Danıştay Kararı 15. Daire 2013/6496 E. 2016/6353 K. 21.12.2016 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2013/6496 E.  ,  2016/6353 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2013/6496
Karar No : 2016/6353

Temyiz Edenler (Davacılar) :
Vekilleri : –
Karşı Taraf (Davalı) :
Vekili :
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…; K:… sayılı kararının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Düşüncesi : Temyiz istemine konu mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce; tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava; davacılar murisi …’ın, … İli, … İlçesinde bulunan konutunun yakıldığından bahisle uğranıldığı ileri sürülen zararın 5233 sayılı Kanun uyarınca tazmini istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesi’nce; olayla ilgili … Cumhuriyet Başsavcılığının görevsizlik kararında, …’ın … teröristlere evinde sığınak bulundurmak suçundan dolayı güvenlik güçlerince gözaltına alındıktan sonra … terör örgütü yandaşı olması nedeniyle konutunun … adlı yasa dışı örgüt tarafından kundaklandığının belirtilerek dosyanın … Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği, olayla ilgili … Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığının yakalama kararı ile keşif tutanağı, tanık ifadeleri ve İlçe Emniyet Müdürlüğünce düzenlenen evraklarda da aynı yönde değerlendirmelerin bulunduğu, bu nedenlerle, davacılar murisinin konutunun kundaklanması nedeniyle uğranılan zararın 5233 sayılı Kanun kapsamında bulunmadığı, zira davacılar murisinin ….terör örgütü yandaşı olması nedeniyle konutunun … adlı yasa dışı örgüt tarafından iki örgüt arasındaki hesaplaşma sonucu kundaklandığı anlaşıldığından; tazminat talebinin reddinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacılar tarafından, anılan Mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.
Terör eylemleri veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle maddî zarara uğrayan kişilerin, bu zararlarının karşılanmasına ilişkin esas ve usulleri belirlemek amacıyla yürürlüğe konulan 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanunun 2. maddesinin 1. fıkrasında; bu Kanunun, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 1., 3. ve 4. maddeleri kapsamına giren eylemler veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle zarar gören gerçek kişiler ile özel hukuk tüzel kişilerinin maddî zararlarının sulhen karşılanması hakkındaki esas ve usullere ilişkin hükümleri kapsadığı belirtilmiş; 2. maddesinin (e) bendinde, kişilerin kendi kasıtları sonucunda oluşan zararların, (f) bendinde ise, 3713 sayılı Kanunun 1., 3. ve 4. maddeleri kapsamındaki suçlar ile terör olaylarında yardım ve yataklık suçlarından mahkûm olanların bu fiillerinden dolayı uğradığı zararın Kanun kapsamında bulunmadığı hükme bağlanmış; 7. maddesinde, a) hayvanlara, ağaçlara, ürünlere ve diğer taşınır ve taşınmazlara verilen her türlü zararlar; b) yaralanma, sakatlanma ve ölüm hallerinde uğranılan zararlar ile tedavi ve cenaze giderleri; c) terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle kişilerin mal varlıklarına ulaşamamalarından kaynaklanan maddî zararlar, bu Kanuna göre sulh yoluyla karşılanabilecek zarar kalemleri arasında sayılmış; geçici 1. maddesinde ise, Kanunun uygulaması 18 yıl geriye yürütülerek 19/07/1987-27/07/2004 tarihleri arasında teröre maruz kalanların uğradıkları maddi zararlar da Kanun kapsamına alınmıştır.
Dosyanın incelenmesinden; … İli, … İlçesinde davacılar murisine ait konutun 04/01/1993 tarihinde yakıldığı, emniyet görevlilerince düzenlenen 04/01/1993 tarihli olay tutanağında özetle, evde bulunanların beyanına göre tam eşgallerini alamadıkları üç şahsın silah tehdidi ile kendilerini evin bir odasına kapattıktan sonra ellerinde bulunan benzini etrafa boşalttıktan sonra ateşleyip yangına sebebiyet verdiklerini bildirdikleri, ayrıca meçhul bu kişilerin kendilerine biz …, evinizde bulunan … örgütüne ait sığınağı bize gösterin diyerek benzini ateşledikten sonra kaçtıkları, yangının ideolojik amaçla … örgüt mensuplarınca çıkarılmış olabileceği kanaatine varıldığının belirtildiği, Karakol Amirince düzenlenen 08/01/1993 tarihli yazıda, evi kundaklanan …’ın yasa dışı … terör örgütü mensuplarına evinde sığınak yapmak suçundan, ilçe emniyet müdürlüğünce gözetim altında bulunduğu sırada evine gelen kimliği meçhul üç kişinin, şahsın eşi ve çocuklarından evinde bulunan sığınağı göstermelerini istedikleri, kendilerini … örgüt mensubu olarak tanıttıklarının belirtildiği, … Cumhuriyet Başsavcılığının 11/01/1993 tarih ve H:…, K:… sayılı görevsizlik kararında, … teröristlere evinde sığınak bulundurmak suçundan dolayı güvenlik güçlerince gözaltına alındıktan sonra …’ın PKK terör örgütü yandaşı olması nedeniyle konutunun … adlı yasa dışı örgüt tarafından kundaklandığının belirtilerek dosyanın … Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği, davacılar tarafından da, olay nedeniyle uğramış oldukları zararın 5233 sayılı Kanun uyarınca tazmini istemiyle yapılan başvurunun, davacılar murisinin … terör örgütü sempatizanı olduğu, … terör örgütü tarafından, iki örgüt arasındaki hesaplaşma sonucunda evinin yakıldığı, bu nedenle, olayın 5233 sayılı Kanun kapsamında olmadığı gerekçesiyle reddedildiği anlaşılmaktadır.
Bir kişinin terör örgütü üyesi/yandaşı olup olmadığı, ilgili hakkındaki istihbari nitelikteki bilgiler, terör örgütü mensubu kişilerin ifadeleri gibi birbirini destekleyen ve hukuken kabul edilebilir nitelikteki bilgi ve belgeler birlikte değerlendirilerek tespit edilmelidir. Terör örgütü üyesi/yandaşı olduğu tespit edilen kişilerin terör nedeniyle uğradığı zararların, 5233 sayılı Kanun kapsamında tazmini hukuken mümkün değildir.
Uyuşmazlık konusu olayda, Mahkemece, davacılar murisinin, evinde … terör örgütüne ait sığınak bulundurmak suçundan güvenlik güçlerince göz altına alındıktan sonra, … terör örgütü yandaşı olması nedeniyle … terör örgütünce iki örgüt arasındaki hesaplaşma sonucu evinin kundaklandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, dosya kapsamından ilgili hakkında evinde sığınak bulundurmak suçundan Cumhuriyet savcılığınca cezai soruşturma açılıp açılmadığı, konu ile ilgili ceza yargılamasına tabi tutulup tutulmadığı anlaşılamamakta, dosyada ilgilinin … terör örgütü üyesi / yandaşı olduğunu destekleyecek hukuken kabul edilebilir bilgi ve belgenin bulunmadığı görülmektedir.
Durum böyle olunca, Mahkemece, davacılar murisi hakkında evinde sığınak bulundurmak suçundan, Cumhuriyet savcılığınca cezai soruşturma açılıp açılmadığı, davacılar murisinin konu ile ilgili ceza yargılamasına tabi tutulup tutulmadığı araştırılarak olayın gerçek niteliğinin ortaya konulması gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak verilen kararda hukuki isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…; K:… sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18/06/2014 tarih ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/12/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.