Danıştay Kararı 15. Daire 2013/2629 E. 2017/821 K. 20.02.2017 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2013/2629 E.  ,  2017/821 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2013/2629
Karar No : 2017/821

Davacı :
Vekili :
Davalılar : 1 –
Vekili : Av. – Aynı Yerde
2 –

Davanın Özeti : 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu kapsamında emekli olan ve sağlık hizmetlerinden yararlanan davacının eşinin … Üniversitesi Hastanesi’nde yapılan hasta hizmetleri karşılığı olan 57.929 TL’nin, 9.623 TL ‘sinin ödenmemesine ilişkin işlem ile bu işlemin dayanağı olan 2005-2006 Mali Yılı Tedavi Yardımlarına İlişkin Bütçe Uygulama Talimatı’nın 20.2. maddesinin; sigortalıların sağlık ve tedavi giderlerinin tamamının davalı Kurum tarafından karşılanması gerektiği ileri sürülerek iptali istenilmektedir.
Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı’nın Savunmasının Özeti : 1479 sayılı Kanunun 70. maddesi uyarınca 9.623 TL’lik kısmın ödememesine ilişkin işlemin iptali isteminin adli yargıda dava konusu edilmesi gerektiği, dilekçe ret kararı üzerine yenilenen dilekçede de aynı yanlışlıklar yapıldığından davanın reddi gerektiği, Bağ-Kur Sağlık Sigortası Yardımları Yönetmeliği uyarınca sigortalının hak sahibine Bütçe Uygulama Talimatı esas alınarak ödeme yapıldığı, tedavinin yapıldığı ve faturanın incelendiği dönemde Kurumun söz konusu hastane ile sözleşmesinin bulunmadığı, bu dönemde hastalar tarafından tedavi faturalarının Kuruma fatura edildiği ve Kurumca ödenecek miktarın belirlendiği, hastanelerin Bütçe Uygulama Talimatı’nın 21.1. maddesi uyarınca gönderdiği dosya özeti ile sigortalının beyan ettiği işlemlerin birlikte değerlendirildiği ve tıbbi olarak yapılmaması gereken, gerekmediği halde yapılan, esas işleme dahil olan, mükerrer fatura edilen bazı ilaç ve tıbbi malzemelerin ödemelerinde kesinti yapılabildiği, dosya özetlerinin yeterli olmaması, yoğun bakım ve sair çizelgelerin de tutulmaması nedeniyle fatura incelemesinde güçlükler yaşandığı, davacıdan yapılan kesintinin de yapılması gereken yanında küçük bir oran olduğu, hastanın tedavisi için gerekli olmayan tıbbi malzeme ve ilaçların keyfi olarak faturalandırıldığı, hastanın durumunu gösteren bilgi-tahlil ve tetkiklerin, sonuç ve raporların dosyada bulunmadığı, faturadaki kesintilerin hastanın tedavisi için gerekli olmayan, yararsız tedaviler olduğu, bunların teşhis için gerekli tetkik, tedavi, iyileştirme aracı yani sağlık hizmeti olarak yorumlanamayacağı, davacıya ödeme yapılırken de bu kalemlerden kesinti yapıldığı, Kurumla sözleşmesi bulunmayan sağlık kuruluşlarında bu durumun hastalara ilave mali külfet oluşturduğu, gereksiz faturalandırma nedeniyle ödediği kısmı hastanın bu faturayı düzenleyen hastaneden talep etmesi gerektiği, dava konusu işlemlerin hukuka uygun olduğu, davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
Davalı ‘nın Savunmasının Özeti : 1479 sayılı Kanun kapsamındaki sigortalıların Bütçe Uygulama Talimatı kapsamında sayılmadığı, dava konusu işlemle ilgili kendilerinde bilgi ve belge bulunmadığı, düzenleyici işlemin hukuka uygun olduğu, davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi :
Düşüncesi : 1479 sayılı Kanun kapsamında sigortalı olan davacının, hak sahibi eşinin hasta hizmetleri bedeli olarak fatura edilen 57.929 TL’nin, ödenmeyen 9.623 TL’sinin ödenmesi talebinin reddine ilişkin işlemi inceleme görevinin adli yargı yerlerine ait olduğu, bu nedenle söz konusu işlem yönünden davanın görev yönünden reddi gerektiği; hukuka ve mevzuata uygun olan düzenleyici işlem yönünden ise davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı :
Düşüncesi :Dava, davacı tarafından 2005-2006 mali yılı tedavi yardımlarına ilişkin “Bütçe Uygulama Talimatı”nın 20.2 maddesi ile buna dayalı olarak tesis edilen eşi ‘in hastalığı nedeniyle, hasta hizmetleri karşılığı ödenen 57.929,16 TL’den kalan 9.623,16 TL farkın ödenmeyeceği yolundaki Başkanlığı Bağ-Kur Antalya İl Müdürlüğü (Devredilen ) işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 14/3-g maddesinde, dilekçelerin 3 ve 5 inci maddelere uygun olup olmadıkları yönlerinden inceleneceği, 15/1-d maddesinde; 3/g bendinde yazılı halde otuz gün içinde 3 ve 5 inci maddelere uygun şekilde yeniden düzenlenmek veya noksanları tamamlanmak üzere dilekçenin reddine karar verileceği, 15/5 maddesinde; 1 inci fıkranın (d) bendine göre dilekçenin reddedilmesi üzerine, yeniden verilen dilekçelerde aynı yanlışlıklar yapıldığı takdirde davanın reddedileceği hükme bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden; Danıştay Onuncu Dairesinin 01.11.2010 tarih ve E:2007/3782,K:2010/8621 sayılı kararıyla, 2005-2006 mali yılı tedavi yardımlarına ilişkin Bütçe Uygulama Talimatının 20.2 maddesinin iptali istemiyle Danıştayda; davacının eşi …’in hastalığı nedeniyle, hasta hizmetleri karşılığı ödenen 57.929,16 TL’den kalan 9.623,16 TL farkın ödenmeyeceği yolundaki işlemin iptali ile ödemeyi aşan kısmın ödenmesine karar verilmesi istemiyle ayrı bir dilekçeyle adli yargıda dava açılması gerektiği gerekçesiyle, 2577 sayılı Yasanın 15/1-d maddesi uyarınca dilekçenin reddine karar verildiği, davacı vekili tarafından yenilenen dilekçede yine 9.623,16 TL farkın ödenmeyeceği yolundaki işlemin iptalinin de istenildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, dilekçe ret kararı üzerine yenilenen dilekçede aynı yanlışlık yapılmıştır.
Açıklanan nedenlerle 2577 sayılı Yasanın 15/5 maddesi uyarınca davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava; davacının eşinin Akdeniz Üniversitesi Hastanesi’nde yapılan hasta hizmetleri karşılığı olan 57.929 TL’nin, 9.623 TL ‘sinin ödenmemesine ilişkin işlem ile bu işleme dayanak gösterilen 2005-2006 Mali Yılı Tedavi Yardımlarına İlişkin Bütçe Uygulama Talimatı’nın 20.2. maddesinin iptali istemiyle açılmıştır.
2005-2006 Mali Yılı Tedavi Yardımlarına İlişkin Bütçe Uygulama Talimatı’nın 20.2. maddesinin iptaline ilişkin istem incelendiğinde;
Anayasanın 2. maddesinde; Devletin sosyal bir hukuk Devleti olduğu vurgulanmış, 5. maddesinde; Devletin temel amaç ve görevleri; kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmak olarak belirtilmiş, 17. maddesinin birinci fıkrasında ise herkesin, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip olduğu güvencesine yer verilmiştir.
Yine Anayasanın “Sağlık hizmetleri ve çevrenin korunması” başlıklı 56. maddesinde; Devletin, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak; insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenleyeceği, Devletin, bu görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal kurumlarından yararlanarak, onları denetleyerek yerine getireceği, “Sosyal güvenlik hakkı” başlıklı 60. maddesinde; herkesin, sosyal güvenlik hakkına sahip olduğu, Devletin, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alacağı ve teşkilatı kuracağı, “Devletin iktisadi ve sosyal ödevlerinin sınırları” başlıklı 65. maddesinde ise Devletin, sosyal ve ekonomik alanlarda Anayasa ile belirlenen görevlerini, bu görevlerin amaçlarına uygun öncelikleri gözeterek malî kaynaklarının yeterliliği ölçüsünde yerine getireceği düzenlenmiştir.
178 sayılı “nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname”nin Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü’nün görevlerini düzenleyen 10. maddesinin (f) bendinde; “Kamu harcamalarında tasarruf sağlanması, tutarlı, dengeli ve etkili bir bütçe politikasının yürütülmesi amacıyla kamu istihdam politikası ve giderlerle ilgili kanun, tüzük, kararname ve yönetmeliklerin uygulanmasını düzenlemek, standartları tespit etmek ve sınırlamalar koymak, bu hususlarda tüm kamu kurum ve kuruluşları için uyulması zorunlu düzenlemeleri yapmak ve tedbirleri almak” görevine yer verilmiştir.
5434 sayılı Emekli Sandığı Kanununun Geçici 139. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında, emekli, adi malüllük veya vazife malüllüğü aylığı bağlanmış olanlarla, bunların bakmakla yükümlü bulundukları aile fertlerinin, dul ve yetim aylığı alanların genel sağlık sigortasının kanunla düzenleneceği tarihe kadar hastalanmaları halinde resmi veya özel sağlık kurum ve kuruluşlarında yönetmelikle belirlenecek usul ve esaslara göre muayene ve tedavi ettirilecekleri hükmü yer almış, muayene ve tedavinin, ilgililerin hekime muayene ettirilmesi, hekimin göstereceği lüzum üzerine teşhis için gereken klinik ve laboratuvar muayenelerinin yaptırılması, tedavi süresince gerekli ilaç ve iyileştirme vasıtalarının sağlanması durumunu da kapsayacağı hükmü yer almıştır.
Bu kapsamda kamu personeli ve emeklileri ile bunların bakmakla yükümlü bulundukları aile fertlerinin sağlık kurum ve kuruluşlarında yapılan tedavi ücretleri ve tedavi yardımına ilişkin işlemlerde, kurumlar arası uygulama birliğini sağlamak amacıyla esaslar kararlaştırılarak Bütçe Uygulama Talimatı hazırlanmış; Talimat’ın kapsamındaki kişiler sayılarak diğer sosyal güvenlik kuruluşları ile sağlık hizmeti sunan kamu kurum ve kuruluşları arasında hizmet satın alınmasına yönelik protokolün uygulamaya konulması halinde bu Talimat’ta yer alan usul ve esaslara aynen uyulacağı, 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname kapsamında bulunan kurumlarda çalışan Devlet memurları ve diğer kamu görevlileri ile bunların bakmakla yükümlü oldukları aile fertlerinin sağlık kurumlarında yapılan tedavilerinde de bu Talimat esaslarına göre işlem yapılacağı düzenlenmiştir.
Talimat’ın dava konusu “Sağlık Kurumları Tarafından Temini Zorunlu Tıbbi Sarf Malzemeleri” başlıklı 20.2. maddesinde;
“Bu Talimat eki (EK-5/A) listesinde belirtilen “Sağlık Kurumları Tarafından Temini Zorunlu Yatan Hastalara Reçete Edilemeyecek ve Faturalarda Gösterilecek Tıbbi Sarf Malzemeleri” hiçbir şekilde reçete edilmeyecek ve dışardan temin ettirilmeyecektir. Tedaviyi yapan sağlık kurumları tarafından temin edilerek hastalara kullanılan sarf malzemeleri Talimatın 21.1 inci maddesinde belirtilen esaslara göre ve (EK-5/A) Listesinde belirlenen birim fiyatları aşmayacak şekilde fatura edilir ve hastanın kurumundan tahsil edilir.
Bu liste kapsamı dışında kalan faturalandırılabilir sarf malzemelerinin sağlık kurumları tarafından temin edilerek hastalara kullanılması durumunda, KDV dahil alış fiyatı üzerine % 15 işletme gideri ilave edilmek suretiyle fatura edilir ve hastanın kurumundan tahsil edilir. Bu şekilde temin edilecek malzemelerin en az % 50 sinin rekabeti ve toplu alımı sağlayacak ihale usulüyle gerçekleştirilmesi gerekmektedir.
Bu Talimata ekli “Sağlık Kurumları Tarafından Temini Zorunlu Yatan Hastalara Reçete edilemeyecek ve Faturalarda Gösterilebilecek Tıbbi Sarf Malzemeleri Listesi”nde (EK-5/A) yer alan malzemeler hiçbir şekilde hastalara aldırılamaz. Aksi takdirde, aldırılan malzemeye ilişkin fatura bedeli hastaneye yapılacak olan ödemelerden mahsup edilerek hastanın kurumu tarafından hastaya ödenir ve durum bir yazı ile hastaneye bildirilir.
Bu liste dışında kalan ve reçete edilmek suretiyle hasta tarafından hastane dışından temin edilen tıbbi malzeme (ortopedi sarf malzemeleri hariç) bedelleri de, sağlık kurulu raporu ile belgelendirilmek kaydıyla sosyal güvenlik kuruluşlarınca belirlenen protokol fiyatı üzerinden, protokol fiyatı yok ise yapılacak piyasa araştırması sonucu bulunacak en düşük bedel üzerinden ödenir.
Hastane tarafından temin edilerek hastaya kullanılan veya reçete edilmek suretiyle hastane dışından temin edilen ortopedik sarf malzemeleri T.C. Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü internet adresinde yayımlanan liste kapsamındaki birim fiyatlar üzerinden ödenir.” düzenlemesi yer almaktadır.
Anılan düzenleme yukarıya aktarılan mevzuat ile birlikte değerlendirildiğinde, düzenlemenin; muayene, tetkik, tahlil ve tedavilerin usul, şekil ve şartlarına müdahale olmaksızın ilgililerin hekime muayene ettirilmesi, hekimin göstereceği lüzum üzerine teşhis için gereken klinik ve laboratuvar muayenelerinin yaptırılması, tedavi süresince gerekli ilaç ve iyileştirme vasıtalarının sağlanmasına ilişkin kapsamı daraltıcı nitelikte olmadığı ve ilgililere yasal olmayan bir şekilde mali külfet yükleyecek düzenlemelerden kaçınıldığı, tedavi giderlerinin Kurumlar tarafından ödemesi yapılırken bir faturalandırma sistemi oluşturmasının zorunlu olduğu, faturalandırma ve geri ödeme işlemlerinde disiplini sağlamak amacıyla düzenlemeler yapıldığı sonucuna varılmaktadır.
Bu durumda idarece tedavi giderlerinin geri ödemesi yapılırken göz önünde bulundurulması gereken esaslara yer veren dava konusu düzenlemede hukuka, mevzuata ve kamu yararına aykırılık bulunmamaktadır.
Davacının eşinin … Üniversitesi Hastanesi’nde yapılan hasta hizmetleri karşılığı olan 57.929 TL fatura bedelinin , 9.623 TL ‘sinin ödenmemesine ilişkin işlem açısından ise;
1479 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu’nun 70. maddesinde; bu Kanunun uygulanmasından doğan uyuşmazlıkların yetkili iş mahkemelerinde veya bu davalara bakmakla görevli mahkemelerde görüleceği hükmü yer almaktadır.
03.08.2005 tarih ve 25895 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bağ-Kur Sağlık Sigortası Yardımları Yönetmeliğinin 4. maddesinde; bu Yönetmelikte geçen ‘sigortalı’nın, 1479 ve 2926 sayılı Kanunlara göre sigortalı sayılan kimseleri, ‘hak sahibi’nin ise 1479 ve 2926 sayılı Kanunlar kapsamındaki sigortalıların, yaşlılık ve malullük aylığı almakta olanların sağlık yardımından yararlanan eş ve bakmakla yükümlü oldukları çocukları, ana ve babaları ile ölüm aylığı alanları ifade ettiği; ‘Muayene ve tedavinin yapılacağı sağlık kuruluşları’ başlıklı 6. maddesinde; sağlık hizmetinin yürütülmesi ile ilgili esasların, hizmet satın alınacak müessese ile Kurum (Bağ-Kur veya Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu) arasında yapılacak bir protokolle düzenleneceği, ancak, Kurumla protokolü bulunmayan resmi sağlık kurum ve kuruluşlarında Bağ-Kur sağlık karnesi/kartı ile muayene ve tedavi görenlere Sağlık Bakanlığına Bağlı Yataklı Tedavi Kurumlarında Yapılacak Muayene – Tetkik – Tahlil – Müdahale – Ameliyat ve Tedavilere ait Fiyat Tarifesi (Mali Yıl Bütçe Uygulama Talimatı Resmi Sağlık Kurumları Fiyat Tarifesi) üzerinden hesaplanmak suretiyle Kurumca belirlenecek esaslar dahilinde ödeme yapılacağı, fiyat tarifesini aşan kısmın Kurumca ödenmeyeceği düzenlenmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden; davacının Bağ – Kur mevzuatı kapsamında hak sahibi eşinin 09.02.2006-12.07.2006 tarihleri arasında … Üniversitesi Hastanesi Kardiyoloji Servisi Reanimasyon Yoğun Bakım ünitesinde tedavi gördüğü, buradaki takip ve tedavi hizmeti sonucu kendilerine fatura edilen 57.929 TL tedavi giderinin 9.623 TL’sinin ödenmemesi üzerine kalan kısmın da ödenmesi istemiyle Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Bağ-Kur … İl Müdürlüğü (Devredilen)’ne yapılan başvurunun; davalı idare tarafından 2005-2006 Mali Yılı Tedavi Yardımlarına İlişkin Bütçe Uygulama Talimatı esas alınarak ödeme yapıldığı, yapılan incelemede ödemede herhangi bir hatanın bulunmadığından bahisle reddi üzerine davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Yukarıda aktarılan mevzuat uyarınca davanın; 1479 sayılı Kanun kapsamında sigortalı sayılan davacının eşinin tedavi giderlerinin tamamının ödenmesi yönündeki talebin reddi işleminin iptaline ilişkin kısmın görüm ve çözümünde idari yargının görevli olmadığı, uyuşmazlığın çözümünde adli yargı yerlerinin (iş mahkemelerinin) görevli olduğu sonucuna varılmaktadır.
Nitekim davacı tarafından 15.03.2011 tarihinde tedavi giderlerinin ödenmeyen 9.623 TL’sinin yasal faizi ile birlikte ödenmesi talebiyle açılan dava açılmış; … 1. İş Mahkemesi’nce; … tarih ve … sayılı kararı ile işin esası incelenerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacının eşinin tedavi hizmetleri karşılığı olan … TL’nin, …TL ‘sinin ödenmemesine ilişkin işlem yönünden davanın GÖREV YÖNÜNDEN REDDİNE, 2005-2006 Mali Yılı Tedavi Yardımlarına İlişkin Bütçe Uygulama Talimatı’nın 20.2. Maddesi yönünden ise davanın REDDİNE, aşağıda dökümü yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen …-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı’na verilmesine, artan posta ücretinin istemi halinde davacıya iadesine, bu kararın tebliğ tarihinden itibaren 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na temyiz yolu açık olmak üzere, 20/02/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.