Danıştay Kararı 15. Daire 2013/2940 E. 2015/9069 K. 22.12.2015 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2013/2940 E.  ,  2015/9069 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ON BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2013/2940
Karar No : 2015/9069

Davacı :
Davalı :
Vekili : Huk. Müş.

Davanın Özeti : 10/03/2010 tarih ve 27517 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Terapötik Aferez Merkezleri Hakkında Yönetmeliğin 4. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendinin ve aynı fıkranın (g) bendindeki “plazma değişimi” ibaresinin; aynı yönetmeliğin eklerinden Ek-3 “Terapötik Aferez Eğitim Merkezleri Denetleme ve Değerlendirme Formu’nun 4-Aferez Uygulama Tipleri ve Yıllık Miktarları Bölümündeki “plazma değişimi” ibaresinin, Ek-6 “Terapötik Aferez Merkezleri için Ruhsat Başvuru Formu’nun 3-Terapötik Aferez Merkezi Bilgileri bölümünün “plazmaferez” satırının, Ek-7 “Terapötik Aferez Merkezleri Yıllık İzleme Formu’nun 5-Terapötik Aferez Merkezi Faaliyetleri bölümünün “plazmaferez” satırının, Ek-8 “Terapötik Aferez Merkezi Denetim Formu’nun Aferez Sistemi bölümünün “plazma değişimi” ibaresinin; plazma değişiminin nefroloji uzmanlık alanının teorik ve pratikte yer alan yerleşik uygulamalarından olduğu ve Yönetmelikle plazmaferezin terapötik aferezin basit bir unsuru gibi ele alınarak hematoloji uzmanlık alanına özgülenmek suretiyle nefroloğların bu işlemi yapma ve öğretme yetkilerinin ellerinden alındığı ileri sürülerek iptali istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Plazmaferezin, teknik olarak hemodiyalize değil ancak hemofiltrasyona benzetilebileceği, Hematolojinin, kan ve kan hücrelerini yapıcı organların her türlü hastalıklarının teşhis ve tedavisi ile uğraşan tıpta uzmanlık dalı ve aynı zamanda kliniği laboratuvar ile birleştiren bir bilim dalı olduğu, nefroloji uzmanlık dalının birincil görevinin, hastanın kanını vücut dışında işlemden geçirip, sıvı bölümünü sağlıklı insanların plazmasıyla değiştiren plazma değişimi (terapötik plazma değişimi) işlemini gerçekleştirmek değil, böbreğin bütün dahilî hastalıklarının teşhis ve tedavisi ile ilgilenmekte olduğu, belli iş ve işlemlerin belli bir uzmanlık alanına hasredilmesine müteveccih düzenleyici işlemler çıkarılarak, uygulamanın disipline edilmesinin hizmet gereklerine ve dolayısıyla kamu yararına olduğunun izahdan vareste olduğu, dava konusu edilen Yönetmelik hükmünü de bu çerçevede ele almanın gerektiği, Ülkemizde, özel diyaliz merkezlerinde nefrologların yanı sıra hemodiyaliz eğitimi almış iç hastalıkları uzmanları ve pratisyen hekimlerin de hemodiyaliz uygulamalarının yürütülmesine katkıda bulunduğu, pratikte bu işlemi sertifikalı iç hastalıları uzmanları ve pratisyen hekimlerin yaptığı, hematoloji bilim dalının alt uzmanlık alanı olan aferezin, kanın bir elamanının alınıp, kalanının hastaya geri verilmesi işlemi olduğu, aferez işlemlerinde nefrolojide kullanılan sistemlere benzer şekilde filtrasyon tekniğine ilaveten santrifüj ve adsorbsivon tekniklerinin de kullanıldığı, yani plazma değişimi tedavisinin hematoloji uzmanlık alanının temel uygulamaları arasında olduğu ve bu tedavinin eğitiminin de hematoloji uzmanlık eğitiminin bir parçası olduğu, düzenlemenin hukuka uygun olduğu, haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddedilmesi gerektiği savunulmaktadır.
Düşüncesi :Dava konusu düzenlemenin iptaline karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı :
Düşüncesi :Dava, 10.3.2010 tarih ve 27517 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Terapötik Aferez Merkezleri Hakkında Yönetmeliğin 4. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendinin ve aynı fıkranın (g) bendindeki “plazma değişimi” ibaresinin, aynı yönetmeliğin eklerinden Ek-3 “Terapötik Aferez Eğitim Merkezleri Denetleme ve Değerlendirme Formu”nun 4-Aferez Uygulama Tipleri ve Yıllık Miktarları Bölümündeki “plazma değişimi” ibaresinin, Ek-6 “Terapötik Aferez Merkezleri İçin Ruhsat Başvuru Formu”nun 3- Terapötik Aferez Merkezi Bilgileri bölümünün “plazmaferez” satırının, Ek-7 “Terapötik Aferez Merkezleri Yıllık İzleme Formu”nun 5-Terapötik Aferez Merkezi Faaliyetleri bölümünün “plazmaferez” satırının, Ek-8 “Terapötik Aferez Merkezi Denetim Formu”nun Aferez Sistemi bölümünün “plazma değişimi” ibaresinin iptali istemiyle açılmıştır.
tarafından, 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanununun 3 üncü ve 9 uncu maddeleri ile 181 sayılı nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 43 üncü maddesine dayanılarak, terapötik aferez uygulamalarının yapılacağı merkezlerin açılmalarına, faaliyetlerine, denetlenmelerine, bu merkezlerde çalışacak sorumlu uzman hekimlerin ve diğer sağlık personelinin eğitim ve sertifikalandırılmalarına ilişkin usul ve esasları belirlemek amacıyla “Terapötik Aferez Merkezleri Hakkında Yönetmelik yayımlanmıştır.
Davalı Bakanlığın, 3359 sayılı Yasa ve Mülga 181 sayılı KHK de yer alan hükümler çerçevesinde, çıkaracağı yönetmeliklerle, sağlık kurum ve kuruluşlarının sınıflandırmasını değiştirme ve öngörülen amaçlara uygun olarak teşkilatlanmalarını sağlayabilme konusunda görevli ve yetkili olduğu tartışmasızdır.
3046 sayılı Bakanlıkların Kuruluş ve Görev Esaslarını Düzenleyen Yasanın 16. maddesinin (a) bendinde; bakanlık merkez teşkilatı ile bakanlık bağlı kuruluşlarının genel müdürlük, müstakil daire başkanlığı, danışma, denetim ve yardımcı birimlerin kurulması, kaldırılması, görev, yetki ve sorumluluklarının yasayla düzenleneceği; 39. maddesinde de, bakanlıklarda ve bağlı kuruluşlarda hizmetin kurul biçiminde yürütülmesi gerektiğinde, görevleri ve teşekkül tarzı kuruluş yasalarında veya diğer yasalarda gösterilmek kaydıyla sürekli kurullar kurulabileceği kurala bağlanmıştır.
Mülga 181 sayılı nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 30. maddesinde ise; nın sürekli kurulunun, Yüksek Sağlık Şurası olduğu; 31. maddesinde, Bakanlıkça verilecek önemli sağlık konuları hakkında görüş bildirmek ve tababet şubeleri sanatlarını ifadan doğan adli konularda görüş vermek üzere onbir üyeli bir Yüksek Sağlık Şurası kurulduğu; Bakanlığın, ülkenin sağlık ile ilgili konularında danışma fonksiyonu yapmak üzere Şûra’ya bağlı olarak danışma kurulları ve tababet şubeleri sanatlarını ifadan doğan adlî konularda dosyaları inceleyip Şûra’ya sunmak üzere ihtisas komisyonları oluşturabileceği öngörülmüştür.
Yine nın bir diğer sürekli kurulu olan Tıpta Uzmanlık Kurulu, 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı San’atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun’un 9. maddesiyle yasal dayanağa kavuşturulmuş olup; anılan maddede, Kurulun, eğitim kurumlarına eğitim yetkisi verilmesi ve eğitim yetkisinin kaldırılmasına ilişkin teklifleri karara bağlamak, uzmanlık ana dallarının rotasyonlarını belirlemek, uzmanlık sınavı jürilerini tespit etmek, yabancı ülkelerde asistanlık yapanların bilimsel değerlendirilmesini yapacak fakülteleri ve eğitim hastanelerini belirlemek, tıpta uzmanlık eğitimi ve uzman insan gücü ile ilgili görüşler vermek, uzmanların tıbbî gelişmeleri izlemesini sağlayıcı inceleme ve araştırmalar yapmakla görevli olduğu hükmüne yer verilmiştir.
Terapötik Aferez Merkezleri Hakkında Yönetmeliğin “Ruhsata esas personel” başlıklı 9. maddesinde “Sorumlu uzman”; Terapötik aferez sorumlu hekim sertifikalı hematoloji uzmanı veya çocuk hematoloji uzmanı bir tabip, olarak tanımlanmıştır
Davacının, plazma değişiminin nefroloji uzmanlık alanının teorik ve pratikte yer alan yerleşik uygulamalarından olduğunu, Yönetmelikle plazmaferezin terapötik aferezin basit bir unsuru gibi ele alınarak hematoloji uzmanlık alanına özgülenmek suretiyle nefrologların bu işlemi yapma ve öğretme yetkilerinin ellerinden alındığını ileri sürerek bu davayı açtığı, davalı idarenin ise savunmasında, ülkemizde plazmaferez uygulamalarının çok azının nefroloji olguları olduğunu ileri sürdüğü görülmekle söz konusu alanın nefrologlarıda ilgilendirdiği kanaati oluşmuştur.
Bu durumda, plazma değişiminin almış oldukları uzmanlık eğtimi itibariyle nefroloji uzmanları tarafındanda yapılıp yapılamayacağının davalı nın sürekli kurulları olan Tıpta Uzmanlık Kurulu ve Yüksek Sağlık Şurası eliyle belirlenmesi, sonucuna göre bir düzenleme yapılması gerektiğinden böyle bir belirleme yapılmaksızın yapılan düzenlemede hukuka uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle Yönetmeliğin dava konusu edilen kısımlarının iptali gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onbeşinci Dairesince 2577 sayılı Yasanın 14. maddesi uyarınca hazırlanan Tetkik Hakiminin raporu ve sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra gereği görüşüldü:
Dava, 10/03/2010 tarih ve 27517 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Terapötik Aferez Merkezleri Hakkında Yönetmeliğin 4. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendinin ve aynı fıkranın (g) bendindeki “plazma değişimi” ibaresinin, aynı yönetmeliğin eklerinden Ek-3 “Terapötik Aferez Eğitim Merkezleri Denetleme ve Değerlendirme Formu’nun 4-Aferez Uygulama Tipleri ve Yıllık Miktarları Bölümündeki “plazma değişimi” ibaresinin, Ek-6 “Terapötik Aferez Merkezleri için Ruhsat Başvuru Formu’nun 3-Terapötik Aferez Merkezi Bilgileri bölümünün “plazmaferez” satırının, Ek-7 “Terapötik Aferez Merkezleri Yıllık İzleme Formu’nun 5-Terapötik Aferez Merkezi Faaliyetleri bölümünün “plazmaferez” satırının, Ek-8 “Terapötik Aferez Merkezi Denetim Formu’nun Aferez Sistemi bölümünün “plazma değişimi” ibaresinin iptali istemiyle açılmıştır.
3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu’nun 3. maddesinin (g) bendinde, nın; sağlık ve yardımcı sağlık personelinin yurt düzeyinde dengeli dağılımını sağlamak üzere istihdam planlaması yapacağı, ülke ihtiyacına uygun nitelikli sağlık personeli yetiştirilmesi amacıyla hizmet öncesi ya da kamu kuruluşlarında mesleklerini icra eden sağlık ve yardımcı sağlık personeline hizmet içi eğitim yaptırılacağı; bunu sağlamak amacıyla üniversitelerin, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile kamu kurum ve kuruluşlarının imkanlarından yararlanacağı belirtildikten sonra, hizmet içi eğitim programının ne şekilde ve hangi sürelerle yapılacağının Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikte tespit edileceği kuralına yer verilmiş; 9. maddesinin (c) bendinde, bütün kamu ve özel sağlık kuruluşlarının personel kıstaslarını belirleme, hizmet içi eğitim usul ve esaslarını tespit etme ve bu Yasayla ilgili diğer hususları yönetmelikle düzenleme yetkisinin na ait olduğu düzenlenmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 181 sayılı nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 12. maddesinin (a) bendinde, sağlık insan gücü plânlaması yapmak, nicel ve nitel olarak ihtiyaca uygun insan gücü yetiştirilmesi için ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği yapmak; (c) bendinde, personel eğitim plânını hazırlamak, eğitim programlarını düzenlemek, uygulamak veya uygulanmasını sağlamak ve koordine etmek; (f) bendinde, ilgili kuruluşlarla işbirliği yaparak sağlık mesleklerinin standartlarını belirlemek nın ana hizmet birimlerinden olan Sağlık Eğitimi Genel Müdürlüğünün görevleri arasında sayılmış; 43. maddesinde de, Bakanlığın, yasayla yerine getirmekle yükümlü olduğu hizmetleri tüzük, yönetmelik, tebliğ, genelge ve diğer idari metinlerle düzenlemekle görevli ve yetkili olduğu kurala bağlanmıştır.
tarafından, 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanununun 3 üncü ve 9 uncu maddeleri ile 181 sayılı nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 43 üncü maddesine dayanılarak, terapötik aferez uygulamalarının yapılacağı merkezlerin açılmalarına, faaliyetlerine, denetlenmelerine, bu merkezlerde çalışacak sorumlu uzman hekimlerin ve diğer sağlık personelinin eğitim ve sertifikalandırılmalarına ilişkin usul ve esasları belirlemek amacıyla “Terapötik Aferez Merkezleri Hakkında Yönetmelik yayımlanmıştır.
3046 sayılı Bakanlıkların Kuruluş ve Görev Esaslarını Düzenleyen Yasanın 16. maddesinin (a) bendinde; bakanlık merkez teşkilatı ile bakanlık bağlı kuruluşlarının genel müdürlük, müstakil daire başkanlığı, danışma, denetim ve yardımcı birimlerin kurulması, kaldırılması, görev, yetki ve sorumluluklarının yasayla düzenleneceği; 39. maddesinde de, bakanlıklarda ve bağlı kuruluşlarda hizmetin kurul biçiminde yürütülmesi gerektiğinde, görevleri ve teşekkül tarzı kuruluş yasalarında veya diğer yasalarda gösterilmek kaydıyla sürekli kurullar kurulabileceği belirtilmiştir.
Mülga 181 sayılı nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 30. maddesinde ise; nın sürekli kurulunun, Yüksek Sağlık Şurası olduğu; 31. maddesinde, Bakanlıkça verilecek önemli sağlık konuları hakkında görüş bildirmek ve tababet şubeleri sanatlarını ifadan doğan adli konularda görüş vermek üzere onbir üyeli bir Yüksek Sağlık Şurası kurulduğu; Bakanlığın, ülkenin sağlık ile ilgili konularında danışma fonksiyonu yapmak üzere Şûra’ya bağlı olarak danışma kurulları ve tababet şubeleri sanatlarını ifadan doğan adlî konularda dosyaları inceleyip Şûra’ya sunmak üzere ihtisas komisyonları oluşturabileceği öngörülmüştür.
Yine nın bir diğer sürekli kurulu olan Tıpta Uzmanlık Kurulu, ilk olarak 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı San’atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun’un 9. maddesiyle yasal dayanağa kavuşturulmuş olup; anılan maddede, Kurulun, eğitim kurumlarına eğitim yetkisi verilmesi ve eğitim yetkisinin kaldırılmasına ilişkin teklifleri karara bağlamak, uzmanlık ana dallarının rotasyonlarını belirlemek, uzmanlık sınavı jürilerini tespit etmek, yabancı ülkelerde asistanlık yapanların bilimsel değerlendirilmesini yapacak fakülteleri ve eğitim hastanelerini belirlemek, tıpta uzmanlık eğitimi ve uzman insan gücü ile ilgili görüşler vermek, uzmanların tıbbî gelişmeleri izlemesini sağlayıcı inceleme ve araştırmalar yapmakla görevli olduğu hükmüne yer verilmiştir. Daha sonra bu madde 663 sayılı KHK’nın 58. maddesiyle yürürlükten kaldırılmıştır.
26/04/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6225 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’la 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı San’atların Tarzı İcrasına Dair Kanuna eklenen Ek 14. Maddenin 3. fıkrasında, uzmanlık dallarının eğitim müfredatları ve bu müfredatlara göre uzmanlık dallarının temel uygulama alanları ile görev ve yetkilerinin çerçevesinin Tıpta Uzmanlık Kurulunca belirleneceği kuralına yer verilmiş; 02/11/2011 tarihinde yürürlüğe giren ve 181 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyi yürürlükten kaldıran 663 sayılı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 8. maddesinin (ı) bendinde, sağlık hizmetlerinde kalite ve akreditasyon kuralları belirlemek ve uygulamasını sağlamak; (n) bendinde, sağlık meslek mensuplarının uyum, hizmet içi eğitim, sertifikalı eğitim, görevde yükselme ve unvan değişikliği eğitimleri ve benzeri eğitimleri ile ilgili düzenlemeleri yapmak, koordine etmek, kredilendirme, izleme ve denetimini sağlamak; (o) bendinde de, ilgili kuruluşlarla işbirliği yaparak sağlık mesleklerinin standartlarını belirlemek, eğitim müfredatlarının kanıta dayalı olarak güncellenmesini ve geliştirilmesini sağlamak, sağlık meslek mensuplarının sertifikasyonu ile ilgili işleri yapmak veya yaptırmak, Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğünün görevleri arasında sayılmış; 21. maddesinde, Yüksek Sağlık Şurasına, 22. maddesinde Tıpta Uzmanlık Kuruluna, 23. maddesinde ise, ilk kez bu düzenlemeyle ihdas edilen Sağlık Meslekleri Kuruluna yer verilmiş, bu kurulların Bakanlığın sürekli kurulları olduğu belirtmek suretiyle görevleri belirlenmiştir.
Terapötik Aferez Merkezleri Hakkında Yönetmeliğin “Ruhsata esas personel” başlıklı 9. maddesinde “Sorumlu uzman”; Terapötik aferez sorumlu hekim sertifikalı hematoloji uzmanı veya çocuk hematoloji uzmanı bir tabip olarak tanımlanmıştır.
Davacının, plazma değişiminin nefroloji uzmanlık alanının teorik ve pratikte yer alan yerleşik uygulamalarından olduğunu, Yönetmelikle plazmaferezin terapötik aferezin basit bir unsuru gibi ele alınarak hematoloji uzmanlık alanına özgülenmek suretiyle nefrologların bu işlemi yapma ve öğretme yetkilerinin ellerinden alındığını ileri sürerek bu davayı açtığı, davalı idarenin ise savunmasında, ülkemizde plazmaferez uygulamalarının çok azının nefroloji olguları olduğunu ileri sürdüğü görülmektedir. Dolayısıyla söz konusu alanın nefrologlarıda ilgilendirdiği sonucuna varılmıştır.
Ayrıca davalı idarece, plazma değişimi işleminin sadece hematologlarca yapılabileceğine ilişkin düzenleme yapılırken, yukarıda anılan mevzuatta belirtilen kurullar tarafından herhangi bir belirleme yapıldığı konusunda bir bilgi ve belgenin de sunulmadığı görülmektedir.
Bu nedenle, plazma değişiminin almış oldukları uzmanlık eğtimi itibariyle nefroloji uzmanları tarafından yapılıp yapılamayacağının davalı nın sürekli kurulları olan Tıpta Uzmanlık Kurulu ve Yüksek Sağlık Şurası eliyle belirlenmesi sonucuna göre bir düzenleme yapılması gerekmektedir.
Belirtilen çalışma yapılmadan yürürlüğe konulan dava konusu düzenlemelerde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, 10/03/2010 tarih ve 27517 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Terapötik Aferez Merkezleri Hakkında Yönetmeliğin 4. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendinin ve aynı fıkranın (g) bendindeki “plazma değişimi” ibaresinin, aynı yönetmeliğin eklerinden Ek-3 “Terapötik Aferez Eğitim Merkezleri Denetleme ve Değerlendirme Formu’nun 4-Aferez Uygulama Tipleri ve Yıllık Miktarları Bölümündeki “plazma değişimi” ibaresinin, Ek-6 “Terapötik Aferez Merkezleri için Ruhsat Başvuru Formu’nun 3-Terapötik Aferez Merkezi Bilgileri bölümünün “plazmaferez” satırının, Ek-7 “Terapötik Aferez Merkezleri Yıllık İzleme Formu’nun 5-Terapötik Aferez Merkezi Faaliyetleri bölümünün “plazmaferez” satırının, Ek-8 “Terapötik Aferez Merkezi Denetim Formu’nun Aferez Sistemi bölümünün “plazma değişimi” ibaresinin İPTALİNE; aşağıda dökümü yapılan … TL yargılama giderlerinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, artan posta ücretinin istemi halinde davacıya iadesine, bu kararın tebliğ tarihinden itibaren otuz (30) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na temyiz yolu açık olmak üzere, 22/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.