Danıştay 15. Daire Başkanlığı 2013/14421 E. , 2018/3330 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2013/14421
Karar No : 2018/3330
Temyiz Eden (Davacı) : ………..Temsilen Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Vekili : ………….
Karşı Taraf (Davalı) : ………….
Vekili : ………….
İstemin Özeti :Davacının, davalı idarenin hizmet kusuru bulunduğu öne sürülerek 50.000,00-TL manevi tazminatın yasal faiziyle ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan dava sonucunda, … İdare Mahkemesi’nce; 2006-2011 yılları arasında diş protez teknisyeni olarak görev yaptığı …………. Devlet Hastanesi Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi Laboratuvarında başlangıçta havalandırmanın olmadığı, mum eritme cihazının bulunmadığı, bunların çok sonradan temin edildiği, laboratuvarda tozlara karşı korunaklı maske yerine normal bilinen ameliyat esnasında kullanılan basit maskelerin kullanıldığı ve bu şekilde diş tozlarına karşı yeterli önlemlerin alınmadığı, bu çalışma ortamına defalarca itiraz etmelerine rağmen dikkate alınmayarak aynı ortamda çalıştırılmaya devam edildiği, daha sonraları göğüs ağrıları, halsizlik, ateş vb. şikayetlerle rahatsızlanınca tedavi olmak için çalıştığı hastaneye başvurduğu, bu süreçte aynı hastanenin 02.05.2011 tarih ve 2570 sayılı raporu ile “Akut Bronşit”, “Streptopoplara Bağlı Pnömoni”, “Enfeksiyöz Organizmalara Bağlı AC Tüberküloz” tanısı konulduğu, 2 ay istirahat raporu verildiği, raporların Temmuz, Eylül ve Ocak aylarında tekrar edildiği, 1 yıl süreyle tozlu ortamda çalışmasının uygun olmadığının belirtildiği, tedavisinin devam ettiği, hastane enfeksiyon komitesinin hiçbir şekilde laboratuvarda denetim çalışması yapmadığı, bu konuda gerekli önlemleri almadığı, yakalandığı hastalığın doğrudan doğruya çalışma ortamında gerekli tedbirlerin alınmamasından kaynaklandığı iddialarıyla açılan davada, her ne kadar davacı tarafından, 2006-2011 yılları arasında diş protez teknisyeni olarak görev yaptığı…………… Devlet Hastanesi Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi Laboratuvarında gerekli önlemlerin alınmadığı, bu nedenle hastalandığı ileri sürülmekte ise de; davalı idare tarafından sunulan savunma dilekçesi ve eklerinden,………….Devlet Hastanesi Ağız ve Diş Sağlığı Merkezinin iki cephesinin pencerelerden oluştuğu, 4 adet aspiratör bulunduğu, üçü dışarıya, biri içeriye olmak üzere hava sirkülasyonu sağlandığı, anılan merkezin 17.11.2008 tarihinde açılmasını takiben 20.02.2009 tarihinde mum eritme cihazının tedarik edildiği, kullanılan ameliyat maskesinin korumalı maske olduğu, 2009/20 sayılı genelgede belirlenen endüstriyel tip toz maskesinin17.12.2009 tarihinde tedarik edilerek, teknisyenlerin kullanımına sunulduğu, eksikliklerin tespiti ve giderilmesi amacıyla kalite kontrol komisyonu toplantıları ve enfeksiyon kontrol komitesi toplantılarının yapıldığı, enfeksiyon kontrol komitesine diş teknisyeninin de dahil edildiği, yapılan toplantılarda protez laboratuvarlarının havalandırılması, aydınlatılması ve kullanılan maskeler açısından şikayet ve öneride bulunulmadığı, bu durumda, davalı idare aleyhine manevi tazminata hükmedilebilmek için, ağır hizmet kusurunun varlığı ile bunun sonucunda kişilerin manevi değerlerinde bir eksilme olması gerektiği, ancak yukarıda anılan olayda davalı idareyi manevi tazminatla yükümlü tutabilecek nitelikte ağır hizmet kusurunun bulunmadığı anlaşıldığından, davacıya manevi tazminat ödenmesini gerektiren koşulların gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddi yolunda verilen kararın, hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Mahkeme kararının hukuka uygun olduğu, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Tetkik Hakimi Düşüncesi : Mahkeme tarafından, davacının iddiasında belirttiği 2009 yılı öncesi 2006 ve 2009 yılları arasında çalıştığı dönemde merkezin gerekli koşullarının sağlanmadığı Mahkeme tararfından bu yılların irdelenmediği, ağız ve diş sağlığı merkezinin 2009 yılında ayrı bir merkez olarak açıldığı, raporda tozlu ortamda çalışamayacağının beliritildiği, mevcut rahatsızlığının çalışma ortamından kaynaklanıp,kaynaklanmadığı hususları açısından inceleme yapılmadan karar verilidiği, bu iddialarında açıklığa kavuşturularak karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Kararın Bozulması” başlıklı 49. maddesinin 2. fıkrasında; temyiz incelemesi sonucu Danıştayın; a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması, b) Hukuka aykırı karar verilmesi, c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması sebeplerinden dolayı incelenen kararı bozacağı kuralına yer verilmiştir.
Dosyadaki belgeler ile temyiz dilekçesindeki iddiaların incelenmesinden, temyiz istemine konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu, kararın bozulmasını gerektirecek yasal bir sebebin bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle; temyiz isteminin reddine, … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18.06.2014 gün ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04/04/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.