Danıştay Kararı 15. Daire 2013/5789 E. 2018/1682 K. 14.02.2018 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2013/5789 E.  ,  2018/1682 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ON BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2013/5789
Karar No : 2018/1682

Davacı :
Vekili :
Davalı :
Vekilleri :
Davanın Özeti : …. tarafından yayımlanan 19/04/2012 tarihli ve 3336 sayılı “Psikolojinin Tıbbi Uygulamaları” başlıklı genel yazının; 6225 sayılı Kanun ile 1219 sayılı Kanun’a klinik psikolog tanımın eklendiği, yine aynı Kanun ile geçici hükümler getirildiği, bu hükmün yayımı tarihi itibariyle sağlık kuruluşlarında psikolojinin sertifikalı tıbbi uygulamalarında nca belirlenen sürelerde çalıştığını ve yeterli tecrübeyi kazandığını belgeleyen psikologlara nca yapılacak sınavlarda başarılı olmak kaydıyla çalıştığı ve tecrübe kazandığı tıbbi uygulamalarda görev alma yetkisi verildiği, bu yetkinin verilmesine ilişkin usul ve esasların nca belirleneceğinin düzenlendiği, bunun üzerine iptali talep edilen yazının yayımlandığı, akabinde buna ilişkin başkaca yazıların yayımlandığı, Bakanlığın bu konudaki yetkisini bu şekilde alt birimlere devredemeyeceği, konuya ilişkin bir yönetmelik söz konusu olmadan doğrudan yazı ile yapılmasının mümkün olmayacağı, dava konusu edilen yazının, yasa ve yönetmelikler gereğince yapılması gereken ön hazırlıklar yapılmadan, sınavın nasıl yapılacağı yönünde objektif ve ölçülebilir bir takım kriterler oluşturulmadan tanzim edildiği, Kanunda sertifikasyon programının tarafından çıkarılacak yönetmelikler ile düzenleneceğinin zikredildiği, ancak geçen zamanda konu ile ilgili bir yönetmelik çıkarılmadığı, yani Kanunun bu maddesinin uygulanmasını gösterme kabiliyetine haiz bir alt yasal düzenlemenin söz konusu olmadığı, konu ile ilgili sadece dava konusu yazı ile devamındaki 3 adet yazının yayımlandığı, dava konusu yazı ile sertifikasyon programının esaslarının belirlenmediği, sadece bu programa katılım hakkına haiz olan kişiler konusunda tanımlama yapıldığı, Sertifikalı Eğitim Yönetmeliğine gönderme yapılmadığı, sınav sonrası yapılacak yetkilendirmelere ilişkin halihazırda bu alanda yıllardır çalışmakta olan, yeni mezun olan ve şu anda psikoloji bölümlerinde öğrenimleri devam eden öğrencilerin kazanılmış haklarının ihlal edildiği, yazının yayımlandığı tarih itibari ile psikoloji bölümünü kazanan kişilerin muaf tutulmasının gerektiği, psikologların mesleki faaliyetlerini gerçekleştirebilmeleri için bir yetkilendirme sınavının yapılmasının objektif ve eşit işlem ilkelerine aykırılık arz ettiği, nın eğitim sürecine ilişkin herhangi bir eğitim vermediği bir çalışma alanına yönelik bir sınav ve sınava dayalı bir sertifikasyon yapamayacağının açık olduğu, Bakanlığın sınav açtığı alanda hiçbir müdahalesinin olmadığı ileri sürülerek iptali istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : 6225 sayılı Kanun ile 1219 sayılı Kanuna EK-13 üncü maddenin eklendiği, bu madde ile klinik psikolog tanımı yapıldığı, yine Geçici 7 nci maddenin eklendiği, bu maddenin yayımı tarihi itibariyle sağlık kuruluşlarında psikolojinin sertifikalı tıbbi uygulamalarında nca belirlenen sürelerde çalıştığını ve yeterli tecrübeyi kazandığını belgeleyen psikologlara nca yapılacak sınavlarda başarılı olmak kaydıyla çalıştığı ve tecrübe kazandığı tıbbi uygulamalarda görev alma yetkisi verildiği, bu yetkinin verilmesine ilişkin usul ve esasların nca belirleneceğinin düzenlendiği, bu yetkilendirmeye esas olacak sınav alanlarının ve sınava kabul kriterlerinin belirlenmesi amacıyla alanın uzmanlarıyla ilgili birim tarafından yapılan çalışma sonucunda bazı başlıkların psikolojinin tıbbi uygulamalarıyla ilgili sertifika alanları olarak belirlendiği, sınavın bu başlıklar altında yapılmasına karar verildiği, Kanunda usul ve esasların Bakanlıkça belirleneceğinin öngörüldüğü, mutlaka yönetmelikle düzenleme yapılacağının belirtilmediği, yetkilendirme sınavının sadece Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce belirli bir süre çalışanlara yönelik olduğu, bu tarihten sonra çalışmaya başlayanları ve yeni mezun olacakları kapsamadığı, Bakanlığın bu kişilerin hak kaybına uğramaması için gerekli çalışmaları yaptığı, bu konuda yapılan itirazın dava konusu yazıya olmadığı, aslında Kanunun hedef alındığı, söz konusu hususların Kanunda düzenlendiği, dava konusu yazının gereklerinin kanunda verilen çerçevede tamamlandığı, sınavın yapıldığı, sonucunun ilan edildiği, söz konusu çalışmaları yürüten komisyonların nasıl oluşturulduğu ve kimlerin katıldığı, komisyon üyelerinin isimleri ile akademik ve bilimsel kariyerlerinin açık olduğu, dava konusu düzenlemenin hukuka uygun olduğu savunulmaktadır.
Düşüncesi : Dava konusu düzenlemede üst hukuk normlarına, hizmet gereklerine ve hukuka aykırılık bulunmadığı, davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı :
Düşüncesi : Dava, tarafından yayımlanan “Psikolojinin Tıbbi Uygulamaları” konulu 19.04.2012 tarih ve 3336 sayılı genel yazısının iptali istemiyle açılmıştır.
1219 sayılı Kanunun Ek.13. Maddenin 1. fıkrasının (a) bendinde “Klinik psikolog; psikoloji veya psikolojik danışma ve rehberlik lisans eğitimi üzerine klinik ortamlarda gerekli pratik uygulamaları içeren klinik psikoloji yüksek lisansı veya diğer lisans eğitimleri üzerine psikoloji veya klinik psikoloji yüksek lisansına ilaveten klinik psikoloji doktorası yapan sağlık meslek mensubudur. Klinik psikolog, nesnel ve yansıtmalı ölçüm araçları, gözlem ve görüşme teknikleri kullanarak psikolojik değerlendirme ile uluslararası teşhis ve sınıflama sistemlerinde hastalık olarak tanımlanmayan ve nın da uygun bulduğu durumlarda psikoterapi işlemleri yapar. Hastalık durumlarında ise ancak ilgili uzman tabibin teşhisine ve tedavi için yönlendirmesine bağlı olarak psikoterapi uygulamalarını gerçekleştirir. Psikoloji lisans eğitimi üzerine ilgili mevzuatına göre nca uygun görülen psikolojinin tıbbi uygulamalarıyla ilgili sertifikalı eğitim almış ve yeterliliğini belgelemiş psikologlar sertifika alanlarındaki tıbbi uygulamalarda görev alabilirler.Uzman tabibin teşhis ve yönlendirmesiyle ya da bağımsız olarak yapılabilecek mesleki uygulamalar, bu bentteki prensipler çerçevesinde nca çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.” hükmü, 2.fıkrasının 2. cümlesinde, sağlık meslek mensuplarının iş ve görev ayrıntıları ile sağlık hizmetinde çalışan diğer meslek mensuplarının sağlık hizmetlerinde çalışma şartları, iş ve görev tanımları, sertifikalı eğitime ilişkin usul ve esaslar nca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.” hükmü, Geçici 7’inci Maddesinin birinci fıkrasında da; “Bu maddenin yayımı tarihi itibariyla, sağlık kuruluşlarında psikolojinin sertifikalı tıbbi uygulamalarında nca belirlenen sürelerde çalıştığını ve yeterli tecrübeyi kazandığını belgeleyen psikologlara, nca yapılacak sınavlarda başarılı olmak kaydıyla çalıştığı ve tecrübe kazandığı tıbbi uygulamalarda görev alma yetkisi verilir. Bu yetkinin verilmesine ilişkin usul ve esaslar nca belirlenir.” hükmü yer almıştır.
Belirtilen kanun hükümlerine dayanılarak nca uygulamaya konulan davaya konu 19.04.2012 tarih ve 3336 sayılı “Psikolojinin Tıbbi Uygulamaları” konulu genel yazıyla, tıbbi uygulamalarda bulunmak isteyen psikologlar için başvuru kriterleri belirlenmiş, bu kriterler arasında “100 görüşme ve 50 psikometrik araç uygulama” ve “6 aylık çalışma süresi” şartı yer almış, ancak davalı idarece, 24.04.2012 tarihli oluru ile yürürlüğe konulan işlemle görüşme ve psikometrik araç kullanma sayısı “100 görüşme veya 50 psikometrik araç uygulama” olarak, 25.04.2012 tarihli oluru ile de çalışma süresi 3 ay olarak düzeltilmiş olmakla, dava konusu işlemin bu kısımları yönünden konusu kalmamıştır.
Yukarıda yazılı yasa hükümlerinin idareye verdiği yetki kapsamında yapıldığı anlaşılan davaya konu işlemin diğer kısımlarında ise dayanağı yasa hükümlerine aykırılık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu işlemin görüşme ve psikometrik araç uygulama ile çalışma süresine ilişkin kısımları hakkında karar verilmesine yer olmadığına, diğer kısımları yönünden ise davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce, duruşma için taraflara önceden bildirilmiş bulunan 14/02/2018 tarihinde davacı vekili ‘nın ve davalı ‘nı temsilen Hukuk Müşaviri ‘nin geldikleri, Danıştay Savcısı’nın hazır olduğu görülmekle açık duruşmaya başlandı. Taraflara usulüne uygun olarak söz verilerek dinlenildikten ve Danıştay Savcısı’nın düşüncesi alındıktan sonra taraflara son kez söz verilip duruşma tamamlandı. Dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü:
Dava, tarafından yayımlanan 19/04/2012 tarihli ve 3336 sayılı “Psikolojinin Tıbbi Uygulamaları” başlıklı genel yazının iptali istemiyle açılmıştır.
Anayasanın 56 ncı maddesinin birinci fıkrasında, herkesin, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip olduğu; üçüncü fıkrasında, Devletin, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak; insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenleyeceği; dördüncü fıkrasında da, Devletin, bu görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal kurumlarından yararlanarak, onları denetleyerek yerine getireceği hükmüne yer verilmiştir.
11/10/2011 tarihli ve 663 sayılı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 40. maddesinde ise; Bakanlık ve bağlı kuruluşların görev, yetki ve sorumluluk alanına giren ve önceden kanunla düzenlenmiş konularda idarî düzenlemeler yapabileceği düzenlenmiştir.
Bununla birlikte, 26/04/2011 tarih ve 27916 Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 06/04/2011 tarihli ve 6225 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 9 uncu maddesi ile 11/4/1928 tarihli ve 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı San’atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanuna Ek-13 üncü madde eklenmiş olup; anılan maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde ” Klinik psikolog; psikoloji veya psikolojik danışma ve rehberlik lisans eğitimi üzerine klinik ortamlarda gerekli pratik uygulamaları içeren klinik psikoloji yüksek lisansı veya diğer lisans eğitimleri üzerine psikoloji veya klinik psikoloji yüksek lisansına ilaveten klinik psikoloji doktorası yapan sağlık meslek mensubudur.
Klinik psikolog, nesnel ve yansıtmalı ölçüm araçları, gözlem ve görüşme teknikleri kullanarak psikolojik değerlendirme ile uluslararası teşhis ve sınıflama sistemlerinde hastalık olarak tanımlanmayan ve nın da uygun bulduğu durumlarda psikoterapi işlemleri yapar. Hastalık durumlarında ise ancak ilgili uzman tabibin teşhisine ve tedavi için yönlendirmesine bağlı olarak psikoterapi uygulamalarını gerçekleştirir.
Psikoloji lisans eğitimi üzerine ilgili mevzuatına göre nca uygun görülen psikolojinin tıbbi uygulamalarıyla ilgili sertifikalı eğitim almış ve yeterliliğini belgelemiş psikologlar sertifika alanlarındaki tıbbi uygulamalarda görev alabilirler.
Uzman tabibin teşhis ve yönlendirmesiyle ya da bağımsız olarak yapılabilecek mesleki uygulamalar, bu bentteki prensipler çerçevesinde nca çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.” hükmüne yer verilmiştir.
Söz konusu hükümler ile 1219 sayılı Kanun’da klinik psikolog tanımı yapılmış, buna göre psikoloji veya psikolojik danışma ve rehberlik lisans eğitimi üzerine klinik ortamlarda gerekli pratik uygulamaları içeren klinik psikoloji yüksek lisansı veya diğer lisans eğitimleri üzerine psikoloji veya klinik psikoloji yüksek lisansına ilaveten klinik psikoloji doktorası yapan sağlık meslek mensubu; klinik psikolog olarak tanımlanmış, böylece Kanun’un Ek-13 üncü maddesine gereğince bu hükmün getirilmesinden sonra psikoterapi uygulamaları klinik psikologlar tarafından yapılabilecek, psikologlar ise; ancak lisans eğitimi üzerine ilgili mevzuatına göre nca uygun görülen psikolojinin tıbbi uygulamalarıyla ilgili sertifikalı eğitim almış ve yeterliliğini belgelemiş olmaları kaydıyla sertifika alanlarındaki tıbbi uygulamalarda görev alabilecek hale gelmiştir.
1219 sayılı Kanun’un Ek-13 üncü maddesinin ikinci fıkrasının ikinci cümlesinde; sağlık meslek mensuplarının iş ve görev ayrıntıları ile sağlık hizmetlerinde çalışan diğer meslek mensuplarının sağlık hizmetlerinde çalışma şartları, iş ve görev tanımları ile sertifikalı eğitime ilişkin usûl ve esasların nca çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceği hükmüne yer verilmiştir.
Bununla birlikte 6225 sayılı Kanunun 11 inci maddesi ile 1219 sayılı Kanun’a eklenen Geçici 7 nci maddede ise “Bu maddenin yayımı tarihi itibarıyla, sağlık kuruluşlarında psikolojinin sertifikalı tıbbi uygulamalarında nca belirlenen sürelerde çalıştığını ve yeterli tecrübeyi kazandığını belgeleyen psikologlara, nca yapılacak sınavlarda başarılı olmak kaydıyla çalıştığı ve tecrübe kazandığı tıbbi uygulamalarda görev alma yetkisi verilir. Bu yetkinin verilmesine ilişkin usul ve esaslar nca belirlenir.
Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte kalp akciğer makinesini kullanarak beden dışı kan dolaşımı işlemini en az bir yıldan beri yürütmekte olup en az lise seviyesinde eğitimi bulunanlardan, usul ve esasları nca belirlenen eğitimleri alan ve açılacak sınavlarda başarılı olanlar perfüzyonist yetkisiyle çalışabilir.
3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanunu çerçevesinde eczanede çalışan destek personeli eğitimini tamamlamış olanlar eczane teknikeri yetkisiyle çalışabilir.
Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte ağız ve diş teknikerliğine ilişkin iş ve işlemleri en az bir yıldan beri yürütmekte olup en az lise seviyesinde eğitimi bulunanlardan, usul ve esasları nca belirlenen eğitimleri alan ve açılacak sınavlarda başarılı olanlar ağız ve diş sağlığı teknikeri yetkisiyle çalışabilir.
Bu maddenin yayımı tarihi itibarıyla elde edilmiş olan meslek unvanları ve ilgili alanlarda mesleki eğitimlerine başlamış olanların hakları saklıdır. Bunların görev, yetki ve sorumlulukları nca çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.
Bu Kanunun ek 13 üncü maddesinde ve bu maddede öngörülen yönetmelikler bir yıl içerisinde yürürlüğe konulur. Bu yönetmelikler yürürlüğe girinceye kadar, mevcut ikincil düzenlemelerin bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam edilir.
Bu Kanunun ek 13 üncü maddesi ile tanımlanan sağlık teknisyeni ve sağlık teknikeri mesleklerinden herhangi birine ait iş ve işlemleri, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce ilgili mevzuatına göre gerekli eğitimleri alarak yürütmekte olanların bu hakları saklıdır.
Bu madde gereğince nca yapılacak eğitimler ve sınavlar bir yıl içerisinde yapılır ve bu süre içerisinde ilgililer çalışmalarına devam edebilir.” hükmü yer almıştır.
Uyuşmazlığın çözümü için, davaya konu meselenin 1219 sayılı Kanun’a eklenen hükümlere göre Yönetmelikle düzenlenmesi gerekip gerekmediği hususunun açıklığa kavuşturulması gerekir.
Yukarıda ayrıntılı olarak yer verilen hükümlerin değerlendirilmesinden; 1219 sayılı Kanun’a eklenen Ek-13 üncü madde ve Geçici 7 nci madde gereğince, sağlık meslek mensubu olarak artık klinik psikolog tanımına yer verildiği, bundan sonra psikologların, ancak lisans eğitimi üzerine ilgili mevzuatına göre nca uygun görülen psikolojinin tıbbi uygulamalarıyla ilgili sertifikalı eğitim almış ve yeterliliğini belgelemiş olmaları kaydıyla sertifika alanlarındaki tıbbi uygulamalarda görev alabilecekleri hüküm altına alındığı, bunların iş ve görev ayrıntıları ile sağlık hizmetlerinde çalışan psikologların sağlık hizmetlerinde çalışma şartları ile iş ve görev tanımlarının yönetmelikle düzenleneceği, yine bu meslek mensuplarına verilecek sertifikalı eğitime ilişkin usûl ve esasların da yönetmelikle belirleneceği, anılan yönetmeliklerin ise bir yıl içerisinde yürürlüğe konulacağı, bu yönetmelikler yürürlüğe girinceye kadar da, mevcut ikincil düzenlemelerin bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam edileceği anlaşılmaktadır.
Aynı zamanda söz konusu değişikliğin yayımı tarihi itibarıyla, psikolojinin sertifikalı tıbbi uygulamalarında nca belirlenen sürelerde çalıştığını ve yeterli tecrübeyi kazandığını belgeleyen psikologlara, sertifika eğitimi olmaksızın nca yapılacak sınavlarda başarılı olmak kaydıyla çalıştığı ve tecrübe kazandığı tıbbi uygulamalarda görev alma yetkisi verileceğine ilişkin geçici bir hüküm içeren düzenlemeye de yer verilerek halihazırda görev yapan psiklologların haklarının korunduğu, bu yetkinin verilmesine ilişkin usul ve esasların ise nca belirleneceğinin hüküm altına alındığı görülmektedir.
Buna göre, sağlık meslek mensuplarına verilecek sertifikalı eğitimlere ilişkin usûl ve esasların yönetmeklikle düzenlenmesi gerektiği açık olup, davaya konu yazının ise; 1219 sayılı Kanun’un Geçici 7 nci maddesinde düzenlenen psikolojinin sertifikalı tıbbi uygulamalarında nca belirlenen sürelerde çalıştığını ve yeterli tecrübeyi kazandığını belgeleyen psikologlara ilişkin olduğu, bu kişilerin çalışma sürelerinin ve yeterli tecrübe kriterlerinin neler olması gerektiğinin belirlendiği, bu hususta na yetki verildiği, zira geçici madde kapsamında sertifikalı bir eğitimden söz edilmediği, esasen bu konuda kanunkoyucunun muhakkak bir yönetmelik düzenlemesi aradığına ilişkin bir muradının olmadığı anlaşılmaktadır.
Nitekim; davalı idare tarafından 14/10/2011 tarih ve 14251 sayılı Makam onayı ile “Psikolojinin Sertifikalı Tıbbi Uygulama Alanları ile Sınav Usul ve Esaslarının Belirlenmesi” amacıyla Başkanlığında; Genel Müdürü, Kurumu,Üniversitesi Tıp Fakültesi, Üniversitesi Tıp Fakültesi, Üniversitesi Teknoloji Genel Merkezi, Üniversitesi Psikoloji Bölümü, Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Üniversitesi Psikoloji Bölümü ve Üniversitesi Psikoloji Bölümünde görevli öğretim üyelerinden bir bilimsel komisyon oluşturulduğu, 18/10/2011 tarihli bilimsel komisyon toplantısında; psikolojinin sertifikalı tıbbi uygulama alanları ile ilgili değerlendirme sonucunda 7 alan ve yapılacak sınavın usul ve esasları belirlenmiş, ardından 18/04/2012 tarihli Makam Onayı ile, psikolojinin tıbbi uygulamalarında görev alma yetkisi için Kanunun yayımlandığı tarih itibariyle bu tarihten önce en az 6 ay çalışma şartı ile çalıştığı süre içerisinde en az 100 görüşme yapmış ve en az 50 psikometrik araç uygulamış olma şartı aranmış, böylece nca Geçici 7 nci maddeye dayanılarak psikolojinin tıbbi uygulamalarında görev alma yetkisi verilecekleri tespit amaçlı yapılacak sınava girebilme kriterlerinin yer aldığı dava konusu 19/04/2012 tarihli genel yazı, 81 il valiliğine dağıtılmıştır.
Böylece, 1219 sayılı Kanun’un Ek-13 üncü maddesinin (a) bendinde yer alan “Psikoloji lisans eğitimi üzerine ilgili mevzuatına göre nca uygun görülen psikolojinin tıbbi uygulamalarıyla ilgili sertifikalı eğitim almış ve yeterliliğini belgelemiş psikologlar sertifika alanlarındaki tıbbi uygulamalarda görev alabilirler.” hükmünün ve getirilen düzenlemenin tamamının yorumlanmasından; anılan hükmün aynı Kanun’un Geçici 7 nci maddesinde getirilen geçiş hükmünden bağımsız olduğu, bu hükmün Geçici 7 nci maddede zikredilen yetkilendirme sınavıyla ilgisi olmadığı anlaşılmaktadır.
Bu maksatla, davalı idare tarafından; 1219 sayılı Kanun’un Ek-13 üncü maddesinin eklenmesinden sonra sağlık meslek mensupları ile sağlık hizmetlerinde çalışan diğer meslek mensuplarının iş ve görev tanımlarını düzenlemek maksadıyla Sağlık Meslek Mensupları ile Sağlık Hizmetlerinde Çalışan Diğer Meslek Mensuplarının İş ve Görev Tanımlarına Dair Yönetmelik ile sağlık alanında nca tescil edilecek sertifikalara ilişkin usul ve esasları düzenlemek amacıyla Sertifikalı Eğitim Yönetmeliği yayımlanmıştır. Bu düzenlemelere dayanılarak da psikolojinin tıbbi uygulamaları alanında çalışan ya da çalışacak olan psikologlara bu görevlerini etkin bir biçimde icra etmeleri için verilecek sertifikalı eğitimlerin; Sağlık Alanı Sertifikalı Eğitim Standartları arasında Psikolojinin Tıbbi Uygulamaları olarak hazırlanmakta ve yürütülmekte olduğu görülmektedir.
Öte yandan, her ne kadar yine bilimsel komisyon görüşü ve 24/04/2012 tarihli Makam Onayı ile çalıştığı süre içerisinde en az 100 görüşme yapmış ve en az 50 psikometrik araç uygulamış olma şartının bu iki özellikten sadece birine sahip olanların mağdur olmaması bakımından çalıştığı süre içerisinde en az 100 görüşme yapmış veya en az 50 psikometrik araç uygulamış olma şeklinde, 11/05/2012 tarihli toplantıda ise; sağlık kuruluşlarının yanı sıra farklı kurumlarda mahiyeti aynı psikolojik tıbbi uygulamaları yapan psikologların da dahil edilmesi gerektiği, bununla birlikte 6 aylık çalışma şartının 3 ay olarak belirlenmesine karar verilmiş, sınav uygulanmış, şartları taşıyan ve sınavda başarılı olan psikologlara anılan yetkiler verilmiş ise de; geçici hüküm gereği hazırlanan ve Yönetmelikle düzenleme zorunluluğu bulunmayan bir alana özgü yayımlanan düzenleyici işlemin tesisinde izlenen prosedür de gözönüne alındığında dava konusu genel yazıda; üst hukuk normlarına, hizmet gereklerine ve hukuka aykırılık bulunmaktadır.
Açıklanan nedenlerle davanın reddine, aşağıda dökümü yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen …-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine, artan posta ücretinin istemi halinde davacıya iadesine, bu kararın tebliğini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 14/02/2018 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY :

Uyuşmazlık, davalı İdarenin, “psikolojinin tıbbi uygulamaları” konulu 19/04/2012 tarihli ve 3336 sayılı genel yazısından doğmuştur.
Dava konusu işlemin yasal dayanağını, 26/04/2011 tarih ve 27916 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 06/04/2011 tarihli ve 6225 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 9 uncu ve 11 inci maddeleri uyarınca 11/4/1928 tarihli ve 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı San’atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanuna eklenen Ek-13 ve Geçici 7 nci maddeler oluşturmaktadır.
1219 sayılı Kanun’un Ek-13 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde ” Klinik psikolog; psikoloji veya psikolojik danışma ve rehberlik lisans eğitimi üzerine klinik ortamlarda gerekli pratik uygulamaları içeren klinik psikoloji yüksek lisansı veya diğer lisans eğitimleri üzerine psikoloji veya klinik psikoloji yüksek lisansına ilaveten klinik psikoloji doktorası yapan sağlık meslek mensubudur.
Klinik psikolog, nesnel ve yansıtmalı ölçüm araçları, gözlem ve görüşme teknikleri kullanarak psikolojik değerlendirme ile uluslararası teşhis ve sınıflama sistemlerinde hastalık olarak tanımlanmayan ve nın da uygun bulduğu durumlarda psikoterapi işlemleri yapar. Hastalık durumlarında ise ancak ilgili uzman tabibin teşhisine ve tedavi için yönlendirmesine bağlı olarak psikoterapi uygulamalarını gerçekleştirir.
Psikoloji lisans eğitimi üzerine ilgili mevzuatına göre nca uygun görülen psikolojinin tıbbi uygulamalarıyla ilgili sertifikalı eğitim almış ve yeterliliğini belgelemiş psikologlar sertifika alanlarındaki tıbbi uygulamalarda görev alabilirler.
Uzman tabibin teşhis ve yönlendirmesiyle ya da bağımsız olarak yapılabilecek mesleki uygulamalar, bu bentteki prensipler çerçevesinde nca çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.” hükmüne, aynı maddenin ikinci fıkrasının ikinci cümlesinde ise; “Sağlık meslek mensuplarının iş ve görev ayrıntıları ile sağlık hizmetlerinde çalışan diğer meslek mensuplarının sağlık hizmetlerinde çalışma şartları, iş ve görev tanımları; sertifikalı eğitime ilişkin usûl ve esaslar nca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.” hükmüne yer verilmiştir.
Bununla birlikte 6225 sayılı Kanunun 11 inci maddesi ile 1219 sayılı Kanun’a eklenen Geçici 7 nci maddede ise “Bu maddenin yayımı tarihi itibarıyla, sağlık kuruluşlarında psikolojinin sertifikalı tıbbi uygulamalarında nca belirlenen sürelerde çalıştığını ve yeterli tecrübeyi kazandığını belgeleyen psikologlara, nca yapılacak sınavlarda başarılı olmak kaydıyla çalıştığı ve tecrübe kazandığı tıbbi uygulamalarda görev alma yetkisi verilir. Bu yetkinin verilmesine ilişkin usul ve esaslar nca belirlenir.
Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte kalp akciğer makinesini kullanarak beden dışı kan dolaşımı işlemini en az bir yıldan beri yürütmekte olup en az lise seviyesinde eğitimi bulunanlardan, usul ve esasları nca belirlenen eğitimleri alan ve açılacak sınavlarda başarılı olanlar perfüzyonist yetkisiyle çalışabilir.
3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanunu çerçevesinde eczanede çalışan destek personeli eğitimini tamamlamış olanlar eczane teknikeri yetkisiyle çalışabilir.
Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte ağız ve diş teknikerliğine ilişkin iş ve işlemleri en az bir yıldan beri yürütmekte olup en az lise seviyesinde eğitimi bulunanlardan, usul ve esasları nca belirlenen eğitimleri alan ve açılacak sınavlarda başarılı olanlar ağız ve diş sağlığı teknikeri yetkisiyle çalışabilir.
Bu maddenin yayımı tarihi itibarıyla elde edilmiş olan meslek unvanları ve ilgili alanlarda mesleki eğitimlerine başlamış olanların hakları saklıdır. Bunların görev, yetki ve sorumlulukları nca çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.
Bu Kanunun ek 13 üncü maddesinde ve bu maddede öngörülen yönetmelikler bir yıl içerisinde yürürlüğe konulur. Bu yönetmelikler yürürlüğe girinceye kadar, mevcut ikincil düzenlemelerin bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam edilir.
Bu Kanunun ek 13 üncü maddesi ile tanımlanan sağlık teknisyeni ve sağlık teknikeri mesleklerinden herhangi birine ait iş ve işlemleri, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce ilgili mevzuatına göre gerekli eğitimleri alarak yürütmekte olanların bu hakları saklıdır.
Bu madde gereğince nca yapılacak eğitimler ve sınavlar bir yıl içerisinde yapılır ve bu süre içerisinde ilgililer çalışmalarına devam edebilir.” hükmü yer almıştır.
Davaya konu edilen genel yazı ile; psikolojinin sertifikalı tıbbi uygulamalarında nca belirlenen sürelerde çalıştığını ve yeterli tecrübeyi kazandığını belgeleyen psikologların çalışma sürelerinin ne kadar olacağı, yeterli tecrübe kriterlerinin neler olacağı belirlenmiş ve bu kriterler daha sonraki genel yazılar ile değişikliğe uğramıştır.
Görüldüğü üzere, dava konusu yazı ile Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibariyle psikologlara psikolojinin sertifikalı tıbbi uygulamalarında görev alma yetkisi verilmesi hususunda usul ve esaslar belirlenmiş olup, bu konunun Yönetmelikle düzenlenmesi gerektiği açık iken, genel bir yazı ile düzenlenmesinde hukuka uyarlık görülmemiştir.
Kaldı ki, dava dosyasının incelenmesinden başta ilan edilen kriterlerin, daha başvuru sürecinde hak kayıplarına ve vatandaşın mağduriyetine veya hukuki sorunlara yol açacağının, hakkaniyet ve eşitlik ilkesine aykırı düşeceğinin davalı idarece tesbit edildiği ve bu doğrultuda bazı değişikliklerin gerçekleştirildiği görülmektedir. Bu durum da, kriterlerin alınan Makam onayları ile genel yazılar adı altında devamlı değiştirildiğini ve sürecin objektif ve net kriterlere bağlanmadığını göstermektedir.
Açıklanan nedenlerle dava konusu düzenlemenin iptaline karar verilmesi gerektiği oyu ile çoğunluk kararına katılmıyorum.