Danıştay Kararı 15. Daire 2013/14215 E. 2014/3329 K. 30.04.2014 T.

15. Daire         2013/14215 E.  ,  2014/3329 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2013/14215
Karar No : 2014/3329

Temyiz Eden (Davacılar) : 1- …
2- …
Vekili : Av. …
Karşı Taraf (Davalı) : … Valiliği
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…; K:… sayılı kararının, hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti :Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi :…
Düşüncesi :Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce gereği görüşüldü:
Dava; davacıların, … İli, …İlçesi, … Köyündeki malvarlığıyla ilgili olarak uğradığı iddia olunan zararın 5233 sayılı Kanun kapsamında tazmini istemiyle 25.06.2012 günlü dilekçeyle yaptığı başvurunun; süresi içinde başvuruda bulunmadığı gerekçesiyle reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesi’nce; 19.7.1987 tarihi ile 5233 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarih arasında işlenen 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 1 inci, 3 üncü ve 4 üncü maddeleri kapsamına giren eylemler veya anılan tarihler arasında terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle meydana gelen zararlar nedeniyle tazminat talebinde bulunma süresinin en son 30.05.2008 tarihi olduğu ve bu tarihten çok sonra 25.06.2012 tarihinde yapılan başvurunun süresinde olmadığı anlaşıldığından başvurunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacılar tarafından usul ve hukuka aykırı olduğundan bahisle mahkeme kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanunun “Başvurunun Süresi, Şekli, İncelenmesi ve Sonuçlandırılması” başlıklı 6.maddesinde “Zarar gören veya mirasçılarının veya yetkili temsilcilerinin zarar konusu olayın öğrenilmesinden itibaren altmış gün içinde, her hâlde olayın meydana gelmesinden itibaren bir yıl içinde zararın gerçekleştiği veya zarar konusu olayın meydana geldiği il valiliğine başvurmaları hâlinde gerekli işlemlere başlanır. Bu sürelerden sonra yapılacak başvurular kabul edilmez. Bu Kanun kapsamındaki yaralanma ve sakatlanmalarda, yaralının hastaneye kabulünden hastaneden çıkışına kadar geçen süre, başvuru süresinin hesaplanmasında dikkate alınmaz” hükmü yer almaktadır.
5233 sayılı Kanuna 5666 sayılı Kanunla eklenen geçici 4.maddede, 19.07.1987 tarihinden bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar olan olaylar için, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde en son 30.05.2008 tarihine kadar başvuru yapılabileceği düzenlenmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden; davacılar tarafından … İli, … İlçesi, … Köyündeki malvarlığına 1992 yılından başvuru tarihine kadar terör olayları nedeniyle ulaşılamadığından bahisle başvuruda bulunulduğu, davalı idarece başvurunun süresi içinde yapılmadığından bahisle reddedilmesi üzerine, söz konusu ret işleminin iptali istemiyle görülmekte olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
5233 sayılı Kanunun 6. maddesinde geçen bir yıllık başvuru süresinin 30.05.2007 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5666 sayılı Kanun ile 30.05.2008 tarihine kadar uzatıldığı, dolayısıyla 19.7.1987 tarihi ile 5666 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarih arasında işlenen 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 1 inci, 3 üncü ve 4 üncü maddeleri kapsamına giren eylemler veya anılan tarihler arasında terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle meydana gelen zararlar nedeniyle en son 30.05.2008 tarihine kadar başvuruda bulunulabileceği, söz konusu süre kısıtlamasının sadece 30.05.2007 tarihinden önceki yıllara ilişkin zararlar yönüyle olduğu, 30.05.2007 tarihinden sonra malvarlığına ulaşamama nedeniyle meydana gelen zararlar için böyle bir kısıtlama bulunmadığı anlaşılmaktadır.
İdare Mahkemesi’nce, davacılar tarafından en son 30.05.2008 tarihine kadar başvuruda bulunulması gerekirken 25.06.2012 tarihinde yapılan başvurunun süresinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; davacılar tarafından 25.06.2012 tarihinde yapılan başvuru ile 1992 yılından başvurunun yapıldığı 2012 yılına kadar malvarlığına ulaşılamama nedeniyle meydana gelen zararların talep edildiği, dolayısıyla 30.05.2007 tarihinden başvurunun yapıldığı 25.06.2012 tarihine kadar malvarlığına ulaşamama nedeniyle meydana gelen zararlar için her hangi bir süre kısıtlaması bulunmadığından başvurunun süresinde olduğunun kabulü gerekmektedir.
Öte yandan, 30.05.2007 tarihinden sonraki dönemlere ilişkin zararlar için idarece; anılan yerleşim yerinin daha önce terör olayları nedeniyle boşaltılıp – boşaltılmadığı, girişe yasak bölge ilan edilip edilmediği, köyün yerleşime açılıp açılmadığı, köye ulaşımın mümkün olup olmadığı, köyde ikamet eden/ ikamet etmek isteyen kişilerinin güvenliklerinin sağlanıp sağlanmadığı hususları açısından inceleme ve araştırma yapılması gerektiği, boşaltıldığının veya girişe yasak bölge ilan edildiğinin tespit edilmesi halinde malvarlığına ulaşamama nedeniyle meydana gelen zararların karışılanması gerekmektedir.
Bu durumda; davacıların 30.05.2007 tarihinden 25.06.2012 tarihine kadar olan malvarlığına ulaşamama nedeniyle meydana geldiğini iddia ettikleri zararları yönüyle yapılan başvuru süresinde olduğundan dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi gerekirken, 25.06.2012 tarihinde yapılan başvurunun süresinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddi yolunda verilen kararda hukuki isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesine uygun bulunan davacıların temyiz isteminin kabulü ile … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…; K:… sayılı kararının, BOZULMASINA, dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere anılan Mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/04/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

AZLIK OYU :

Terör eylemleri veya terörle mücadele sırasında yürütülen faaliyetler nedeniyle maddi zarara uğrayan kişilerin bu zararlarının karşılanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemek amacıyla çıkarılan 5233 sayılı Kanun 27.7.2004 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Kanunun Geçici 1. maddesiyle; bir yıl içinde başvurmak şartıyla 19.7.1987 tarihi ile bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih arasında işlenen ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 1,3. ve 4. maddesi kapsamına giren eylemler veya anılan tarihler arasında terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle zarar gören gerçek kişiler ile özel hukuk tüzel kişilerinin maddi zararları da kanun kapsamına alınmıştır.
5233 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesiyle birlikte Geçici 1. madde kapsamında çok sayıda başvuru yapılmış ancak verilen bir yıllık sürenin yetersiz olduğu düşüncesiyle Yasa koyucu tarafından çeşitli tarihlerde değişiklik yapılarak son başvuru süresi 30.5.2008 tarihi olarak belirlenmiştir.
Buradaki amaç; 1987 tarihinden itibaren terör eylemi veya terörle mücadele sırasında yürütülen faaliyetler nedeniyle maddi zarara uğrayan kişiler için 30.5.2008 tarihine kadar başvurma imkanı getirilmesidir.
Ancak; Kanunun yürürlüğünden sonra da terör eylemi veya terörle mücadele sırasına yürütülen faaliyetler nedeniyle zarar gören kişilerin bu zararlarının karşılanması için başvurmalarına engel bir durum bulunmamaktadır.
Uyuşmazlıkta, mal varlığına ulaşamama nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen zararın tazmini için 25.62012 tarihinde Zarar Tespit Komisyonuna yapılan başvuruda 1992 yılından itibaren yerleşim yerinin terk edildiği, ancak elde olmayan sebeplerle 31.5.2008 tarihine kadar başvuru yapılamadığı belirtilmiştir.
Başvuru dilekçesinde “1992 yılından günümüze kadar ortaya çıkan maddi zararın ödenmesi” de talep edilmiştir.
5233 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesiyle birlikte Köye Dönüş ve Rehabilitasyon Projesi de hayata geçirilmek suretiyle boş olan yerleşim yerlerine dönüşlerin başladığı bilinmektedir.
Dairemizin yerleşik hale gelen kararlarıyla; 5233 sayılı Kanunun Geçici 1. maddesi kapsamında yapılan ve uyuşmazlığa konu başvuru dilekçesine benzer şekildeki başvuru dilekçelerinde, başvurucuların genellikle belli bir tarihten bahsederek ya da hiçbir tarihten bahsetmeksizin mal varlığına ulaşamama nedeniyle zararlarının tazminini istedikleri, Zarar Tespit Komisyonları veya İdare Mahkemesince de yerleşim yerinin boş kaldığı süreyle sınırlı olarak zararların belirlendiği bilinmektedir.
Ayrıca, yukarıda bahsedildiği gibi 30.5.2008 tarihinden sonra olsa da devam eden zararlar nedeniyle yapılan başvurular süresinde kabul edilerek varsa zarar hesaplaması yoluna gidilmektedir.
Bütün bu anlatımlar çerçevesinde, davacının 25.6.2012 tarihli başvuru dilekçesinde belirttiği “1992 yılından itibaren zararının bulunduğu, ancak elde olmayan sebeplerle başvuru yapılamadığı” şeklindeki beyanı da göz önüne alındığında geçmiş dönemlere ilişkin başvuru niteliğinde olan bu başvurunun 30.5.2008 tarihinden çok sonra yapılmış olması nedeniyle değerlendirmeye alınmayacağı açıktır.
Bu durumda, başvuruyu süresinde kabul etmeyen komisyon kararında ve davanın reddi yolundaki mahkeme kararında hukuka aykırılık bulunmadığından mahkeme kararının onanması gerektiği oyuyla çoğunluğun kararına katılmıyorum.