Danıştay Kararı 15. Daire 2013/7664 E. 2018/7477 K. 08.11.2018 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2013/7664 E.  ,  2018/7477 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2013/7664
Karar No : 2018/7477

Temyiz Eden (Davacı) :
Karşı Taraf (Davalı) :
Vekili :
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:… ; K:… sayılı kararının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi :
Düşüncesi : Çalıştığı iddia edilen kişilerin işten ayrıldığına dair herhangi bir bilgi, belge ya da ifade bulunmadığından, işten ayrılış bildirgelerinin verilmemiş olması nedeniyle verilen idari para cezasında hukuka uyarlık bulunmadığı düşünüldüğünden, Mahkeme kararının işten ayrılış bildirgelerine ilişkin kısmının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava; davacıya ait işyerinde sigortasız işçi çalıştırıldığından bahisle, işe giriş, işten ayrılış ve aylık prim ve hizmet bildirgelerinin verilmemesi nedeniyle 5510 sayılı Kanunun 102. maddesi gereğince idari para cezası verilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesince; davacıya ait işyerinde sobadan çıkan duman nedeniyle meydana gelen zehirlenme sonrası hastaneye kaldırılan işçilerin Emniyet Müdürlüğü tarafından alınan ifadeleri ve tutanakların davalı Kuruma gönderilmesi üzerine işyerinde sigortasız çalıştığı tespit edilen 14 işçinin işe giriş bildirgeleri, 2011/3. aya ait aylık prim ve hizmet belgeleri ile işten ayrılış bildirgelerinin Yasada belirtilen sürede Kuruma verilmemesi nedeniyle dava konusu işlemde mevzuata ve hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
Dava konusu işlemlerden, işe giriş bildirgeleri ile 2011 Mart ayına ait aylık prim ve hizmet belgesinin yasal sürede verilmediği gerekçesiyle uygulanan idari para cezasına ilişkin kısmı incelendiğinde; 2577 sayılı Kanunun 49. maddesinde belirtilen bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, davacının bu kısma yönelik temyiz istemi yerinde görülmemiştir.
Dava konusu işlemin, işten ayrılış bildirgelerinin yasal sürede verilmediği gerekçesiyle uygulanan idari para cezasına ilişkin kısmına gelince;
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun, 9. maddesinde; birinci fıkranın (a), (c) ve (d) bentlerine göre sigortalılığı sona erenlerin durumları işverenleri tarafından, (b) bendinde belirtilen şekillerde sona erenlerin durumları ise kendileri ve sözü edilen bentte belirtilen faaliyetin sona erme halinin bildirildiği kuruluşlar veya vergi daireleri tarafından, en geç on gün içinde Kuruma bildirileceği, 6283 sayılı Kanun ile değişik 102. maddesinin birinci fıkrasının (j) bendinde; 9’uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine göre sigortalılığı sona erenlere ilişkin bildirim ile 506 sayılı Kanunun geçici 20’nci maddesinde yer alan sandıklara, sandık iştirakçiliğinin başlama veya sona ermesine ilişkin bildirimi, süresi içinde ya da Kurumca belirlenen şekle ve usule uygun olarak yapmayanlar veya Kurumca internet, elektronik veya benzeri ortamda göndermekle zorunlu tutulduğu halde anılan ortamda göndermeyenler hakkında, bir takvim ayında işlenen bu fiillerden dolayı tutmakla yükümlü bulunulan defter ve belgelerin ibraz edilmemesi nedeniyle verilmesi gereken ceza tutarını aşmamak kaydıyla her bir sigortalı veya sandık iştirakçisi için asgari ücretin onda biri tutarında idari para cezası uygulanacağı öngörülmüştür. Bu hükümlere göre ceza verilebilmesi için öncelikle cezaya esas alınan fiil ve olayların somut kesin ve hiçbir duraksamaya yer vermeyecek şekilde davalı idarece tesbiti gerekli ve zorunludur. Bu tesbitler kimi zaman çalışanların şikayet ve itirazlarından kimi zaman işverene ait kayıt ve defterlerden bazı zamanlarda ise diğer kamu kurum ve kuruluşlarının işlemlerinden bakılarak yapılabilecek ve aksi sabit oluncaya kadar bu tesbitlere itibar edilecektir.
Davacı işyerinde çalıştığı tutanakla tespit edilen işçilerin işten ayrıldığına dair herhangi bir bilgi, belge ya da ifade bulunmamaktadır.
Bu durumda, davacı şirket hakkında ceza yaptırımı uygulanabilmesi için fiilin, somut bilgi ve belge ile aksine ihtimal verilmeyecek şekilde ispatlanarak sübuta erdirilmesi ve bunun üzerine ceza yaptırımı uygulanabileceğinden 14 işçinin işten ayrıldığı gerekçesiyle 5510 sayılı Kanunun 102. maddesinin 1. fıkrasının (j) bendi gereğince asgari ücret tutarında verilen idari para cezasında hukuka uyarlık bulunmadığından Mahkeme kararının bu kısmının bozulması gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, davacı temyiz isteminin kısmen kabulü ile… İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:… ; K:… sayılı kararının işten ayrılış bildirgelerinin yasal sürede verilmediği gerekçesiyle uygulanan idari para cezasına ilişkin kısmının BOZULMASINA, davacının temyiz isteminin kısmen reddiyle Mahkeme kararının işe giriş bildirgeleri ile 2011 Mart ayına ait aylık prim ve hizmet belgesininin yasal sürede verilmediği gerekçesiyle uygulanan idari para cezasına ilişkin kısmının ONANMASINA, dosyanın bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere anılan Mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18.06.2014 gün ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.