Danıştay Kararı 15. Daire 2013/6500 E. 2016/6339 K. 21.12.2016 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2013/6500 E.  ,  2016/6339 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2013/6500
Karar No : 2016/6339

Temyiz Eden (Davacı) :
Vekilleri : Av.

Karşı Taraf (Davalı) :
Vekili :
(Aynı adreste)
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…; K:… sayılı kararının, hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Düşüncesi :Temyiz istemine konu mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce; tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip dosyadaki balgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava; davacının, 19/06/1994 tarihinde, … İli, … ilçe merkezinde bulunan iş yerinin yakıldığından bahisle uğradığını ileri sürdüğü zararın, 5233 sayılı Kanun uyarınca tazmini istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesi’nce; … Cumhuriyet Başsavcılığının … tarih ve H: …, K: … sayılı görevsizlik kararında, davacının … terör örgütü yandaşı olması nedeniyle iş yerinin … adlı yasa dışı örgüt tarafından kundaklandığının belirtilerek dosyanın … Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği, … Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcılığınca da olayın faillerinin bulunamaması ve dava zaman aşımının dolması nedeniyle takipsizlik kararı verildiği, olayla ilgili keşif tutanağı ve tanık ifadeleri ile İlçe Emniyet Müdürlüğünce düzenlenen evraklarda da aynı yönde değerlendirmelerin bulunduğu, bu durumda; davacının işyerinin kundaklanması nedeniyle uğranılan zararın 5233 sayılı Kanun kapsamında bulunmadığı, zira davacının … terör örgütü yandaşı olması nedeniyle iş yerinin Hizbullah adlı yasa dışı örgüt tarafından iki örgüt arasındaki hesaplaşma sonucu kundaklandığı anlaşıldığından; tazminat talebinin reddinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından, anılan Mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.
Terör eylemleri veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle maddî zarara uğrayan kişilerin, bu zararlarının karşılanmasına ilişkin esas ve usulleri belirlemek amacıyla yürürlüğe konulan 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanunun 2. maddesinin 1. fıkrasında; bu Kanunun, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 1., 3. ve 4. maddeleri kapsamına giren eylemler veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle zarar gören gerçek kişiler ile özel hukuk tüzel kişilerinin maddî zararlarının sulhen karşılanması hakkındaki esas ve usullere ilişkin hükümleri kapsadığı belirtilmiş; 2. maddesinin (e) bendinde, kişilerin kendi kasıtları sonucunda oluşan zararların, (f) bendinde ise, 3713 sayılı Kanunun 1., 3. ve 4. maddeleri kapsamındaki suçlar ile terör olaylarında yardım ve yataklık suçlarından mahkûm olanların bu fiillerinden dolayı uğradığı zararın Kanun kapsamında bulunmadığı hükme bağlanmış; 7. maddesinde, a) hayvanlara, ağaçlara, ürünlere ve diğer taşınır ve taşınmazlara verilen her türlü zararlar; b) yaralanma, sakatlanma ve ölüm hallerinde uğranılan zararlar ile tedavi ve cenaze giderleri; c) terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle kişilerin mal varlıklarına ulaşamamalarından kaynaklanan maddî zararlar, bu Kanuna göre sulh yoluyla karşılanabilecek zarar kalemleri arasında sayılmış; geçici 1. maddesinde ise, Kanunun uygulaması 18 yıl geriye yürütülerek 19/07/1987-27/07/2004 tarihleri arasında teröre maruz kalanların uğradıkları maddi zararlar da Kanun kapsamına alınmıştır.
Dosyanın incelenmesinden; … İli, … İlçe Merkezinde bulunan davacıya ait iş yerinin 19/06/1994 tarihinde yakıldığı, … Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 19/06/1994 tarihli olay yeri keşif tutanağında, bilirkişi olarak yer alan … Emniyet Müdülüğünde görevli polis memuru tarafından, olay yerinde yaptığı araştırmalardan anladığı kadarıyla iş yeri sahibinin yeğeni …’in yasadışı … terör örgütüne yardım yataklıktan cezaevine girmesi ve iş yeri sahibinin de yasadışı … terör örgütü sempatizanı olması nedeniyle iş yerinin yasadışı … örgütü militanlarınca kundaklanmak suretiyle yakıldığı görüş ve kanaatinde olduğunun belirtildiği, olayla ilgili olarak Karakol Amiri tarafından düzenlenen 23/06/1994 tarihli fezlekede, müşteki ile ilgili olarak araştırma ve arşiv tetkikinde kendisinin herhangi bir kaydının bulunmadığı, ancak etrafta yasadışı … terör örgütü sempatizanı olarak tanındığı, bu nedenle bu olayın ilçelerinde faaliyet gösteren yine yasadışı Radikal İslami kesime mensup örgüt militanları tarafından gerçekleştirilmiş olabileceğinin tahmin edildiğinin belirtildiği, … Cumhuriyet Başsavcılığının … tarih ve H: …, K: … sayılı görevsizlik kararı ile, davacının … terör örgütü yandaşı olması nedeniyle iş yerinin … adlı yasa dışı örgüt tarafından kundaklandığının belirtilerek dosyanın … Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği, … Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcılığınca da olayın faillerinin bulunamaması ve dava zaman aşımının dolması nedeniyle takipsizlik kararı verildiği, davacı tarafından da, olay nedeniyle uğramış olduğu zararın 5233 sayılı Kanun uyarınca tazmini istemiyle yapılan başvurunun, davacının … terör örgütü sempatizanı olduğu, … terör örgütü tarafından, iki örgüt arasındaki hesaplaşma sonucunda iş yerinin yakıldığı, bu nedenle, olayın 5233 sayılı Kanun kapsamında olmadığı gerekçesiyle reddedildiği anlaşılmaktadır.
Bir kişinin terör örgütü üyesi/yandaşı olup olmadığı, ilgili hakkındaki istihbari nitelikteki bilgiler, terör örgütü mensubu kişilerin ifadeleri gibi birbirini destekleyen ve hukuken kabul edilebilir nitelikteki bilgi ve belgeler birlikte değerlendirilerek tespit edilmelidir. Terör örgütü üyesi/yandaşı olduğu tespit edilen kişilerin terör nedeniyle uğradığı zararların, 5233 sayılı Kanun kapsamında tazmini hukuken mümkün değildir.
İdare Mahkemesince; davacının terör örgütü yandaşı olduğu, başka bir terör örgütü tarafından, iki örgüt arasındaki hesaplaşma sonucu iş yerinin yakıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; davacının terör örgütü üyesi/yandaşı olduğuna ilişkin emniyet kayıtlarında herhangi bir kaydın olmadığı, emniyet görevlilerince olaydan sonra etrafta yapılan araştırma sonucu davacının … yandaşı olduğu sonucuna ulaşılarak fezleke düzenlendiği, emniyet görevlilerince düzenlenen fezlekeyi destekleyen hukuken kabul edilebilir nitelikte herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı görülmektedir.
Durum böyle olunca, davacının iş yerinin yakılmasına ilişkin olayın yörede yaşanan yaygın ve yoğun terör olayları nedeniyle gerçekleştiği ve bu haliyle 5233 sayılı Kanun kapsamında kaldığı sonucuna varıldığından aksi yöndeki Mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…; K:… sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18/06/2014 tarih ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/12/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.