Danıştay Kararı 15. Daire 2013/4253 E. 2016/3225 K. 05.05.2016 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2013/4253 E.  ,  2016/3225 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2013/4253
Karar No : 2016/3225

Temyiz Eden ve Karşı Taraf (Davalı) :
Vekili :
Temyiz Eden ve Karşı Taraf (Davacılar) :
2-
3-
4-
5-
Vekili :
İstemin Özeti : Davacıların murisi ……. adlı şahsın geçirdiği trafik kazası sonucu kaldırıldığı …… Devlet Hastanesi ve …. Devlet Hastanesinde kaldığı süre içerisinde, yeterli tıbbi müdahele yapılmadığı, adıgeçen hastanelerde olay tarihinde görevli göğüs cerrahının bulunmaması nedeniyle sevk edildiği ……Üniversitesi Hastanesinde genel cerrah tarafından acilen ameliyata alındığı, ilk olarak başvurduğu … Devlet Hastanesinde göğüs cerrahı tarafından ameliyata alınmamasının hizmet kusuru olduğu ve tüm bu hizmet kusurları nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen anne ve baba için 20.000’er TL’den 40.000-TL maddi (destekten yoksun kalma), anne ve baba için 15.000’er ve diğer davacılar için 10.000’er TL’den 80.000-TL manevi olmak üzere toplam 120.000-TL tazminata olay tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte hükmedilmesi istemiyle açılan dava sonucunda, …. İdare Mahkemesi’nce; bilirkişi raporlarında da belirtildiği gibi davacıların murisi olan……’a, geçirdiği trafik kazası akabinde kaldırıldığı ……Devlet Hastanesi’nde yapılan uygulamaların tıp kurallarına uygun olduğu, multipl travmatik bir kişiye uygulanması gereken konsültasyonlar açısından genel cerrahi konsültasyonu yapılmamasının bir eksiklik olduğu fakat genel cerrahi konsültasyonu yapılarak ölüme neden olan patoloji zamanında tespit edilmiş olsa dahi kişide saptanan patolojinin ağırlığı da gözönüne alındığında kurtulmasının kesin olmadığı, davalı idareye yüklenebilecek herhangi bir kusurun bulunmadığı kanaatiyle davanın reddi yolunda verilen kararın, davacılar tarafından esas yönünden; davalı idarece vekalet ücreti yönünden hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Mahkeme kararının hukuka uygun olduğu, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Tetkik Hakimi Düşüncesi : Temyize konu Mahkeme kararının manevi tazminat talebinin reddine ilişkin kısım yönünden bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Kararın Bozulması” başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasında; temyiz incelemesi sonucu Danıştayın; a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması, b) Hukuka aykırı karar verilmesi, c) Usul hükümlerine uyulmamış olunması sebeplerinden dolayı incelenen kararı bozacağı kuralına yer verilmiştir.
Dosyadaki belgeler ile temyiz dilekçesindeki iddiaların incelenmesinden, temyiz istemine konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu, kararın bozulmasını gerektirecek yasal bir sebebin bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle; temyiz isteminin reddine,… İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 2577 sayılı Kanun’un 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05/05/2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY :

Dava, davacıların murisi … adlı şahsın geçirdiği trafik kazası sonucu kaldırıldığı ……….Devlet Hastanesi ve …….. Devlet Hastanesinde kaldığı süre içerisinde, yeterli tıbbi müdahele yapılmadığı, adıgeçen hastanelerde olay tarihinde görevli göğüs cerrahının bulunmaması nedeniyle sevk edildiği H……Üniversitesi Hastanesinde genel cerrah tarafından acilen ameliyata alındığı, ilk olarak başvurduğu …… Devlet Hastanesinde göğüs cerrahı tarafından ameliyata alınmamasının hizmet kusuru olduğu ve tüm bu hizmet kusurları nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen anne ve baba için 20.000’er TL’den 40.000-TL maddi (destekten yoksun kalma), anne ve baba için 15.000’er ve diğer davacılar için 10.000’er TL’den 80.000-TL manevi olmak üzere toplam 120.000-TL tazminata olay tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte hükmedilmesi istemiyle açılmıştır.
Davacıların murisi olan……. 6.8.2006 tarihinde saat 09.00 sıralarında Şanlıurfa-Diyarbakır karayolunda kendi kullandığı mobiletiyle seyir halindeyken yaptığı kaza sonucu yaralanmış, olayın hemen akabinde … Devlet Hastanesi’ne saat 09.27 de kaldırılmış, Hastanenin Acil Polikliniğinde yapılan ilk müdahalesi sırasında bilinci açık olan hastanın göğsünde şiddetli ağrı şikayetinin bulunması üzerine çekilen grafileri değerlendiren hekimlerce hastanın göğsünde costa kırığı (fraktür) olduğunun fark edilmesi üzerine adı geçenin göğüs cerrahisi uzmanınca değerlendirilmesinin gerektiği kanaatine varılarak, olay tarihinde bahsi geçen hastanede görevli olan iki göğüs cerrahından birinin yıllık izinde, diğerinin de askerde olması nedeniyle hastanın göğüs cerrahı olan en yakın sağlık kuruluşuna sevkine karar verilmiştir. Her ne kadar davacılar tarafından hastanın ….. Devlet Hastanesine sevk edildiği ve orada da hastanın kabul edilmeyerek uzun süre bekletildiği iddia edilmiş ise de; Mahkeme tarafından 21.4.2008 tarihli Ara Kararına cevaben …. Devlet Hastanesi Başhekimliği’nce gönderilen 12.6.2008 tarih ve 4088 sayılı yazıda; …isimli şahsın olay tarihinde Hastaneye başvuruda bulunduğuna dair herhangi bir kaydına rastlanılmadığı belirtilmiştir.
Hasta ….. Devlet Hastanesi’nden sevk edilmesi üzerine getirildiği …… Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne saat 10.37’de giriş yaptığı ve acilen genel cerrahi sersivisince ameliyata alınmıştır.
Konu ile ilgili olarak ‘nca yapılan soruşturma kapsamında alınan ifadelere göre; sözkonusu ameliyat esnasında yapılan müdahaleler ile karaciğerdeki kanama packing yöntemiyle durdurulmuş, diğer organlarda herhangi bir kanama veya patolojiye rastlanılmadığı için cerrahi müdahalenin bitirilmiştir. Yoğun bakıma alınması planlanan hastada tekrar solunum ve kalp durması meydana gelmesi üzerine yapılan tüm müdahalelere cevap alınamaması üzerine hasta ex olarak kabul edilmiştir. Anılan soruşturma kapsamında A….N….. Eğitim ve Araştırma Hastanesi hekimlerinden oluşturulan bir heyete yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde hazırlanan üç farklı raporda da, adıgeçen hastaya yapılan uygulamalarda eksik, kusurlu, hatalı veya geç kalınmış herhangi bir uygulamadan bahsedilemeyeceği kanaatine varılmıştır.
Davacılar vekili tarafından anılan olayda bulunduğu ileri sürülen hizmet kusuru nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemiyle davalı idareye yapılan 16.4.2007 tarihli başvurunun 30.5.2007 tarih ve 11469 sayılı davalı idare işlemi ile reddi üzerine bakılmakta olan bu dava açılmıştır.
Mahkeme tarafından bilirkişi incelemesi yaptırılmak üzere dosyanın Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’na gönderilmesine karar verilerek Adli Tıp Kurumu Başkanlığından yapılacak inceleme sonucunda, …… isimli şahsın tedavisinde aktif ya da pasif rol oynayan doktor ihmalinin bulunup bulunmadığı, zamanında müdahale edilip edilmediği, ihmal ve/veya kusur varsa oranına ilişkin hususları hakkında tafsilatlı bilirkişi raporu düzenlenmesi istenilmiştir. Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurulu’nun 2009 tarihli raporunda; kişinin ölümünün, trafik kazasına bağlı kot kırıklarıyla birlikte künt batın travması sonucu gelişen karaciğer yaralanması ve iç kanama sonucu meydana geldiği kanaatine yer verilmiştir. Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu’nun 2010 tarihli raporunda; adıgeçenin kaldırıldığı ve saat 9.27 de giriş yaptığı …… Devlet Hastanesinde tedavisini yapan doktorun ilk müdahalesi ve gerekli tetkikleri yaptığı ve göğüs cerrahisi konsültasyonu için sevk ettiği, H….. Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne 10.37 de sevkle geldiği ve acilen ameliyata alındığı, 1 saat içinde tetkikleri yapılıp sevkli gönderilerek ameliyata alındığı cihetle uygulamaların tıp kurallarına uygun olduğu belirtilmiştir.
Mahkeme tarafından 4.11.2010 tarihli kararı ile Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’ndan ek bilirkişi raporu alınmasına karar verilerek Adli Tıp Kurumu Başkanlığından dosya üzerinde yapılacak inceleme sonucunda, İzzettin Bakır isimli şahsın ……Devlet Hastanesine getirildiğinde genel cerrahi uzmanları tarafından ameliyata alınmasının gerekli ve mümkün olup olmadığı, anılan hastanede genel cerrahi uzmanları tarafından ameliyata alınsaydı, yapılacak ameliyat neticesinde hayatının kurtarılabilmesinin mümkün olup olmadığı hususları hakkında tafsilatlı bilirkişi raporu düzenlenmesi istenilmiştir.
Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu’nun 26.01.2011 tarih ve 278 sayılı raporunda; adı geçenin, kaza sonrası götürüldüğü ….. Devlet Hastanesi’nde multipl travmatik bir kişiye uygulanması gereken konsültasyonlar açısından genel cerrahi konsültasyonu yapılmamasının eksiklik olduğu, genel cerrahi konsültasyonu yapılarak ölüme neden olan patoloji zamanında tespit edilmiş olsa dahi kişide saptanan patolojinin ağırlığı da gözönüne alındığında kurtulmasının kesin olmadığı kanaatine yer verilmiştir.
Olayda bilirkişi raporlarında da belirtildiği gibi davacıların murisi olan ….’a, geçirdiği trafik kazası akabinde kaldırıldığı …… Devlet Hastanesi’nde yapılan uygulamaların tıp kurallarına uygun olduğu, multipl travmatik bir kişiye uygulanması gereken konsültasyonlar açısından genel cerrahi konsültasyonu yapılmamasının bir eksiklik olduğu fakat genel cerrahi konsültasyonu yapılarak ölüme neden olan patoloji zamanında tespit edilmiş olsa dahi kişide saptanan patolojinin ağırlığı da gözönüne alındığında kurtulmasının kesin olmadığı, belirtilen eksikliğin ise içerisinde risk unsuru taşıyan sağlık hizmetlerinde idarenin tazmin yükümlülüğünün doğması için gerçekleşmesi gerektiği kabul edilen ağır hizmet kusuru olarak kabul edilebilmesinin mümkün olmadığı sonucuna varıldığından, davalı idareye yüklenebilecek herhangi bir kusurun bulunmadığı, idarelerin hukuka aykırı eylem veya işlemlerinden dolayı manevi tazminata hükmedilebilmesi için ağır bir hizmet kusurunun varlığı ile bunun sonucunda kişilerin manevi değerlerinde bir eksilme meydana gelmesi gerekmekte olup, dava konusu olayda her iki unsurun da gerçekleştiğini kabule hukuken olanak bulunmadığı sonucuna ulaşılarak davanın reddi yönünde karar verildiği anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık konusu olayda Mahkeme tarafından alınan ek bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, davacıların yakını olan şahıstaki travmalarda düşünülmesi gereken konsültasyonlardan birinin de genel cerrahi konsültasyonu olduğu açıktır. … Devlet Hastanesi’ nde acilen genel cerrahi konsültasyonu yapılıp ameliyata alınması gerekirken bunun hekimlerce düşünülmediği ve göğüs cerrahisi konsültasyonu için sevkine karar verildiği, sevke karar verilirken sevk prosedürüne de uyulmadığı sabittir. Acil servis hekimi … dosyadaki savunmasında Acil Sağlık Hizmetleri Yönetmeliği 15. Maddesinde ilk tıbbi müdahale yapıldıktan sonra ileri tetkik ve tedavi için sevk öngörülürse uygun görülen hastahane ile koordinasyon sağlanıp, verilen tıbbi bakımın tamamı sorumlu kişi tarafından yazılı olarak belgelendirilerek bu belge sevk yapılacak kuruma hasta ile birlikte iletileceği yönündeki düzenlemeden haberdar olmadığı için B…….Devlet Hastanesi ile irtibata geçmediği, sorumlu hekimi bilgilendirmediğini belirtmektedir. Dolayısıyla B……. Devlet Hastanesiyle sevkten önce irtibata geçilmediği için bu hastanede de göğüs cerrahı bulunmadığının bilinemediği, bilinseydi hasta doğrudan … Üniversitesine sevk edilerek böyle ağır bir travmada zaman kaybedilmeyeceği, bu durumun hizmetin işleyişinde bir eksiklik olduğu, acilde görevli hekiminde sevk prosedürüne uymamasının özen eksikliği olduğu sonucuna varılmıştır.
Somut olayda sağlık hizmetinin sunumundaki eksiklik ve hekimin özen eksikliğinin davacılardaki acı ve ızdırabı artıracağından, Mahkeme kararının manevi tazminat talebinin reddi yönündeki kararının bozulması gerektiği oyuyla aksi yöndeki çoğunluk kararına katılmıyoruz.