Danıştay Kararı 15. Daire 2013/13973 E. 2016/5340 K. 10.11.2016 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2013/13973 E.  ,  2016/5340 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2013/13973
Karar No : 2016/5340

Temyiz Eden (Davalı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davacılar) :
Vekili :

İstemin Özeti : … 3. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı kararının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti :Savunma verilmemiştir.
Düşüncesi : Temyiz istemine konu İdare Mahkemesi kararının maddi tazminata ilişkin kısmının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava; davacılar tarafından, 10.11.2007 tarihinde dava dışı sürücü …….. yönetimindeki … plakalı aracın, … Yolu, … Mahallesi, … Kavşağı düzenleme çalışması nedeniyle kazılan su dolu 5 metre derinliğindeki çukura düşmesi sonucu davacılar yakını mütevaffa ………. boğularak ölmesi nedeniyle davalı idarenin hizmet kusuru bulunduğu gerekçesiyle uğranıldığı iddia edilen; eşi için 84.500 TL maddi, 25.000.-TL manevi, kızlar…… için 10.500.-TL maddi, 20.000.-TL manevi, ………n için 13.000.-TL maddi, 20.000.-TL manevi, oğlu …… için 10.500.-TL maddi, 20.000.-TL manevi, kardeşler ……….için ayrı ayrı 10.000.-TL manevi olmak üzere toplam 118.500.-TL maddi ve 165.000.-TL manevi zararın 10.11.2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle açılmıştır.
İstanbul 3. İdare Mahkemesince; olayda idarenin sorumluluğunu azaltan veya illiyet bağını kesen herhangi bir durum bulunmadığı, hizmet kusuru bulunan idarenin oluşan zararın tamamını tazminle yükümlü olduğu sonucuna varılarak; eşi ……….84.500.-TL, kızı…… için 10.500.-TL, oğlu ….. için 10.500.-TL ve Kızı….. için 13.000.-TL maddi tazminat isteminde bulunduğundan ve talaple bağlılık ilkesi gereğince daha fazlasına hükmedilemeyeceğinden eşi ….. için 84.500.-TL, kızı ….. için 10.500.-TL, oğlu …. için 10.500.-TL ve Kızı ….. için 13.000.-TL maddi, eşi …… için 15.000.-TL, kızı ….. için 10.000.-TL, oğlu …… için 10.000.-TL, kızı …. için 10.000.-TL, kardeşler için 2.500.-TL, için 2.500.-TL, için 2.500.-TL, ….z için 2.500.-TL, için 2.500.-TL, için 2.500.-TL, için 2.5000.-TL ve …… için 2.500.-TL olmak üzere toplam 118,500 TL maddi, 65.000.-TL manevi tazminatın hizmet kusuru bulunan davalı idarece davacılara ödenmesine karar verilmiştir.
Davalı idarece, kararın hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek, anılan İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Temyize konu İdare Mahkemesi kararının, manevi tazminat isteminin kabulüne ilişkin bölümü ve kabul edilen manevi tazminatın dava açma tarihi olan 30.06.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacılara ödenmesine ilişkin kısımlarında 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenleri bulunmamaktadır.
Kararın maddi tazminata ilişkin bölümü incelenecek olursa;
Anayasanın 125 inci maddesinin son fıkrasında; idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmıştır. İdarenin kamu hizmetinin kurulması veya yürütülmesinden doğan zararlardan sorumlu tutulmasını gerektiren ilkelerden biri “hizmet kusuru” ilkesidir. Genel olarak hizmet kusuru, bir kamu hizmetinin kuruluş ve işleyişindeki aksaklık ve bozukluğu ifade etmektedir. Hizmet kusuru, kamu hizmetinin organizasyonu ve işleyişinden kaynaklanır. Kamu hizmeti eksik veya kötü yürütülmekteyse veya bu faaliyet hizmet gerekleriyle bağdaştırılamayacak nitelikteyse, idarenin hizmeti kusurlu yürüttüğünün kabulü zorunludur.
Hizmetin iyi işlememesi sonucu kişilerin zarara uğramaları halinde, doğan zararların idare tarafından karşılanması gerekmektedir. Ayrıca, hizmeti yürüten personelin görevi sırasında yaptığı eylem ve işlemlere ilişkin kişisel kusurunun hizmet kusurunu oluşturacağı ve idarenin de bu zararın tazminiyle sorumlu tutulacağı, idare hukukunun bilinen ilkelerindendir.
Ancak idarenin işlem ve eylemleri dolayısıyla hizmet kusuru işlediğini söyleyebilmek için saptanan hukuki sakatlığın bir dereceye kadar ağır ve önemli olması gerekmektedir.
Dava dosyasının incelenmesinden, 10.11.2007 tarihinde dava dışı sürücü …… yönetimindeki aracın, … Yolu, … Mahallesi, … Kavşağı düzenleme çalışması nedeniyle kazılan su dolu 5 metre derinliğindeki çukura düşmesi sonucu davacılar yakını mütevaffa …….boğularak vefat ettiği, bu sebeple kavşak çalışması yapan davalı … Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na ve kazaya sebebiyet veren … aleyhine açılan maddi ve manevi tazminat davasının yargılaması sırasında hakkında açılan dava tefrik edilerek … 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin … sayılı dosyasına kayıt edildiği, Mahkemenin … gün ve … sayılı görevsizlik kararı verildiği, ……. aleyhine açılan maddi ve manevi tazminat davasında yapılan yargılamada … 2. Asliye Hukuk Mahkemesi Hakimliği’nce yaptırılan bilirlişi incelemesi sonucu hazırlanan 17.04.2009 tarihli raporda, davalı idarenin, hadisenin cereyan tarzına ve tespitere göre kavşakta yol çalışması yaptığı, trafik akışını emniyetini sağlayacak gerekli tedbirleri almadığı, geceleyin ışıklı trafik işaretlerini uygun yerlere koymadığı, dolayısıyla kavşaktaki yol çalışması için gerekli tedbirleri almayarak dava konusu olaya neden olduğu sabit olup olayda dikkatsizliği, tedbirsizliği ve trafik kanununa aykırı davranışı nedeniyle %75 oranında kusurlu olduğu, sürücü ……. ise alkollü olarak görüşünün üstünde seyrederek ve olayı önleyici tedbir almayarak dava konusu olaya etkili olduğu sabit olan sürücünün %25 oranında kusurlu olduğu görüş ve kanaatine yer verildiği; kararı veren İdare Mahkemesi’nce zarar gören kişinin kendi kusuru veya üçüncü kişinin kusuru idarenin sorumluluğunu azaltan unsurlar olmakla birlikte olayda bu yönüyle idarenin sorumluluğunu azaltan veya illiyet bağını kesen herhangi bir durum bulunmadığı, olayda hizmet kusuru bulunan idarenin oluşan zararın tamamını tazminle yükümlü olduğu sonucuna varılmış ise de; kazaya sebebiyet veren ……… aleyhine açılan maddi ve manevi tazminat davası … 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin … sayılı dosyasına kayıt edildiği, Mahkemenin … gün ve … sayılı kararında bilirkişi tarafından hesaplanan zarardan dava dışı sürücü ……… belediyenin kusur oranı kadar ‘ne rücu imkanı bulunacağı ve idari yargının görevli olması dolayısıyla tefrik edilen dosyada adına hükmedilecek kararda tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla zararının tamamından ………sorumlu olduğu belirtilmiştir.
Bu durumda, … 2. Asliye Hukuk Mahkemesi Hakimliğince yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu hazırlanan 17.04.2009 tarihli raporda, davalı idarenin tedbirsizliği ve trafik kanununa aykırı davranışı nedeniyle %75 oranında ve asli kusurlu olması karşısında Mahkemece olayın durum ve şartları göz önüne alınarak hükme esas alınan bilirkişi raporundaki kusur oranınca davacıların zararının tazmin edilmesi gerekirken, davalı idarenin oluşan zararın tamamını tazminle yükümlü bulunduğundan hareketle verilen aksi yöndeki Mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, … 3. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı kararının manevi tazminata ilişkin kısmının ONANMASINA; maddi tazminata ilişkin kısmının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18.06.2014 gün ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10/11/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.