Danıştay Kararı 15. Daire 2013/7971 E. 2016/6349 K. 21.12.2016 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2013/7971 E.  ,  2016/6349 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2013/7971
Karar No : 2016/6349

Temyiz Edenler (Davacılar) : 1- 2-
3- 4-
5- 6-
7- 8-
9- 10-
Vekilleri :

Karşı Taraf (Davalı) :
Vekili

İstemin Özeti : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…; K:… sayılı kararının, hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Düşüncesi :Temyiz istemine konu mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce; tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava; davacılar murisi …’ın, 22/07/1994 tarihinde, … İli, … ilçesinde yasa dışı terör örgütü mensuplarınca öldürülmesi nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen zararın, 5233 sayılı Kanun uyarınca tazmini istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesi’nce; davacılar murisinin ölümüne neden olan olaya ilişkin resmî kurumlar arasındaki yazışmalar (saldırı ilgili olarak düzenlenen olay tutanağı) ve … Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından olayla ilgili olarak verilen “Görevsizlik Kararı”nda, davacılar murisinin Devlet ve Hükümet aleyhine konuşma yapmak, KUK örgütü adına faaliyette bulunmak suçundan fişinin bulunduğu, ayrıca Cuma günü içki içtiği için ilçede faaliyet gösteren yasa dışı … Terör Örgütü mensuplarınca olayın gerçekleştirilmiş olabileceği hususu birlikte değerlendirildiğinde; yasa dışı terör örgütü sempatizanı olması nedeniyle, bir başka terör örgütü üyelerinin saldırısına uğrayan davacılar murisinin, bu olay nedeniyle meydana gelen zararının, 5233 sayılı Kanun kapsamında bulunduğunun kabulüne olanak bulunmadığı anlaşıldığından; davacıların tazminat isteminin reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Davacılar tarafından, murislerinin akli dengesinin yerinde olmadığı, böyle bir durumda suç ve ceza ehliyetinden söz edilemeyeceği, Mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.
Terör eylemleri veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle maddî zarara uğrayan kişilerin, bu zararlarının karşılanmasına ilişkin esas ve usulleri belirlemek amacıyla yürürlüğe konulan 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanunun 2. maddesinin 1. fıkrasında; bu Kanunun, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 1., 3. ve 4. maddeleri kapsamına giren eylemler veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle zarar gören gerçek kişiler ile özel hukuk tüzel kişilerinin maddî zararlarının sulhen karşılanması hakkındaki esas ve usullere ilişkin hükümleri kapsadığı belirtilmiş; 2. maddesinin (e) bendinde, kişilerin kendi kasıtları sonucunda oluşan zararların, (f) bendinde ise, 3713 sayılı Kanunun 1., 3. ve 4. maddeleri kapsamındaki suçlar ile terör olaylarında yardım ve yataklık suçlarından mahkûm olanların bu fiillerinden dolayı uğradığı zararın Kanun kapsamında bulunmadığı hükme bağlanmış; 7. maddesinde, a) hayvanlara, ağaçlara, ürünlere ve diğer taşınır ve taşınmazlara verilen her türlü zararlar; b) yaralanma, sakatlanma ve ölüm hallerinde uğranılan zararlar ile tedavi ve cenaze giderleri; c) terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle kişilerin mal varlıklarına ulaşamamalarından kaynaklanan maddî zararlar, bu Kanuna göre sulh yoluyla karşılanabilecek zarar kalemleri arasında sayılmış; geçici 1. maddesinde ise, Kanunun uygulaması 18 yıl geriye yürütülerek 19/07/1987-27/07/2004 tarihleri arasında teröre maruz kalanların uğradıkları maddi zararlar da Kanun kapsamına alınmıştır.
Dosyanın incelenmesinden; davacılar murisi …’ın, 22/07/1994 tarihinde … İli, … İlçesi, … Caddesi, … sayılı kahvehanenin önünde silahlı saldırı sonucu öldürüldüğü, emniyet görevlilerince düzenlenen 22/07/1994 tarihli olay tutanağında özetle, halen bir adreste ikamet etmeyip, bimekan dolaşan, malulen emekli muris ile ilgili yapılan araştırmada, 1984 yılında … İlk Okul öğretmeni iken … İline tayin olduğu, akli dengesini yitirdiğinden … atandığı, kendisine … İlçesi, … Köyü İlk Okulunda hizmetli olarak görev verildiği, 1989 yılında akli dengesi iyice bozulduğundan malulen emekliye sevk edildiğinin belirtildiği, Karakol Amiri tarafından düzenlenen 09/08/1994 tarihli fezlekede, maktül hakkında yapılan arşiv tetkikinde, 1983 yılında “… örgütü adına faaliyette bulunmak” suçundan, 1987 yılında “Devlet ve Hükümet aleyhine konuşma yapmak” suçundan, 1989 yılında” … örgütü adına faaliyette bulunmak” suçlarından 3 adet yakalandı kaşeli fişinin olduğu, aranmadığının anlaşıldığı, ayrıca şahsın sürekli olarak alkollü gezdiği, Cuma günleri elinde alkolle sokaklarda dolaşarak sarhoş olduğu, olayı ilçede yasa dışı faaliyet gösteren Radikal İslami kesime mensup örgüt militanlarının gerçekleştirmiş olabileceğinin değerlendirildiğinin belirtildiği, … Cumhuriyet Başsavcılığının … tarih ve H: …, K: … sayılı görevsizlik kararı ile maktülün sürekli içki içtiği ve daha önce … üyesi olması nedeniyle yasa dışı … örgütü militanlarınca silahla vurularak öldürüldüğü ileri sürülmüş ise de suçun Devlet aleyhine işlenen suçlardan olması nedeniyle görevsizlik kararı verilerek dosyanın … Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği, davacılar tarafından da, olay nedeniyle uğramış oldukları ileri sürülen zararın 5233 sayılı Kanun uyarınca tazmini istemiyle yapılan başvurunun, davacılar murisinin … terör örgütü üyesi olduğu, … terör örgütü tarafından, iki örgüt arasındaki hesaplaşma sonucunda öldürüldüğü, bu nedenle, olayın 5233 sayılı Kanun kapsamında olmadığı gerekçesiyle reddedildiği anlaşılmaktadır.

İdare Mahkemesince; davacılar murisinin terör örgütü sempatizanı olması nedeniyle bir başka terör örgütü üyelerinin saldırısına uğraması nedeniyle meydana gelen zararın 5233 sayılı Kanun kapsamında karşılanamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; dosyada mevcut bilgi ve belgelerde davacılar murisinin 1989 yılında akli dengesinin iyice bozulması nedeniyle malulen emekliye sevk edildiği, olay nedeniyle ifadesine başvurulan kişilerin de davacılar murisinin akli dengesinin bozuk olduğunu belirttikleri görülmektedir.
Durum böyle olunca, olay tarihi itibariyle akli dengesi yerinde olmadığı için cezai ehliyeti bulunmayan davacılar murisinin terör örgütü üyeliğinden/sempatizanlığından söz edilemeyeceğinden, davacılar murisinin öldürülmesine ilişkin olayın yörede yaşanan yaygın ve yoğun terör olayları nedeniyle gerçekleştiği ve bu haliyle 5233 sayılı Kanun kapsamında kaldığı sonucuna varıldığından aksi yöndeki dava konusu işlemde ve Mahkeme kararında hukuka uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…; K:… sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18/06/2014 tarih ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/12/2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :

Temyizen incelenen karar, usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediğinden temyiz isteminin reddi ile temyize konu idare mahkemesi kararının onanması gerektiği oyuyla çoğunluk kararına katılmıyoruz.