Danıştay Kararı 15. Daire 2013/4373 E. 2016/2240 K. 31.03.2016 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2013/4373 E.  ,  2016/2240 K.

T.C.
D A N I Ş T A Y
ON BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2013/4373
Karar No : 2016/2240

Temyiz Eden Taraflar : 1- (Davacılar)
Vekili :
2- (Davalı)
Vekilleri : Av.

İstemin Özeti : …4. İdare Mahkemesi’nin …tarih ve …sayılı kararının, taraflarca aleyhlerine olan kısımların hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmaların Özeti : Taraflarca savunma dilekçesi verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hâkimi :
Düşüncesi : Mahkeme kararının davalı idare lehine avukatlık ücretine hükmedilmesine ilişkin kısmının bozulması, davanın kısmen kabulü ile reddine ilişkin kısımlarının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava; davacılardan ‘a gebe olduğu dönemde kızamıkçık aşısı yapılması üzerine gebeliğin sonlandırılması nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen manevi zarara karşılık kendisi için 100.000,00 TL, eşi için 50.000,00 TL olmak üzere toplam 150.000,00 TL manevi tazminatın yasal faizi ile birlikte davalı idarece ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
…4. İdare Mahkemesi’nce, davacılardan ‘a 27.07.2009 tarihinde …102 No’lu Aile Sağlığı Merkezinde kızamıkçık aşısı uygulanması sonrasında gebe olduğunun anlaşılması üzerine, gebeliğin sonlandırılması zorunda kalınmasında davalı idarenin hizmet kusuru bulunduğu, davacıların bu nedenle uğradığı manevi zararın davalı idare tarafından tazmini gerektiği, olayda idarenin hizmet kusuru ile sonucunda yaratttığı acı ve üzüntünün ağırlığı dikkat alınarak, gebeliğin sonlandırılmasından fiziksel ve ruhsal olarak etkilenmesi nedeniyle duyacağı acı ve üzüntünün daha fazla olacağı nedeniyle davacılardan için 10.000,00 TL, için 5.000,00 TL manevi tazminatın idareye başvuru tarihi olan 06.04.2010 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı idarece davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin tazminat istemlerinin reddine, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hükmedilen miktar üzerinden hesaplanan 1.800,00 TL vekalet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, duruşmada davalı idareyi Hazine avukatı temsil ettiğinden 1.800,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine karar verilmiştir.
Taraflarca, anılan mahkeme kararının aleyhlerine olan kısımların hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.
Mahkeme kararının davanın esasına yönelik kısmı yönünden;
İdare ve Vergi Mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyize konu Mahkeme kararının davanın esasına ilişkin kısmında 2577 sayılı 49. maddesinde belirtilen bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, tarafların bu kısma yönelik temyiz istemleri yerinde görülmemiştir.
Temyize konu Mahkeme kararının davalı idare lehine avukatlık ücretine hükmedilmesine ilişkin kısmına gelince;
4353 sayılı Maliye Vekaleti Baş Hukuk Müşavirliğinin ve Muhakemat Umum Müdürlüğünün Vazifelerine, Devlet Davalarının Takibi Usullerine ve Merkez ve Vilayetler Kadrolarında Bazı Değişiklikler Yapılmasına Dair Kanun’un “İdari Davalarda Temsil” başlıklı 22. maddesinde; idari davaların açılması ve idareler aleyhine açılan bu nevi davaların takip ve müdafaasının, daire amirlerine veya bu dairelerin bağlı bulundukları Bakanlıklar hukuk müşavirlerine ait olduğu, bu dairelerin kendi amirleri veya hukuk müşavirleri ve hukuk müşaviri teşkilatı olmayan dairelerde ilgili şube amiri tarafından temsil olunacağı, Hazineyi ilgilendiren işlerde bu görevin Hazine Müşavir avukatı veya avukatları tarafından yapılacağı hükme bağlanmış olup, idari davaların açılması ile idareler aleyhine açılan bu nevi davaların takip ve müdafaa yetkisi, daire amirlerine veya bu dairelerin bağlı bulundukları Bakanlıklar hukuk müşavirlerine hasredildiğinden; davanın avukat aracılığı ile takip edilmesi durumunda idareler lehine avukatlık ücretine hükmedilmesi mümkün değildir.
Yukarıda açıklanan Kanun maddesi uyarınca, Merkezi Yönetim Bütçesi içerisinde yer alan idareler aleyhine açılan tam yargı davalarında, yapılan yargılama sonucunda, tazmin sorumluluğu bulunduğunun anlaşılması durumunda, mahkeme tarafından hükmedilen miktarda paranın davacılara ödenmesi gerekeceğinden, hazineyi doğrudan ilgilendiren bu tür davalarda hazine avukatının, bakanlıkları temsil yetkisinin bulunduğu hususunda duraksama bulunmamaktadır.
Öte yandan sunulan sağlık hizmetinin kusurlu olmasından doğan uyuşmazlıklar doğrudan Hazineyi ilgilendirmemektedir. Dolayısıyla, bu tür uyuşmazlıklarda, valiliklerin hazine avukatı ile temsilleri mümkün olmadığı gibi, hazine avukatı aracılığıyla temsil edilseler bile bakanlıklar lehine avukatlık ücretine hükmedilemeyeceğinden, bakılan davada davalı idareyi temsilen duruşmaya katılan hazine avukatı nedeniyle lehine avukatlık ücretine hükmedilmesinde yasal isabet bulunmamaktadır.
Bu durumda, İdare Mahkemesi kararının, davalı idare lehine avukatlık ücretine hükmedilmesine ilişkin kısmında hukuka uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesine uygun bulunan davacı temyiz isteminin kısmen kabulü ile …4. İdare Mahkemesi’nin …tarih ve …sayılı kararının, davalı idare lehine avukatlık ücretine hükmedilmesine ilişkin kısmının BOZULMASINA, tarafların davanın esasına yönelik temyiz istemlerinin reddi ile mahkeme kararının diğer kısımlarının ONANMASINA, bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 31/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.