Danıştay Kararı 15. Daire 2013/7288 E. 2016/6338 K. 21.12.2016 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2013/7288 E.  ,  2016/6338 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2013/7288
Karar No : 2016/6338

Temyiz Edenler (Davacılar) :
Vekilleri :
Karşı Taraf (Davalı) :
Vekili :
İstemin Özeti : … İli, … İlçesinde 1994 yılında ikamet etmekte iken murisleri …’ın öldürülmesi nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen zararın 5233 sayılı Kanun kapsamında tazmin edilmesi talebiyle yapılan başvurunun (adı geçenin … terör örgütü yandaşı olduğu ve … adlı yasa dışı örgüt tarafından iki örgütün hesaplaşması sonucu öldürüldüğü, bu yüzden ölüm olayının Kanun kapsamına girmediği gerekçesiyle) reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan dava sonucunda, … İdare Mahkemesi’nce; bir kişinin terör örgütü üyesi/yandaşı olup olmadığının terör örgütü mensubu kişilerin ifadeleri yanında istihbarî nitelikteki bilgilere dayanılarak tespit edilmesi gerektiği, hakkında istihbarî açıdan örgüt üyesi veya yandaşı olduğuna dair resmî makamlarda bilgi bulunan kişilerin terör nedeniyle uğradığı zararların, 5233 sayılı Kanun kapsamında tazmininin hukuken mümkün olmadığı, dava konusu olayda; davacılar murisinin ölüm olayı ilgili olarak yürütülen soruşturma kapsamında … Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen görevsizlik kararında, davacılar murisinin …. terör örgütü yandaşı olması nedeniyle …. adlı yasa dışı örgüt tarafından iki örgüt arasındaki hesaplaşma sonucu öldürüldüğüne dair bilgiler bulunduğu; keza olayla ilgili görgü tespit tutanağı, Emniyet Müdürlüğünün tahkikat evrakı, vukuat raporu, ifade tutanağı vs. diğer belgelerde de aynı yönde bilgi ve değerlendirmeler bulunduğu, bu nedenle, davacılar murisinin öldürülmesinin terör eylemleri ya da terörle mücadele kapsamında yürütülen bir faaliyetin sonucu olmadığı, zira adı geçenin …. terör örgütü yandaşı olması nedeniyle Hizbullah adlı yasa dışı örgüt tarafından iki örgüt arasındaki hesaplaşma sonucu öldürüldüğü anlaşıldığından, 5233 sayılı Kanun kapsamına girmeyen olay nedeniyle tazminat verilmesi talebinin reddinde hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle dışındaki davacılar yönünden davanın reddi, yönüyle davanın açılmamış sayılması yolunda verilen kararın, hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Mahkeme kararının hukuka uygun olduğu, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Kararın Bozulması” başlıklı 49. maddesinin 2. fıkrasında; temyiz incelemesi sonucu Danıştayın; a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması, b) Hukuka aykırı karar verilmesi, c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması sebeplerinden dolayı incelenen kararı bozacağı kuralına yer verilmiştir.
Dosyadaki belgeler ile temyiz dilekçesindeki iddiaların incelenmesinden, temyiz istemlerine konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu, kararın bozulmasını gerektirecek yasal bir sebebin bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle; temyiz istemlerinin reddine, …. İdare Mahkemesi’nin …. tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18/06/2014 tarih ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/12/2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY (X) :

5233 sayılı Kanun ile terör eylemleri veya terörle mücadele kapamında yürütülen faaliyetler nedeniyle maddi zarara uğrayan kişilerin zararlarının karşılanmasına ilişkin usul ve ve esaslar belirlenmiş, 2. maddesinin 2. fıkrasının (e) bendinde, kişilerin kendi kasıtları sonucunda oluşan zararlar, (f) bendinde 3713 sayılı Kanunun 1., 3. ve 4. maddeleri kapsamındaki suçlar ile terör olaylarında yardım ve yataklık suçlarınan mahkum olanların bu fiillerinden dolayı uğradığı zararlar kanun kapsamı dışında tutulmuştur.
Davacıların murisinin terör örgütü yandaşı olduğu, başka bir terör örgütü tarafından hesaplaşma sonucu öldürüldüğü gerekçesiyle tazminat taleplerinin ve davanın reddine karar verilmiş ise de, … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın görevsizlik kararında söz konusu hususun bir tespit olarak değil iddia olarak yer aldığı, ayrıca savcılık ve dava dosyasına ekli tüm belgelerde de murislerinin terör örgütü yandaşı olduğuna ilişkin hukuken geçerli bilgi, belge ve mahkeme kararı bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Buna göre, davacıların murisinin ölüm olayının yörede yaşanan yaygın ve yoğun terör olayları nedeniyle gerçekleştiği ve bu haliyle 5233 sayılı Kanun kapsamında kaldığı sonucuna varıldığından, dava konusu işlemde ve Mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenle, temyiz istemi kabul edilerek mahkeme kararının davanın reddine ilişkin kısmının bozulması gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyoruz.