı fıkrasında sözü edilen kararın daire ve kurulca verileceği kuralına yer verilmiştir.
Olayda, temyiz edilen mahkeme kararının davalı idareye 07.01.2013 tarihinde tebliğ edildiği, anılan mahkeme kararının davalı idare yanında davaya katılan Türk … Derneği tarafından temyiz edildiği, temyiz dilekçesinin davalı idareye 11.03.2013 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine davalı idarece 02.04.2013 tarihinde anılan dilekçeye cevap dilekçesinde kararın temyiz edildiği anlaşılmakta olup, yukarıda anılan mevzuat hükmü uyarınca davacı tarafından kararın temyiz edilmesi halinde temyize cevap dilekçesinde davalı idarece süresi geçmiş olsa dahi temyiz isteminde bulunulabileceği, davalı idare yanında davaya katılanın temyiz dilekçesine cevabın anılan madde kapsamında değerlendirilemeyecek olması nedeniyle davalı idarece 30 günlük süre içerisinde, en geç 06.02.2013 tarihine kadar temyiz isteminde bulunulması gerekirken, bu süre geçirildikten sonra 02.04.2013 tarihinde kayda giren dilekçe ile temyiz isteminde bulunulduğundan temyiz isteminin süre aşımı nedeniyle esasının inceleme olanağı bulunmamaktadır.
Davalı İdare yanında davaya katılanın temyiz istemi incelenecek olursa;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 31. maddesi ile göndermede bulunulan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu, 04.02.2011 tarih ve 27836 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 450. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış, anılan Kanun’un 447. maddesinin 2. fıkrasında ise, mevzuatta, yürürlükten kaldırılan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’na yapılan göndermelerin, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun bu hükümlerin karşılığını oluşturan maddelerine yapılmış sayılacağı hükme bağlanmıştır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 66. maddesinde, üçüncü kişilerin, davayı kazanmasında hukuki yararı bulunan taraf yanında ve ona yardımcı olmak amacıyla müdahil olarak davada yer alabilecekleri; 68. maddesinde, müdahale talebinin kabulü hâlinde müdahilin, yanında katıldığı tarafın yararına olan iddia veya savunma vasıtalarını ileri sürebileceği; onun işlem ve açıklamalarına aykırı olmayan her türlü usul işlemlerini yapabileceği; 69. maddesinde, müdahilin de yer aldığı asıl davada hükmün taraflar hakkında verileceği hükümlerine yer verilmiştir.
Anılan hükümler uyarınca, davanın taraflarından olmayan, dava sonucunda hakkında hüküm kurulmayan ve ancak yanında katıldığı tarafa yardımcı olabilen müdahilin, yanında davaya katıldığı tarafın kanun yollarına başvurmaması durumunda, tek başına kanun yollarına başvurmasına hukuken olanak bulunmamaktadır.
Bu durumda; temyize konu kararın davalı konumunda bulunan Sağlık Bakanlığı tarafından süresinde temyiz edilmediği, davalı yanında müdahil olan Türk … Derneğinin ise Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 66. maddesi kapsamında tek başına temyiz isteminde bulunamayacak olması karşısında temyiz isteminde bulunmasında hukuken olanak bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin süre aşımı nedeniyle reddine oybirliğiyle, müdahil temyiz isteminin incelenmeksizin reddine oyçokluğuyla, 05.06.2013 tarihinde karar verildi.

KARŞI OY :

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 68. maddesinde, müdahale talebinin kabulü hâlinde müdahilin, yanında katıldığı tarafın yararına olan iddia veya savunma vasıtalarını ileri sürebileceği; onun işlem ve açıklamalarına aykırı olmayan her türlü usul işlemlerini yapabileceği; hükmüne yer verilmiştir.
Davaya katılma müessesesinin amacı; üçüncü kişilerin başkaları arasında görülmekte olan davanın sonuçlarından etkilenecek haklarının korunması olduğundan, müdahilin lehine katıldığı tarafın işlem ve açıklamalarına aykırı olmayan her türlü usul işlemleri de yapabileceği göz önünde bulundurulduğunda, dosya kapsamında müdahilin, lehine davaya katıldığı taraf temyiz isteminde bulunmasa dahi tek başına temyiz isteminde bulunabileceği, bu nedenle müdahilin temyiz isteminin esastan görüşülmesi gerektiği görüşüyle bu kısma ilişkin çoğunluk kararına katılmıyorum.