Danıştay Kararı 15. Daire 2013/6687 E. 2016/6355 K. 21.12.2016 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2013/6687 E.  ,  2016/6355 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2013/6687
Karar No : 2016/6355

Temyiz Edenler (Davacılar) : 1- 7-
2- 8-
3- 9-
4- 10-
5- 11-
6-

Vekilleri :

Karşı Taraf (Davalı) :
Vekili : Av. …
İstemin Özeti :… ili, … ilçesinde 1994 yılında murisleri …’un öldürülmesi nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen zararın, 5233 sayılı Kanun kapsamında tazmin edilmesi talebiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan dava sonucunda, … İdare Mahkemesi’nce; bir kişinin terör örgütü üyesi/yandaşı olup olmadığının terör örgütü mensubu kişilerin ifadeleri yanında istihbarî nitelikteki bilgilere dayanılarak tespit edilmesi gerektiği, hakkında istihbarî açıdan örgüt üyesi veya yandaşı olduğuna dair resmî makamlarda bilgi bulunan kişilerin terör nedeniyle uğradığı zararların, 5233 sayılı Kanun kapsamında tazmininin hukuken mümkün olmadığı, davacılar murisinin yapılan arşiv araştırmasında, 30/06/1992 tarihinde … … Köyü E-… karayolu üzerinde toplantı ve gösteri yürüyüşüne katılarak … terör örgütü adına slogan atmak suçundan … İl Jandarma Komutanlığınca yakalandığı, 13/07/1992 tarihinde Jandarma Komutanlığınca hazırlanan tahkikat evrakı ile … Cumhuriyet Başsavcılığına sevk edilerek serbest kaldığı, ayrıca 06/09/1993 tarihinde … terör örgütüne yardım ve yataklık yapmak suçundan dolayı yakalandığı ve hakkında tanzim edilen tahkikat evrakı ile Başsavcılığa sevk edilerek serbest kaldığı yönünde fişlerinin mevcut olduğu, şahsın ölüm olayı ile ilgili … İlçe Emniyet Müdürlüğünce hazırlanan 29/08/1994 tarih ve C-… sayılı tahkikat evrakında, “Maktülün … yanlısı olması nedeniyle olayın radikal islamî gruba mensup şahıs ya da şahıslarca gerçekleştirilmiş olabileceği değerlendirilmektedir.” şeklinde düşünce bildirildiği, bu nedenle davacılar murisinin öldürülmesinin terör eylemleri ya da terörle mücadele kapsamında yürütülen bir faaliyetin sonucu olmadığı, zira adı geçenin … terör örgütü yandaşı olması nedeniyle … adlı yasa dışı örgüt tarafından iki örgüt arasındaki hesaplaşma sonucu öldürüldüğü anlaşıldığından, 5233 sayılı Kanun kapsamına girmeyen olay nedeniyle tazminat verilmesi talebinin reddinde hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddi yolunda verilen kararın, hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : Mahkeme kararının hukuka uygun olduğu, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Kararın Bozulması” başlıklı 49. maddesinin 2. fıkrasında; temyiz incelemesi sonucu Danıştayın; a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması, b) Hukuka aykırı karar verilmesi, c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması sebeplerinden dolayı incelenen kararı bozacağı kuralına yer verilmiştir.
Dosyadaki belgeler ile temyiz dilekçesindeki iddiaların incelenmesinden, temyiz istemlerine konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu, kararın bozulmasını gerektirecek yasal bir sebebin bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle; temyiz istemlerinin reddine, … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18.06.2014 gün ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/12/2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY (X)

Dava, davacılar murisinin …’in … ilçesinde 24/8/1994 tarihinde … terör örgütü mensuplarınca öldürülmesi nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen zararın 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun kapsamında tazmin edilmesi talebiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin davalı idare işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
5233 sayılı Yasanın kapsamının düzenlendiği 2. maddesinde 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’na atıfta bulunularak, “e) Kişilerin kendi kasıtları sonucunda oluşan zararlar. f) 3713 sayılı Kanunun 1 inci, 3 üncü ve 4 üncü maddeleri kapsamındaki suçlar ile terör olaylarında yardım ve yataklık suçlarından mahkûm olanların bu fiillerinden dolayı uğradığı zararlar.” kapsam dışında bırakılmıştır. Aynı maddenin son fıkrasında ise “İkinci fıkranın (f) bendinde yazılı suçlardan dolayı ceza kovuşturması açılmış bulunanlar hakkında kovuşturma sonuçlanıncaya kadar bu Kanuna göre işlem yapılmaz.” hükmü yer almaktadır. Buradan da anlaşılacağı üzere, 5233 sayılı Yasa, kişilerin kendi kasıtlarıyla uğradıkları zararlar ile terör suçlarından (yardım ve yataklık dahil) mahkûm olanları kapsam dışı bırakmakta, ancak 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu uyarınca haklarında ceza kovuşturması açılanların dahi, kovuşturmanın lehlerine sonuçlanması kaydıyla bu Yasadan yararlanabileceklerini öngörmektedir.
Dosyanın incelenmesinden; davacılar yakınının 24/8/1994 tarihinde … terör örgütü mensuplarınca gerçekleştirilen silahlı bir saldırı sonucu öldürüldüğü, bölgede 1992 yılından başlayarak buna benzer çok sayıda öldürme, yaralama ve kundaklama olayının gerçekleştirildiği, bu olaylara ilişkin sürdürülen cezai kovuşturma sonucunda … Ağır Ceza Mahkemesinin E: 2004/…, K: 2005/… sayılı kararı ile suçlu bulunanlar hakkında mahkûmiyet kararı verildiği anlaşılmaktadır. Sözü edilen bu karar dava dosyasında bulunmadığı için olayların mahiyeti hakkında bu aşamada kesin bir sonuca ulaşmak mümkün görülmemektedir. Dolayısıyla dava dosyasında mevcut belgeler çerçevesinde, olayların … ile … adlı terör örgütlerinin bir iç hesaplaşması sonucu olduğunu ve davacılar yakınının … örgütüne mensup olduğu için öldürüldüğünü söylemek hukuken mümkün değildir.
Temyize konu Mahkeme kararında aksi yönde bir sonuca varılırken davalı idare tarafından dosyaya sunulan maktul hakkındaki arşiv kayıtlarının aktarıldığı … … Karakol Amirliğinin 29/8/1994 tarih ve C-… sayılı yazısı dayanak alınmıştır. Bu yazıda maktulün karıştığı … yanlılarınca düzenlenen iki ayrı olaydan söz edilmekte, adı geçenin bu olaylar nedeniyle adliyeye sevk edildiği, ancak serbest bırakıldığı belirtilmektedir. Aynı yazıda davacılar yakını maktulün … yanlısı olması nedeniyle radikal İslami grup mensuplarınca öldürülmüş olabileceği şeklinde bir değerlendirilmeye de yer verilmektedir.
Dosyaya davalı idare tarafından sunulan istihbari mahiyetteki bu belgede yer alan bilgiler sonucunda adı geçen kişi hakkında Cumhuriyet savcılığınca cezai bir soruşturma açılıp açılmadığı, adı geçenin herhangi bir ceza yargılamasına tabi tutulup tutulmadığı belirsizdir. İstihbari nitelikteki bu bilgilerin, daha somut olgularla desteklenmeden hükme esas alınmasında hukuki isabet görülmemiştir. Mahkemece bu hususlar araştırılarak, özellikle …. Ağır Ceza Mahkemesinin E: 2004/…, K: 2005/… sayılı dosyası da getirtilerek cereyan eden olayların gerçek niteliği ortaya konulmalı, maktulün … yanlısı olup olmadığı, öldürülmesine sebep olayların …-… çatışması çerçevesinde değerlendirilip değerlendirilmeyeceği bu araştırmalar sonucunda belirlenmelidir.
Eksik incelemeye dayalı … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının bu gerekçelerle bozulması gerektiği düşüncesiyle aksi yöndeki karara katılmıyoruz.