Danıştay Kararı 15. Daire 2013/4532 E. 2016/3552 K. 16.05.2016 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2013/4532 E.  ,  2016/3552 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2013/4532
Karar No : 2016/3552

Temyiz Eden (Davacı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davalı) :
Vekilleri
İstemin Özeti : …. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:….; K:… sayılı kararının, hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti :Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
Danıştay Tetkik Hakimi :….
Düşüncesi : İdare Mahkemesince düzenletilmiş olan bilirkişi raporunun, taraflara tebliğ edilmeden davanın esası hakkında verilen mahkeme kararında hukuki isabet bulunmadığından, kararın bozulmasına karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava; davacının … Devlet Hastanesi’nde yapılan göz ameliyatı ve tedavi sebebiyle uğradığını ileri sürdüğü zararın tazmini talebiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali ile maddi ve manevi zararlarının tazminine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesi’nce; olayda idarenin hizmet kusuru bulunmadığı gerekçesiyle tazminat isteminin reddine, dava konusu işlemin iptali isteminin incelenmeksizin reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından, anılan mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 31. maddesinde “Bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda; hakimin davaya bakmaktan memnuiyeti ve reddi, ehliyet, üçüncü şahısların davaya katılması, davanın ihbarı, tarafların vekilleri, feragat ve kabul, teminat, mukabil dava, bilirkişi, keşif, delillerin tespiti, yargılama giderleri, adli yardım hallerinde ve duruşma sırasında tarafların mahkemenin sukünunu ve inzibatını bozacak hareketlerine karşı yapılacak işlemler ile elektronik işlemlerde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümleri uygunlanır. (Ek cümle: 5/4/1990 – 3622/11 md.;Değişik:10/6/1994-4001/14 md.) Ancak, davanın ihbarı ve bilirkişi seçimi Danıştay, mahkeme veya hakim tarafından re’sen yapılır.” hükmü yer almaktadır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 31. maddesi ile göndermede bulunulan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu, 01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 450. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış, anılan Kanun’un 447. maddesinin 2. fıkrasında ise, mevzuatta, yürürlükten kaldırılan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’na yapılan göndermelerin, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun bu hükümlerin karşılığını oluşturan maddelerine yapılmış sayılacağı hükme bağlanmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda düzenlenen bilirkişi raporunun taraflara tebliği ve bilirkişi raporuna yapılacak itiraza ilişkin maddeleri ise;
“Madde 280- (1) Bilirkişi, raporunu, varsa kendisine incelenmek üzere teslim edilen şeylerle birlikte bir dizi pusulasına bağlı olarak mahkemeye verir; verildiği tarih rapora yazılır ve duruşma gününden önce birer örneği taraflara tebliğ edilir.
Madde 281- (1) Taraflar, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler.” şeklinde düzenlenmiştir.
2659 sayılı Adli Tıp Kurumu Kanunu’nun 1. maddesiyle Adalet işlerinde bilirkişilik görevi yapmak üzere Adalet Bakanlığına bağlı Adli Tıp Kurumu kurularak; 2. maddesinde, Kurumun mahkemeler ile hakimlikler ve savcılıklar tarafından gönderilen Adli Tıp ile ilgili konularda bilimsel ve teknik görüşlerini bildirmekle yükümlü olduğu hükme bağlanmıştır.
2659 sayılı Adli Tıp Kurumu Kanunu’nun 15. maddesinde, Adli Tıp Genel Kurulunun; Adli Tıp İhtisas Kurulları ve İhtisas Daireleri tarafından verilip de mahkemeler, hakimlikler ve savcılıklarca kapsamı itibariyle yeterince kanaat verici nitelikte bulunmadığı, sebebi de belirtilmek suretiyle bildirilen işleri; Adli Tıp İhtisas Kurullarınca oybirliğiyle karara bağlanamamış olan işleri; Adli Tıp İhtisas Kurullarının verdiği rapor ve görüşleri arasında ortaya çıkan çelişkiler; Adli Tıp İhtisas Kurulları ile İhtisas Dairelerinin rapor ve görüşleri arasında ortaya çıkan çelişkileri; Adli Tıp İhtisas Kurulları ile Adli Tıp İhtisas Dairelerinin ve Adli Tıp Şube Müdürlüklerinin rapor ve görüşleri arasında ortaya çıkan çelişkileri; Adli Tıp İhtisas Kurulları ile Adli Tıp Kurumu dışındaki sağlık kuruluşlarının verdikleri rapor ve görüşler arasında ortaya çıkan çelişkileri; konu ile ilgili uzman üyelerin katılımıyla inceleyeceği ve kesin karara bağlayacağı kuralına yer verilmiştir.
Uyuşmazlıkta; mahkemece, … Devlet Hastanesi’nde davacıya yapılan işlemler ve uygulamalar incelenerek, davalı idarenin hizmet kusuru bulunup bulunmadığının tespiti için Adli Tıp Kurumuna bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, istem üzerine 3. Adli Tıp İhtisas Kurulu tarafından 03/11/2010 tarihli raporun hazırlanarak mahkemeye gönderildiği ve bunun üzerine söz konusu bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmeden davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Buna göre, Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen ve temyize konu karara dayanak alınan bilirkişi raporu yukarıdaki mevzuat hükümleri uyarınca usulüne uygun olarak davanın taraflarına tebliğ edilmeden ve bu rapor hakkında itiraz ve değerlendirmede bulunmalarına olanak tanınmadan davanın esası hakkında verilen mahkeme kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesine uygun bulunan davacı temyiz isteminin kabulü ile … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…; K:… sayılı kararının BOZULMASINA, dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere anılan Mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.