Danıştay Kararı 15. Daire 2013/4483 E. 2016/2457 K. 11.04.2016 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2013/4483 E.  ,  2016/2457 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2013/4483
Karar No : 2016/2457

Temyiz Eden (Davalı) :
Karşı Taraf (Davacı) :
Vekili :
İstemin Özeti : … İlinde eczacılık yapan davacıya ait eczanenin, davalı idarece bazı doktorlar hakkında yapılan soruşturmaya ilişkin yerel bir gazeteye verilen bir ilanda isminin geçmesi nedeniyle davacının kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu iddia edilerek 10.000,00- TL manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan dava sonucunda, …. 1. İdare Mahkemesi’nce; her ne kadar davacıya ait eczane hakkında Sosyal Güvenlik Kurumunca inceleme yürütüldüğü açık olsa da, anılan incelemenin henüz tamamlanmadığı, ayrıca dava konusu tazminat talebine konu olan ilan metninin söz konusu inceleme ile bir alakası olmayıp, Sağlık Bakanlığı bünyesinde görev yapan doktorlar hakkında soruşturma izni verilip verilmemesi konusunda 4483 sayılı Kanun uyarınca yapılan ön incelemeye istinaden verilen karara ilişkin ilan olduğu, dolayısıyla davacıya ait eczane ile gerek ilanın konusunun gerekse ilan metni içeriğinin bir ilgisinin bulunmamasına rağmen söz konusu ilanda davacıya ait eczanenin (işyerinin) isminin açıkça belirtilmesi ile yapılacak satışlar doğrultusunda kar amacı güden söz konusu eczane hakkında kamuoyunda bir takım olumsuz intiba uyandırılacağı, dolayısıyla bu haliyle meslek onurunun zedeleneceğinin açık olduğu, davalı idarenin görevle ilgili olarak gerçekleştirilen söz konusu bu uygulaması sebebiyle hizmet kusurunun bulunduğu gerekçesiyle manevi tazminat talebinin kabulü ile 10.000,00.-TL manevi tazminatın davanın açıldığı tarihten itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesi yolunda verilen kararın, hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Mahkeme kararının hukuka uygun olduğu, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Temyiz istemine konu Mahkeme kararının ilk sayfasında sehven “Dava, davacılar vekili tarafından, müvekkillerinin babaları olan …’ın trafik kazası sonucu kaldırıldığı … Devlet Hastanesinde, görevli doktorun ihmal ve sorumsuzluğu nedeniyle vefat ettiği ileri sürülerek her bir müvekkili için 15.000,00 TL, toplamda 90.000,00 TL manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte ödenmesine hükmedilmesi istemiyle açılmıştır.” denilmiş ise de, Mahkeme kararı ve dava dosyası bütünüyle incelendiğinde, sehven yapılan bu hatanın sonuca bir etkisinin olmaması nedeniyle bu durum bozma nedeni olarak görülmemiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Kararın Bozulması” başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasında; temyiz incelemesi sonucu Danıştayın; a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması, b) Hukuka aykırı karar verilmesi, c) Usul hükümlerine uyulmamış olunması sebeplerinden dolayı incelenen kararı bozacağı kuralına yer verilmiştir.
Dosyadaki belgeler ile temyiz dilekçesindeki iddiaların incelenmesinden, temyiz istemine konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu, kararın bozulmasını gerektirecek yasal bir sebebin bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle; temyiz isteminin reddine,… 1. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı kararının ONANMASINA, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 2577 sayılı Kanun’un 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.