Danıştay Kararı 15. Daire 2013/2536 E. 2018/8362 K. 19.12.2018 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2013/2536 E.  ,  2018/8362 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ON BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2013/2536
Karar No : 2018/8362

Davacı :
Vekili :
Davalı :
Vekilleri :
Davanın Özeti : 22/09/2007 tarihli ve 26651 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Beşeri İlaçların Fiyatlandırması Hakkında Tebliğ’in 9. maddesinin 8. fıkrasına, 14/04/2012 tarihli ve 28264 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Beşeri İlaçların Fiyatlandırılması Hakkında Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ’in 9. maddesi ile eklenen “…Depocuya satış fiyatı belirlenirken referans fiyata uygulanan oranların düşüşü nedeniyle eczane stoklarında meydana gelebilecek stok zararları, firmalar tarafından eczane depolarına, depolar tarafından da eczanelere ödenir. Bu kapsamda yapılacak işlemlerde, eczacılar tarafından İlaç Takip Sistemine yapılan bildirimler esas alınır. İlaç Takip Sistemine kayıt edilmiş ve fiyat düzenlemelerinden etkilenmiş olan eczane stoklarındaki ilaçların eczaneye maliyeti farklarının toplam tutarı, ruhsat sahipleri tarafından fiyat değişikliğinin duyurulduğu tarihten sonra, en geç 15 gün içerisinde eczane depolarına, ecza depoları tarafından da eczanelere en geç 15 gün içerisinde ödenir.” ibaresinin; bu düzenlemenin eczane, ecza deposu ve firmalar arasındaki özel hukuka tabi sözleşme ilişkisine müdahale niteliğinde olduğu, dayanağı Bakanlar Kurulu Kararını aşar nitelikte olduğu, Kararda olmayan bir süre sınırlaması getirildiği, davalı idarenin fiyat düşüşleri nedeniyle eczane stoklarında meydana gelen zararı ilaç firmalarına tazmin ettirme konusunda düzenleme yapma yetkisinin olmadığı, Tebliğin dayanağı mevzuatta da ’na bu yönde bir yetki vermediği, tarafından bu yönde düzenleme yapılmasının idarenin türevselliği ilkesi ile bağdaşmadığı, düzenleme ile ilaç firmalarına finansal bir yükümlülük getirildiği, firmaların eczane zararlarını tazmin sorumluluğu ile karşı karşıya bırakıldığı, yasal dayanağı olmadan kişilere sorumluluk ve yükümlülük getirilemeyeceği, firmaların satış konusu ilaçları depolara teslim etmesi ile satış işlemlerinin kesinleştiği, artık bu satıştan dolayı malın ayıplı çıkması gibi Borçlar Kanunu’ndan kaynaklanan sorumluluk halleri hariç herhangi bir yükümlülükle karşılaşmamaları gerektiği, düzenlemenin eczaneler ile ecza depoları ve firmalar arasında çok sayıda uyuşmazlığa sebebiyet vereceği, bunun kamu yararına uygun düşmediği, nitekim değişiklikler sonrası …’nin gönderdiği yazılar ile stok zararlarını talep ettiği iddia edilerek iptali istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : Dava konusu düzenlemenin …’nun görev alanına girdiği, ’nın hasım mevkiinden çıkarılması ve ayrı bir tüzel kişiliği olan ….husumetiyle davanın görülmesi gerektiği, ilaç piyasasının gerek piyasa yapısı gerekse işleyişi bakımından diğer piyasalardan farklılık arz ettiği, ortaya çıkan piyasa aksamaları ve ilaç harcamalarındaki hızlı artış nedeniyle çeşitli düzenleme ve kontrole tabi oldukları, hastaların ilaca en kısa sürede erişebilmelerinin temini için herhangi bir aksamaya mahal verilmemesi bakımından ’nın bu alana müdahale etme yetkisinin bulunduğu, hayati önem taşıyan bir alanın tamamen özel hukuk tüzel kişilerinin eline bırakılmasının mümkün olmadığı, ilaçların sürekli olarak piyasada bulunabilirliğini sağlamak bakımından fiyat değişimlerinden dolayı ecza depolarında ve eczanelerde oluşabilecek stok zararlarının en aza indirilerek zarar görmelerinin engellenmesi ve faaliyetlerine devam edebilmeleri için düzenlemenin yapıldığı, davacı tarafın stok zararlarının tazmin edilmesi yönünde taahhüdünün bulunduğu, hastaların ilaç fiyatlarındaki indirimler neticesinde yeni fiyatlı ilaçlara ulaşımını kolaylaştırmak amacıyla indirimli fiyatların uygulanma süresinin, 2009 yılında ortaya çıkan global ekonomik krizin etkilerini azaltmak amacıyla kurulan Ekonomi Koordinasyon Kurulu kararı ile kısaltıldığı, aynı zamanda, ecza odalarının bu husustaki şikayet ve talepleri de dikkate alınarak, eczane ve depo stok zararlarının karşılanmasına yönelik tedbirlerin alındığı, bu çerçevede Bakanlık tarafından 2009 tarihli Genelge yayımlandığı, bu kapsamda ilaç sektörünün temsilcileri ….) ile Bakanlık arasında imzalanan protokoller neticesinde eczanelerde Bakanlar Kurulu Kararı ve Sağlık Uygulama Tebliği değişikliği neticesinde oluşacak olan stok zararının kamunun talebi üzerine karşılanacağının taahhüt edildiği, bu taahhütler neticesinde, 10/11/2011 tarihli ve 28108 sayılı mükerrer Resmî Gazete’de, stok zararlarının ilaç firmalarınca karşılanmasına ilişkin 2011/2368 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı’nın yayımlandığı, dava konusu düzenlemenin bu Bakanlar Kurulu Kararı’na paralel olarak yapıldığı, kamu yararı güdülerek yapılan dava konusu düzenlemede hukuka aykırı bir yön bulunmadığı belirtilerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
Düşüncesi : Davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı :
Düşüncesi : Dava, 22.9.2007 tarih ve 26651 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Beşeri İlaçların Fiyatlandırılması Hakkında Tebliğ’in 9. maddesinin 8. fıkrasına, 14.4.2012 tarih ve 28264 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Beşeri İlaçların Fiyatlandırılması Hakkında Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ” ile eklenen “Depocuya satış fiyatı belirlenirken referans fiyata uygulanan oranların düşüşü nedeniyle eczane stoklarında meydana gelebilecek stok zararları, firmalar tarafından eczane depolarına depolar tarafından da eczanelere ödenir. Bu kapsamda yapılacak işlemlerde, eczacılar tarafından İlaç Takip Sistemine yapılan bildirimler esas alınır. İlaç Takip Sistemine kayıt edilmiş ve fiyat düzenlemelerinden etkilenmiş olan eczane stoklarındaki ilaçların eczaneye maliyeti farklarının toplam tutarı, ruhsat sahipleri tarafından fiyat değişikliğinin duyurulduğu tarihten sonra, en geç 15 gün içerisinde eczane depolarına, ecza depoları tarafından da eczanelere en geç 15 gün içerisinde ödenir.” ibaresinin iptali istemiyle açılmıştır.
11.12.2015 tarih ve 29559 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Beşeri Tıbbi Ürünlerin Fiyatlandırılması Hakkında Tebliğ’in 12. maddesiyle dava konusu edilen Tebliğ yürürlükten kaldırılmıştır.
Tebliğin yürürlükten kaldırılmış olması ve buna dayalı olarak tesis edilmiş bir işlemin dava konusu edilmemiş olması karşısında, davanın esasını inceleme olanağı bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce, duruşma için taraflara önceden bildirilen 19/12/2018 tarihinde davacı vekili Av. …in, davalı idareyi temsilen Av. … geldiği, Danıştay Savcısı’nın hazır olduğu görülmekle açık duruşmaya başlandı. Taraflara usulüne uygun olarak söz verilerek dinlendikten ve Danıştay Savcısı’nın düşüncesi alındıktan sonra taraflara son kez söz verilip, duruşma tamamlandı. Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenildikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Davalı idarenin husumet itirazı yerinde görülmeyerek işin esasına geçildi.
Dava, 22/09/2007 tarihli ve 26651 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Beşeri İlaçların Fiyatlandırması Hakkında Tebliğ’in 9. maddesinin 8. fıkrasına, 14/04/2012 tarihli ve 28264 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Beşeri İlaçların Fiyatlandırılması Hakkında Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ’in 9. maddesi ile eklenen “…Depocuya satış fiyatı belirlenirken referans fiyata uygulanan oranların düşüşü nedeniyle eczane stoklarında meydana gelebilecek stok zararları, firmalar tarafından eczane depolarına, depolar tarafından da eczanelere ödenir. Bu kapsamda yapılacak işlemlerde, eczacılar tarafından İlaç Takip Sistemine yapılan bildirimler esas alınır. İlaç Takip Sistemine kayıt edilmiş ve fiyat düzenlemelerinden etkilenmiş olan eczane stoklarındaki ilaçların eczaneye maliyeti farklarının toplam tutarı, ruhsat sahipleri tarafından fiyat değişikliğinin duyurulduğu tarihten sonra, en geç 15 gün içerisinde eczane depolarına, ecza depoları tarafından da eczanelere en geç 15 gün içerisinde ödenir.” ibaresinin iptali istemiyle açılmıştır.
1262 sayılı İspençiyari ve Tıbbi Müstahzarlar Kanunu’nun 4348 Sayılı Kanun’un 1. maddesiyle değişik 6. maddesinde; “5 inci maddede zikredilen şartlar dahilinde yapılacak müstahzarların müsaadesini almak için evvelemirde bir istida ile Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaletine müracat olunur. Bu istida ile beraber müstahzarlardan beş numune ve cinsi ve miktarı sarih olarak tayin edilmiş olmak şartıyla müstahzarları terkip eden maddeleri bildirir tasdikli bir formül ve müstahzarın ambalajına mahsus kap ve saire ve tarifname numune ve suretleri gönderilir ve müstahzarın toptan ve perakende satış fiyatları da bildirilir.” denildikten sonra 7. maddesinde, “6. maddede yazılı istida ve numuneler Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaletince tetkik ve tahlil edilerek aşağıda yazılı şartların mevcudiyeti halinde izin verilmesine müteallik muamele yapılır.

F) Fiyatının muvafık ve isminin uygun bulunması
… Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaleti piyasa icaplarına göre müstahzar fiyatlarının tadilini istiyebilir.” kurallarına yer verilmiştir.
3359 Sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanununun 3 üncü maddesinde de; sağlık hizmetleri ile ilgili temel esaslar sayılmış, (k) bendinde, koruyucu, teşhis, tedavi ve rehabilite edici hizmetlerde kullanılan ilaç, aşı, serum ve benzeri biyolojik maddelerin üretiminin ve kalitesinin teşvik ve teminin esas olduğu, her türlü müstahzar, terkip, madde, malzeme, farmakope mamülleri, kozmetikler ve bunların üretiminde kullanılan ham ve yardımcı maddelerin ithal, ihraç, üretim, dağıtım ve tüketiminin amaç dışı kullanılmak suretiyle fizik ve psişik bağımlılık yapan veya yapma ihtimali bulunan madde, ilaç, aşı serum ve benzeri biyolojik maddeler ile diğer terkiplerin kontroluna, murakabesine ve bunların yurt içinde ve yurt dışında ücret karşılığı kalite kontrollerini yaptırmaya, özel mevzuata göre ruhsatlandırma, izin ve fiyat verme işlerini yürütmeye Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığının yetkili olduğu kurala bağlanmıştır.
663 sayılı dava konusu düzenlemenin tesis edildiği tarihteki adıyla nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin -yine dava konusu düzenleme tarihinde yürürlükte olan- (Mülga:2/7/2018-KHK-703/25 md.) 2. maddesinin ikinci fıkrasının (d) bendinde; ”Sağlık hizmetlerinde kullanılan ilaçlar, özel ürünler, ulusal ve uluslararası kontrole tâbi maddeler, ilaç üretiminde kullanılan etken ve yardımcı maddeler, kozmetikler ve tıbbî cihazların güvenli ve kaliteli bir şekilde piyasada bulunması, halka ulaştırılması ve fiyatlarının belirlenmesi” ‘nın görevleri arasında sayılmış; aynı maddenin 4. fıkrasında ise “İlaç fiyatlarının belirlenmesine ilişkin usûl ve esaslar Bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca belirlenir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Beşeri İlaçların Fiyatlandırılmasına Dair 2007/12325 sayılı Kararın 1. maddesinde, nın, 1262 sayılı İspençiyari ve Tıbbi Müstahzarlar Kanunu ve 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu gereğince beşeri ilaçların tüketiciye uygun şartlarda ulaşmasını temin etmek için gerekli tedbirleri alarak azami fiyatları belirleyeceği, ruhsat ya da başvuru sahiplerinin bu Karara uygun olarak talep ettikleri fiyatların tarafından onaylanarak geçerlilik tarihiyle birlikte ilan edileceği belirtilmiştir.
Aynı Kararın 2. maddesinde ise, fiyatların belirlenmesi konusunda referans ülke ve referans fiyat usulünün uygulanması, referans fiyat para birimi olarak da Avro kullanılması esası benimsenmiş, kararın diğer maddelerinde de Fiyat Değerlendirme Komisyonunun oluşumuna, Geri Ödeme Komisyonuna, fiyat müracaatlarına, referans fiyat değişimlerine ve depocu ve eczacı kâr oranlarına ilişkin düzenlemelere yer verilmiştir. Kararın 18/09/2009 tarih ve 2009/15434 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile değişik 3. maddenin üçüncü fıkrasında; “İlaçların fiyatlarında ancak Fiyat Değerlendirme Komisyonunca belirlenecek oranlarda artış yapılabilir. Fiyat listesinde yapılacak değişiklikler, yayımlandığı tarihten (Değişik ibare:03/12/2009-2009/15631 sayılı BKK) 5 iş günü sonra uygulanmaya başlanır. Ancak, fiyat listesine ilave edilen yeni ürünler için bu süre beklenilmez. Firmaların kendi istekleriyle yapılan fiyat düşüşlerinde ise, eczane stoklarında oluşacak kayıpların telafi edileceğinin ilgili firma tarafından taahhüt edilmesi kaydıyla bu süre beklenilmeyebilir. Komisyonun sekretarya hizmetleri tarafından yürütülür.” yönünde düzenlemeye yer verilmiştir.
Bu kararın uygulanmasına ilişkin olarak nca hazırlanan ve 22/09/2007 tarihli ve 26651 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Beşeri İlaçların Fiyatlandırması Hakkında Tebliğin “Fiyat Değişiklikleri” başlıklı 9. maddesinin 8. fıkrasında; “(Değişik: RG-11/06/2010-27608) Fiyat listesinde yapılacak değişikliklerin uygulanmasına listenin yayımlandığı tarihten 5 iş günü sonra başlanır. Ancak fiyat listesine ilave edilen yeni ürünler için bu süre beklenilmez. Ayrıca referans değişiklikleri sonucu veya firmaların kendi istekleri ile yapmış oldukları fiyat düşüşleri, eczane stoklarında oluşacak kayıpların telafi edilmesi kaydıyla bu süre beklenilmeden geçerli olur.” hükmüne yer verilmiştir.
Tebliğin dayanağı olan 2007/12325 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı’nın 3. maddesinin üçüncü fıkrası; 10/11/2011 tarihli ve 28108 mükerrer sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 2011/2368 sayılı Beşeri İlaçların Fiyatlandırılmasına Dair Kararda Değişiklik Yapılması Hakkında Karar’ın 2. maddesiyle değiştirilerek maddede “İlaçların fiyatlarında ancak Fiyat Değerlendirme Komisyonunca belirlenecek oranlarda artış yapılabilir. Fiyat listesinde yapılacak değişiklikler, yayımlandığı tarihten 5 iş günü sonra uygulanmaya başlanır. Ancak, fiyat listesine ilave edilen yeni ürünler için bu süre beklenilmez. Depocuya satış fiyatı belirlenirken referans fiyata uygulanan oranların düşüşü nedeniyle eczane stoklarında meydana gelebilecek stok zararları, firmalar tarafından ecza depolarına, depolar tarafından da eczanelere ödenir. Bu kapsamda yapılacak işlemlerde, eczacılar tarafından İlaç Takip Sistemine yapılan bildirimler esas alınır. Fiyat Değerlendirme Komisyonu kararı sonucu yapılan fiyat artışları söz konusu olduğunda, firmaların talebi halinde firmanın kendi ilaçlarına ait eczane stok bilgileri İlaç Takip Sistemi aracılığı ile ilgili firmayla paylaşılır. Firmaların kendi istekleriyle yapılan fiyat düşüşlerinde ise, eczane stoklarında oluşacak kayıpların telafi edileceğinin ilgili firma tarafından taahhüt edilmesi kaydıyla bu süre beklenilmeyebilir. Komisyonun sekretarya hizmetleri tarafından yürütülür.” yönünde düzenlemeye gidilmiştir.
Bu düzenlemeye paralel olarak da, 22/09/2007 tarihli ve 26651 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Beşeri İlaçların Fiyatlandırması Hakkında Tebliğ’in “Fiyat Değişiklikleri” başlıklı 9. maddesinin 8. fıkrasında, 14/04/2012 tarihli ve 28264 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “Beşeri İlaçların Fiyatlandırılması Hakkında Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ’in 9. maddesi ile “Fiyat listesinde yapılacak değişikliklerin uygulanmasına listenin yayımlandığı tarihten 5 iş günü sonra başlanır. Ancak fiyat listesine ilave edilen yeni ürünler için bu süre beklenilmez. Ayrıca referans değişiklikleri sonucu veya firmaların kendi istekleri ile yapmış oldukları fiyat düşüşleri, eczane stoklarında oluşacak kayıpların telafi edilmesi kaydıyla bu süre beklenilmeden geçerli olur. Depocuya satış fiyatı belirlenirken referans fiyata uygulanan oranların düşüşü nedeniyle eczane stoklarında meydana gelebilecek stok zararları, firmalar tarafından eczane depolarına, depolar tarafından da eczanelere ödenir. Bu kapsamda yapılacak işlemlerde, eczacılar tarafından İlaç Takip Sistemine yapılan bildirimler esas alınır. İlaç Takip Sistemine kayıt edilmiş ve fiyat düzenlemelerinden etkilenmiş olan eczane stoklarındaki ilaçların eczaneye maliyeti farklarının toplam tutarı, ruhsat sahipleri tarafından fiyat değişikliğinin duyurulduğu tarihten sonra, en geç 15 gün içerisinde eczane depolarına, ecza depoları tarafından da eczanelere en geç 15 gün içerisinde ödenir.” yönünde dava konusu değişikliğe gidilmiştir.
Dava konusu Tebliğ, 11/12/2015 tarihli ve 29559 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Beşeri Tıbbi Ürünlerin Fiyatlandırılması Hakkında Tebliğ’in 12. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış ise de, idari işlemlerin tesis edildikleri tarih itibariyle yargısal denetime tabi tutulması gerektiği yönündeki idari yargılama usulü ilkesi göz önünde bulundurularak hükmün esasının incelenmesine geçilmiştir.
Dava konusu düzenlemenin bizzat ilaç fiyatlarının belirlenmesi niteliğinde olmayıp referans fiyata uygulanan oranların düşüşü nedeniyle sağlık hizmetinin sunumunda meydana gelebilecek problemleri çözmeye ve ilaçların piyasaya en uygun fiyatlarla verilmesini ve halka en uygun fiyatlarla ulaşmasını sağlamaya yönelik tedbir niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinden de anlaşılacağı üzere, herkesin hayatının beden ve ruh sağlığı içinde devamını sağlamak, ülkenin sağlık şartlarını düzeltmek, halka sağlık hizmetlerini ulaştırmakla görevli olan… sağlık hizmetinin en gerekli ve vazgeçilmez unsurlarından biri olan ilaçların halka en uygun fiyatlarla ulaşımından da sorumludur. Bakanlık bu sorumluluğunu ve mevzuattaki görevlerini yerine getirirken gerekli tedbirleri almak ve kurallar koymak yetkisini haizdir.
Davacı tarafından ileri sürülen, dava konusu düzenlemenin eczane, ecza deposu ve firmalar arasındaki özel hukuka tabi sözleşme ilişkisine müdahale niteliğinde ve dayanağı Bakanlar Kurulu Kararı’nı aşar nitelikte olduğu, düzenleme ile ilaç firmalarına finansal bir yükümlülük getirildiği, firmaların eczane zararlarını tazmin sorumluluğu ile karşı karşıya bırakıldığı, firmaların satış konusu ilaçları depolara teslim etmesi ile satış işlemlerinin kesinleştiği, artık bu satıştan dolayı malın ayıplı çıkması gibi Borçlar Kanunu’ndan kaynaklanan sorumluluk halleri hariç herhangi bir yükümlülükle karşılaşmamaları gerektiği yönündeki iddialar açısından, ilaç fiyatlarının kontrol edilmesi kapsamında referans fiyat uygulamasına geçildiği, bu sistem sayesinde ilaç fiyatlarında düşüşler sağlandığı, bu sayede yenilikçi tedavi usullerinin ve yeni jenerik ürünlerin ülkeye girişinin kolaylaştığı, jenerik ürünlerin piyasaya arzı ile aynı kalite koşullarında üretilen ürünler arasında fiyat farkının giderilmesi gerektiği, bu amaçla ilaç maliyetleri düşürülerek eşit fiyat uygulamasına gidildiği, hastaların ilaç fiyatlarındaki indirimler neticesinde yeni fiyatlı ilaçlara ulaşımını kolaylaştırmak amacıyla indirimli fiyatların uygulanma süresinin hizmet gerekleri ve kamu yararı düşüncesiyle kısaltıldığı, eczanelerin stoklarının bu süre zarfında eritilemezse stok zararının firmalarca giderilmesi gerektiği yönünde Bakanlık tarafından 2009 tarihli Genelge yayımlandığı, yine ilaç sektörünün temsilcileri (…) ile Bakanlık arasında imzalanan protokoller neticesinde eczanelerde Bakanlar Kurulu Kararı ve Sağlık Uygulama Tebliği değişikliği neticesinde oluşacak olan stok zararının kamunun talebi üzerine karşılanacağının taahhüt edildiği ve bu taahhütler neticesinde stok zararlarının ilaç firmalarınca karşılanmasına ilişkin yasal düzenlemelerin yapıldığı anlaşılmaktadır.
İlaçların fiyatlandırılması konusunda mevzuatın yetkiyi davalı idarelere vermiş olduğu, kamu yararı, sosyal devlet ilkesi ve hizmet gerekleri düşünceleriyle dönem dönem ilaç fiyatlarına müdahale edilerek fiyatlarda indirime gidildiği, indirimler neticesinde oluşan stok zararlarının da ilaç firmalarınca karşılanmasının gerektiği, eczane, depocu ve firma arasındaki ilişkinin tamamen özel hukuk hükümlerine tabi bir ilişki olarak düşünülemeyeceği şöyle ki ilaç piyasasının işleyiş ve yapı itibariyle diğer piyasalardan farklılık arz eden bir piyasa olduğu, süreç içerisinde ortaya çıkan aksamalar ve ilaç harcamalarındaki hızlı artış nedeniyle kısıtlamalara ve kontrole tabi tutulması gerektiği, hastaların ilaca kısa sürede ulaşması için fiyat değişikliklerinin uygulanma süresinin kısaltılabileceği ve stok zararı oluşma durumunda ilaç firmalarınca zararın tazminine yönelik düzenlemeler getirilebileceği, hayati öneme sahip bu alanın tamamen özel hukuk ilişkisi olarak görülerek tarafların iradesine bırakılmasının beklenemeyeceği açıktır.
Bu yönlerden dayanağı Bakanlar Kurulu Kararı’na ve mevzuata uygun olarak, hizmet gerekleri doğrultusunda tesis edilmiş olan davaya konu Tebliğ hükmünde hukuka aykırılık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, yasal dayanaktan yoksun bulunan davanın REDDİNE, aşağıda dökümü yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, artan posta ücretinin istemi halinde davacıya iadesine, kararın verildiği tarihte yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre duruşmalı işler için belirlenen …-TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine, bu karara karşı tebliğ tarihini izleyen otuz (30) gün içinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere, 19/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.