Danıştay Kararı 15. Daire 2013/7366 E. 2016/6351 K. 21.12.2016 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2013/7366 E.  ,  2016/6351 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2013/7366
Karar No : 2016/6351

Temyiz Eden (Davacı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davalı) :
Vekili :
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…; K:… sayılı kararının, hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Düşüncesi : Temyiz istemine konu Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce; tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip dosyadaki balgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava; davacının, 23/12/1992 tarihinde, … İli, … ilçe merkezinde uğradığı silahlı saldırı sonucunda sakat kaldığından bahisle uğradığını ileri sürdüğü zararın, 5233 sayılı Kanun uyarınca tazmini istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesince; davacının silahla yaralanması olayı ile ilgili olarak yürütülen soruşturma kapsamında … Emniyet Müdürlüğü tarafından hazırlanan fezlekede; olayın mağdurlarının İlçede yasadışı … terör örgütü sempatizanı olarak bilindikleri, sanık veya sanıkların ise … örgütü mensubu olabileceklerinin tahmin edildiği yönünde tespitler bulunduğu gibi, … Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından “Ülkede mevcut anayasal düzeni silah zoruyla yıkarak yerine şer’i esaslara dayalı İslam devleti kurmaya çalışmak” suçlamasıyla düzenlenen … tarih ve … hazırlık, … esas sayılı iddianamede de davacının müşteki durumunda olduğu ve davacının yaralanması olayının sanığı durumunda olan kişilerin ise yasadışı …. terör örgütü mensubu olduğu suçlamasında bulunulduğu, bu durumda; davacının silahla yaralanması olayının terör eylemleri ya da terörle mücadele kapsamında yürütülen bir faaliyetin sonucu olmadığı, zira adı geçenin … terör örgütü yandaşı olması nedeniyle … adlı yasa dışı örgüt tarafından iki örgüt arasındaki hesaplaşma sonucu silahla vurulmak suretiyle yaralandığı anlaşıldığından, 5233 sayılı Kanun kapsamına girmeyen olay nedeniyle tazminat verilmesi talebinin reddinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından, anılan Mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.
Terör eylemleri veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle maddî zarara uğrayan kişilerin, bu zararlarının karşılanmasına ilişkin esas ve usulleri belirlemek amacıyla yürürlüğe konulan 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanunun 2. maddesinin 1. fıkrasında; bu Yasanın, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 1., 3. ve 4. maddeleri kapsamına giren eylemler veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle zarar gören gerçek kişiler ile özel hukuk tüzel kişilerinin maddî zararlarının sulhen karşılanması hakkındaki esas ve usullere ilişkin hükümleri kapsadığı belirtilmiş; 2. maddesinin (e) bendinde, kişilerin kendi kasıtları sonucunda oluşan zararların, (f) bendinde ise, 3713 sayılı Yasanın 1., 3. ve 4. maddeleri kapsamındaki suçlar ile terör olaylarında yardım ve yataklık suçlarından mahkûm olanların bu fiillerinden dolayı uğradığı zararın Kanun kapsamında bulunmadığı hükme bağlanmış; 7. maddesinde, a) hayvanlara, ağaçlara, ürünlere ve diğer taşınır ve taşınmazlara verilen her türlü zararlar; b) yaralanma, sakatlanma ve ölüm hallerinde uğranılan zararlar ile tedavi ve cenaze giderleri; c) terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle kişilerin mal varlıklarına ulaşamamalarından kaynaklanan maddî zararlar, bu Kanuna göre sulh yoluyla karşılanabilecek zarar kalemleri arasında sayılmış; geçici 1. maddesinde ise, Kanunun uygulaması 18 yıl geriye yürütülerek 19/07/1987-27/07/2004 tarihleri arasında teröre maruz kalanların uğradıkları maddi zararlar da Kanun kapsamına alınmıştır.
Dosyanın incelenmesinden; davacının, … İli, … İlçe merkezinde 23/12/1992 tarihinde, … ile silahlı saldırıya uğrayarak yaralandığı; olayla ilgili olarak Karakol Amiri tarafından düzenlenen fezlekede, olayın mağdurlarının ilçede yasadışı … örgüt sempatizanı olarak bilindikleri, sanık veya sanıkların ise … örgütü mensupları olabileceklerinin tahmin edildiğinin belirtildiği; … Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından “Ülkede mevcut anayasal düzeni silah zoruyla yıkarak yerine şer’i esaslara dayalı İslam devleti kurmaya çalışmak” suçlamasıyla düzenlenen … tarih ve … hazırlık, … esas sayılı iddianamede davacının müşteki durumunda olduğu ve davacının yaralanması olayının sanığı durumunda olan kişilerin ise yasadışı …. terör örgütü mensubu olduğu suçlamasında bulunulduğu, davacı tarafından da, olay nedeniyle uğramış olduğu zararın 5233 sayılı Kanun uyarınca tazmini istemiyle yapılan başvurunun, davacının … terör örgütü sempatizanı olduğu, … terör örgütü tarafından, iki örgüt arasındaki hesaplaşma sonucunda yaralandığı, bu nedenle, olayın 5233 sayılı Kanun kapsamında olmadığı gerekçesiyle reddedildiği anlaşılmaktadır.
Bir kişinin terör örgütü üyesi/yandaşı olup olmadığı, ilgili hakkındaki istihbari nitelikteki bilgiler, terör örgütü mensubu kişilerin ifadeleri gibi birbirini destekleyen ve hukuken kabul edilebilir nitelikteki bilgi ve belgeler birlikte değerlendirilerek tespit edilmelidir. Terör örgütü üyesi/yandaşı olduğu tespit edilen kişilerin terör nedeniyle uğradığı zararların, 5233 sayılı Kanun kapsamında tazmini hukuken mümkün değildir.
İdare Mahkemesince; davacının terör örgütü yandaşı olduğu, başka bir terör örgütü tarafından, iki örgüt arasındaki hesaplaşma sonucu yaralandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; dosyada Karakol Amirince düzenlenen fezleke dışında davacının terör örgütü üyesi/yandaşı olduğunu destekleyecek başka bir verinin bulunmadığı, … Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından “Ülkede mevcut anayasal düzeni silah zoruyla yıkarak yerine şer’i esaslara dayalı İslam devleti kurmaya çalışmak” suçlamasıyla düzenlenen … tarih ve … hazırlık, … esas sayılı iddianamede davacının müşteki durumunda olduğu ve yaralanması olayının sanığı durumunda olan kişilerin ise yasadışı … terör örgütü mensubu olduğu suçlamasında bulunulduğu görülmektedir.
Durum böyle olunca, davacının yaralanmasına ilişkin olayın yörede yaşanan yaygın ve yoğun terör olayları nedeniyle gerçekleştiği ve bu haliyle 5233 sayılı Kanun kapsamında kaldığı sonucuna varıldığından aksi yöndeki Mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…; K:… sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18/06/2014 tarih ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/12/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.