Danıştay Kararı 15. Daire 2013/7488 E. 2016/6354 K. 21.12.2016 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2013/7488 E.  ,  2016/6354 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2013/7488
Karar No : 2016/6354

Temyiz Eden (Davacı) :
Vekili :

Karşı Taraf (Davalı) :
Vekili :

İstemin Özeti : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…; K:… sayılı kararının, hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Düşüncesi :Temyiz istemine konu mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce; tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava; davacının, … İli, … İlçesinde ikamet etmekte iken iş yerinin terör örgütünce kundaklandığından bahisle uğradığı ileri sürülen zararın 5233 sayılı Kanun uyarınca tazmini istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesi’nce; davacının iş yerinin bombalanması olayının terör eylemleri ya da terörle mücadele kapsamında yürütülen bir faaliyetin sonucu olmadığı, zira adı geçenin … terör örgütü yandaşı olması nedeniyle … adlı yasa dışı örgüt tarafından iki örgüt arasındaki hesaplaşma sonucu iş yerinin kundaklandığı anlaşıldığından, 5233 sayılı Kanun kapsamına girmeyen olay nedeniyle tazminat verilmesi talebinin reddinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından, anılan Mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.
Terör eylemleri veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle maddî zarara uğrayan kişilerin, bu zararlarının karşılanmasına ilişkin esas ve usulleri belirlemek amacıyla yürürlüğe konulan 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanunun 2. maddesinin 1. fıkrasında; bu Kanunun, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 1., 3. ve 4. maddeleri kapsamına giren eylemler veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle zarar gören gerçek kişiler ile özel hukuk tüzel kişilerinin maddî zararlarının sulhen karşılanması hakkındaki esas ve usullere ilişkin hükümleri kapsadığı belirtilmiş; 2. maddesinin (e) bendinde, kişilerin kendi kasıtları sonucunda oluşan zararların, (f) bendinde ise, 3713 sayılı Kanunun 1., 3. ve 4. maddeleri kapsamındaki suçlar ile terör olaylarında yardım ve yataklık suçlarından mahkûm olanların bu fiillerinden dolayı uğradığı zararın Kanun kapsamında bulunmadığı hükme bağlanmış; 7. maddesinde, a) hayvanlara, ağaçlara, ürünlere ve diğer taşınır ve taşınmazlara verilen her türlü zararlar; b) yaralanma, sakatlanma ve ölüm hallerinde uğranılan zararlar ile tedavi ve cenaze giderleri; c) terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle kişilerin mal varlıklarına ulaşamamalarından kaynaklanan maddî zararlar, bu Kanuna göre sulh yoluyla karşılanabilecek zarar kalemleri arasında sayılmış; geçici 1. maddesinde ise, Kanunun uygulaması 18 yıl geriye yürütülerek 19/07/1987-27/07/2004 tarihleri arasında teröre maruz kalanların uğradıkları maddi zararlar da Kanun kapsamına alınmıştır.
Dosyanın incelenmesinden; 19/02/1992 tarihinde … İli, … İlçesinde bulunan davacıya ait elektronik eşya dükkanının bombalandığı, emniyet görevlilerince düzenlenen 19/02/1992 tarihli olay tutanağında, dükkanı bombalanan şahsın konuşmuş olduğu kişilerle yapılan görüşmede yasa dışı … örgütü sempatizanı olduğunun belirtildiği, bombayı yasa dışı … örgütü mensuplarının atmış olabileceğinin tahmin edildiğinin belirtildiği, 21/02/1992 tarihli Karakol Amirince düzenlenen fezlekede de, dükkanına bomba atılan şahsın yasa dışı … örgütü sempatizanı olduğu ve bombanın yasa dışı … örgüt mensuplarınca atılmış olabileceğinin tahmin edildiğinin belirtildiği, … Cumhuriyet Savcılığının … tarih ve Hazırlık No: …, Karar No: … sayılı görevsizlik kararı ile davacının dükkanına kimliği meçhul … militanlarınca bomba atıldığının ileri sürülmesi ve suçun Devlet aleyhine işlenen suçlardan olması nedeniyle dosyanın … Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği, davacı tarafından da, olay nedeniyle uğramış olduğu zararın 5233 sayılı Kanun uyarınca tazmini istemiyle yapılan başvurunun, davacının … terör örgütü sempatizanı olduğu, … terör örgütü tarafından, iki örgüt arasındaki hesaplaşma sonucunda dükkanının yakıldığı, bu nedenle, olayın 5233 sayılı Kanun kapsamında olmadığı gerekçesiyle reddedildiği anlaşılmaktadır.
Bir kişinin terör örgütü üyesi/yandaşı olup olmadığı, ilgili hakkındaki istihbari nitelikteki bilgiler, terör örgütü mensubu kişilerin ifadeleri gibi birbirini destekleyen ve hukuken kabul edilebilir nitelikteki bilgi ve belgeler birlikte değerlendirilerek tespit edilmelidir. Terör örgütü üyesi/yandaşı olduğu tespit edilen kişilerin terör nedeniyle uğradığı zararların, 5233 sayılı Kanun kapsamında tazmini hukuken mümkün değildir.
Uyuşmazlık konusu olayda, emniyet görevlilerince, olaydan sonra davacının dükkanına girip çıkan ve çevreden ismi belirtilmeyen kişiler ile yapılan görüşmelerde davacının … terör örgütü sempatizanı olduğunun belirtilmesi nedeni ile dükkanın … terör örgütü mensuplarınca bombalanmış olabileceğinin değerlendirildiği görülmekte ise de, anılan değerlendirme tek başına davacının terör örgütü sempatizanı olarak nitelendirilmesi için yeterli görülmemiştir.
Dosyada yer alan … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın (CMK’nun 250. maddesinde Belirtilen Suçlara Bakmakla Görevli) 19/10/2010 tarih ve 2010/506 muhabere sayılı yazısında, davacı hakkında, 2000/…sor. 2000/… savcılık esası ile …. Ağır Ceza Mahkemesine, … terör örgütü üyesi olduğundan bahisle kamu davası açıldığı belirtilmekte ancak davanın sonucu hakkında dosyada herhangi bir bilginin yer almadığı görülmektedir. Davacı tarafından da yapılan yargılama sonucu beraat ettiği ileri sürülmektedir.
Durum böyle olunca, Mahkemece, … Ağır Ceza Mahkemesince davacı hakkında verilen karar incelenip değerlendirildikten sonra, olayın gerçek niteliğinin ortaya konulması gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak verilen kararda hukuki isabet bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle, … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…; K:… sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18/06/2014 tarih ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/12/2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

.

(X) KARŞI OY :

Temyizen incelenen karar, usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediğinden temyiz isteminin reddi ile temyize konu idare mahkemesi kararının onanması gerektiği oyu ile çoğunluk kararına katılmıyorum.