Danıştay Kararı 15. Daire 2013/4537 E. 2016/2440 K. 11.04.2016 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2013/4537 E.  ,  2016/2440 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2013/4537
Karar No : 2016/2440

Temyiz Eden (Davacı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davalı) :
Vekilleri :

İstemin Özeti :Davacının, … Devlet Hastanesi’nde geçirdiği ameliyatta tıp kurallarına aykırı hareket edildiği iddiasıyla uğranıldığı ileri sürülen 50.000,00 TL manevi, 10.000,00 TL maddi zararın 13.08.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tazmini istemiyle açılan dava sonucunda, … İdare Mahkemesi’nce; dava konusu olayda davacının teşhis ve tedavisinde idareye atfedilebilecek mahiyette bir hizmet kusurunun bulunmadığının, yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapordan anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddi yolunda verilen kararın, hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Mahkeme kararının hukuka uygun olduğu, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
TetKik Hakimi Düşüncesi :Dosyadaki bilgi ve belgeler incelendiğinde;
1 – Davacı karın ağrısı şikayetiyle … Devlet Hastanesi’ne başvurmuştur.
2 – Anılan hastanenin acil servisinde muayene olduktan sonra genel cerrahi uzmanı müdahil doktora gönderilmiştir.
3 – Müdahil doktor tarafından davacının şikayetleri ve mevcut bulgular üzerine, mide delinmesi şüphesiyle ameliyata alınmıştır. Müdahil doktor tarafından, hastanın yapılacak operasyon konusunda bilgilendirildiği, akut batına yol açan etkenin ancak batın açıldıktan sonra ortaya çıkacağı ve bu kapsamda mide delinmesi yanında farklı müdahaleler de yapılabileceği ifade edilmektedir.
4 – Ameliyata mide delinmesi ön teşhisiyle başlansa da, mide perforasyonuna rastlanmaması üzerine, apendiksin kontrol edildiği ve kızarık olduğu, bunun üzerine apandektomi ve göbek fıtığı tamirinin yapıldığı anlaşılmaktadır.
5 – Davacı taraf, doktor tarafından yanlış teşhis konulduğu, gereksiz yere ameliyat yapıldığı, bilgisi ve rızası dışında apendektomi ve fıtık operasyonları uygulandığı, bu durumun idarenin hizmet kusuru olduğu ileri sürerek oluştuğu belirtilen zararlara karşılık 50.000,00 TL manevi, 10.000,00 TL maddi tazminatın 13.08.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle bakılan davayı açmıştır.
Olayla ilgili olarak düzenlenen Adli tıp Kurumu raporuna göre; akut batın düşünülerek yapılan operasyonun ve operasyonda apandektomi ve fıtık tamirinin yerinde olduğu, tanı, teşhis ve tedavi sırasında uygulanan işlemlerin tıp kurallarına uygun olduğu ifade edilmiştir.
İdare Mahkemesi tarafından, sunulan hizmeti tıp kurallarına uygun olduğu gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Ameliyatı gerçekleştiren hekim tarafından dosyaya sunulan müdahale dilekçesi incelendiğinde; ” … Hasta operasyona alındı ancak hastanın kliniğini izah edecek cerrahi bir patolojiye rastlanmadı. Apendiks hafif kızarık(hiperemik) olmakla beraber olayı izah edecek görünümde değildi. Fakat negatif laparotomilerde rutin sayılabilecek bir uygulama olması (daha sonraki yaşamında problem yaratmaması ve hastanın her ne nedenle olursa olsun benzer bir karın ağrısı durumunda teşhiste yanılmalara, negatif laparotomilere ve benzer karışıklıklara engel olmak amacıyla) nedeniyle apendiks alındı. Hastaya bu durum aynen izah edildi.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Apendektomi oparasyonunun yerinde olup olmadığını, operasyonun doğru endikasyonla yapılıp yapılmadığını tespit etme adına; alınan apendiksin patolojik inceleme amacıyla laboratuara gönderilip gönderilmediği, gönderildiğinin anlaşılması halinde patoloji raporunun ameliyat endikasyonunu doğrulayıp doğrulamadığı araştırılmalı ve elde edilecek bulgulara göre Adli Tıp Kurumu tarafından yeniden değerlendirme yapılmalıdır.
Hal böyle olunca eksik inceleme ve araştırma sonuçlarına dayalı olarak hazırlanmış rapor esas alınarak davanın reddine karar verilmesinde hukuka uygunluk bulunmamıştır.
Açıklanan nedenlerle İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Kararın Bozulması” başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasında; temyiz incelemesi sonucu Danıştayın; a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması, b) Hukuka aykırı karar verilmesi, c) Usul hükümlerine uyulmamış olunması sebeplerinden dolayı incelenen kararı bozacağı kuralına yer verilmiştir.
Dosyadaki belgeler ile temyiz dilekçesindeki iddiaların incelenmesinden, temyiz istemine konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu, kararın bozulmasını gerektirecek yasal bir sebebin bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle; temyiz isteminin reddine, … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı kararının ONANMASINA, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 2577 sayılı Kanun’un 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.